© —6— YAKIT 3 Haziran 1933 217 sene öncebir Türk sefiri esner sensen ANNAN BAE RUKA AAA BA AMA 58858000483 aama mana 28 Mehmet Efendinin Paris seyahatnamesi —u1— Biz de arabadan oçıktık, ata bizdik, lala ile yola düzeldik. Kral önümüzden © gidiyordu. Evvelâ Bir ovadan geçtik, sonra bir sahraya vardık. Kralın avcr- ları Şahin, Toğan, o Songur, gibi kuşları boğazlarından birer iple bağlıyarak getirmişlerdi. Bunlar pek emsalsiz kuşlardı.- Bunları av- cılar evvelce avlamışlar, hazırla" mışlar, buraya kadar getirmişler- di. Bunları salrverdiler, sonra ge- ne avladılar, Bazen bir tavşan sa- veriyorlar ve bir tazıya bu tav- şanı tutturuyorlardı. Turna, Ba- lıkçıl, Kartal, Karakuş makulesi hayvanların Şahinlerle avlanmasır mı temaşa ederdik. Üç, dört saat bunların seyri ile zevklendik. Biz Lala ile sohbet (o ederken Kral da meğer av temaşasına bi- zim temaşamızı tercih etmiş, bi- zi gözetlermiş. Her ne hal ise, av tamam oldu. Geri döndük, Bir iki gün sonra Kont dö Tu- loz gelmiş, varıp sahibi devlet E- ferdimizin mektubunu kendisine verdik. Sefir kralların pek gözdesi i- miş. Mevkii de pek yüksek oldu- ğundan ayağına kadar gittik. Var- dığımızda merdiven başında bizi istikbal etti. Dönerken © arabaya bininceye kadar bizi getirdi. Bir iki gün sonra da Kralın La- lası bizi ziyarete geldi. Oğullarını da beraber getirmişti: — Kralımız sizi görmeğe o ka- dar müştaktir ki elinden gelse bi- zimle beraber gelecekti. | | Bir müddet sonra kral da bah- çesinden çıkıp geldi. Bize iltifat etti, aşinalık ederek o hususi ara- basına bindi. Biz dearaba içinde kalkıp aşinalık ederek onun ara- bası yanında dolaşmağa başladık. Kur dedikleri meydan büyük ve ferah bir çemenzar olup yüksek ağaçlarla dolu idi. Bu ağaçlar öy- le hendese üzere dikilmiş ki biri- birinden zerrece (o farkı yok. Doğrusu seyrü temaşası hoştur, gam defeder, o yürek açar. Dört beş defa araba ile etrafında do- laştık, Hesapsız arabalar Peri peyker güzellerle gümüş bedenlerle dolu idi. Bunların da temaşası başka bir güna halet verirdi. e Akşama kadar bu cilve ile dolaşıp eğlen- dik. Akşam Lala Mareşal geldi: — Harp esnasında kral aske- rinin ne güna olduğunu merak e- der misiniz? Diye sordu.- Biz de rağbet gös“ terdik. — Yarın kral askerini temaşa- ya çıkacaktır, Dedi, ertesi gün ye- şillik içinde koca bir meydana var- dık. Burada göz alabildiğine piya- de asker saf olmuşlar, bayrakları- nı açmışlar. Bir tarafta kralın ak- rabası prenses ve düşeslerin a- rabalarile bekledikleri yerde biz İde arabamızla kralr © beklemeğe | i başladık. Vasi olan oODük oDörlean Diye lâtifeler etti, iki gün son- oğullarile ve bir kaç Mareşal ile ra Ücnt dö Tuloz da ziyaretimize gelerek kendisile görüştük, Kral ile elçileri- buluşturucu zata teş - rifatçı derler, bunlar iki kişi olup biri büyük, biri küçüktür. İşte bunların büyüğü prens ol- duğu için pek ziyade itibar olu- metdu. Kral sarayi yakininde kur de- nil&n açıklık bir yer vardır. Bura- da kral ara sıra gezinmek için arabasına biner, şehrin kibar ka- dın ve kızları da kralı görmek ve ona görünmek için önunla bir- likte gezinirlermiş. — Eğer oraya giderseniz pek memnun olacaksınız. Kral da si- Zi görmeğe o pek hahişkerdir, Pağis halkı da sizi görmek ister. Dediler. Paris halkı ömürlerin- de Müslüman © görmedikleri gibi Osmanlı libası da görmediklerin- den bize hayran hayran bakarlar- dı. “Evaafımızı krala anlattıkça kralırt iştiyakı artarmış. Bahusus kendisi çocuk © olduğu için böyle nadide şeyleri görmeğe can atar- dı. Amma ikisi de bir bizi davet etmasi merasime © uymadığı için yanındakiler bir kolayını bularak bim krala seyrettirirlerdi. Bir gün kral çıkacak olmuş. Bize haber gönderdiler, arabaya binerek kral bahçesi © önündeki kura vazdık. Kur meydan mana - smadır. Burada beş, altı yüz ka - dar araba kralın gelmesini bek— lemek üzere toplanmış. Kralın o yerde gezinmek için mahsus Lalası ile kendisi otura- cak kadar dört köşe şeklinde ya - pılış, etrafı açık süslü bir araba- » vardır ki bizim arabayi onun yanma götürdüler, Kralm arabası 2 ve devlet erkânı ile geldiler, Devamı Var san anan 9 eylül izmir pa- nayırı için Büyük hazırlıklar IZMIR, 2 (A.A.) — Dokuz Ey- lâl panayırı için müracaatlar gel- mektedir. Teşkil edilen tali komite her ğun toplanarak komisyona vere - ceği raporları (o hazırlamaktadır. Sergi mahalli olacak yerin etra - fının çevrilmesi ve kapılar yaptr- rılması, Karşyaka, Buca, Burnova trenlerine halkın o günlerde “ko - lay ve ucuz gelip gitmesi ve diğer nakil vasıtalarının çoğaltılması , panayırın Türkiye o radyolariyle reklâm edilmesi, Galatasaray ve j Bursa sergilerinde Oo panayır için aşi sergisinde bir küçük pavyon açı- larak panayıra iştirak edeceklerin muamelelerinin orada yapılması, bir çok çeşitli eğlenceler bulun - durulmak suretiyle eğlence yerle- rine çok ehemmiyet ( verilmesi, bahriye mızikasınm getirilmesi, Darülbedayi veya operet heyeti - nin İzmire gelerek temsiller ver - mesinin temini, deve güreşleri, a « laturka ve alafranga pehlivan gü- reşleri, mühim futbol maçları ya - pılması, İzmire gelecek ziyaretçi- ler için Efez harabelerine, eBrga- maya ve Çeşmeye seyahatler ter - tibi. Birinci kordonda şehir gazino - su önünde bir Venedik gecesi ya- pılması, deniz yüzme müsabaka - ları, şehir koşusu, bisiklet yarışı ve daha bir çok yarışlar, Istanbulda © en kalabalık yer- Buğday için Kurt, Kuzu, Kartal Kavgası — Londrada büyük bir konferans BELGRAT,Z (A.A.) — Belgrat ta çıkan Vreme gazetesi Hazira - nın ilk günlerinde Londrada Ame- rikan, Kanada, Avusturya ve Ar- jantin mürahhaslarının iştirakiyle toplanacak olan buğday konferan- sı hakında yezdığı bir makelede merkezi ve şarki Avrupadaki zira- atçi memleketlerin bu konferansa davet edilmediğini kayderek diyor ki: Stresa konferansında elde edi- len değersiz neticeler karşısında ve gümrük resimlerinin muttasıl artmasından dolayı Avrupadaki ziraatçi memleketleri Londrada toplanacak dünya iktısat konfe - ransına müşterek bir programla ve açıkça ifade olunacak isteklerle gitmelidir. “Avrupadaki ziraatçi memle - i ketler 3 vazife karşısında bulun - maktadır: 1 — ihracatlarını Okyanosun ö- tesindeki devletlerin zararma o - lan artırmak, 2 — Gümrük resimlerinin azal - tılması. Bu resimler, Okyanosun ötesindeki memleketlerden ithal e- dilen Ohububata ait resimlerden daha aşağı olmalıdır. 3 — Fiatlarm artırılması. Bu fi- atlar istihsal ve nakil masrafları - nr hiç değilse kapatabilmelidir . Vreme gazetesi yazısını şu söz - lerle bitirmiştir: “Bu vaziyete bir hal çaresi bu- lunması ancak ziraatçi memle - ketlerin mali ve iktısadi işlerinin düzeltilmesini mümkün kılacak beynelmilel bir anlaşma ile kabil olabilecektir. Haziranın beşinci ve altıncı günleri Bükreşte toplana - | cak ziraatçi memleketler konfe - jTansının gayesi ziraat mahsulleri- nin sürülüp satılmasını teminden ibaret olmalıdır.,, Almanya ve 4 devlet misakına a : iştiraki Cenevre, 2 (A.A) — Almanya dört devlet misakına iştirakini si - lâhları azaltma konferansının ka - rarları hakkında dama şimdiden hüküm verilmesini tazammun e - den yahut Cerievrede Fransız mu - rahhaş heyetinin öteden beri mü - dafaa etiği tezlere uygun düşmi - yen bir takım şartlara bağlı tuttu » ğundan misakın kat'i surette akti için biraz daha zaman geçmesi muhtemeldir , Bundan başka Sir Con Simon ile baron Aloisi, Cenevreden ayrıldık. tan sonra M. Pol Bonkur dört dev let misakı hakkında herhangi bir | müzakereye devam etmiş değil - idir. Diğer taraftan Roma hükümeti tarafından teklif edilen son metin de Fransız hükümetinin eline ge - çeli daha 48 saat olmuştur. M. Pol Bonkur, dün akşam Parise dönmüş tür. Orada, M, Norman Davis'in iş teği üzerine, gelecek Salı günü M. Davis, Sir Con Simon, M. Daladye | . Pol Bonkur arasında bazı gö | rüşmeler yapılması muhtemel oldu ğu söylenmektedir. de iki minare arasında İzmir pa - nayırına iştirak ediniz mahayası - nın yaptır: teşebüsler komitece (tesbit edil -| darı ile kavga etmişti. Kayserin| birader siz misiniz?» —7 Nu tayfanm yanma giderek kendilerini de kurtarmaları için yalvardı. Fakat kaptan da bütün bu talisizliğin onlardan geldiğine kanidi. O da Nuyu kovdu ve sa- la binmek için teşebüs ederse onu da, hanıminı da öldüreceğini söy- ledi. Nu kabineye dönerek vaziyeti hanıma anlattı, İkisi için de kaza- ya rıza göstermekten başka çare yoktu. Fakat gemiciler de kurtu- lamamışlardı. Bunlar salı yapıp indirdikleri ve içine girdikleri za- i man dalgalar onu kaldırarak ka - yalara çarpmış, bütün gemi hal - kmdan bir tek kişi kurtulamamış- tr. Bunlar da burada bu rüzgâra uğrıyan binlerce, yüz binlerce kişi gibi mahvulmuşlardı. Dalgalar kaya üzerinde oturan gemiyi vurmakta devam ediyordu. Fakat bir kaç saat sonra rüzgâr dinmiş, şiddetli yağmurlar yağ - mış, yağmurun. gelirdiği kumun! çamurları gemiyi olduğu yere mıh lamıştı. En iyi yer geminin içi idi. Denizciler acele etmemiş ol salardı muhakkak ki kurtulacak - lardı. Halbuki gemide kala kala iki kadın kalmıştı. Raşelin ağrıları tuttuğu için Nu onu doğurtmakla meşğul oldu. Bir iki saatlik ıstıraptan sonra çocuk doğdu. Mini mini, bem beyaz, mai gözlü, kara saçlı bir kız!, Adımı Meryem koydular. Fakat Raşelin vaziyeti fena idi: İnes've nahif kadın sönüyordu: Nu hasir; mına bir yudum şarap vermiş, Ra-| şel bir az canlanarak son sözleri- ni söylemişti: . — Çocuğu Ölü gölün civarında- ki Essenlerin köyüne götür. Orada dayım Esül'ü bul, ona bu çocuğu himaye etmesini rica et!, Raşel bu sözleri de söyledikten sonra uykuya dalar gibi oldu ve bir daha uyanmadı. Matem tutacak, ağlayıp sızlıya- cak sırada değildi. Cariye de bu- nu anlıyarak hemen işe başladı. Evvelâ gemiyi dolaştı. Gemicile- rin kurtulduktan sonra alıp götür- mek üzere bıraktıkları altınları topladı. Sonra hanımı kaptan ka-| marasına götürdü. Ve kamarayi| kapadı. Nihayet çocuğu Lai alarak gemiden atladı ve bir yağ şişesi kırarak geminin üzerine serpti, gemiye ateş saldı. Semaya doğru bir alev sütunu fışkırıyor - ken Nu ile kucağındaki çocuk içer- lere doğru ilerliyordu. ağ ia Meryem Nu sahilden iyice uzaklaştıktan sonra ekili topraklara ulaştı. Et - raf, üzüm bağları, incir ağaçları ile dolu idi. Arpalar, buğdaylar olgunlaşmakta idi. Yollardan at- lar geçtiği belil idi. Nu yürüye yürüye bir köy gördü ve köye var- dı. İlk gördüğü şey köpeklerin insan cesetlerine üşüşmeleri idi. Nu bir müddet ilerledinken son- ra bir bahçenin duvarı üzerinden bakan bir kadın gördü ve sordu: — Hemşire, hemşire, burada bir muharebe mi oldu?. — Evet, Romalılar geldiler.. askerleri köyümüze hücum ederek Muharriri : Ömer Ref bütün köyü mahvettiler. o medik bir kimse bıra O. Hayvanlarımızı alıp görürdük” Onun için köy ıssız ve kaldı. Ya sen kirasin?.. Ya” — Ben bir kazazedeyink pe nımda yeni doğan bir çe , Ona süt nenesi arıyorum. B 7 sam ona iyi bir ücret vere! 1 ç — Çocuğu bana ver hemi Romalıların Oo burada apt yı katliamda benim de bir çeij”” öldürüldü. Ücret te isteme” w Nu kadına dikkat etti. gürbüzdü: — Evin var mı?. — Evim var, kocam da hayatta, " Nu çocuğu uzattı, kadın od me verdi. Sonra evine Köylü kadının kocası fena dam değildi. Konuştular v€ tılar. Nu burada altı ay kalacak “9 ret olarak iki altın verecek a Bir müddet sükün içinde der Fakat Nu buradan hareket Essenleri bulmak istemişti. onun bulunduğu yer, Essenler? dukça yakındı. Ara iki mesafe var yoktu. köy etil” beni Ld Nu yola yalnız çıkmadı. ile kraısı da ona refakat Hepsi de birlikte Erihanâ gidecek, orada bir merkep yi katır satm alarak yolculuğu milliyecek, sonra bu katırla w de köylüye hediye edilecekti" vi Küçük kafile Kudüse de ad rak, fakat şehire girmiyet ş den vadisine sapmış ve #0! senlerin köyüne varmış, ve haricinde konaklamıştı. Nu, yavruyu kucağına ye girdi. Burada yalnız erkekleri ettikleri, bu köye hiç bir girmediği belli idi. Çünkü tarafta hiç bir kadın rün Ül, du. Nu, korkmadan ilerle” « ilk rast geldiği adama İsili gi mek istediğini söylemi pir dam beyazlar giymiş, büz binanın dışmda yemek Pi du. Kadm yüzü görmem gözlerini yere diken bu ad3”” gif nun sorduğu suale cevaP ve: al — Bu biraderimiz tar işiyor, akşam yemeği # hansi ari gideri” : geri döner! göz! ; : Li yi — Bekliyemem, çalışıyorsa anlat ta oraya Beyaz elbiseli adam. yerden kaldırmadan cevap ay” — Erdenin kıyılarmı “İzi br ağaçları takip edersen!” raderi hemen bulursun. bir çift öküzle yeri sürü yı başkasının beyaz külle Nu hemen o tarafa kol dü ve beyaz öküzleri : nda buldu. Onları, a si kallı, sakin yüzlü, 4© adam sürüyordu. Br bir ef kılından öğülen kaba bir Le” bise, belinde deride” g,. ayaklarda sandal ve derek e Nu onun tarafıma si lâm verdi. Fakat bu > giti daşı gibi gözlerini i durdu. Nu sordu: — Essenler arasına? derecesi olan Tiredeki i yürü ,0” gibi meseleler ve | Köyümüzün ihtiyarı, vergi tahsil -| ciri Benoninin kayı” ci Pei iii 5 i J e j (ii "