Tecavüzün tarifi hakkında imzaladığımız muka- veleler dün, Büyük Millet Meclisinde müzakere ve tasdik edildi mütecavzin tarifinde aramak su: | (Ve aynı zamanda hukuku dü - | metleri arasında 3 temmuz 1933 | "lecavüzün (Bay tarafı 1 inci suyufada) Bunlardan Türkiye, Çekoslo- vakya, Romanya, Sovyet sosya- list şüralar cümhuriyetleri ittihas | dı ve Yugoslavya hükümetleri a- rasında tecavüzün tarifine dair ak | tedilen mukavelenamenin müza- | keresi münasebetiyle söz alan Ko- caeli mebusu Sırrı Bey, bir kısım devletlerin tecavüzün tarifine ait | bu mukavelenamelere iltihak et-! tikleri halde diğer bir kısım dev-! letlerin böyle bir tarife iştirak et- melerinin neden ileri gelmekte olduğunu sormuş ve bu me yanda dost Yunan hükü- | metinin böyle bir mukaveleye iş- tirak eylememiş bulunmasının de- lâlet ettiği mananın izahını hari ciye vekilinden istemiştir. j Hariciye vekilinin izahatı Hariciye vekili doktor Tevfik ! Rüştü Bey bu suallere cevap vere- | rek demiştir ki: “Arkadaşlar, Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki bir çok devletler aralarında mü temadiyen senelerden beri “biri- birimize tecavüz etmiyecöğiz,, di- ye kâh iki taraflı ve kâh bütün u- muma şamil olmak üzere beynel- milel muahedeler aktettiler. Bu meyanda bu muahedelere en çok iştirak eden ve belki en çok akte- » denlerden birisi Türkiye cümhuri- yetidir. Bu devletlerin arzulariy- İe, rızalariyle, insani his ve « melleriyle memnu yapmak iste- dikleri bu tecavüz taahhütlerinde dalma eksik kalan, boş kalan bir | “şey vardır. O da mütecaviz kim- | dir, tecavüz nedir, bu nokta üze rinde Akvam Cemiyeti mi- sakmı imza eden devletler de kendi toplantılarında birçok defa lar meşgul olmuşlardır. Mühim bir nokta Senelerce bu nokta hukuk âlim lerini ve siyasi devlet adamlarını | ve mütehassısların O hepsini ayrı ayrı meşgul etmiştir. Gerek © te- cavüzün mâna ve tarifini tayin hususunda serdedilen görüş teha - lüfünden gerek devletlerin içinde bulundukları © şartların ve yabut mamtakaların kendi menfaat ve i-| caplarından dolayı kendilerini tat- | min edebilecek bir tarife ve umu” | mu Satmin edebilecek bir tefahhü me varılmadığından dolayı âdeta Cenevreyi muhtelif ziyaretlerde | kendi kulağımla işittiğim gibi bu | tarif olunmaz bir şeydir diyecek | kadar meyus ve nevmit bir halde, | bunun içinden çıkılmaz bir mese- İ ledir diye kabul edecek surette ü- | mit bahşolmıyan bir netice “kabul olunmuş gibi bulunuyorlardı , Fakat diğer taraftan da gene | gerek beynelmilel, milletler ce » miyeti müessesesi ve gerek devlet ler ayrı ayrı hâlâ hallolunmıyan işin halli çaresini O aramakta hiç şüphesiz ısrar ediyorlardı, Sil#hları bırakma konferansı Son seneler zarfında biliyorsu- nuz silânları bırakmak ve azalt - tı.k korferansı ihzarı devresin - den çıkmış, bütün dünya müllet - lermiu iştirakiyle toplanmıştı . İşte o konferansın emniyet ko- mitesinde emniyet ".ahisle*i konu- şularkuu 932 senesinde o büyük İ hattâ komşumuz ve dostumuz o Sovyet lesin ç9: İaymetli nariciye Komi- | seri M. Litvinof tecavüzün tarifin: retiyle bir yenilik gösterdi ve der- hal dostu Türkiye hariciye vekili vasıtasiyle haberdar etti. Hakikaten herkesin senelerden- beri Avrupada çare (bulamadığı bu mesele üzerine meselenin şek - lini değiştirmek gibi güzel bir bu- luşu ile bir yol açmasından teca - vüzün tarifi yerine (o mütecavizin tarifini aramak gibi meselenin hal lini kolaylaştıracak bir yol buluşu ile işin halline savaştığından dola- yı kendisini derhal tebrik ettik. Ve konferansta aynı noktai na- zarı müdafan (etmekte anlaştık. Konferansa teklif olunduğu vakit konferansın umumi komisyonun - da mesele müzakereye kondu ve bu komisyondan emniyet komite - | sine havale edildi. Orada bu tarif çok devreler ge- çirmiştir. Ve hattâ zaman zaman İ tarifi teklif edenleri müteessir ve meyus edecek derecede| Tabii anla- | yakfeler geçirmiştir. şılarak, uğraşılarak nihayet dostu- muz Yunanistanın kıymetli murah hası M. Politisin riyasetindeki bu komitede mütecavizin tarifi mü - zakeresi ilerledi ve mütebellir bir şekil aldı. Türk murahhaslarının faaliyeti Bütün bu müzakere safhaların- da tahmin edersiniz ki Türk mu - rahhasları bu tarifin ilerlemesinde ellerinden gelen hizmeti göstermiş lerdir, © Hattâ tarifin kendilerin- ce mübhem kaldığını zannettiği - miz bir noktasını da (tarife bir msde teklif ederek ilâve etmiş - lerdir. Bu ilâve emniyet komitesinde kabul; olunmuştur. O haldeki gelecek günlerde ve gelecek gün- lerin tarihlerinde daima Sovyetler için bir şeref teşkil edecek olan bu mütecavizin tarifi teklifi netice - de bu hususta her senaya bihakkin lâyık olan dostum M. Litvinofun esas tezi tamamiyle mahfuz olmak şartiyle Türkiyenin — ilâve ettiği madde ile ikmal olunarak emniyet komitesinden bu tarif çıkmıştır. Emniyet komitesinde temsil edi- len devletler murahhasları bu ta - rifin etrafında muhtelif noktai na- zarlar ileri sürdüler. (Bu itibarla o devletlerin tarif etrafındaki nok tai nazarları malâm oldu. Şurasını kayde mecburuz ki bu tarif ileri sürülür sürülmez ilk o- larak teklif sahibi olan Sovyet Rusya ve tarife iltihak ve bir şey ilâve eden Türkiye onu bütün ka- naatiyle müdafaa ettiği gibi aynı sıcaklıkla, aynı kuvvetle (Fransa devleti murahhasları ve onun ya - nında Lasvibinize arzolunan bu ve sikada imzaları beraber olanlarla 4 temmzuz 1933 tarihinde kendile riyle Londarada bü tarifi imza ct- tiğimiz Romanya, Yugoslavya mu rahhasları da bütün kuvvetleriyle varması için ellerinden gelen gay ret: gösterdiler. Su'hun harbs zaferini temin edici muvaffakıyet Hiç süphe yok ki böyle açık ve | sarih olarak mütecavizi tarif eden ler bu tecavüz filini istemedikleri ve tecavüz filini başkalarından görmek arzu etmediklerini ve ken dilerinin de yapmamağı kararlaş- tırdıkları sarihür, İ vele birçok devlerin imza etme- | siyle bu tecavüzün tarifi bir müs - | bet iş ve beynelmilel hayatta sul - İ hun harbe zaferini temin edici bir muvaffakıyet olarak girmiştir. Fakat bu demek değildir ki di- İ ğer devletler sulh ve harp mesele- | lar. Hayır, onlar da sulhun kim - seyi burada ayırmak maksadiyle söz söylediğimiz ve bir delile ma- lik olmadığımız için diğer derlet- i lerin hepsi sulhun tekrariyle te- cavüzün tarif olunmasını istiyor * | lar. tecavüzün tarifini bu kadar kat'i nasıl diyeyim, bu kadar sarih ola- rak her tarafta kabul edilmesin - de mahzur görüyorlar, bu kadar yorlar. buki bu vesikayı imza edenler bilâ kis bu tarifi (o tamamiyle doğru, kat'i ve hiç bir şüpheye mahal ver miyecek surette vazıh olmasını sulh için bir tecavüzü menetmek için lüzumlu olduğu (O kanaatinda bulunuyorlar. İşte biz de ö kanaatte bulunan. ların ön safmda bulunuyoruz. i Yunanistanın iştiraki bahsi Silâhları bırakma konferansın - ! da emniyet komitesi reisi arkada” $ım M. Politisin gayreti ve hizmeti Londrada bunun bir madde şekli ne girmesine imkân hazırladı. Dostumuz ve komşumuz Yunan devletinin bu beynelmilel ahde iş- tiraki hususuna gelince; hiç şüphe yok ki, biz ahda müzakerelerin başında dostumuzu her dakika ge- çen müzakere safhalarından ha- berdar ediyorduk . Ve böyle yapmak vazifemizdi . Ve gene hiç şüphe yok ki, biz bu na imza korken bizim imza koy - mamızda dostlarımızın da muva- fakatı vardı. o Zaten bu tarafey- nin kendi murahhaslarmın riyase- tindeki bir heyette tebellür etmiş- tir, Silâhları bırakma konferansı nın intihabile emniyet komitesine riyaset ettiğini bildiğimiz M. Po- litis bu riyaseti devletlerimizin mu ; | rahhası sıfatıyle ifa etmiş olmasa ! da nihayet kendilerinin arzusu ha ricine çıkamazdı. Ve tabii çıkma» sinde mutlaka muhalif düşünüyor | Ancak bir kısım devletler | sert olarak kabulünü doğru bulmı- | Böyle içtihat edenler var. Hal | te Londrada imza olunan mukave | i lenin tasdikine ait kanunun müza İ keresi münasebetiyle de hariciye | İ vekilimiz şu izabatı vermişlerdir: — Efendim, deminki maruza- İ ama yeni bir şey ilâve etmiş ok i mek için, değil biraz evel tasvi- | binize iktiran eden mütecavizin İ tarfi mukavelenamesinin kom$şu- | muz ve dostumuz Sovyet Rusya nın komşulariyle beraber aktedil- | mesi, bir ogünevel, 3 temmuz 1933 tarihinde Londrada takarrür | İ etmiş ve yapılmış olduğunu beyan için söz istedim. Bu muahedede biz de imza sahibi bulunuyoruz. Beş dakika evel tetkikinizden ge- | İ çen munhedenin aynıdır. Burada | imza eden devletler de büyük ha- | hişle bu mütecavizin tarifinin tes | bit edilmesi arzusunu göstermiş lerdir. Bunların isimleri alfabe | sırasiyle kaydedildiği gibidir. İ Efganistan, Estonya, İran, Le- | histan, Romanya ve Sovyet sc3- | yalistler şüralar cümhuriyetleri it | tihadı devletleri arasındadır. Ayrı ayrı imzanın sebebi | Muhterem heyetinizin dikkat nazarınızı celbeden bir şey vardır ki Türkiye her (ikisinde de ayrı ayrı imza sahibidir. Bunun se bebi gayet basititr. Onu da arzet miş olmak için (söylüyorum. Bu muahede sırf mıntakavi yapılmış tır. Sovyet Rusya ile komşuları | İ arasında en başta Türkiye geldi- ği gibi komşuları arasında da bu- | Tunduğumuz için onda da imza sa | hibi olması tabiidir. Halbuki bir | je evel tasvibinize iktiran eden Ii muahedede ise Yugoslavya, Re! İ manya ve Çekoslovakya ile Sov- | yet Rusya ve Türkiye (arasında muahede aktedilmiş ve diğer arzu eden devletlerin bırakılmıştır. Şimdi tasvibinize arzedilen muahede ise yalnız mm- takavi olarak yapılmıştır. Dün görüşülen diğer işler Ankara, 23 (A.A.) —B. B. Meclisi bugün reis vekili Hasan Beyin riyasetinde (toplanarak, 1933 senesi müvazenei umumiye sine dahil bazı daireler bütçelerin den 104 bin 209 liranm indirile- rek bu miktardan elli bin 209 li- rasının bazı daireler bütçelerine ilâvesi ve 500 lirasının diyanet iş- imzasına açık | | Dün geceki gü | müsabakalar (Maş tarafı 1 imei sayılada) ne rakıbini yere serdi. Devri İ ve Yugoslav genci müttefikâ Tip ilân edildi. 24 üncü maç 66 kiloda Papaduplos (Yı ile Şehter (Yugoslav) karşıl lar. bir akşam Yusuf Aslana karşı havadan Nibiyet kazanan adamdı. R çiklet çiğneyerek güreşiyordu nanlı genç tedbirli (o güreşiy Yugoslavın sırtını 4,12 daki yere getirdi. Bu Yunanlı ki ih ce evevl Yusuf tarafından 2 niyede yenilmişti. Tah... , 25 inci maç 79 kiloda Marinaki (Yu ile Nuri (Türk) karşılaştılar. * Yunanlıyı derhal altına aldı. nanlı çok iyi ve rakıbinin fail tini kabul eden bir gençti, Nui altında (o gülümsiyordu. OF çok alâstiki vücutlu o olduğu sonuna kadar da mukavemet yordu. Nuri ancak 9,42 dak da kendisini yenebildi. o Bun sonra iki genç büyük bir muh betle kucaklaştılar, öpüştpler, kola dolaştılar. Halk kendile devamlı alkışlıyordu. 261ncı maç Yarım ağırda Strakıs (Yus ile Ahmet (Türk) karşılaştı Ahmet güzel güreşiyordu. 2,26 kikada Yunanlı kendi o oyun! kurban giderek yenildi. o Abi uzun uzun alkışlandı. Yugoslav 27 inci maç Stpoviç (Bulgar) ile Meh! (Türk) ağır sikletle karşılaşt! ve Mehmet daha ilk hamlede B garı altına aldı ve 34 üncü saf ye de sırtımı yere getirerek bir kor yaptı. Halk bu galibiyete kanamıs! gibi hem alkışlıyor, hem de: — Bir daha bir daha diye b rıyordu. , * » # İ — İşte ikinci Balkan şampiyo da böylece Türk çocuklarınm feriyle bitti. Eun hafifte Ya yarı ortada Saim, ortada temas ettikleri birer idare mi mı olan bu yerlere (o münhasi yüksek tahsil görmüş mem getirilmesi hususunu müdafaa lemişlerdir. Bu itirazlara cevap veren *İ hiliye vekili Şükrü Kaya Bey, hiye müdürlüklerine yüksek mıştır da. Sulh için şerefli bir iş | leri reisliği bütçesinin eski sene- sil görmüş memurlar getirilmi yapmıştır. Dostlarımız bu vesika i ler borçları faslına, 53 bin 500 nin ötedenberi göz önünde £ ya henüz imza koymamışlarsa ge- | lirasının da adliye vekâleti büt- Jan bir nokta olduğunu ve bu # ne bildiğimize göre dostumuzun bazı mmtakavi hususiyetlere ria yet hususundaki menfaatlerimiz- den ileri gelmiştir. Bununla hem dostumuzun bu husustaki hisle- rini ifade etmiş oluyor ve hem de kendi namına imza koyduğunu ve Yunan dostlarımız o tarafından | böyle bir vekâleti haiz olmadığı- muzı ve böyle işlerde bu — suretle açıkça arze'miş — oluyorum. Bu maruzatımla meseleyi olduğu gi- bi nakil ve huzurnuruzda tenvir et- tiğ'mi zannederim. (Alkışlar) Bu izahatı müteakip kanun | reye konularak kabul edilmiştir. ikinci misakın müzakeresi Türkiye ile Efganistan, Eston- ya, İran, Letonya, Lehistan, Romanya, Sovyet sosyalist süra- "lar cümburiyetleri ittihadı hükü- bu meseleye Türkiyenin yalnız | İ bi kâlet' i p | ! bu tarifi korudular ve bir neticeye | r vesiletin varit olmadığını ..da çesinde yanan İstanbul mahkeme leri icra dairelerinin yeniden ku- | rulması için icap eden bilâmum | masrafları karşılığı adiyle yeni" | den açılacak fasla (konulmasına | dair kanunu müzakere *ve kabul İ eylemiştir. | Orta mektep mezunları | Nahiye müdürü olabilecekler! Hükümetimizle (İran devleti! İ arasında 1932 senesi ikinci teşrin | ayında Ankarada imza edilmiş c- | lan dostluk muahedesinin tasdiki | ne dair kanunun müzakeresinden | sonra nahiye müdürlerinin tayini | İ sureti hakkındaki kanunun birin: | İci maddesini değiştiren lâyihanın | müzakeresine (© geçilmiştir. (O Bu| münasebetle söz alan bazı hatip- ler nahiye (müdürlüklerine orta İ mektep mezurlariyle polis komi- serlerinin tayini keyfiyetinin aley * binde bulunmuşlar ve halkın ilk satla tam teşekküllü nahiyeler pılmakta bulunduğunu aricak çe zarureti dolayısiyle bunlar!# detlerinj arttırmak mümkün © madığını söyliyerek bu kant”) teklif edilen şeklin bugünkü | it içinde hasıl olan bir zara: neticesi bulunduğunu ilâve miştir. Bu müzakereyi müteakip len bir takrir üzerine dahiliye cümeninin teklifi yerine hükö” tin teklifi reye konularak kabul dilmiştir. Kabul olunan kans")| ana hatları şudur: i “Nahiye müdürleri, mülk hukuk mektebi veya lise, vey# 4 di senelik idadi veya orta m€* ; mezunlarından ve polis komi#? rirden vaz'İslerinde muyafi# lanlardan tayin olunur.,. Ta tesi günü topl Mecliş pi cakır.