| , fi İ e. ç adam yaklaştı Vatson teessürünü gizleyemedi: — Doğrusu üstadım, bu işte se- nin de tesirin var. o Sen olmasay - dım belki de habis herif | köşkü yakmıya lüzum görmiyecekti. — Evet, amma onları ergeç 80- yup soğana çevirecekti. Fırsat kollıyor, bankada, şurada, burada paraları varsa onların da yerini öğ renmiye, izini bulmıya çalışıyor - du. Ben Şadan Bey ailesi için Felâ- keti tacil ettim. İşte bu.. Fakat belki de daha büyük bir felâketin önüne geçmiş oldum. Şerlok Holmes, * belki €le biraz vicdanını temin için bulduğu bu| tevil ile müsterih yatağına uzandı. Ertesi sabaha kadar rahat bir uy ku ile geceyi geçirdikten sonra kalktı. Mahir makyajlarından biri ni yaptı. Kırmızı saç ve hafif kır - mızı sakal taktı, Koluna bir koca bavul aldı ve yola çıktı. Yangın yerinde esrarengiz bir adamın sualleri Suadiyede trenden indiği zaman henüz öğle olmamıştı. Beyaz köş- kün yanık enkazı önünde bir çok adamlar, bu ara polis memurları araştırma yapıyorlardı. (Holmes bunların arasına karıştı. Bavulu ve elindeki paketle ev kadınlarına, Avrupa mamulâtından mutfak le - vazımı satıcısı olduğu görünüyor» du. Enkaz arasından dul kadınla kı- zina ait ufak tefek eşya işe yara - mıyacak bir halde çıkarken Abdül baki Beyin arada bir ata binerken giydiği çizmelerin sarı mahmuzla- rı bulunmuştu . Herkes teessür için de bu mahmuzlara bakarak onun kibarlığından bahsettiler, Şerlok Holmes iri çantası, elin - deki paketlerile bir Yahudi satıcısı gibi yerde işe yarıyacak bir şeyler araştırarak bir saat yangın yerin - de bekledi. Yanındaki boyasız, kü çük köşkü tetkik etti. Genç müreb biyeyi gene kapının önünde görün ce sevindi. Fakat baktı, ki kız s0 - kağa çıkmak üzeredir. Ondan ev - vel yola çıktı, ve kızın Erenköy is- tikametine yürüdüğünü görünce: — Camlar için Japon suyu! Diye haykıra haykıra onu takibe başladı. Kız acele yürüyordu. 7 Erenköyünde postaneden içeri girince Holmes tereddüt | etmedi. ilinin cebinden bir zarf çıkara - &£ postaneye girdi. Kız bir masaya dayanmış, mek- tubun zarfına, adresi yazıyordu. Şerlok Holmes ayni iş için kalemi bekliyormuş gibi yaparak kızın o- muzundan adresi okumaya çalıştı: (Naim Bey— Tomtom sokağı 77 No.) Kız adrese semtini ilâve eder - ken Holmes başını çevirdi ve bu son kelimeyi feda ederek kıza hiç görünmemek için dışarıya çıktı. Defterine adresi kaydetti ve geldi — ği yolda yürümeğe başladı. Ondan daha evvel beyaz köş - ç kün önüne gelmişti. Gene kalaba - © lığa karıştı ve matmazelin ayni hız la eve girdiğini gördü. Polis tahkikatını ikmal etmiş, gi diyordu. Bahçe kapısında ona bir — m —.”. Numara: 6 — Affedersiniz polis efendi, de di. Bu yanan köşk kimin köşkü idi? ş Diye sordu. Adamın halindeki telâş, merak ve endişe uzaktan Şer lok Holmesin nazarı dikkatini cel- betmişti, Hele bir hayli tereddüt- ten sonra polise yaklaşması bu sa- tecr Yahudiyi kuşkulandırıyordu. Yanlarma gitti. O da polise bir şey soracakmış, gibi bu orta yaslı te - miz, pâk adamın sözünü bitirmesi | ni bekliyormuş gibi durdu. Dilin -| den rum olduğu anlaşılan bu adam pol'se: — Şadan Bey mi? Hayır, Fa-| kat... Dedi ve polis onun sözünü ta - mamlamasını bile beklemiyerek a- cele onu bıraktı ve yürüdü. Şerlok Holmes telâşlı ve endişe- li adamın iyi Türkçe konuşmadığı- nı anlıyarak hemen Fransızca: — Siz kimi arıyordunuz Mös - yö? Diye sormakta tereddüt etme - di. Rum: — Bir başkasını! Dedi. Abdül - | baki Beyi arıyorum. Şerlok Holmes başını salladı: — Abdülbaki Bey evvelki gece yangında yandı, Rum birdenbire hayret ve tecs- i sür içinde dondu, kaldı: — Yandı mı, sahi mi söylüyor - sunuz? Kim bu Abdülbaki Bey, hangi Abdülbaki Bey? — Mısırlı bir zengin... Bu köşk - te oturuyordu. Yangını kim yaptı ise onu da yakmış. Kemikleri orta- da bulundu. Polis şimdi onu yakan adamı tahkik ile meşgul.. i İl | | j Rum birdenbire gazapla yum - ruklarmı sıktı. Dişlerini gıcırdattı ve Rumca ağır bir küfür savurdu. (Devamı var) Nobel mükâfatı 933 Nobel edebiyat mükâfatı , eski (ORus asilzadelerinden, edip İvan Bumin'e vermiştir. o Bu edip Sovyet idaresinden kaçmış, Fran- / saya iltica etmişti, hâlâ Paristedir. 63 yaşındadır, Maddi vaziyeti hiç iyi değildir. 1932 fiz'k mükâfatı o Laypzig profesörlerinden Verner Heyzen - berge verilmiştir. 1933 fizik mükâfatı Avusturya - İ lı profesör Sehroedinger ile İngiliz | Dirac arasında paylaşılmıştır. 1933 senesi kimya Nobel mükâ- fatı kimseye verilmemiştir. Bir insan azmanı ,Halep — Dünyanın en uzun a- | ğı almış ve tekrar kaçmağa başla - | damı sayılması lâzım gelen bir a- mıştır. Hırsız önde po'is ve bek.! cem buraya gelmiştir. Bu adamın çiler arkada şehir içinde bir sokak | boyu 320 santimdir ki tabii insan | boyundan tam iki misli uzundur. Avrupa ve Amerikada kendini teşhir ettirmiye giden bu adam as- len Şirazlı ve henüz on dokuz ya- şında bir gençtir. Gmk Adli davetler İstanbul den: Adana ağır ceza mahkemesi a- | za mülâzimi Hulâsi Beyin acilen | memuriyelimize müracaalı. müddelümumiliğin- Bütün Ceyhanı altüst etti Ceyhan, 8 (Hususi) — Geçen - | retle şikâyet edenler arasında bir | nekoloyi ve obetetrik, lerde bütün Ceyhanı gece yarısı velveleye veren bir hırsızlık vak'a sı olmuştur. Bahçe kazasından 17 — 18 yaş larında İbrahim isminde birisi gün düz bütün Ceyhanı dolaşarak gire- ceği evleri tesbit (o etmiş ve gece herkes uykuya (o daldıktan sonra evleri birer birer ziyarete başlamış tır. Nihayet dördüncü ev olarak ziraat odası reisi Abdülhekim Be- yin evine girmiş ve avlunun bir ta- rafına gizlenmiş. Evde bu'unan misafirler çıktıktan sonra hırsız da ayak kabılarını çıkararak yavaş yavaş evin içine dalmış ve ilk gir- diğ! odada bulduğu elbise çamaşır ve daha birçok eşyayı alarak mer- diven başına gelmiş ve tem bu sı- rada evde çocuklardan birisi kar - şısina çıkmış ve hırsız var diye ba- gırmıştır. Bu bağırma üzerine hirsız mer- divenlerden dörder atlıyarak kaç- mağa baş'amış gürültüye bütün ev halkı koşmuş diğer komşular uyan mış. Hırsız yüklendiği eşyaları gö türemiyeceğini anlayınca fırlatıp atmış ve ortadan (kaybolmuştur. Bütün araştırmalara rağmen bulu- namamış ve duvardân o atlıyarak kaçtığına zahip olunmuştur. Fa- kat muhakkak bir şeyler aşırmağa azmelmiş olan hırsız komşular ve ev halkı avlud sağa. rarken tekrar üstkata çıkmış, bu defa da başka bir odadan birçok eşya almış, ve tekrar büyük sükü- netle merdivenleri inerken gö - rülmüş bir gürültü daha kopmuş - tur, Buradan bir şey aşıramıyaca ğını anlıyan bu gece ziyaretçisi yük lendiği eşyayı atarak (kendisini dışarı atmış bütün sokaklara dökü len mahal'e halkı bunun peşine düşmüşlerse de sokağın birisinde kaybetmişler, İleride geride araş- tırmıya başlarken bir evden tekrar hırsız var sesleri duyulmuş bütün halk evin etrafına toplanmış bu de fa yakalanacağını hisseden hırsız son bir çare olmak üzere çit'erden atlayıp tabana kuvet var kuvve - tyle kaçmıya başlamış ise de ye- tişen bekçi ve polis memurları ta - rafından şehrin kıyısında yakalan mış ve alman ifadesinde o gün Cey hanın muhtelif semtlerinde beş eve girdiğini fakat hiç birinden ekem- miyetli bir şey alamadığını söyle - miştir, O gece karakolda (o bırakılmış.. Sabahleyin süpürkeyi alarak güya karakolu temizlemeğe © başlamış fakat memurların gözünü kestire- rek merdivenlerden kendisini aşa- koşusu yaptıktan sonra (Sakarya mektebi önünden geçerken bütün | talebe hırsızm yolunu kesmiş ve yolu üzerinde bir otomobil kazası yakalamışlardır. Hırsızm üzeri arandığı zaman bu defa da polis dairesinden aşir- dığı bir saat bulunmuştur. Bütün faaliyetine © ve bir gece bütün Ceyhanı velveleye vermesi- ne rağmen hiç bir şey e'de edemi- yen üstelik sokaklarda ayak kap - larını da kaybeden zavallı hırsız adliyeye teslim miştir. , PE İŞ YEM e YY (Baş tarafı 1 inci sayıda) , fesörler maaşlarının o azaltılması yüzünden rektörlüğe müracaat ve şikâyelte bulunmuşlardır. Bu su - çok'arı yeni maaşlarının hatiçteki ! kazançlarma nispetle pek zayıf ol ; duğunu ileri sürmüş ve vaziyetle - rinde değişiklik husule gelmediği takdirde istifa edeceklerini de ilâ- ve etmişlerdir. Bu vazıyet üniver. sitede dev et bareminden ayrı ve hususi bir barem tatbik edilmesin. den doğmuştur. Bu hususi bâreme göre hocalar ancak maaşlarının yarısını alabilmek vazıyetinde ka- lacakla:dır. Bu vazıyetin ne kas dar devam edeceği bilinmemekte- dir. Üniversitede devlet baremi - nin tatbikı İcra Vekilleri Heye » İ tinin karariyle olacaktır. Üniversite ecnebi profesörleri | kadrosu dün tamamiyle belli olmuş i tur. Pek kiymetli beynelmilel ele- ranları ihtiva eden bu kadro şu - dur: Arudt Fritz — umumi kimya (Bres'av üniversitesi ordinaryusla- rından) Braun Hugo — bakteriyo- loji (profesör), Brauner Leo — nebatat (Jena üniversitesi ordi - naryoslarından), Dember — ame » li fizik (ordinaryus), Finlay Freun dlich — ilmi heyet (Potsdam rasat i hanesi müdürü), Heilbronn A, — farmasötik nebatat (Münster üni - versitesi ordinaryusu), Von Hip- pel A, — Elektroteknik (Göttin « gen mesai şefi profesör), Hirsch Erust — hukuku ticariye Hirsch Julius Hıfzıssıhha, Honig Richard — hukuku esasiye (Göttingen üniversitesi ordinaryu- Nadir şahın (Baş Karat 4 inek meyıfammzda) İngiliz taraftarlığına delâlet eden bir siyaset takip ettiğini ve bu yüz- den Efgan istiklâ'inin (o tehlikeye girdiğini söylemiştir. Katllin ismi nedir? Londra, 13 (A.A.) — Nadir Şahın katili Abdülhalik © isminde bir adamdır. Katil, bir sene evel idam edilen Gulâm Nabinin hiz- metçilerinden idi. Yeni Deyhi, 13 (A.A.) — Res- göre Nadir | men teyit edi diğine Şah sarayda bir tevzi mükât mera» simi esnasında tabanca ile atılan üç kurşunla öldürülmüştür. Katil, evelce kabahatleri şah tarafından affedilmiş olan Gulâm Nebi ismin- de bir gençtir. Bu adem Nadir Şa hin pek emektar bir uşağının oğ'u- dur. Katil derhal yakalanmışlır. Diğer talebe katili linç etmek iste- tir, İzmirde otomobil kazası Cuma günü İzmirde Pmarbaşı olmuş, bir kadın ağır surette yara lanmıştır. Kasaba belediyesinde mukay - yet 3 numaralı kampoyet şoför 1!- yas oğlu Bergamalı Mehmet idare sinde Pınarbaşından İzmire gel wmek üzere hareket ediyordu. Oto- mobil şoseye çıktıktan sonra sürat- le ilerlemeğe başlıyor ve tam yarı yolda kamyonet müthiş bir gürültü | mamıştır, sile mişlerse de polis mümanaat etmiş- | su), İzersheiner Jos — oP" ji, Kantorowiez Alfred “gl danter, Kessler Gerhard4 yi yolozi, Lepmann “Wilhelm © v İcenii — tıbbi kimya çeri İyinii Löwental Karl — | yi Von Hises Richard — "İY (Ber'in üniversitesi ordi get Naville Andrö— hayvanat ( pe re üniversitesi (o şefi); y Fritz — içtimai hufzussıhn VE tistik, Nissey Rudolf — çi” rahi (Berlin üniversitesi ilernden), Obendorfer Siezlii /— (Frankfort üniversitesi P” : sörlerinden), Prager Villiy hanik, Reichenbach Hans “ mi felsefe (profesör), Ri z $ helm — iktısat (Marburg tesi ordinaryusu), Rösto” | andre — iktisadi coğrafya ve içtimaiyat tarihi, Sehw lippe — teşrihi marazi — Fi | fort üniversitesi ordinaf Spitzer Leo — roman lisan! e msn edebiyalı (Kolonya ün tesi ordinaryusu), StrupP beynelmilel buhuku (ord çi” Winterstein Hans — tecrübi yo'oji, Porges (Dr.), Herr sanayi kimya, oSchleuk i kimya, Branat — Chaput “4 yat, tabii coğrafya, Feon© | umumi fizik, Gutzwiller — ku medeniye, Bu ecnebi profesörlerin “ rı beş yüz ile sekiz yüz lira * | da değişmekte ve üzerleri bir katiyat yapılmamaktad!” maaşlardan alınması icme de vergi er maarif vekâleti tara! maliye vekâletine ayrıca tedi” dilmektedir. i katili kim? Londra, 13 (A.A.) — i Nebi, Amanullahın pek bir taraftarı idi. Amanuli fından 1929 da Ankaraya yin edilen Gulâm Nebi, Nadir Şahın emriyle elçilik ledi'miş ve 1932 de Efgan”. avdeti sırasında idam olun” Nadir Şahın katili Abd bu cinayeti intikam sevkiyl€ diği zannolunmaktadır. Yeni kral taç giydi , Ankara, 13 (A.A.) — Es” | fareti tarafından verilen M8” ta göre yeni Efgan krali Nadir hazret'erinin tetevvüf | büyük merasimle yapılmıştı” bilde bulunan bütün s faretler heyetinin hazir ları bu merasimde bütün 9 rüesa V. Kadın muhase Havza, 12 — Belediy€ ği için açılan mü z 2 950 ve ordu erkânı ile yeni kra'a biat eyl seb ticaret mektebi mezunları berra adı bir hanım ki Müsabakada erkek arkada 0 dan çok muvffakıyetli bir A almıştır. ie hendeğe devriliyor. Yolculardan İzmir tevzi memuru Şakir Ef. ni Melek hanım ağır surette 7” mıştır. # Diğer yolculara hiç bir gi e g4 vi