YAKIT"ın Tefrikası 77 3 MAYIS , Müfit Paraları bir zarfa koydu, “Pİro “Hasan Sıtkı Beyin uşa- verilecektir,, bu işi bitirince Yazdığı mektubu uzatı: “ Ben Sidiyorum. Mektubu yaz « Adm için adres vermiyorum.. Ün mma gelip düşüne bildi- Ya? size yazarım. Anlarsın **. — Sen de buna mektup diyor- 0” Nerimana böyle şey verilir — Ben Vermeğe mecbur değilsin. e ora ile yoilarım. iu” tahminimden fazla deli- ) eyacay yazından Neriman ns ? , yi : Bey'dedi ki: > #ual soruyorsun, Müfit tim, Vermiyeceğimi söylemiş - —3— , Şahit m J ide kalabalık vardı. Otomo- * Yayalar, o atlılar Mecdiye Ki ör akın ediyordu. Ni Azalarıydı. ma ağır ağır, yürüyor, arada aş e Yanından geçen otomobil - i ? Atları selamlıyordu. Dd otomobillerden bir ikisi > Müfit ahbaplarının yani" «£ kunuşup ayfıl- * — Rene Siriyle beraber gezmek < ez vardı. sonra aradığımı buldu. Mini ötsleki kır kahvesinin & —| A mefis biz spor otomobili du- * İsinde bir kadın vardı. | il ba başında bir süvari gi- bi, > emobildeki kadına eği- va Seyler anlatıyordu. ie Saim Beydi. Saim Bey *srağın üstüne pek ya - onun at meraki 4 Attan bahsedildiği za- 0: “Güzel at görmek is- Iz, ya Beyin bindiği at- w derdi. Hayy ralar da ilâve ederlerdi: i,, “an anlar, ahırda te- Yanmda geçen iki ser- alarınd k Su a konuştular; i Saç tomobildeki karı kim?, i, » Beyin karısı... Karda : Ping, Tali; : a olmaz, sarılar ir. Onlarm ye - W— Tabiş — isterdim. Ber Mi Öteki de Sa- lira da onda var, iş. Herif karr ane gibi dola « Mesuttur, Müfidi görün - “#mesile Saim Beyden sevirdi. Oto - yanında dur - henüz ısımmağa başla- | Yağmen, Büyükdere $o| göze çarpanlar Sipahio- | AĞIT ağir yürümeğe baş» | GECESİ .. Neriman Hanım otomobili tek- rar çevirdi ve ileriye doğru yol al- dılar. — Seni gördüğüme çok sevin « İ tuldum. Bir iki gündür peşimi bı- i rakmıyor. Yağdırdığı iltifatlardan boğuluyorum.. Neler, neler söy - lüyor.... — Neler söylüyor?. — Müthiş bir uçuruma yuvar - lanıyormuşum ve beni ancak o kur tarabilirmiş. Onun tarafımdan kur- tulmak istemiyorum. Neyse, bu bahsi bırakalım. Ayşeyi gördün Buralarda olacak?. — Görmedim. — Beyaz kısrakla çıktı.. Bir az evvel gördüm. Öyle güzel ki tasav- vur edemezsin. — Güzel olduğunu biliyorum.. — Bunu bilenler pek çok.. Bu- nuda biliyormusun? . — Bunu da biliyorum. Kısa bir sessizlik oldu. Neriman sordu: — Neden sen olmryasın?. İste - mez misin, mu?. p anladı: i — İsterim. İlk fırsatta söyliye- İ ceğim. Gene bir sessizlik oldu. Neriman devam etti: — Her halde Ayşenin senin ka- rm olduğunu isterdim. — Teşekkür ederim. — Amma Ayşenin ne fikirde olduğunu bilmiyorum. Kendi he - sabıma konuşuyorum. Belki o is - temez... — Evet... Belki de istemez, Devamı Var Polis Haberleri İki kavgacı Beşiktaşta simitçi fırınında ça - ilışan Niyazi isminde biriyle diğer bir fırında çalışan Japon Kâmil arasında kavga çıkmış, neticede bu kavgada her çıkmıştır, İki kavgacı evvelâ ağızdan baş- lamışlar, münakaşa gittikçe şid - İ detlenmiş ve Niyazinin Kâmili to- ! katlamasiyle iş çığırından çıkmış- sonra Niyazinin üzerine saldır « muş, ve boğuşmağa başlamıştır. Her: ikisi de biribirlerini yum- ikisi de ziyanlı da Niyazinin yumruğu karşısında kendi yumruğunun bir işe yara - i mıyacağını anlıyan Kâmil, eline geçirdiği bir taşı Niyazinin yüzüne fırlatısıştır. Niyazinin yüzü yaralanmış ve kan akmağa başlamıştır. Bunu gö- ren Kâmil kaçmak istemişse de yakalanmıştır. $ Karagümrükte Fevzipaşa cad- | desinde Salih Efendi fırınmın ba- cası tutuşmuşsa da çalışanlar tara“ | fından tevvessüne meydan veril » / meden söndürülmüştür. $ Yedikulede lâstik fabrikasın - da çalışan Sultan isminde bir ka- dın çamaşır yıkamak için kaynar sudan bir teneke almak istemiş tir. Sultan aldığı bu buharlı suyu üzerine dökmüş ve vücudunun muhtelif yerlerini yakmıştır. Ya » yalı Yı dim. Bir kere Saim Beyden kur -! Nerimanm ne demek istediğini | ruklamağa başlamışlar, bu kavga Lei Dilimiz 80 inci liste ANKARA 2 SAA. — TDT. Ce İ miyetinden Karşılıkları aranacak arapça ve İarsça kelimelerin BO numaralı listesi şudur 1 — Tafsil 8 — Tekevvin 2 — "Tefennün 9 — Teklif 3 — Teftiş 10. — Tekrar 4 — Telviz VI — Tekzip İs — Tekayyir 12 — Telif 5 — Tekellüf 13 — Telâkki 7 — “Vekemmül 14 — Telin 51 inci Liste Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar İstanbul E. M. mektebine mül- hak Tatbikat mektebi Muh: Doğruluk, pay —. Makaret: Haset: Kaskanımı — Hasret: Haz: Hazım — Hazm: indirme, Yutma — Hedef; Heder: Hidayeti Hikâye: Masal — MUA: Yesi ay — Hissedar. 2 inci mektep; Hak; Tanrı, Gerçek, Alacak, Kazanç — Hakaret: Kötülenm — Haset; Çekememez - Mk — Hasret: Örleme — Haz: Hoşlanmu — Hazım: Sindirme, Eritme — Medar: Varım yeri, diki — Heder: Boş yere, yok yere — Hi gayet; Doğrü Yola erme — Hikâye: Arlateş, görüleni, bilirmi söyleme — Hull: Aybaşlan gıcı — Hissedar: Payı, ortaklardan biri, 3 üncü mektep; Hak: Hakaret: Aşılamak — Haset: Çeko | memezlik — Hasreti Ayrılık — Mazı Hazm! Sinirmek — Hedefe: Medet: Başa gitmek — Hidayet: tanrı vergisi — Hikâye: dinsel — | Bilâl; Hisseder. 4 üncü mektep; Hak: Ahım çeri, emek —— Hakaret: Hotia * | ma — Haset: Kiskünma — Hasret: Yanma 4g çekme — Hz: Haşa gitme — Hazine: Bin- dirme — Hedet Heder; Boşa gitme — Hide - yet; İrişme — Hikâye; Masaj — Hilhi; Yeni y— Hissedar: Ortak, 7 inci mektep; Hak: Gerçek w—- Hakarot; Alçaltma — Hia- seti Kukanma — Hasret; Özlemek — Haz: Sevinç duygusu — Hazım: Hedef: Vargı — Heder! Boşa çitme — HMiğayet: Doğru yol — Hikâye: Geçmiş; masal — Mili: Kaş ay — Hissadur; Ortak; payiz, .9 uncu mektep: . Hak: Doğruluk — Hakaret: çAzarlama — Haset: Çolarmemek — Hasret: Haz: Hazım: Sindirme, eritme — Hedefi Giğllen, — Heder: Boşa gitme — Hidayet: Hikâye: Masaj — Ki Mi: Ay parçası, yarım SY — Hissedar: Or « tak, 10 uncu mektep: Hak; Doğru, görsek — Hakaret; Küçük görme — Haset; Kıskanma — Hasşet: iç çek me — Har: Haşlama — Hazim: Sindirme— Hedef; Son yer — Heder: Rosa gitme — Hi- ayet: Doğru yul — MkÂye: Anlatma — Hi- Mi; Yeni uy — Hisseder: Payı olan , 12 inci mektep: Hak: Doğru — pey <— Hakaret: Bayağıla. ma — Aşağılamak — Het: Çekememezlik» kıskanmak — Hasreti — Hari se vinme — Hazım; Öğütme — Sinmek — He - del: Alacak yer — Erim — Heder; Yok ye » mesul — Başkasına sözü anlak — Kia: Yeni ay — Hissedar: Ortak, 16 ıncı mektep: Hak: Doğru — Hakaret: Börlamak — Ha- st: Kıskanmak, gekememek — Müsretz Ay- ri düşene, iç çekin; — Haz: Moşlanımı — Hin- m; Eritmek, sindirmek, İST yutma — He def: Nişan tahtası — Heder: Boş yere gitme, yarık olum — Hidayeti Doğru yol — Hiküye: Masul — Hilâl; Yeni ay — Hissedar; Paye 6- 33 üncü mektep: Hak: Doğru — Hakaret! Aşağı görme, pay Inmak ayak altına almak — Haset; Kıskan- mak, çekirimek — Hasret: Ayrilik ger — Haz: Sevinme — Hazım: Sindirme, eritme — Hedef; Nişan yeri, yolan sonu — Heder: Boşa gitme — Hidayet: Doğrü Yol — Hikâye: Ma- «al, sırasile anlatma — HA: Veni ay — His- sedar: Ortak, | âl inci mektep: Mak: Doğruluk, emek İsteği — Hakaret: Alçaklama, Aşağılamı — Haset: Kıskanç - lik — Hasret: Görmemezlik — Haz: Sevin - rn — Marım, Harmikritee, “indirme — He- İ def: Ulaşma, değme yeri — Heder: Boş yere gitme, yanık olma — Hidayet: Doğru yel, İ Tanrı yola, Tüküye: Düzme — Hak Yeni ay — Hissedar: Ortak, 46 ıncı mektep: Hah: Doğruluk mal — Halearet: Saygısız- ida — Hnset; Başkasını Geketmemek — Has - reti İç çekme — Kiss: Sevinç duyma — Ha- zam: Derin gözüşlü — Hedef; İstenilen yer— İssoderi Pir senim karşılıksız kalması — Hi - | tabet: Kalabalığa karı düzçün söz söyle - İ mek — Hikâye: Masal — HUM: Yeni ay — İ Hissedar; Paye, 40 mer mektep; Hak: Gerçek pay — Hinlu küçülten — Has me Hasret; e sevinç — Ee Varda 5 — VAKIT TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR ep Alemdar vak'ası Yazan: Niyazi Ahmet ile yangın var narası — Bütün heyet ve erkânı millet Sultan Selimin tekrar iclâsı arzu - sunda olduğundan kendisini şimdi dışarı çıkarın burada biat edeceğiz dedi, Şehislâm Efendiyi de Mustafaya gönderdi. Şehislâm döndüğü vakit Sultan Mustafanın bütün kapıları kapat * tırdığını ve kendisinin tahttan in - miye niyeti olmadığı cevabını ver- diğihaberini getirdi. Alemdar Paşa, hiddetinden tepi niyordu. Şehislâmı tekrar gönder - d.i Maiyetine verdiği askerlere de kapıyı kırıp içeri girmelerini em reti, Bu esnada sarayda tüyler ürper- Sultan hale koyan enderun halkını kılıç- yur... Diye âdeta yalvardı. darın gözlerinin içine bakarak: — Paşa, dedi, şimdi silâhlarını saadet dairesine gel.. Cevabını verdi. ihtarma itaat etmiş silâhlarını çı - karmış ve askerini dağıtmıştı . ten hâdiseler cereyan ediyordu. Sultan Mustafa tahtma varis ola « bilecekleri ortadan kaldırmayı dü- İ şünüyordu. Bunun için de ilk evvel Sultan Selimi feci bir vaziyette boğdura - ! rak cesedini Akağalar kapısmın iç odakapısının önüne bir şilte üzeri- ne yatırttı. Sultan Mahmut aranıyordu. Lâ- lası Anber ağa ile Cevri usta ismin de bir Gürcü cariye haber aldılar. Daha o gün tertibat alarak damla- ra çıkarıp kaçırdılar. Alemdar sarayda kanlı hâdise- lerin cereyan edeceğini evvelderi tahmin etmişti. Bir an evvel saraya koştu. Ka - pıları kırdırarak içeri girdi. Alem- dar, Mustafayı indirip tekrar sul- tan Selimi tahta çrkaracaktı. Fa - kat ilk adımda onun cenazesiyle karşılaşınca şaşırdı. Gözleri ya - şardı: — Vah efendim! Ben sizi tek - rar tahta çikarmak için bu kadar uzun mesafelerden gelmişken bu gözlerim seni şu halde gördü ha!. Şimdi şu Enderunu baştan başa ; | kılıçtan geçirerek senin intikamını alayım... Diye Sultan Selimin cesedinin üstüne kapanmış ağlıyordu. Birden aklımı başına topladı .. — Ağlamanın zamanı değil, Mahmudu bulmalı! Diye söylendi. Sultan Mahmudu dam üzerin - den indirdiler. — İşte efendim, Sultan Mahmut efendimiz budur. Ben biat ediyo - rum, dedi. Alemdar: İzam nasbetti, Alemdar O sadrazam olduktan (sonra ülemaya dürüşt muamele rını kesmesi, konağında bir çok cariyeler bulundurması, halk üze- rinde fena tesir bırakıyordu. rif Efendinin konağma giriyordu. rikmiş olduğunu gördü. Hiç te - reddüt etmeden atını kalabalığın içine sürdü. saret alarak ellerinde ki kirbaç - ları kalabalığa savurarak bir kaç kişi yaraladılar. Halk içten © içe kaynamıştı. O günden Alemdar Mustafa Paşa - nın kellesini uçurmağa and içtiler. “ Alemdar gibi bir haydudun padişah hal'etmesi,, softalar, ka- O badayılar tarafından hazmedile - o miyordu. Sadrazamı konağından çıkar - mak için sekiz Oon kişi muhtelif semtlerden “Yangın var!.,, diye 3 Haziran 1933 m Istanbul Cehennemi | gördü. Yavrusunu iclâs ile meşgul olacağım. Lâkin Sultan Selimi şu tan geçirmekliğime müsaade bu - ia Daha bir saat evvel damdan da- ma atlarken ölüm terleri döken genç sultan kollarını gerdi. Alem- çıkar, askerini dağıt. Seninle gö- İ rülecek işlerim var.. Hemen hırkai Aleni Soltan Miendilön be Tİ Tahta çıkan Mahmut, bu fe- dakâr ve mert kumandanı sadra- yapması, bazı kimselerin maaşla- p Sadrazam, 1223 senesi, Rama - zanm Kadir akşamı şeyhislâm A- e. Divanyolunda bir sürü halkın bi « Müiyetindekiler dö bükdüm ek - © bağırmağa başladılar. Sadrazam : muhakkak yangına gelecek ve bu fırsatta kellesi uçurulacaktı. Babıâlinin etrafını saran yeni» çeriler ve halk Alemdarm çıkmı « yacağını anlamışlardı, Vakit ge - şirmeden konağmı sardılar, 40 — 50 bin kişi Babıâlinin et. rafında toplanmıştı, Rumeli as « keriyle sekbanlar haber alıp gel « dikleri vakit kalabalığı görür gör- mez s€s çıkarmadan sıviştılar. Konağın etrafımda delik açmak için dama çıkanlar da oradan içe- — Padişahım, ben buraya am- tanı tahta çıkarmak için geldim . Kör olası gözlerim onu şu halde yolu bulma — Hikyez Geyase — 1ihâ1: Ay Hissedar: Paylı, 44 üncü mektep: Hak, Doğruluk, pay — Hakaret: Kütüle » nel — Haset; ekememek, kıskanma — Has ret: Güreceği gelme, özlemek — Haz: tat — Mazım; Erime — Hedef: Erek — Heder: Bo şa gidermek — Hikâye: Anlatmak — Hilâl: Zeni ay — Hissedar: Ortak. 48 inci mektep: Hak: Doğruhik, Emek — Hakaret: Morla- ma — Haset: Kıskanma — Haset: Yanma — Mur; Sevinme, hoşlanma — Hazım: Sindir - me, Eritme, yutma — Hedef: Vuruk — He der: Yazık — Hidayet: Hikâye; Masat — Hi- Bil: Ay — Misedar; Ortak, Hak: Doğruluk, Emek — Hakaret: Horla- saa — Haset: Kıskanan — Hasret: Yanaa— Har; Evinme, Boşlanma — Marım: &indirme, Eritme, yatma — Hedef; Heder: Yatak -— PU dayet? Hikye: Masaj — Hilül: ây — Fisse- dür: i ti) ri girmeğe uğraşıyorlardı. Alemdar pencereye yaklaştı .. Kalabalığa doğru başını uzata rak: — İçinizde söz anlar bir iki ki- $iyi şuraya gönderin, onlara söy- liyecek sözüm var.. Diye bağırdı... Bir kaç kişi pencerenin önüne geldi, onlara da şunları söyledi: —Benen son çıkacağım, en evvel de dairem halkını ocağın a namusuna tevdian buradan çıka- cağım. Muvafakat ediyor musu « iğ nuz?.. Asiler kabul ettiler. | Alemdar hepsini çıkardı. Baş kadın, birinci hadım ağası ve on sekiz yaşında bir kız Alemdardan ayrılmadı - lar. Alemdar çıkmaları için yetti: ç EL dagi