FRANS 7 — VAKIT 16 Haziran 1933 — © ŞUBERT » yaşında hayata gözlerini yuman bu san'atkâr, en büyük zevki iztırapta bulmuştur iy ve kıymetli musiki san'at- mz Celile Enis Hanımın San'- Sayıfamıza muntazaman musiki galeri yazmak vadinde bulun : Brahms hakkın - ini geçen hafta Şübert'e dair olan i- | Az, Yazısını da bugün koyuyo - | Bu İsim, seven, ve duygu besli - ya, Eönülleri titretir. Fantezi, hul- i Ve tabiate âşık gençliğin ebe- “vgilisi olarak kaldı, Bütün ru- ti, tomantik olan Şübert'in melo- Ai *i bu toprağa yıldızlardan in - Msini verir. O melodiler, bizi Ri küçük ırmakların kenarına, iy kır çiçeklerine, nihayetsiz Üy, lere neşe içinde götürür. N "dan fışkıran taze bir hayat - Şap ranları, dağları gezeriz. Kiti €rt'in musikisinde tabiatin N neşe ve büznü çınlar. O, e - i, Tüzgârdan heyecan duyan lirik San'atkârdır. tu, bert, şarkı sahasında irişil - My sekliklere çıktı. Yarattığı iy, *den birisi, meşhur Mülle - | güzel değirmem- | 4 Diz schöne,, bi, X, İsminde 18 şarkılı küçük hikâyesidir: Kenari küçük bir derenin ke - lem bir genç, güzel bir in i kızına tesadüf eder. Yes, , Zinin doğurduğu ümitli, he- » gizli korkulu, tatlı kreşen İN Çinde dokuzuncu şarkıya | 3 * devam eder. Çok kısa süren k "sarkıda biten saadet zaman- Sevgilisinin hiyaneti ile zehir Si, Ondan Sonra bütün şarkılar Ibinde açtığı yaraların, kal kime ezici istrarparın i - ir. Aldatılan genç, derin bir | acı ile sesinde teselli bulduğu de - reye tekrar dönere. “Winterreise,, “kış oseyahati,,: Şübertin çok sevilen, konser prog- şaheseridir. Hayatının son senele - rinde yazdığı bu 24 şarkı hüzün, keder ve hasretle doludur.. Hasta bestekârın bütün ümitsizliği, haya ta kızgınlığı bu şarkılarda duyu - Vur, Bu eserleri vücude getirdiği sr ralarda bir gün Şübert bir arkada- İşma: “İnsanlara en fazla zevk ve- İren musiki, istirabın doğurduğu | musikidir,, demişti. Şübert, sayısız o şarkılarından başka bir çok triolar, kuvartet'ler, varyasyonlar sonatlar, piyano için Katrmenler, (4 mains) mesler ve senfoniler yazdı. Üstat, bütün büyük adamlar gi- bi anlaşılamadı. Muvaffakıyetsiz - lik, parasızlık, mütemadiyen neşe- sini ümitlerini kırdı Uzun hasta - Iıklarında yalnız ve kimsesizdi. O- nan dehasını hayatta yalnız Betho fen anlamış ve “Şübertte ilâhi bir kıvılcım #ar.,, demişti, Büyük bestekâr, vatanı olan Vi- yanada kendisi için dikilen hey - | kelleri şerefine yapılan bayram - ları, alkış tufanları kopan konser salonlarını göremedi. “Genç kız ve ölüm,, şarkısında tasvir ettiği ölüm, bütün o muka - vemet edilmez kuvveti ile kendisi ni de 32 yaşını bitrimeden aldı gö- türdü, Şübertin taze bir hayat (sunan şarkıları beşeriyette taganni kabi- liyeti kaldıkça, kırlarda, ormanlar | da, salonlarda söylenecek ve akis- leri duygusu, zevki olan kalplerde çımlıyacaktır. Celile Enis Adanada musiki hayat: | kana erkek muallim Yu az (Hususi) — Adanamız Yün 2 im musiki hayatı Asir defa kız lise - i Ph... hp mizin kıymetli musiki ip Bi, e konser verdiler.. İlan ki gün evvel de erk ii Meki ia el de erkekmu- ç e Miş inde bir musiki zıya- idi. Musiki muallimi ae > uallimi Sa - Ne idaresi altındaki talebe ve garp musikisinin en larda, rm çaldılar. Solo dikkatle dinlenildi, mektebi konser heyeti kırk kişilik koro heyetinin söyle - diği çift sesli şarkılar da pek zi - yade alkışlandı. Seslerdeki ahenk, falsosuzluk takdirle karşılandı.. Mektepte görülen bu canlı varlık yüzlerce münevver davetliyi haz içinde yaşattı. Mektebin musiki kolunun bu faliyetini faydalı bir şekle koyan müdür Necmettin Halil ve musu - ki muallimi Safa Beyler tebrik e- dildi. ramlarında hiç eksik olmıyan bir Dil i Eski Mısır metin- | lerinde Türk izleri Dünyanın en eski ve büyük me- deniyetlerinden birini | eserlerile | gösteden Mısırın en eski zaman - İlarda aslen Türk olan ve şimdiki halde Afrikanın büyük çölünde o- turan Tuarekler olduğu ilmin son | cereyanlarında tamamen tahak - kuk etmiş bulunan bir hakikattir. Milâttan beş bin sene evvel Sü: | veyş kanalından geçip orada bul- dukları Libyalı — (kıvırcık saçlı - lar) la temasta bulunarak bun - larla karışmış olan bu Türklerle kendilerinden üç bin sene sonra ye ni bir akın neticesi gelip hükümet idaresini ellerine alan Alam Türk- lerinden Hiksos (Ige — 60s) lar devrinde Mısır, elimize intikal e - debilen en mühim medeniyet eser lerini bırakmıştır. | Bu medeniyetin büyüklüğünü | gösteren yazılar bizzat eski saray | harabeleri divanlarında, ehramlar daki imparatorların mezarları için de, (Sarcophages) tabutlarının üs tünde, ve bulunan papirus kâğrtla- rında okunuyor. Elân Mısırın eski ahalisinin bakiyesi olan Koptlar ta rafından konuşulan bu lisanın en eski şekline ait olan bu Hieroglif yazılarında daha çok menşeine ya kın olan izler daha bariz bir şekil- de görülmektedir. Derin ve ciddi bir tetebbü bunu daha çok vuzuh ve kat'iyyetle meydana çikaracak tır. Bu yazılarda şimdiye kadar te- | sadüf ettiğim bazı müşabehetleri kaydediyorum: 1 — Türklerin içtimai hayatın - da pek mühim bir mevkii olan ka dın ((Katun, Katm) eski Mısırlı - larda da ayni yüksek mevkie çıka rılmıştır. Bütün Türk diyalektlerin de birbirine yakın suretler göste « İren bu kelime hiyerogiflerde (Kat) şeklinde okunur, 2 — Türklerin cibilli ve fıtri o - , lan atalara hürmet ve onları unut- mamak hasleti eski Mısırlılarda da görülür. Hattâ bu kelime gene bü- tün Türk diyalektlerinde ayni şe - kilde görüldüğü gibi hiyeroğlifler- de de ataf olarak okunur, 3 — Bugünkü lisanda, konuşur- ken (nan, nen) diye telâffuz etti- ğimiz ve “Divanı lügat - üt . Türk, de (kan ken,) şeklinde görülen | musahabet edatı hiyeroğliflerde (han) oarak okunuyor, 4 — Bundan başka müşterek Türk dilile alâkadar pek çok keli- meler vardır ki bunlardan bir ka - gını arzediyorum: Mana — meme. (Kep — kap - mak, tutmak (Honu—ulu, (Do — İ dağ. (Kar — karın). (Sah — saç.) (Pfis — pişirmek.) (Mou, — o -| müz) vesaire.. Asaf Hâlet Hüseyin Rahmi Beyin yeni romanı Üstat Hüseyin Rahmi Beyin ev- velce gazetemizde tefrika edilmiş olan Şeytan izi isimli güzel ve me- raklı romanı İbrahim Hilmi kitap hanesi tarafından kitap halinde neşredilmiştir. Tavsiye ederiz. AHMET HAŞİM Büstü, Yaşı, diploması Ahmet Haşi- min ölümünden sonra Güzel Sa- natlar akademi- sindeki talebesi tarafmdan şai - rin yeni bir hey kelinin yapılma sına imkân ve - rilmek üzere yü zünün maski alınmıştı. Ahmet Haşi- min evvelce de bir büstü yapıl - mıştı. Bu müna sebetle onu ha - tırladık; bundan bir iki yıl evvel heykeltraş Sabiha Hanım tara: fından yapılmış olan bu büstün heykeltraşla birlikte çekilmiş bir resmini elde ettik, dercedi - yoruz. Sabiha Hanımın yapmış oldu- ğu büstü Ahmet Haşim, çok be- ğenmişti. Büst, şairin evindedir, Ahmet Haşimin ölümünden sonra gazetelerde tercemei ha - linden bahsedilirken yaşı hak - kındada her gazetede başka başka rakamlar çıkmıştı. Ahmet Konservatuvarda Dünden itibaren imti- hanlara başlanıldı İstanbul konservatuvarının ısla- hı için belediyece kendisiyle mu- kavele yapılmış olan Profesör Marksın bir iki gün evvel tekrar şehrimize geldiğini yazmıştık. Mütehassıs, konservatuvarın ta- şınmış olduğu Beyoğlundaki eski Kroker oteli binasını, bir konser- vatuvar için bütün evsafı haiz ol- mamakla beraber (müessesenin Şehzade başındaki eski binasına nazaran müreccah bulmuştur. Profesör Marks, mukavelesi mucibince bu seferki gelişinde de İstanbulda yirmi gün kalacaktır.. Profesör, bu müddet zarfında mü essesenin bütün talebesinin mük - tesebatını ayrı ayrı tetkik edecek- tir. Bunun için dünden itibaren konservatuvarda imtihanlara baş- lanılmıştır. İmtihanlarda Mösyö Marks bizzat hazır bulunmakta - dır. Mütehassıstan başka konser - vatuvar müdürü Yusuf Zıya Bey Profesörün geçen seferki gelişin - de teşkil edilmiş olan müşavir sa- nat heyeti ve alâkadar zümre mu- allimleri de imtihanlarda bulun - maktadırlar. Konservatuvardaki imtihanlar salı günü bitecektir. Profesör Marks, ondan sonra şehir bando- su hakkında tetkiklerde buluna - caktır, Aleksandr Düma müzesi Pariste Fransız edibi sandr Dümanın eserlerinin, yazı - larının, eşyasının ve hatıralarının bir araya toplanması suretile vü « cude getirilmiş olan Aleksandr Düma müzesi son zamanlarda ye niden rslah edilmiş, muharrire ait toplanılan muhtelif yeni eşya, ki - Alek -| Haşim, nüfus kayıtlarında 1303 yılmda Bağdatta doğmuş olarak | yazılıdır. Bu hesaba göre tam kırk altı yaşında ölmüştür." | Ahmet Haşim, esbak Fizan İ mutasarrıfı merhum Arif Hik - met Beyin oğludur. Galatasaray | lisesinde (eski ismile Mektebi Sultani) okumuştur. Edebiyatı - | mızın bu kuvvetli imzası, garip- tir ki, mektepten mezun olurken i edebiyat zümresinden “Karibi â lâ,, derece ile şahadetname al - mıştır. Artistik muhabere İkinci Katerinanın Grim- m'e yazdığı mektuplar Fransız muharrilerinden Mösyö Louis Râau, son zamanlarda hay- li alâka uyandırmış olan bir eser neşretmiştir, Fransız san'atı tarihi “| cemiyeti neşriyatı arasında çık - mış olan bu eser, meşhur Fransız edip ve münekkidi Baron de | Grimm ile Rus Çarı üçüncü Petro- nun meşhur karısı ikinci Katerin arasındaki “artistik muhabere,, ye âit vesikaları ihtiva etmektedir. Baron de Grimm ismile tanın - mış olan Fröderic — Melchior'nün (1723 — 1807) echebi saraylarile muhabereleri ötedenberi malüm - dur. Bu muhaberelerde Didero ile Meister'in de yazı yardımında bu- lunmuş oldukları biliniyordu. Bu arada Grimm'in ikinci oOFredrik'e i göndermiş olduğu mektuplar da vardır. İ OGrimm'in ikinci Katerina'ya | göndermiş olduğu bazı mektuplar la almış olduğu cevaplar da ayrı ciltler halinde neşredilmişti. Viyana Fransız enstitüsü müdü- rü olan Mösyö Louis Reau, Grimm le Rus İmparatoriçesinin birbirle- rine yazmış oldukları bilinen ve bilinmiyen uzun ve karışık mek - tuplarını toplamış, tanzim ve ten - sik etmiş, iki tarafın o birbirlerine cevap olan yazılarını bir arada neş relmiştir. Muharrir, imparatoriçe ile Fran sız edibi arasındaki artistik mu - haberenin daha iyi anlaşılabilmesi için bunlara bir çok notlar ve bir mukaddime ilâve etmiştir. amaa aaa tap, yazı ve resimlerle zenginleş - tirilmistir . Islah ve tanzimi için bir zaman- danberi ziyaretçilere kapalı tutu - lan Aleksandr Düma müzesi, hal- i ka yeniden açılmıştır. f ı |