—d — VAKIT?2I 2.nci teşrin 1933 Ismet Pş. Zongul- ! daktaki tetkikleri aşmukateden Urvam l İsmet Paşa gibi büyük bir hü - kümet reisinin elbise değiştirmek gıbı hıç bir ihtiyatı tedbir almak - sızın bacadan içeriye girişini gör - | mek bır gazeteci ıçın cazıbeli bır | şeydi. Onun için küçük bir mik - | yasta bir demiryolu tünelinin met halini andıran bacadan içeriye derhal ben de daldım. Bacanın ağzımdan ilk girdiğim zaman benden önde yürüyenlerin ellerindeki karpit lâmbasından is üfade ediyordum. Benden üç dört adım ileride olan bu lâmba - larin arkaya doğru saçtığı çok za- yı ışığın yardımiyle gidebiliyor - dum, Fakat bacanın karanlıkları içinde biraz ileriledikten sonra et- Bacanın rafımı göremez oldum. zemini duvarlardan sızan, made - nin iç taraflarından gelen sularla tamamen çamurlaşmış bir halde idi. o Bu çamurlardan kurtulmak için madenin içinden kömürleri çı karacak arabaların rayları üzeri - ne basmak mecburiyeti vardı. Fa - kat ıslak rayların üzerine basarak yürümek için de düşmek tehlikesi- | ni göze almak lâzım geliyordu. Bu na bir de karanlık inzimamı edince | tabi müşkülâtın derecesi daha ziyade artıyordu. Bunun için biraz bekledim. Ar- kadan gelen bir ameleden bir kar- pit lâmbası da ben aldım. Ondan | sonra gene yoluma devam etmeğe | başladım. Bu suretle beş yüz metre kadar ilerilemiştim. Fa - kat Başvekil Paşa ile Celâl Bey ve | yanlarındaki kılâvuzlar artık çok- tan kaybolmuşlardı. Arada sırada ayaklarım bir su cereyanının içine giriyor, pis sular topuklarıma kadar çıkıyordu. Ba - canın tavanından sızan sular da| şapkâmı ve elbiselerimi ıslatıyor - du. Ben gene yürümekte ısrar edi » yordum. Önümde giden kafileye yetişmek istiyordum. Lâkin yirmi beş dakıka kadar karanlık yeraltı yolunda gittiğim halde gene buna muvaffak ola - madım. Fazla olarak bu karan - lik yolun yirmi beş dakıka sonra sağa ve sola olmak üzere (ikiye ayrıldığını gördüm. Acaba önden gidenler sağa mı, yoksa sula mı sapmışlardı? Burası nı anlamak mümkün değildi. Di. | ğer taraftan benim biraz arkam- dan gelen Nurullah Esat Beyle di- ğer bazılarıda görünmez olmuş lar, daha doğrusu geriye dönmüş lerdi. le bir vaziyette iki yol- | dan birini tercih ederek ilerlemek- | ten ise ben de geriye dönmeğe ka- rar verdim, Gene aynı müşkülât- lar içinde bacanın ağzına geldim. Bir müddet bekledikten sonra | Paşa ile Celâl Bey de tekrar baca- | nm ağzına döndüler. Bu hakika- ten heyecanlı bir manzaraydı. Za- vallı İsmet Paşa kan ter içinde kal mıştı. Ocağın methaline yığın halinde toplanmış olan amele ka - fileleri içeriden bu suretle Paşanın çıkışını görünce çılgın bir alkış koptu. “Yaşasın Paşamız!,, sesleri etraftaki dağları, taşları çımlattı, Ereğliye vardığımızdan itiba - ren, bütün seyahat devam ettiği müddetçe halkım Başvekil Paşa hakkında gösterdiği samimi teza- hurat pek coşkun idi. GÜNÜ Hasan Nafiz Beyin sıhhati düzeliyor Evelki akşam ani bir sinir bul» ranına kapılarak evinin taraçasın. dan sağa sola ateş eden eczacı Ha- san Nafiz Bey otomobille götürül. düğü tıbbr adli müessesesinde evel ki geceyi geçirmiş ve dün sabah ta gene otomobille Bakırköydeki akı! | ve asabi hastalıklar (hastanesine götürülmüştür. 16 numaralı koğuşa (yatırılan Hasan Nafiz Beyin sıhhatinde ak- şama doğru kismen salâh görülmüş tür. Kendisi iyileşinciye (okadar müessesede kalacaktır. aa Rumeli kavağında bir hadise Evelki gün saat 18,5 da Rumeli | Kavağı civarında o Mövromoloz mevkiindeki Ahmet Sudi (Beyin çiftliğine ait ormandan dört beygir yükü odun çalarak kaçmakta olan Sarıyerli Osman, : İhsan, Ali ve Mustafa ile korucu Necmi arasında bir kavga çıkmıştır. Bunun netice sinde hırsızların otecavüzlerinden başka türlü kürtulamıyacağını at | lıyan korucu Necmi elindeki çifte ile Osmanı bacağından yaralamış- | tr. Yaralı Osman Beyoğlu Zükür | hastanesine yatırılmış ve carih Nec | mi, hırsızlardan Ali, İhsan ve Mustafa tevkif edilerek müddeiu - mumiliğe gönderilmiştir. a Nüfusumuz artıyor Yapılan bir tetkik nüfusumuzun on sene içinde 2,109,934 kişi arttı- ğını göstermektedir. Doğum yü -| | zünden artış miktarı her yıl başına | vasati olarak 110 bin nüfustur. lere dökülmüş. Dört beş saat — yakta beklemişler. Kendisini her tarafta sevinçle ve alkışlarla kar - şıladılar. Aynı hal Zonguldakta| ve her tarafta mütemadiyen teker- rür etti, Bununla beraber diyebilirim ki bu maden amelesi tarafından al - kışlanma hadisesi daha manalı bir şeydi. kazma vurmakla (o geçiren radan kalkarak buraya kadar gel - miş olduğunu ve maden ocağmın en karanlık köşelerine kadar gir - diğini görünce büyük heyecan duy muşlardı ve hissettikleri bu heye - | camı çoşkun tezahuratlarile gös - teriyorlardı. Paşa ocaktan çıktıktan sonra | aldığım malâmat beni hem müte - | selli, hem de müteessir etti. Meğer Başvekil Paşa ile Celâl Bey kö- mür çıkarılan yere vardıkları za - man gündüz amelesinin işlerini bı | raktıkları, gece amelesinin henüz işe başlamadıkları bir saate tesa- | düf ediyormuş. o Onun için erte - si günü tekrar diğer bir (o bacaya girmeğe karar verilmiş. İşte bu -| nun için ertesi günü tekrar ocağa | girebileceğimi düşünerek müte - selli oldum. Bu suretle geri dön - mekle kaybettiğim tetkik fırsatını | yeniden elde etmiş olacaktım. Beni müteessir eden hadiseye gelince, bu da Başvekâlet kalemi | mahsus müdürü Vedit Beyin ocak is isinde bir kaza geçirmiş olma- sıytr. o Meğer bacaya benden ön- ce girmiş olan Vedit Beyin basına Meselâ Ereğliye vapurun sa - | ranlıkta ayağı kayarak duvara | Bununla beraber eldeki benim korktuğum şey gelmiş: Ka- N HABE | Davadan çıkan dava?! Muhakeme safhalarının neşri “Son Posta,, nın muhakemesine dün bâşlandı. — | Müddei umumiye göre, yasak kararına uygun edilmemiş ... hareket Bir müddet evel (o Boğaziçinde bir otelde Meblika Hanımı öldür - düğü için İstanbul ağır ceza mal- kemesine verilen Arif Ef. nin mu- hakeâmesine ait safhaların gazete » lere geçmesi, mahkeme kararıyle yasak edildiği halde “Son Posta,, gazetesinin bu yasak kararı hilâfı. na hareket ettiği iddiasiyle açılan sulh ceza mahkemesine verilmiş, hakim Reşit Bey, bu davayı ceza mah - kemesinin salâhiyeti dairesinde gö dava, Sultanahmet birinci rerek, dosyayı müddeiumumiliğe göndermişti. Bu muhakemeye dün o öğleden sonra İstanbul birinci ceza mahke- mesinde başlanmığtır. Gazetenin sahibi Ali Ekrem ve neşriyat müdürü Halil Lütfi Bey -| ler, mahekemede hazir bulunmuş- lar, gazetede çıkan kısmın, polis tahkikatı sırasında gazete sütunla- rına geçen tafsilâtın bir hulâsasın. dan ve bir de muhakemeye başlan- dığına kısaca işaretten ibaret oldu ğunu, yasak kararı © verildikten sonraki safhanm O yazılmadığını, dolayısıyle mahkeme kararı hilâfı- na bir harekette bulunulmadığını anlatmışlardir. Ağir ceza mahkemesinin yasak kararına ait zabıt hulâsası okun muş, müddeiumumi muavini Feri- dun Bey, mütaleasını üzere dosyayı gözden © geçirmek için yirmi dakika mühlet istemiştir. Celseye ara verilmiş, celse tek- rar açılınca, reis Vasıf Bey, zabıt Hilâliahmerin talebeye R yardımı Her sene Hilâliahmer kir ilk mektep çocuklarmın iaşesi- ne sarfedilmek üzere verilen (o 18 bin lira bu sene yedi bin liraya in- dirilmiştir. Bu vazıyet hilâlinhmer İstanbul merkezinde (o evelki gün bir toplahtıyı icap ettirmiştir. Ali Paşanm riyaset ettiği bu top lantıda hilâliahmerin İstanbul ka » za ve nahiyelerinin bütün mümeş - silleri hazır bulunmuştur. Çocuk adedinin tahsis edilen para nisbe - tine indirilmesiyle, gıdadan kesi » lerek aynı çocuk adedinin muhafa- zası etrafında cereyan eden müna- kaşalarda gıda kıymetinden kesil. raesj takarrür etmiştir. Bunun ü - zerine Eyüp nahiyesi mümessilleri bir çocuğun bir öğünde üç kuruşla doyurulabileceğini iddia (o ederek hazırladıkları bir formülü mevzuu bahsetmişlerdir. Bu formül etra - fında yapılan müzakerelerden son ra bir çocuğun dört kuruşla doyu- verilmiştir. para bu rulabileceğine karar bahleyin erken varacağını haber | carpmıs ve zavallı başından yara- | ders senesi içinde ancak iki bin ço- alan çoluk, çocuk, genç ve ihtiyar herkes daha horoz ötmeden sahil- | lanmış! Mehmet Asım cuğun İaşe masrafına tekabül ede» bilecektir. Halhuki geçen seneler bildirmek | umumi | i İ merkezince İstanbul merkezine fa il Gelenler, giden” RLERİ Fon Dergolç Poşa Bağdatta dikilen abidenin merasiminde bulunmak ü dada gitmiş olan Alman lerinden Von Cehler Paş& / İze gelmiştir. Buradan A ya gidecektir. $ Adliye müfettişlerin! j İzım Bey, İstanbula gelmi ; $ Brezilya hükümeti ta Balkanlarda iktısadi m , İ mağa memur edilen ne İ Liverpul baş konsolosu M. yi Farre Yenişehirden şehri miştir. den davası Muavin Feridun Bey şöyle de- miştir: — Ağır cezaca müttehiz ve mu- hakeme safahatımın o gazetelerde neşrinin menine mütedair karara Beyoğlu postahanala Kğ muhalif olarak, muhakeme safa. bah akşam hâsıl olan kal .” hatından bir kısmının gazetede neş | $iselerin kifayetsızlığı “ !redildiği, huzuru mahkemede oku | posta başmüdürü Hüsnü . İnan ve dosya meyanında mevcut vabı vermiştir: i s—- Beyoğlu postahanel# . sıkışık vaziyet ötedenbef! de nazarı dikkatimizi celb€” olduğundan buna göre tedbiri” maktayız. Beyoğlunda iki merkezini birleştiriyoruz. Gabi saray merkezinde birleşen tahaneler asri bir şekilde iğ halk, hem de memurlar içi İlay bir şekilde tertip edilme” Bu vaziyette artık müşkülât kâyete mahal kalmıyacaktı(”" —— Ni Mahalle bekçileri Mahalle bekçilerinden of zar olmıyanların vazifeleri? yet verilmesi hakkındaki tatbikına başlanmıştır. Bundan başka İstanbulu (j köşe bucak mahallelerinde * y rin vazifelerinde ihmalleri İ ğünden bu bekçilerin de va rine nihayet verilecektir. Fi zası içinde ıkı mahalle be işlerine nihayet verilmiştir. —riğiimii! Varna Türkleri vals Posta işleri ie İ bulunan gazete (o münderecatiyle| anlaşılmaktadır. Her ne kadar kendileri karar - dan sonraki muhakeme safhalarını | neşretmediklerini müdafaa yolun - | da ileri sürmekte iseler de, bu mü dafaa, muhakeme safahatının neş rinin memnuiyetine mütedair kara- rm vuzuh ve sarahati . karşısında kabule değer görülemez. Mahkemece müttehiz hilâfına duruşmanın o bir kısmını | gazetelerinde heşrettikleri sabit ol maktadır. Dolayısıyle kendileri — nin hareketi ceza usulünün 377 in-| Ici maddesinin dördüncü fıkrasına uyar. Cezalandırılmalarını iste - rim karar Ali Ekrem ve Halil Lütfi Bey - | ler, müdafaalarını tekrarla, oku- nan karar hulâsasının vazıyet hak- kında kâfi bir fikir verecek şekilde emek derek asik lie İ celsesine ait bütün zaptın tetkiki lüzumunda ısrar etmişlerdir. Müddeitmumi muavini, buna lü yi zum olmadığı mütaleasında bulun- Romanyadan hicret etmesi muş, reis Hasan Vasıf, aza Tahir | Jan trktaşlarımızı getirecek / ve Murat Beyler, kısa bir müza -| Samsun vapuru Köstencede9 kerede bulunmuşlardır. Neticede | gün hareket edecektir. Miki zaplın tamamiyle tetkiki icap etti- | beş yüze varan Romanya 1 ğini ekseriyetle kararlaştırmışlar, | rinin yarın şehrimize geli - ham. Bütün hayatlarını karan - | kâtibine gazetede çıkan bu husus- ağır ceza mahkemesinden zaptın beklenmektedir lık mahkümları gibi yeraltında | taki yazının okunmasını söylemiş, | getirtilmesi için muhakene 25 teş- bu | bu yazı okunduktan sonra, müddei | rinisani saal on dörde bırakılmış - insanlar İsmet Paşanın ta Anka - | umumiliğin mütaleaşını sormuştur. ' tir, ——e—— ç* Şişli Terakki lisesi Ping pon / Gelinir Çi Ferakli Edirnenin Kurtuluş sinden: o Mektebimizde oymağı bir ping — pong t bayramı tertip etmiştir. İştirak etm€ # 25 teşrinisani Edirnenin kurtu * | yen bilumum arkadaşlarım luş bayramına tesadüf etmektedir. | 933 tarihine kadar oymağın". Bu münasebetle İstanbuldaki Edi-r | racaat etmeleri rica olunur neliler şehriniz © Halkevinde bir | ciye: Kupa, ikinciye Madal?* —o müsamere vereceklerdir. Müsame | rilecektir. Kâzım Ziya Beyin vel rede muhtelif kimseler tarafından | nutuklar söylenecektir. Aynı zamanda Edirnenin kurtu münasebetil€ Ma luş bayramında bulunmak İstanbul milli sanayi irl İ şehrimizden bir heyet Edirneye gi- | den; gisi, | decektir. üzere Kiymetli arkadaşımız i Ziya Bey vefat etmiştir. son vazıfci hürmeti ifa et mi | © Kurtarılan vapur | Dört gün evel Yeşilköy feneri İönünde Mariapoldan italyada gi - derken sis yüzünden karaya otu İ rarak 4.000 ton kömür yüklü Yu - nan bandıralı Katara vapuru, Türk İ gemi kurtarma şirketinin tablisiyesi tarafından dün kurtarıl- , mıştır. de bu adet dört bine » varıyordu. Hepsi de pek ziyade fakir bulunan | bu çocuklardan bir kısmının aç kal masa hiç bir mümessil rıza gös- termemiştir. Bunun üzerine umu: | lerdir. / mi merkeze derhal müracaat edile-| (o Her iki memleket hükür rek tahsisatın her seneki miktarına | rının ziyaretlerinden bire? iblâğ edilmesinin istenmesine ka - | Bulgar papasları da Yug©' rar verilmiştir. i gideceklerdir. salı günü saat 10 da hastanesinde bulunmaları " nur, v Bulgar ve Yugosl?" | Kralları konuşmMüğ y* Zagrsp, 19 — Bulgar gi ii lav kvallarının mülâkatı a ay nihayetinde olacaktı. oi kral ve kraliçesi resmen ya ailei kraliyesini ziyaret Lânina