Alexandre Dumas fils Börmüyordu. Gözleri yaşara- ye titriyerek dedi ki: ME iYaretimi, kılığımı mazur ; beniz rica ederim Mösyö. üçler birbirlerinden çekinmez - rak, tö ler. Şi. ii Sizi bugün muhakkak görmek IYord. i germ Otele bile gitmedim, Bizi m. Erken olmasına rağmen, Zi bulamı düm Yacağımdan korkuyor - M. Dü Düvala Ocağın yanmda yer ini Ele Oturdu, cebinde mendi Dadı, tdı, bir müddet yüzünü ka Hazin hazin içini çekerek: © ağlıyan b intediğin; 5 Sizden deldim. ir önleyiniz efendim, sizi din- WU Ziyaretçinin sizden anlıyamazsınız. bir şey istirham etmeğe — a tal arRörit Gotyenin eşyaları K va orada idiniz değil mi? sözlerden sonra, alt etmeye k olduğu heyecanı çok de faa, “çağ fazla kuvvetlendi ve elle- öz ç, Sülüncüm değil mi?. Bunu İtin görünüz, beni dinlemek rdiğiniz sabri ömrüm ol- EM Unutmıyacağım, İçin di teessürünüzü hafifletmek am imden geleceğe benziyen bir her ard “#öyleyimız, yapayım, öem re size bir hizmet edebilir- dim, dimi bahtiyar addedece ü M, Duvalın cana yakın bir tees- yardan ona hoş görünmek is- Dedi ki: ? İN > bir $ey satın aldınız mı? eb bir kitap aldım. k e Mi Lesko mu?. “7 Kitap hâlâ sizde mi?, LG atak odamda, Ni an Duval derin bir. nefes eri bir yükten kurtulmuş gi- Makiyi adı ve bu kitabı alıkoy- Mn gili ç disne hizmete başlamı - *şekkür etti, : . “m, odama gidip kitab; Air e ve gidip kitabı ini ban e sayıfasına baktı, Tdı; Kk Tamam, dedi, bu. Baylara iki büyük yaş düştü. tu, daha, kaldırdı, artık ağladığı. Ya li, da ağlıyacağını saklamı- va Börmeden sordu: Niygş ,“ Kitaba büyük bir ehem - Yor musunuz?. so ? Vs rdunuz?, dedi, Merakımı e ua bu kita r görünüz, e. Margörite veren tim, ” e Duval tereddüt etti; Mey vereyim, Maya nde ediniz de hediye e- Syte Dir satyn, bu kitaba verin kitap sizindir, alımız, si- ildiğim için bahtiya- Vakıt'ın edebi tefrikası Kamelyalı Ka Saatte, bu kıyafette gelen | Bözlerin, ötü 2 .İ Yeting,, İl götürmek mecburi - Terceme eden MELER Selâmi İzzet! aş Dün fevkalâde heyecanlıy- jlen paranın sözü olmaz; kaça al-| Yecanını da saklamağa lü - | ! — Yüz franga aldınız. dığımı da unuttum gitti, Bozuldum: — Sahi, dedim, yorsunuz?. — Satışta bulunmak üzere bu- raya geldim, fakat bir gün sonra yetiştim. Ondan bir hatıra almak nereden bili- i gönderdim ve buraya | istiyordum. Hemen müzayede me- muruna gittim, satılan eşyaların listesmr görmek müsaadesini iste- dim, Bu kitabı sizin aldığmızı gör- düm ve sizden kitabı geri istemeye karar verdim. Filvaki böyle bir pa- ra verişinizden, bu kitapta bir ha- tıranız olması ihtimali de hatırıma geldi. Bunu söylerken, Arman, benim | de Margöriti, kendısı gıbı tanıdığı» İ mı söylemek istiyordu. Kendisini temin ettim: — Matmazel Gotyeyi şahsen ta nırım. Ölümü bende, güzel bir ka- dına tesadüf etmekle zevk duyan genç bir erkeğin üzerinde yapaca- "ğı tesiri yaptı. Satılan eşyaları ara- | İsmdan bir şey satın almak iste- İdim; inat ettim, bu kitabı arttır- dım; neden yaptığımı bilmiyorum, ' bu kitabı almama mâni olmak isti yen ve üzerine düşen birini kızdır- i mak için olacak. Tekrar ediyorum, bu kitap sizindir. Ve bunu benden benim müzayede memurumdan al- dığım gibi almayın, bu kitap teşer- rüfümüze ve daha samimi görüşe- bilmemize vesile olsun. Arman elimi sıktı: — Kabul ediyorum, dedi, teşek kür ederim, size örarüm oldukça minnettar kalacağım, Armanla, Margörite dair konuş mak istiyordum. Kitabın ithafı, kalkıp Parise gelmesi, bu - kitabı ele geçirmek istemesi merakımı tahrik etmıştı. Fakat bir şey sora cak olursam, sırf üstüme vazife olmıyan şeylere karışmak için, ki- tabı hediye etmiş mevkiine düşe - cektim. Galiba arzumu hissetti, ki: — Bu kitabı okudunuz mu? — Okudum. — Yazdığım iki i siniz?. — Kitabı hediye ettığınız ka - İdım, sizin nazarınızda, aynı cins ka dınlar fasilesinden değildi, çünkü dedi satıra ne der- yazdığınız şeyi alelâde bir iltifat| bir kadındır. İzmirde kımsesi yok | bir kızla * evlenmişti. telâkki etmedim. - — Hakkinız var. O kadın me- lekti. yen bir kâğıt uzattı. Açtım, şunlar yazılıydı: “Azizim Arman, dın. mana zda nun bir kavası vardı ki bu yapmak hususunda Ruslar hesabı- na epeyce yararlık gösteriyordu. Vazıyetin fenalaşmakta olduğunu ve barp zuhur edeceğini anlayınca bu kavas yakayı kurtaramıyacağı- nı anlıyarak Beyazıttan bir gece firar etmeye muvaffak olmuştu. Fakat firarı vakıt ve zamanında haber alımarak Necati beyin mai - yetine tahsis edilen süvariler der- yin Necati bey dahi süvarılerın gittiği istikamette kayası kovala - mıya başlamış ve süvarilerine ye - tişmişti, Süvariler daha Necati Bey gelmeden kavas (Kazlikaya) veya hut (Kızılkaya) da yakalamaya muvaffak olduklarından mesele bu suretle halledilmiş oluyordu. Ka - vasın tevkifinden sonra akıbeti meçhuldür. Onun hakkında veri - len raporda merkumun üç mute» met atlıya terfikan (o vesikasıyle (Bargiri) ye gönedrildiği yazılı bulunuyordu. Teşkilâtı mahsusanın Beyazıt kolu bir taraftan böyle mütemadi Rusların vazıyetini ve ahalisinin hal takibine çıkarılmıştı. Sabahle ; a HAR P1J-E own eşkilâtı Mahsusa m agam gi mali mm Vasil tevkif olunursa Beyazıt, hem ilâçsız kem doktorsuz kalacaktı Beyazıtta oturan Rus konsolosu» ! çeteler teşkil ederek bunların gi -; teşkil edilmekte olan çetelerin büs adam | recekleri mıntakaları tayin etmeye | şına getirilmeleri takarrür eylemiş son zamanlarda ortalığı karıştır - | çalışırken diğer taraftan da İran ti. maya ve ahali arasında tahrikât | hüdudu arazısının krokilerini al - | dırtarak bunların suretlerini tebyiz | ettirip postayla Erzuruma yollu « yorlardı. Burada dahi, her tarafta olduğu gibi hissedilen nevakıs, parayla silâhtı. Beyazıt mutasarrıfının himmeti ile orada bir de Hilâliahmer heyeti teşkil edilerek elli yataklı bir has- tane açılmıştı. Fakat bu hastane - nin doktoru yoktu. Beyazıtta hem eczacılık, hem de doktorluk yapan Vasil ismindeki bir rum (Karakili- rari diye takip olunuyordu. Vasil tevkif edilerek başka bir mahalle sevkedilseydı bütün Beyazıt ilâç - sız ve doktorsuz kalacaktı. Onun için üçüncü ordu kumandanlığına müracaat edilerek bu Vasilin Be - yazıt seyyar jandarma alayında is- tihdamına emir alınmıştı. Her tarafta olduğu gibi Beya - zıtta dahi hapishanede mevkuf bu lunup nüfuz ve cesaretlerinden hakkıyle istifade edilecek ve öte- denberi Rus havalisinin her ciheti- ne vukuf peyda eylemelerinden casuslar istihdam etmek suretiyle | dolayı matlup derecelerde hizmet- | olmakla mazharı af olmalarına de- İleri görülecek olan o mücrimlerin ahvali ruhiyesmr anlamrya ve hafi tahliyesi temin edilerek o bunlarm İ İzmirde feci bir tramvay kazası İzmir, 20 (Hususi) — Evvelki sabah Salhane ile Karataş arasın- da feci bir tramvay kazası olmuş ve Seyfi EF, isminde bir genç başı tekerlekler arasında sıkışmak su- retile ölmüştür. Kaza 9 numaralı tramvay ara- bası geçerken Seyfi Efendinin çok hızlı giden tramvay arabasına bin- mek istemesinden ileri gelmiştir. Ölen Seyf EF. bekâr ve yirmi ıkı yaşında Abdullah Ef, isminde bi- risinin oğludur. oAnnesi ecnebi tur, Kordonda komisyoncu Ke- mal Beyin kâtibidir. Seyfi Ef, tramvayın çok hizli | Bakımız, şu mektubu okuyunuz. | ilerlediğini Tekrar tekrar okunmuşa benzi»| ona atlamak istemiş ve görmesine orağmen birinci mevki arabanın demirini tutmağa teşebbüs etmiştir. O sırada eli kaymış ve tutuna - “Mektubunuzu aldım, değişme- | mamış, ikinci mevki arabanın ön m bana satmanızı rica | mişsin, gene iyi adamsm. Allaha ! şükrettim, Evet canım, hastayım, | affetmiyen bir hastalığa yakalan - idım. Bana gösterdiğin alâka ıstıra» i bımı çok hafifletti, (Devamı var) Kongreler $ sahanlığına atlamak istemiş, © 8ol elile bir yere tutunabilmiş ise de sağ elile tutunamamış ve vücudu aşağıya sarkmıştır. o Tramvay bu vazıyette kendisini sürüklemeğe başlamıştır. O sırada birinci mev- | ki arabadaki biletçi tehlikeli vazı- i yet görmüş ve tehlike işareti ver- Sağır ve dilsizler cemiyetinden: | miş, vatman da derhal firenleri zalarımızın behemehal gel rica olunur, i Cemiyetimizin 24/117933 cuma | sıkıştırmıştır. günü saat (14) te senelik kongresi | İ yapılacaktır. Cemiyetimize men » | metre kadar kaydıktan sonra dur- isup olup ta İstanbulda bulunan a - Tramvay raylar üzerinde altr muştur. o O sırada Seyfi EF, te - kerleklerin arasına girmiş, o başı tekerleklere ve demire © çarpmış, ği eki EK An MEMLEKET HABERLERİ | İzmir (Hususi) — Cuma günü gecesi Bucada Cami (o caddesinde bir münakaşa sonunda bir kişi öl- i müş, bir kişi de yaralanmıştı. Ka- til, furmei Recep usta namında biridir, vaka şöyle olmuştur: Bucada Cami caddesinde bak - kallık eden Bosnalı Mehmet © ve kânı vardır. o Bunların yanında Boşnak Recep ustanın da fırını bu lunmaktadır. Recep ustanın (kain biraderi, İ bundan bir müddet evvel bakkal Mehmet Efendinin akrabası olan Aile ge - i çimsizliği yüzünden kız; kocası - “nm evinden kaçmıştır. Recep usta, cuma günü Kızıl - çullu koşu meydanında yapılan at koşularını seyretmiş ve rakı içerek kendisine malik olamıyacak de - recede sarhoş olmuştur. O vazı - yette gece saat 20,30 da (bakkal İ Hamza Efendinin dükkânma git - İmiş vet i — Git, bakkal Mehmet Ffen - İ diye söyle, kainbiraderimin karı - İ sını eve göndersin. | Demiştir. Bunun üzerine Ham- za Ef., Mehmet Efendiyi çağırmış “ear RERAREENEEAAREEE EEE NNE EEE EURAKEAREAAE ER EENEEENEREENEEEEEAAAREENAEA EEE EEE anmıştır. Derhal etraftan koşanlar ken- disini raylar üzerinde bulmuş ve başından kanlar aktığını görmüş- lerdir. o O sırada henüz yaşadığı nabzından anlaşılan Seyfi Ef. iki dakıka sonra ölmüş ve kafası beş dakıka içinde şişmiş, kocaman bir şekil almıştır, $ — VAKİT 21 2.nci teşrin 1937mmme se) ahzıasker şubesi tarafından fi- | Bucada feci bir cinayet Hamza Efendilerin iki bakkal dük | Yazan: A. MiL Beyazıt mutasarrıfı olan Nedim beyin bu husus ıçın Erzurumdan i çektiği şifreli bir telgrafnamede deniliyordu ki: “Çete teşkilâtında istihdamları | halinde cesaret ve müfuzlarından bihakkın istifade olunacak ve in - delicap düşman üzerine saldırarak çarpıştırılacak ve öteden beri Rus İran havalisinde kaçakçılık ederek havalii mezkürenin her cıhetinı ka t14 karış bilmelerinden dolayı mat- lup derecelerde hizmetleri görüle cek olan meşhur “(Derbo) ve Ab- dülkuddus ile vadii firarda bulu - nan (Kurtbo) ve Keskübanlı ağa çete tücsası tayin olunarak bunla» rım maiyetlerine mahpusinden (Ap tullah Pazik) ve (Musa Hudo) ve Mehmet ağa ve (Öskâni) ve | (Hasan Paltik) ve (Bro) ve (Me- mi) ve Mamoy Keleş ve Halit Ma i mo ve Ahmet Beki, Halit ve Mus- itafa Tosun Brodin ve firarilerden * Avni verilirse bunlardan teşkil olu nacak çetelerde şiddetli yararlık « Ilar, büyük fedakârlıklâr memul “lâlet buyrulmasın..;; ADevanı var) kocasının yanına göndermesini söylemiştir. Mehmet Ef. buna cevap olarak: — Bu mesele beni alâkadar et- mez. Hem de şimdi halledilemez. Yarın hallederiz. Demiştir. Gündüz içtiği fazla rakının tesirile kafası bulutlanan Mehmet tabanca » ve akrabası olan kızı, i Recep usta, Hamza ve ! Efendilere küfrederek sını çekmiş ve: — Öyleyse alın payımızı. Diyerek evvelâ Hamza Efendi- ye iki el ateş (o etmiştir. Hamza | i Efendi, her iki ayağımdan yarala | narak yere düşmüştür. > Bunu gören Recep usta taban | casını Mehmet Efendiye çevirmiş ve o sırada kaçmakta olan Meh - met Efendiye dört el atmıştır. Mer milerden ikisi arkasından girmiş ve kalbinde kalmış, birisi de sağ ! kasığına saplanmış, dördüncü kur İşun mesaneyi delip geçmiştir. Meh met Ef., derhal ölmüştür. ş Katil, bu kanlı cinayeti işledik. ten sonra Buca civarındaki dağla- ra kaçmıştır. Hadise tahkikatına müddeiu < İ mumi muavini Âli Bey vazıyet et- İ miştir. i Bir kamyon köprüden dereye yuvarlandı İ İzmir — Ayvalığa giden kam- iyon Yedikoyunlar köprüsünden : " geçerken dereye yuvarlanmış, $0 - för ve beş yolcu ağır surette ya« valanmışlardır. Yaralılar Balike « | sir hastanesine yatırılmıştır. © e a