: 7 77-6 — VAKIT 15 Eylül 1933 « gl By Malatya, (Hususi) — Malatya, bağ ve bahçelerile ün alan ve di - yarımızda kendisine has meyvalar etiştiren sulu, yeşil bir memileket- tir. Malatya bu vaziyetini (Derme) adımı taşıyan ve Malatyayı yukarı dan aşağıya sulayan büyük suya medyundur. Şehir eski Malatya mevkiinde iken bile Malatyalılar Derme su «| Yunun membana doğru ufak bağ | evleri yaparak yaz aylarında bu taraflarda oturur, bütün kışlıklar nı burada tedarik eder kışın evle - rine dönerlerdi. Bir asır evvel Mısıra geçen Ha - fız paşa ordusunun, şehirlilerin bağ evlerinde bulunmasından isti- fade ederek Eski Malatyada kış| laması bağ evlerinin genişletilerek | daimi oturulacak bir ev haline gel | mesihe ve Malatyalıların bir daha | kış evlerine, Eski Malatyaya dön - memelerine sebep olmuştur. Eski Malatyaya nisbetle bir şehrin vü - | cut bulması için daha güzel bir ara © zi ve mevkide bulunan bugünkü Malatya meydana gelmiştir. Malatyanın servetini termin eden | asıl kasaba merkezi değildir. Der | me suyunun membana doğru, su - yu takıben alt alta dizilmiş bağ ve © bahçe köyleridir. Bu köylerdekiler © bağ ve bahçe işlerile uğraşırlar. “Malatyanın meşhur kayısıları, şef- talileri elmaları bu köylerde yeti - $ir ve bu köylülerin ellerile hazır - i lanır, piyasaya çıkarılır, Bağ köylerinin sol aşağısında bü yük ekili topraklar ve pirinç çel - tikleri vardır. Buraların su ihtiyacını gene Der | me suyu görür. Bu köylerin mec « muu on beşi bulur. Malatyada Ba har ve yaz aylarında su sıkıntısı z rr. Köylüler topraklarını su - — lamak için sıra beklerler, çok defa in yüzden kavgalar, hattâ cinayet “ler olur. Hayat kaynağı olan Derme bu köylerin su ihtiyacını temin ettik - » ten başka Malatyayı aydınlatan e- © lektrik mak'nelerini işletir, Malat- © ya şehrinin bülün evlerine gayri muntazam bir şekilde girer, çıkar. Buradaki su ihtiyacını da temin et tikten sonra aşağıda beş altı değir men döndürür. İl © Malatyada su idaresi, teşekkül eder efmez Derme suyunun mecra sını değiştirmek fikri hasıl oldu. Bu gayri mantıki fikir bugün tat - bik sahasına konacak kadar ilerle di. Bu fikre göre Derme suyu iska | e e yy yg ber: Memleket m Sy Ayyy g Malatyanın su derdi nasıl giderilecek? Derme çayının mecrasını değiş- tirmek doğru olur mu? yüzlerce senedenberi imar edilmiş servet membaı köyleri harap ede- | cektir. Maksat Eski Malatyaya su| götürmek ise bu başka taraftan te min edilebilir, Ufak bir tetkik eski zamanlarda bile Eski Malatyayı sulayan suyun ylnız Derme suyu ol madığmı gösterir. Malatyaya pek | yakın olan Şahnadan köyü yanla- rındaki suyun bentler yapılmak su İ retile Eski Malatyaya aktıldığı ve bu sudan çok istifade edilmiş oldu ğu görülür. Boş yere denecek ka - dar faydasız akan ve ileride Toh- ma suyuna dökülen bu suyun götü rülmesi çok az paraya bağlı oldu - | ğu gibi başka köylere de zararı do| kunmaz Bu suyun eskiden de Eski Malat ! yaya akıtıldığı bugünkü bentler | ve mecralar enkazından anlaşıl | maktadır. Bundan yıllarca evvel bile Derme suyunu yalnız bağ ve i bahçe köylerine ve bugünkü mınta İ kasma hasrederek onu büyük bir kıskançlıkla başka tarafa sarfet - memişler; Eski Malatyayı mak için diğer taraflardan çare aramışlar nihayet o Şahnahandan geçen suyu götürmeyi düşünmüş - İZMİRDE Fransız âlimi Eski Türk medeniyetine dair ehemmiyetli bir konferans verdi İzmirde bulunmakta olan Tu- luz üniversitesi (o asarıatika âlimi profesör Alfred Laumonier İzmir halkevinde eski Türk medeniyeti ve medeniyetin menşei hakkında bir konferans vermiştir. Konfe - ransı dinlemek için vali Kâzım, müstahkem mevki kumandanı Hü olan Ali Hikmet Paşalarla, profe- sör Egli, Profesör Kell, (Fransız ceneral konsolosu ve konsolosha - ne erkânı, diğer (o konsoloslardan bazıları, maarif müdürü ve maa - rif erkânı, İzmir muallimleri ve birçok münevverler halkevi salo- nunu doldurmuşlardı. Profesör Laumonier konferan - sına başlamazdan evvel vali Kâ - zım paşaya, cümhuriyet halk fır- kasına ve halkevine salonu ken - disine tahsis ettiklerinden dolayı teşekkür ettiğini ve bu kadar gü- zide bir heyete hitap etmek şere- fine nail olduğundan dolayı bah- tiyar olduğunu söyledikten sonra, Hititlerin bir tarihçesini yapmak suretile konferansına başlamıştır. Milâttan dört bin sene evvelin - ler ve bunda muvaffak olmuşlar - dır. Dünkü insan eli o suyu götü - rüp ondan istifade ederken bugün | kü fen âlemi şüphesiz daha az za- | manda o suyu götürüp istifade e - der? Esasen tetkik ve mesaha edi- lecek olursa Dreme suyu yukarıda kalan araziyi sulamaya ancak ki « fayet eder. Pek az olan çorak bir | araziyi sulayalım derken mamure leri harap etmiyelim. Omer Cemal İzmirde bir N kazası İzmirde birinci kordonda Ga- zi heykeli önünde bir tramvay ka- zası olmuş, ve dört yaşında bir kızcağız başı tramvay © tekerleği altında ezilerek feci surette öl - tramvay müştür. İbrahim kızı Melâhat geçmek- den başlıyan Hitit medeniyetinin tekâmül devirlerini izah ve bu medeniyetin milâttan evvel on üçüncü asırda tekâmülün had- di gayesine ulaştığını söylemiştir. Her tekâmülün haddi gayeye vu - sulünden sonra inhitat devri baş- ladığını beyan ile bu medeniyetin de on üçüncü asırda inhitata yüz çevirdiğini izah etmiştir. Profesör sözlerine devam ede- rek şimdiye kadar dünyaca mede- niyetin menşei Yunan medeniyeti olarak kabul edildiğini, fakat bu- gün ilim âleminde kanaatin tama- miyle değiştiğini, Yunan medeni. yetinin, ancak bir nakil vazifesini gördüğünü ve medeniyeti Hitit - lerden aldığını, asıl dünya mede- i nyetinin Yunanlılardan çok evvel | Hititlerde inkişaf ettiğini, elde e- | seyin Hüsnü, İzmirde bulunmakta | “tahya Halkevi Kütahyada avcılar bay- ramı nasıl geçti Muhasebei hususiye müdürü yirmiliğe kurşun atıyor Kütahya avcıları ve KÜTAHYA, (Hususi) — Kü- spor komitesi ve Avcılar Birliği Reisi eczacı Salâ « hattin Cemal bey tarafından ter - tip edilen av gezintisi çok iyi geç- miştir. Kütahyanın avcı klübüne men- sup Müdür, Doktor, eczacı, tüc - car, kahveci, çiftçi, gibi memleketin her züm - ötelci, lokantacı, İresinden yüze yakın avcı ve baş- ta Kütahyanın çalışkan valisi Sa- hip bey olduğu halde, belediye re- isi, adliye ve maliye, sıhhiye, raat müdür ve rüesası Zi- encümen azaları, muallimler, davetliler a - | İrasında idi: Tam yerinde intihap eylemiş | edilen bu bayram, memleketin 15 kilometre mesafesinde Porsuk ça: yı namile anılan yerde (yapıldı. Muhit volkanik ve dağlık olduğu için avcıların tamamiyle işine ya- rıyacak bir saha idi. Ayni zaman- da Porsuk kaynağı etrafında ta - biatm zümrüt gibi bezediği ağaç- lar alayı, davetlilerin hoşlanaca « ğı bir mesireydi. Bir gün evvel koyunlar, kuzu- | lar, kazanlar gitmişti. Gecenin sa- at üç buçuğunda avcılar tüfekle » | rini, mavzerlerini, av köpeklerini, çantalarını alarak gitmiye başla - dılar, Gündüz saat 10 da başta Kütahya genç niliğinin lideri genç valisi bulun- duğu halde davetliler kafile ha - linde kamyon ve sair vesaitle Bay nin, Kütahya ye | davetlileri bir arada | Bilhassa bu işi muvaffakiyetle i - dare eden eller hatasız; noksansız | misafirleri izaz ettiler. Bu sırada avcıların bulunduğu arazide av İ* çin attıkları tüfek ve mavzer ses- leri kulakları dolduruyordu. Bay» ram yerinin karşısındaki dağ ya * maçlarından Porsuk karşılarından kütle kütle Omesireye inen avcıların ellerinde tavşanlar, kek- | likler görülüyordu. Gerek av tüfe- ği ve gerek mavzerle hedefe, nişan lar alındı. Yirmi para havaya atı- larak avcılık, atıcılık müsabaka » ları yapıldı. Hususi muhasebe mü“ dürü Rauf bev tarafından defaat- le havada yirmi parayı vurmak suretiyle avcılık, atıcılık şampi - yonluğunu kazandı. Bir eliyle si- lâhı atarak havadaki karpuz ka - buğunu parçalayınca, bütün ha - hazırunun takdirine mazhar oldu. Milli oyunlar, eğlenceleri müteakip akşam saat 18 de av * det şen şatır surette başladı. canlı Şehre yaklaşılırken otomobil * lerden inildi. Methalde istikbalci- lerin şen bandosunun iltihakiyle ve tezahüratla halkevi (o salonuna gelindi. Dinlenildi, eğlenildi. Geç vakit oradan herkes evine istira- hate çekildi. Kütahya sporunun en kıymetli, en canlı şubesini teşkil eden ve yurdumuzun müdafaası hazır - lamak cihetinden de faydalı olan | dilen delâile nazaran, Hititlerin İ ram yerine vardılar. Daha bir gün | (Avcılık) bayramı bu suretle pek te olan tramvay arabasının ansı - | gerek askerlikte ve gerek içtimai- | zın önüne çıkmış ve tekerlek al - | yatta çok ileri gittiğini, hatta me- | tmda kalmışlır. deni ve ceza kanunları olduğunu, Kızcağız aldığı yaranın tesiri. | Akdeniz sahillerine kadar gelen le derhal ölmüştür Hititlerin Hindi Avrupai kavim «| Tramvay sürücüsü Ahmet Ham | ler tarafından hücuma maruz kal- dığını, fakat Hititlere asıl (o ölüm! darbesinin Firijyenler tarafından ğından serbest bırakılmıştır. indirildiğini, bu suretle Hitit i izl Güze algimepay paratorluğunun ortadan kalktığı - Iki köyde iki cinayet İ nı, fakat medeniyetinin levye! RİZE, — Kendirli i eylediğini söylemiş, bir müddet Kaz Ahıbet ea sonra Firijyenlerin de Hitit mede- | | niyetine intibak eylediklerini ve dinin ifadesi alınmış ve sun'u taksiri olmadığı anlaşıldı - kazada köyünden oğullarından Ali, evvelden hazırlanmış | halılar, | | kilimler serildi. Sofralar kuruldu. ! Trabzon sokaklarına . ! bıldırcın yağıyor ! TRABZON, 14 — Bir hafta. danberi süren yağmurlardan son - ra Trabzon yeni bir yağmura tu - tuldu: Bıldırcın yağmuru. İki gecedir piyasaya sağanak halinde bıldırcın yağmaktadır. So kaklarda, bahçelerde, caddelerde kaldırımlar üzerinde herkes el ile bıldırcın tutuyor. Bu sene şim- tatlı geçti. Hamdi Ayağında bir kâğıt bağlı olan bir leylek KOYUNELİ; 10 (Hususi) — Nahiyemizin (Akçakoyun) köyü * ne bundan bir müddet evvel geler leyleklerden birinin ayağında a * lüminyomdan bir halka görül - müştür. Halen kariye mubtarında bulunan halkanın üzerinde: ayni köyden uzun Ali oğulların - dan Hüseyin oğlu Mehmedi 50! kuruş alacak yüzünden — bıçakla | yaralamış ve öldürmüştür. Katil | yakalanmıştır. ga Vogelwart, Ressitten, Germa © nita, Urgent, Retcur, M. 32963 ya” fzılıdır. | bu medeniyeti Yunanistana nak - | diye kadar görülmemiş derecede i ettiklerini anlatmıştır. bol bıldırcın vardır. Profesör konferansını bitirir - — ken, bu hususta henüz iptidai bir | beler olduğunu öğrenerek mede - devrede bulunduğunu, Anadoluda | niyet âlemini bu harabelerden ha- sı vesilesile imar ettiği köylerden geçtiği mecrasından alınarak yu - karıdan Beydağı eteklerinden geçi rilerek bütün bu köylere hiç men - —e—— faati dokunmadan sekiz saat aşağı daki Eski Malatyaya akıtılacak ve eski Malatya mevkiindeki ekili top rakları sulayacakmış. Çok sakat olan bu fikir düşünülecek olursa tatbik edilemiyecek kadar bü; Eskişehirde telefon | namütenahi Hitit eserleri ve ha - | Türk! ! rabeleri mevcut olduğunu, berdar etmelerini rica etmiş ve: — Yapılacak olan bu iş, yal - Eskişehir, — Şehrimizde otoma : Münevverlerinin bunlarla yakm: | nız dünya medeniyetinin menşei - tik telefon tesisatı yapılmaktadır. Tesisat ay nihayetinde ikmal edi - İ lecek ve muhaberata başlanacak - bir paraya mütevakkıf olduğu gibi | tır. i dan alâkadar olmaları icap eyle » j diğini, bilhassa köy muallimleri - il; köy ihtiyarları ve çobanlarla | görüşerek nerelerde ne gibi hara- ni göstermekle kalmıyacaktır. A-| sıl ehemmiyeti Türklerin mazisini , aydınlatmış olmasındadır demiş- ) tir. Buğday Mübayaası Eskişehir — Ziraat Bankası buğ day mübaycasına devam etmekte” dir. Mübayaatı kontrol etmek üze re banka ş2“'srinden Vehbi Bey Ankaradan buraya gelmiştir. |