Me Vakıt'ın edebi te frikası ymmmmzz Ne. 35 Kamelyalı Kadın Yazan Terceme eden Alkendre Dumas fils AA GEZEREK A 0 FAA BT Selâmi İzzet Üç haftadır çok ıstırap çek »| tup yazdım?,, diyordum. Bana | şvttim, fakat o gece çektiğim 15- | cevap olarak: Kontla sana ihanet | bın yanında, onlar hiçti. etmiyorum, seninle konta ihanet —14— ediyorum, diyebilirdi. Bu zihni - İL irime gelince çocuk gibi ağ- yetle kadmlar birçok erkeğin Ya başladım. Hayatında bir Bir ara, o kızın bana ettiği ye- » olsun ihanet görmemiş er - | minleri düşünüyor, mektubumu ha k yoktur ve her erkek çekilen | fif buluyor, benim aşkım kadar sa | Wtirabı bilir. mimi bir aşkla alay eden o kadını | limmanın verdirdiği kararlar | lâzım geldiği kadar tahkir edecek | vardır, ki insan onları tutabilece- | kelime kullanmadığıma kani olu- Sani sanır. Ben de derhal Margö- | yorum. Sonra, o mektubu bile yaz her türlü münasebeti kesme | dığıma pişman oluyordum. Evine Ye karar verdim. Sabırsızlıkla sa gitmeliydim, onu ağlatmalıydım , bahı bekliyordum. Biletimi ala - | onun göz yaşlarını seyredip keyif | » babamla kız kardeşimin ya - | lenmeliydim. i na gidecektim. Bu çifte aşktan Sabırsızlıkla cevabını bekliyor | Ki *mindim ve onlar bana ihanet et- dum, göstereceği mazareti merak Mezlerdi. ediyordum. Ama, Margörit, neden gittiği- Jozef geldi. " Teşkilâtı Mahsusa TL LL İİ E 3 nm» 7 M VAKIT'ın yeni Tefrikası : 46 Çeteler, jandarmalar, hudut tabur- ları şaşkın bir halde Ruslar (Murgul) ü terkederek çekildikten sonra oradaki ahali biribirine gırmışti. e Kurtarılan memleketi paylaşamamaya kal kışmışlardı. Kafalar o kadar ke zışmıştı ki, nihayet ne sana kal - sın ne bana! diye kasabayı atese vermişlerdi. Bu yangında maatte essüf en evvel madeni müzesiyle talebeyi madenciliğe olıştırmıya nfahsus olan mektebin binası yan | mıştı, Kasabanın yandığını gören 5 — VAKIT 18 L.nci kânun 1933 UM ) HARPI Ecdyumn Yazan: A. MiL idiler istifa eden maarif vekili Reşit | cilik yapan Naci bey isminde biri- Galip beyefendiydi. Bu tıbbiyeli I sini Rize teşkilâtını nezarete me- efendiler bütün muharebe esna « | mur simşti. Rize ve civarı ahalisi sında cansiperane çalışmışlar, bü | ve köylüleri ilk muzafferiyet ha- yük fedakârlıklar göstermişler, | berlerini işittiklerinden Rıza be » ekseriya düşmanın kurşun yağ - | yin etrafını sarmışlardı. Kasaba - muru altımda en ileri hatlara ka « | nın eşrafı da dahil olduğu halde dar sokularak yaralılarımızı top: | herkes teşkilâtı mahsusaya gir » layıp onların sargılarını sarmak » | mek istiyordu. Fakat, askerliği o- tan geri durmamışlardı. ilan kimseler teşkilâta almamıyas Bununla doktor işi bitmiş de - | cağından ve sinni küçük olanlar ğildi. Rıza bey Trabzon valisi | ise işe yaramıyacağından Rize «- den hiçbir kimse teşkilâta alın « Bi bilsin, istiyordum. Yalnız met- İNİ sevmiyen erkekler, bir şey Yazmadan onu terkederler. Zihnimde yirmi mektup tasar- adım, Her fahişe gibi bir fahişeye atmıştım. Ona fazla bir şiriyet Yermuştım. Beni mektep talebesi Yerime koymuş ve ihanet etmek çin tahkir addedilecek kadar ba- * bir kurnazlık yapmıştı, bu mey dandaycr. İzzeti nefsim galebe çaldı. Bu dımı, istırabımı O gösterme - den terketmek lâzımdı. Gözlerim biddet ve acı yaşlarla, şunları Yazdım: “Azizim Margörit , “Dünkü Me hammeiysa.1— 1? medi) “erim. Saat on birde sizi yokla dım, henüz gelmediğinizı söyledi ler. Kont G... bend ihliymiş, | 3. benden talihliymiş, | katlar vardır. Biraz sokağa çıkar- | Şünkü © benden biraz sonra gel- “di ve sabahı dördünde hâlâ çık Mamiştı, “Size, sıkıntılı birkaç saat ge - | ğım ıçin affımı diler ve size | lu olduğum mes'ut dakikala » | Sirtir "t örmrüm oldukça unulmıyacağı Mi tekrar ederim. ı “Bugün sizi tekrar yoklıyabi - İrdim ama, babamın yanına git- Mmek istiyorum. çi “Aziz Margörit, gidiyorum. Si Zi, istediğim gibi sevebilecek ka- dar zengin değilim. Sizi, sızın iste Iğınız gibi sevebilecek kadar da fakir değrltm. Bunun için unuta m. Siz esasen lâkayt olduğunuz ir ismi, ben de, imkânsızlaşan ir saadeti unutalım. “Benim hiç işime yaramıyan, fakat, dünkü gibi sık sık hastalar hirsanız, işinize yarıyacak. olan anahtarlarınızı gönderiyorum.,, k — Ne haber? dedim. İ — Madam henüz uyuyordu. U- ! İ yanır uyanmaz mektubu verecek- | ler. Eğer tevap verirse getirecek ler. Uyuyordu! Yirmi defa mektubu geri aldırt- mak istedim. Fakat her seferin - | de: — Belki de vermişlerdir, diyor” dum, pişman olduğumu zannede- | cek, Bana cevap vereceği saat yak” laştıkça, yazdığıma sahiden piş - man oluyordum. Saat on, on bir, öğle oldu. Öğle üstü, sanki hiç bir şey yok İ muş gibi randevüye gitmek ar - rahatsızlığınızın © > | zusuna düştüm. Beni sıkan de - i mir mengeucdeu kurtulmak... için N | ne yapacağımı bilmiyordum. İntizarın uyandırdığı bâtıl iti- | sam, avdette cevap bulacakmışım İ gibi geldi. Sabirsızlıkla beklenen | cevaplar ekseriya insan evde yok- ken gelir. Yemek yemek bahanesile çık- | Her zamanki gibi Foy kahvesi- nde yemek yiyecek yerde, Pole — Rüüyale gidip yemek istedim. Ve Anten sokağından geçtim. Uzak» tan her gördüğüm kadını bana ce vap getiren Nanin zannediyordum. Anten sokağından geçerken kim- İ seye rasgelmedim. Pale — Ruaya | le geldim, Verye'ye girdim. Gar - son istediğini yedirdi, daha doğru su istediğini getirdi, çünkü yemi- yordum. Gayri ihtiyari gözüm saate ta- kılıyordu. Margöritten bir mektup bula” cağıma katiyen emin olarak eve Görüyorsunuz ya, mektubu | döndüm. köylüler, Rusların orasını tekrar | Cemal Azmi beyi kandırarak vi » zaptettikleri zannına düşerek pa | lâyet sertabibini kendi cephesine nik halinde kaçışmıya başlamış - ! almıştı. Bundan başka İstanbula | lar ve Arhaviye kadar da gelerek | da telgraf çekerek âcil ameliyat - taarruzumuzun durduğu hakkın « | ları yapabilecek (bir operatörün da şayialar çıkmıya sebep olmuş- gönderilmesini rica etmişti. İstan- üstah bir ima ile bitirmekten | & Kapıcı mektup almamıştı, Ümi- kendımı alamadım. Bu da, ne ka- | dim uşağımdaydı. Jozef, ben git- ar âşık olduğuma delildi. İ tim gideli kimseyi görmemişti. Bu mektubu on kere | tekrar | eğ okudum, Margöriti mütees i edeceğini düşünerek biraz süs | © Bunun üzerine yazdığım şeyle- i buldum. Saat sekizde uşa - re bütün bütün teessüf (o etmeğe A verdim. Götürmesini söyledim. | başladım. Hiç bir şey yazmama” , 7 Cevabını bekliyecek mi « | lıydım. Randevüye gitmediğimi Yim?. | görünce, neden gelmediğimi sora- Re Eğer cevap bekliyecek mi- | caktı, ben de söyliyecektim. O da | ? diye sorarlarsa, bilmiyo »| bir mazeret bulacaktı. Benim de | tum der ve beklersin. i istediğim buydu. Ne söylerse söy Cevap verir ümidine kapılı - lesin, inanacaktım. Onu bir daha m, görememektense, her şeye razıy - i ve ve biçare mahlüklarız. | dım. © — Sağım avdet edinceye kadar i re dum. Margöritin ken i. İ bana esini düşünüyor, » »€ hakla ona böyle küstahça mek- | ci, Eğer Margörit cevap verecek olsaydı, çoktan verirdi. Bir aralık kalkıp bizzat gelir diye düşündüm. Saatler geçti, gel- medi, (Devama var) Tardı. Nail bey Trabzondan getirdi » ği çelesiyle cepheye hareket et - İmiş olmakla beraber, onun © mın İ | si Rıza beyle arasının açılmasına İ manlarda garbi Kafkasya cephesi kumandanlığı meselesi halledil » mediği için vaziyet karışıktı. O - rada bulunan muhtelif kuvvetler için bir kumandan tayin edilme - İmişti, Çeteler, jandarmalar, bu- dut taburları oldukça , şaşkın bir haldeydi; Arkadaşı 5Nail beyin Trabzondan getirmis olduğu kuv cepheyi İ vetten cesaret alarak o benimsemeye kalkışması üzerine Rıza bey nim resmi bir istifa vererek çekilmek istemişti. İlk muzafferiyeti o kazandıktan ve b ilk hamlede birçok esir almıya, ga İ naim elde etmeye ve oldukça da İ ilerlemeye muvaffak olduktan İ sonra gelip başka birisinin o mu İ vaffakıyetlere sahip çıkmasına ra zı olamıyordu. Onun için bu meseleyi kökün- den halletmek ve cephe için lâ» zım olan eksiklikleri tamamla - mak üzere Trabzona gitmeye ka- rar vermiş ve yanına İstanbul kâ- tibi mes'ullerinden birisini ala - rak (Arhavi) den hareket etmişti. Rıza bey daha Trabzona varma - dan Rizede bir müddet tevakkuf etmiş ve gerek harbiye nezareti gerekse daha bazı zevatla anlaş » mıya muvaffak olmuştu, Bu an - / laşmalar neticesinde Rıza bey kendisini Trabzonda, Lâzistanda, ve işgal mırtakaları olan Artvin ile Batum arasındaki cephede bu | lunan bütün kuvvetlerin kuman » | takada kumandanlığa göz dikme» | sebebiyet vermişti. Esasen o za -| la oradan İstanbulla muhabere | buldan gelen cevapta Fransada | tahsil etmiş olan doktor binbaşı Tevfik beyin operatör tayin edil diği ve tayin emrinin de kendi » sine bildirilmiş olduğu iş'ar edil - | İ mişti. Bu suretle Rıza bey cephe - İ sindeki sıhhiye işlerini'kabil ol - | duğu kadar halletmiş bulunuyor- hu. Bundan sonra müfyezelerin teçhizi, teslihi ve iaşesi meselesi kalıyordu. Rıza bey bu işlerle de meşgul olarak miktarı kâfi silâh, bomba, elbise, erzak ve sairesini | tedarik etmişti. Hareketinden ev vel Trabzon eşrafından Mustafa Ruhi beyi de sevk memuru tayin | etmişti. Mustafa bey, Rıza bey | cephesine yapılacak olan her tür- | lü sevkiyatın bir intizam daire « sinde icrasma nezaret edecekti. Rıza - Nail ihtilâfr bu işler İ bittikten ve Rıza bey bütün teşki- lâtı eline aldıktan sonra tama - miyle halledilmiş oluyordu. Artık bütün cephe Rıza beyin kat'i ku - | mandası altındaydı. Bu işler yolu- | na konduktan sonra Riza bey u » zun müddet Trabzonda kalmak istemiyerek Rize tarikiyle cephe- İ ye avdet etmek üzere yanında ge | ne kâtibi mes'ul olduğu halde Trabzondan ayrılmıştı. Rizeye muvasalatında gazete- Tayyareci Miami, 17 (A.A.) — Altı saat 33 dakikada 900 mil yapıp gelen Lindberg, karısiyle beraber 3 kı - | ta üzerinde yapmış olduğu 28,000 danlığına tayin ettirmeye muvaf- fak olmuştu. Bu işi bitirdikten sonra Trab- | muvasalatla orada evvelâ cephedeki kıtaatın sıhhiye işleriy le meşgul olmuştu. Cephede işe yarıyabilecek bir doktor (o yoktu. O esnada, tıbbiye mektebinin son iki sınıfından kırk efendi seçile- | rek Kafkas cephesinde sıhhiye | bidematında kullanılmak üzere Trabzona #evkedilmişlerdi. Bu efendilerden dört o tanesi Rı- zona i olmuştur, millik seyahatine nihayet vermiş - tir. 9 Temmuzda başlıyan bu seya- | hat gayet muntazam olmustur. ve yakın bir istikbalde kıtalar ara « | sında bir çok hava hatları yapıla » | bileceğini ümit ettirecek mahiyet - te hakiki, fenni bir hava tecrübesi İ Lindberg muvasalâtinın . haber | verilmesini ve resmi merasim ya - pılmamasını istemiş olmakla be - | raber, kendileri Miamide hararet- li bir şeklide karşılanmışlardır . za Bey cephesinde o çalışmağı tercih o etmişlerdi. . Bu dör arkadaştan bir tanesi oahiren Lindberg elinden geldiği kadar ! gazeteciler ve fotoğrafçıların el - | lerinden kurtulmağa çalışmış ve mamıştı. Birçoklarının adeta yal- varmalarına bile ehemmiyet veril memişti. Çünkü bunların kısmı a- zamı yapılacak ganaimden isti - fade etmek maksadiyle çetelere kaydolunmak istiyordu. Maamafih, Rıza bey ilk mu» i zafferiyeti ile o havalide çok şöh- ret kazanmış olduğu için Rizede ahaliye bir konferans vermesi ve bunun üzerine iane toplanması teklif olunmuştu. Rıza bey bu tek lifi kabul etmişi. Konferans Ri » zedeki büyük bir kahvehanede verilecekti. Ahali o kahvehaneye toplanmıştı. Tam konferansa baş- lanılacağı esnada (Hacı) isminde bir adam kahvehaneden içeriye girmişti, Bu Hacı Rizede milli a- jansın bültenlerini satardı, fakat son günlerde ajanlıktan çıkarıl « mıştı. Bundan dolayı muğber olan Hacı halk memnuniyet içersinde konferans dinlemek üzereyken, ' içeriye girerek bir felâket habe ri vermişti: — Hemşeriler, demişti, Ruslar Karadenizde Reşitpaşa vapurunu batırdılar. İçinde bulunanları da esir aldılar.,, Bunu söyliyerek milli ajansın o hâdiseye dair çektiği telgrafr hainane bir tavırla ahaliye oku - yunca herkesin neşesi birdenbire İ kırılmıştı. Konferans tatil edil » mişti. Rıza bey de kızarak çekilip gitmiş ve iane toplanmasından da sarfınazar olunmuştu. (Devamı var) Lindberg seyahatini bitirdi güm: sk muamelesi (o yapıldıktan sonra otomobille meçhul bir isti » kamete gitmiştir. Yeni İspanya kabinesi MADRİT, 17 şekkül eden yeni yat vardır: & Bane Başvekil M. Lerroux, hariciye - nazıri M, Pi 5 o, Harbiye nazırı M. Di s, bahriye nazırı i M. Rocra, dahiliye nazırı M.Ri - co Avello, maliye nazırı M. Lara, İş nazırı M. Estabella. iğ M. Lerroux, M. Rocha, M, La» ra ve Estabella radikal fırkasın » dan, M. Remero cümhuriyetçi fırkadandır. M, Avella müstakil dir.