15 Eylül 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

15 Eylül 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hd 77“ 8— VAKIT 15 Eylül 1933 © ÖLÜLERİN BAŞINA “ GELENLER Medeniyet âlemlerinden uzak ya- fin âdetleri Yazan: Muallim Necip şıyanların ted 2g Eski Yahut kavmin - de ölüleri yakmak pek büyük hürmet alâmeti olarak kabul edilmiş - tir. Milâttan dokuz a - sır evvel hükümdarlık etmiş olan Yahut bü - kümdarlarından (Jo - ram), (o ahlâksızlıkla şöhret kazandığı için öldükten sonra yakıl - mamıştır. Halbuki ken dinden evvel hüküm - darlık etmiş olan pe - deri hüsnü ahlâk as - habından olduğu için onun cesedi yakılmış - tı. Hiristiyanlığın zubhu rundan evvel yaşıyan insah o cemiyetlerinin ekserisinde ölüleri yakmak âdeti cari ol - duğu halde ilk hiristi- yanlarin ölü yakmayı menetmesi, hiristiyan- 19264 katolik klisesi insanları diri diri yakdırmıştır larca müştik addedilen diğer dir | cülük ve ziynet eşyasi olarak kul - lere mensup olanlara benzememek | lanılır. Bir kazaya kurban olarak içindir. Büyük Şarlmanın (785) ta | ölenlerin cesetlerini itina ile yapıl rihinde neşrettiği kanunun bir mad | mış havadar tabutlar içine koya - desinde “Cenazeleri — müşrik- | rak kerevetler üzerine vazederler. lerin âdeti veçhile— yakan ve ke - | Yeni Kinede ve Torres boğazında | miklerini kül haline getiren kim - | ki adalarda yaşıyan bazı kabileler seler idam olunur., denilmekte - | de cenâzeyi bir hasıra sararak ku- dir. İ lâbesinin dıvarına asarlar, Hasır Katolik kilisesi cenazelerin ya - | İçinde tefessül'eden cenazeden si- kılmösnt şiddetle menâfiği halde | Zarak dökülen mayiler toprak'kap daha 1826 senesi gibi yakın bir za- | lar içine akıtılarak toplanır ve mü | manda bir çok kimselerin diri diri | teveffanın karısı bu mütefessih yakılmasına cevaz vermiştir. (1) mayileri içer. Gene bu kabileler - Biz bu Yazılarımızla eski ve yeni! den bazıları ölen çocuklarını ter - devirlerin taassuplarını tenkit et - | ketmezler. Çocuğun cesedini iske- mek, onların pek muhtelif olan tedfin âdetleri hakkında mütalea yürütmek yolunda olmadığımız i- çin yalnız hâdiseleri, âdetleri oldu ğu gibi anlatmakla iktifa edeceğiz. Bu âdet ve an'aneleri söylerken bunların ilmi ve fenni âmillerini nsanların âdet y, İleri de zikredeceğiz; arasi. şek defa bulunduklar, bii ahvalinden ve diği lüzumdan doğduğu için ted fin usulleri ile iklim şartlar; ârasm da pek büyük rabıtalaş vardır; e kurak olan mem leri açık oh. bırakarak kuruturlar, bazı a ler, oturdukları memleketin arazi . si taşlık olduğu için mezar kazmı- ya lüzum görmemişlerdir. * Şimali Amerikanın sicak yerle- rinde yaşıyan yerlilerden bazıları bir takım kerevetler yaparak ölü - lerini bu kerevetlerin üzerine ke - yarak kuruturlar, bulundukları ye rin hayası ve iklimi müsait oldu - ğundan cenazeler, kerevetler üze- rinde az zamanda kurur. Afrikada ve Büyük Okyanus adalarında ya- şıyan (Mafulu) lar ölülerini bir çu vala koyarak ağaçlara asarlar. (Malais) kabilelerinden bazısı cenazelerini havanın nüfuzuna mü ı memleketin ta. ikliminin göster leketlerde ceset! sait tabutlara koyarak çürütürler, | muayyen bir zaman geçtikten son ra dağılan kemikleri toplıyarak ya karlar, Bu kemikler, bazan büyü - (1) Diri diri yakılmış olan kim- selerden bir takımının ismi tarih- Yerile beraber zikredilmekte ise de sadedimiz haricinde olduğu için | let haline gelinciye kadar annesi | sırtında taşır, Bazı valideler ölen | çocuklarını sırtlarında taşımamak için çocuğunun resmini sırtma (ve şim) yani dövme yaptırır ve bu - nunla iktifa eder. İşte şu bir kaç misal bize bildiğimiz defin usülle- rinden hiç birisine benzemez eğer bu söyledklerimizin yalan olması - na zerre kadar imkân bulunsa zih | nimiz, bunları asla kabul etmez. Fakat bunlar tamamen tari olan ve görülen hâdiselerdir. Hint denizindeki (Amirant) a » dalarında oturan insanlarda gü- lünç olduğundan fazla iğrenç bir tedfin tarzı vardır: (Amirant) adaları ahalisi beşe- riyetin ilk devrelerinde olduğu gi bi meskenlerini su üzerine çakıl - muş kazıklar üzerine inşa ederler. Bunlarda harem ve selâmlık haya tı tamamen caridir. Erkeklerle ka dınlar ayrı ayrı kulübelerde otu - | rurlar, Cenazeler harem dairesine nak- baik elm e İş b başlayınca kadınlar, at ile, lerden ayırırlar, Etler bir sepete konarak denize atılır. Kemikler deniz suyu ile iyice yıkanır ve gön mülür. Yalnız kafatası ve kaburga i kemikleri ile kol kemikleri aliko- nulur, Alıkonulan bu kemikler bir sepete konarak denize sarkıtilır ü- zerlerindeki et bakıyeleri tama - men mahvoluncıya kadar denizde bırakılır, ondan sonra sepet sudan çıkarılır, otlara sarılarak ölünün oturduğu kulübeye nakledilir. Ölü ! | | ocuk var mı, yok mu? Bir mirâs meselesi yü- zünden iki türlü iddia Kahire, 14 (Hususi) — Burada fevkalâde meraklı ve eğlenceli bir dava görüldü. Mevzu şudur: Birkaç ay evel, Kahirenin yük- sek bir memuru ölüyor. Miras tak tida ile müracaat ederek altı aylık ğacak çocuğunun mirasını istiyor. |! Merhumun ailesi itiraz etmiyor yalnız büyük babanın vasi olması- İni istiyorlar, Valde buna razı olmuyor. Mah kemeye müracaat ediyor. Büyük babanın bunak olduğunu iddia e- diyor, Bunun üzerine mahkemede se- kiz aylık hamile olduğunu doktor raporu ve radyografi ile ispat ede- ceğini söylüyor. Mahmeke buna hacet görmüyor ve kadının iddiasını reddedip, bü- İ yük babayı vasi tayin ediyor. Bu ay mahkemenin son safhası taayyün edecekti, Kadın dokuz ayı ikmal ediyordu. Kafat dün kadın mahkemeye bir istida vermiş ve katiyen hami- le olmadığını, doktor raporu ve radyografi ile ispat edeceğini söy» lemiştir. kocası ölmeden evel hayatını sigor ta ettirmiş ve kendilerinden çocu- ğu olmadığı takdirde, bütün para- nın karısına kalacağımı taahhüt et- miştir. Kadın bunu evvelâ bilme- diği için mirasa konmak emeliyle çocuğu olduğunu söylemiş, sonra da inkâr etmiş... Kübada kıyam LA HAVAN, (KÜBA) — 14 (A. A.) — Harbiye nazırı M. A. gada, Nasyonal otelini sarmış © -| lan skerlerin çekilmesini em - retmiğştir. Hükümet M. Dö Çespedese sa- dık zabitlerle bir ihtilâf çıkarmak istemektedir. Bu zabitler şimdi ev lerine dönmekte serbesttirler. a aaa Fransada mavnacıların grevi devam ediyor mu? KONFLANS, (Fransa) 14 (A. A.) — Belediye reisi, polis ve it- | faiyenin yardımına ihtiyaç olma -| dan Uaz nehrinde toplanarak neh ri kapamış olan mavnaları dağıt - tırmıştır. Sükünet olmasına rağmen sey- yar muhafızlar Uaz sahillerini ne- zaret altında bulundurmaktadır. akrabaları takar. Öteki kemikler de akraba arasında taksim edilir, Kafa tasını, ölünün akrabasın - lar. Âyin gününde sabahleyin er - kenden bir sihirbaz gelir kafatası- nı muhafaza etmiş olan akrabanın omuzlarma oturur, saçlarını çeke - rek ondan sihirbazlık kuvveti alır, Dümbelekler çalmmıya başlar, o arakk sihirbaz, ölünün faziletleri- ni anlatır ve düşmanlarına lânet o- kur. Sihirbaz, ölünün kafa tasını e- line'alır, sallıyarak yürümiye baş- lar. Ölünün oğlu yağlı bir sopa ile kafa tasına vurur, “Ey benim pe - derim; senin şerefine hazırladığı - mız bu ziyafeti kabul et! Beni ve milletimi muhâfaza €t! Çocukları» mı sıyanet eyle.. diye bağırır. Bu nutuk irat edildikten sonra tagan- niler ve rakıslarla âyine hitam ve- rilir. Kafa tası itina ile muhafaza bu isimleri koymayı zat addettik. ' nün dişlerinden gerdanlık yaparak | olunur. Meselenin içyüzü şudur: Meğer İ | maşlır. ————-—— " Kral Faysalın ölümü Onu ilk muaye ne eden doktor zehirlenmeyi reddediyor | Irakın siyaseti kral Faysalın ölümünden sonra da | de Kral Faysalın İsviçrede birden sebep oldu. Onun zehirlendiği söy- :niyordu. İsviçreliler şüphelerini te yit edecek vesaiki de buluyorlar , ilân ediyorlardı. o Bunları evvelki nüshamızda yazdık. Şimdi kral Faysalın naşı mum- yalanmış ve memleketine gönderi miştir, Onu mumyalıyan ve ölü - münden sonra kral Faysalın ya - İ nına ilk giren doktor Renter bu i hususta demiştir ki: “.— Ölümünü müteakip Faysalm | yanma girdim. Sureti kat'iyede te- i min edebilirim ki kral kalp sekte - İ sinden gitmiştir. — Bu tahminatınızı neye istinat | ettiriyorsunuz?, Fethimeyt yaptı * nızmı?. — Hayır buna lüzum yoktur. | Mevcut ağraz ve delâil bu kararı verecek kadar kuvvetlidir. Bun- dan başka imunıyalamaya başla - mazdan evvel şu da müşahede e - leşmesi çok ilerlemişti. Binaena - leyh kralın ölümü bu damarın inkıtaıdan ileri gelmiştir. Görü - yorsunuz ki teşhis vazıhtır. Buna dair Faysalın her sene bi- raderi sabık Hicaz kralı Emir Ali ile beraber profesör Kochere gel - diği v isipi,tedavi ettir - dikin ap Air İmdi Son te davi esnasında Asuri isyanının çık ! ması, tedaviyi yarıda bırakarak Ira ka gitmesi, sonra gene tayyare ile | İsviçreye gelmesi hastayı çok mus | ! tarip etmiştir. İraktan son defa İs- viçreye geldiği zaman ahvali sıh. hiyesi bozuktu, yorgun, zayiflamış, tı. O kadar ki İsviçreden gidip tek rar gelinciye kadar 6 kilo zayif - lamıştı. Bununla beraber Faysal her sabah beşte (kalkarak çalıştığını söylemekteydi. İ İ Bu kadar zayif bir vücut, bu kas dar çok çalışınca tabii tahammü - lünden fazla yük taşımış ve inki- taa büyük sebep olmuştur . Ingiltere — Irak 22 eylülden itibaren Cemiyeti Akvamda, Iraktaki Asuriler me - selesinin o müzakeresine başlana- caktır. Kral Faysalın ölümü, bu| müzakerat üzerine ne gibi bir te - sir icra edecektir?. o İşte Londra, i bununla meşguldür. Geçen ay, Cemiyeti Akvam iki şikâyetname almıştır. Bu şikâyetlerin biri hiristiyan Asuriler tarafından yapılmıştı. Di- geri de yerliler tarafından © vuku bulmuş ve şikâyette | Asurilerin kendilerine yaptıkları (o mezalim zikredilmiştir. | Mesele gayet naziktir. Yerliler. ile Irak hükümeti bunu milli hissi- | i yat meselesi o yapmışlar ve Asuri hâdisatı dini bir taassup uyandır - Bir zamanlar İngiliz mandası - nın kalkması için şiddetli neşriyat dildi ki kalbe giden damarın sert» ! kral | gişmiyecek, Ingiltere de mandaya taraftar değil ! miyor. Böyle bir manda (yeni bir sim edileceği esnada, karısı bir iş- ! bire ölmesi bir çok dedikodulara | gaile teşkil edecektir. Kral Faysalın, Cenevrede, ma i hamile olduğunu bildiriyor ve do. | lendi. Buna ait deliller bile topla - | kul bir sureti hal bulacağı ümit € * | diliyordu. Faysalın ani ölümü v#" ziyeti müşkülleştirmiştir. | Bağdat kabinesi, kral Faysal takip ettiği politikadan ayrılmıy?” cağını ve İngiltere — Irak dostlu" ğuna halel getirmiyeceğini söyle“ ! miştir . Eğer Cenevrede müsamahasi# bir milliyetperverlik gösterilirs i o zaman İngiltere mandaterliğini vazetmek için Cemiyeti Akvai nezdinde teşebbüste bulunacak * tır, İşsizliğin yavaş azalmasın” dan memnuniyetsizlik VAŞINGTON, 14 (A. A) - İşsizliğin azalmasının yavaş olu * şundan M. Ruzvelt memnun de * ğildir. Nisanda 13 milyon olarak he * sap edilen işsizlerin sayısı ancak iki milyon kadar azalmıştır. Zirai mahsuller fiatlarının d& yavaş yavaş yükseldiği kanaatin * dedir. | M. Ruzvelt bugünkü fiatlara n# zaran zirai mahsullerin yüzde alt” mış yükselmesini istemektedir. i M. Ruzvelt, küçük esnafın ... tuşlarını arttırmak suretile kalkın ma idaresinin kanunlarını tatbik* ten dolayr Tazlalayan masraflari * nı kapatana kadar Bankalar” kendileri kredi ypmaları için bir tazyik yapmak niyetindedir. Resmi istatistiğe göre (o büyük mağazalar temmuz ayına nazarsf satışlarında yüzde dört nispetin * de bir fazlalık temin etmişlerdir. 1925 ve 1923 satışları endekf olarak yüz rakamı ile gösterildi * ği kabul edilmek şartiyle ağustof ayının endeks rakamı 85, temmu” ; zunki 81 dir. Geçen 15 güne 'nazaran 298 tarihinde nihayetlenen 15 gün i* çinde perakende yiyecek fis yüzde 0,3 artmıştır. yağma Serbest mıntaka PARİS, 14 (A. A.) — Havsf ajansından: , Fransız ve İsviçre hükümetleri serbest mıntaka meselesinin balli için 3 mütehassıs hakem tayiyi"€ karar vermişlerdir. Bu mütehassıs hakemler şun” lardır: M. Ünden (İsveç) M. Lope? Olivan (İspanya), M. Con Bald * i vin (İngiliz). Mütehassıslar mutavassıt ol8 * rak hareket edecekler, fakat ta ” vassut işi bir anlaşma © yal ile neticelenmezse mecburi bir sureti tayin edebileceklerdir. —— 1916 senesine ait bir motörle uçuş Le Bourget, 14 (A.A.) — e tonyalı tayyareci Curkus, 8,30 ş Le Böurgetye, Rigadan kendi gi le yaptığı ve içinde 1916 sene*" hal yapan yerli matbuat, tekrar böyle bir manda altına girmek ihtimali | ile kindar neşriyata başlamışlar - dır. İngiltere hükümetiğ mandasını İ ihya etmeğe pek hahişkâr görün - ait bir Fransız motörü olan ta77* resi ile gelmişti. Ğ Bu tyyareci dün Orlenasi gi ; muştur. Tayyareci, İspanya, Rio de Oro ve Dakar yolu ile hehursta gitmek niyetindedir».

Bu sayıdan diğer sayfalar: