vay aaa vos teta O — ZVAOA “mokippa, “zedoy, ksa zısaydağ — IZOS oğan anyo pepdez wours3a saop 4g vJ9p vos ewoysen gAsON “urepez— aunanjo zTuURUUN — ZVGOL saruyapug3 0235 uouoy ures sanyng sgöyei #pureeze unzepyiprre, — 4Z0S ke “anğesekine 10js1ap yensnj vs szeulŞe3 rumyar “SN SİSON “181 — ZVGOL A “zzrmeşesedek ou PS — IZOS rep > veğvjue yodayg “ups kei — ZVdOL “inpyo dogas vaz uanorek 3 vung vgssy “euaj 10İ iYYA YA — |ZOS *nye iauğıp rdey “14 asi9A OK — ZVdOL süssyok y “apyeze oyoderu “ğzmusyesape ered yu uapsup8 i) — Z0S “pap ön üyeyi “ys — (einl0Z) ZVSOL nüpeze YzyuoyizeA İNN SASON — |7Z0S rej utaaprees #og Haguspuo © yeges ng Yeyez “urepvus 1p4a4N — ZYdOL ez <6 2duAd |INIJNI 84 TOPAZ KASTELBENAK — Bana bak minnoş! Yüz elli bin frank, hatırı sayılır bir hediye olur... SÜZİ — Hediye mi! Ne hediyesi? Ben payımı istiyorum. İşiten de, hizmetim dokunmamış da, he- diye istiyorum sanır. KASTELBENAK — Fikirlerindep istifade etti- ğimi inkâr edecek değilim... Şunu da unutmamalı , nahiye müdürünün tanzifat arabaları işinde bana rey vermesi, pek de umulmaz değildi. Ben de yer altı apteshaneleri için reyimi ona vermiştim. Hem öyle bir iş ki, kendisine, müthiş bir servet kazandıracak. - SÜZİ — Rica ederim, Reji... Azıcık saygılı o- lunuz... , KASTELBENAK — Ne gibi?.. Anlıyamadım!. SÜZİ — Apteshane kelimesi... Hiç de güzel bir şey değil... Açıkça söyl mek istiyorsanız, terbiyesizce keli; manıza lüzum yok.. (Bir ah sükül) Ayın on beşin- den evvel, yüz elli bini isterim. KASTELBENAK — Beni dinle, tontonum! Şimdi beş param yok... updş isvumetuyo 3149g w1uos uupung (vuo19gi) “Aha “ajo wekuğ oynssao isutrjo iioutlg gidis uşuagayıa. 4g uedijo uvgek okajasamı uvjndos ğısıkuyop Y1 94 unznavy PppUMSJaİyeg 149193 SA mye,es uruts “egea yas9) “znungo ubyeş — (vzudol,) SON “asnanp “earupe zenanp agg “urayıği yğıpyıpo oydnt wepsunânymiğop vJ9p Al WYPEN — (anfeg 0yısos Bouuyo yarını.) ZYdGOL SaypasaAyyup 2A »yıyzısyeğ aağ #eooanânp oslok Kepyn903 Srpasalkyje uomoy nu -1ng man) anrrreparzey u(ğ4 reurrezez seyin un (80411) aposON — (allam) Hü) NONYA varıpuarekiyire Hag09 - sunul pepee veye — (ONALUH) ZVdOL “urup IysıprA (olumssaga) euoaeg) “manğapjo yut un “nosu, — (95) SON “aouşa yalkey os0pE moasojige munğapyo “oınmg UnuoLL IpunĞ ep > ng #YüŞ *arpasa zmAvy 11g pesine pu -3öypeşg “arpısıpusyınuz yerin 1g 1segeg UMuoyLA — ZVdOl 9 JBİRİNCİ PERDK 7 MÜŞ — Gidip bulabilirsiniz, Mösyö * Tamiz.. Bulmıya çalışınız yazanı... Yoksa hesabınıza, yeni bir sıra almak mecburiyetinde kalırım. Benden fik- rimi almak istiyorsunuz... İşte size söyliyeyim. Başkasının hesabına yardakçılık edeceğinize, ken- di vazifenizle uğraşsanız, daha iyi olur, Gi le. (Tamiz şaskım bir halde, kapıya doğru rür. Bir söz daha söylemek ister. Müş, kat'i bir tavırla.) MÜŞ — Haydi işinize, (Tamiz, bitkin bir halde dışarı çıkar.) Sahne xw ERNESTİN — MÜŞ (Müş, Ernestinin sınıfınm kanısını açar.) “MÜŞ — Ernestin!. buraya gel.. (Brnestin oda- ya girer) Vazifelerini daima Topaza tashih ettir- diğin doğru mu?... ERNESTİN — Evet, doğru... TAA NO o BE ZAN LA Aa ea ved yaopuago> taramak ssd vZUN — ZVJOL ı pmunumannış — SPİN “aokiyedjek epürsere vey Pp örüne unddew #öimona SA — ZVdOL “mod — NONVE opua <0142p unundan 40205 ng up — ZYGOL “gksgur umsokyup 1248 EYE y9d ziureşssapa yezi yoo — NOYYA “ünrkeyeyire oğzıuapvesu nu 1g “unepeur uysouojıps Yezi UN — ZYGOL aakymoy “AP? yuz yeyuz “veyryey sag — (vzvdol,) SON 4 Üreiey ig uodyuroyips Yezi — NONVE “asnounuos urjru “45 “yeyppep vurupuuz mikedek ON — ZVGOL 209 - vey pounyo pngesy rurwuao mounuos vyrus unumg 230 yeyeğ Munis yeurueui 5215 — NOHYS 4dudd TONIMIS z 76 TOPAZ MÜŞ — Meselâ?... TAMIZ — Tashih edilecek vazifelerini Topa- za verir, Teneffüslerde, burada buluşurlar, Velha- sıl saf bir muaşaka... MUŞ — Meseleyi düşünmem lâzım... TAMIZ — Topaza, ne söyliyeyim?.. MÜŞ — Hiç, ben görüşürüm, onunla... TAMIZ — Bir cevap götürmek, isterdim de... MÜŞ (Beklenmez bir tarzda muhavereyi de- gistirerek) — Benim de, bir sualim var size. Elek- triği bedava mı sanırsmız, siz?.. TAMIZ (Şaşırarak) — Ne gibi?. MÜŞ — Dün sınıftan dört lâmbayı söndürme- den çıkmışsınız... Bu sabah sekizde, hâlâ yanıyor” Elimle söndürdüm. Ayın sonunda elektrik üc- reti olarak on beş frank, ayrıca da on frank ceza keseceğim sizden... TAMİZ — Fakat, zannediyorum ki?.. MÜŞ — Bundân başka, eğer biraz daha dikkat etseydiniz talebenize; sınıfımızdaki sıralardan biri içinde, beş santimetre uzunluğunda, iri harflerle, kazılmış: “Müş pis herif,, yazısını okumazdım. TAMIZ — Hangi sırada?.. “urepvun ayl Sİ “sA — (PN) ZNAOL “aaasm93 diye NğN20İ “yosopa3 seg. <eg unuoysey #feng usa, “gasp — VZOS vamıpsoyez yorsojkgs yanSozajıgaps (g8 "Z1reskepnzae na EYE “zuma sinus yunğozakyunaasa disa sıap yevs ppi spuR$ vuonsen SASYIN Ygs nd epey — ZYGOL Çatır vu; uriğimyoy aa “zedo) “uzamasını ““ninoklpdıp Ya1Ş "java pu zpesekiydes a vusg — |Z0S #arepsu anfuog — ZVdOL *zudoz iso #nluog — |ZOS ZvdoL — 1ZOS m svyes zvdo1 76 IKINCI PERDE 85 SUZİ — Haydi sen de... Tanzifat arabaları işi bir milyona yakın para kazandırtacak. KASTELBENAK — Fakat yon... Ya mâsrafları... Verilme: den başka çöpçüler cemiyeti k bin frank koklatmak icap ediyor. SÜZI — Niçin?.. Çöpçüler işlerini makineyle görürlerse memnun olmazlar mı?.. KASTELBENAK — Makine kullanacak olan- lar, şüphesiz... Fakat bir kısmı da bu yüzden açık- ta kalacak... SUZI — Neden?.. KASTELBENAK — Bu makineler alınınca iki yüz çöpçüye yol vermek lâzım. Ben de bu yüzden elde edilecek tasarrufu ileri sürerek, belediye mec- İisinin reyini kazanmıya muvaffak olmadım mı?. Eğer kâtibe bir şey vermezsem, cemiyet yaygara- yı koparır. Sonra matbuat, daha sonra da karım. SÜZİ — Bu işle, karmızın alâkasını anlıyama- dım. KASTELBENAK — Ona da bir vizon kürk almıya mecburum. Yahut da bir otomobil. bir mil > lâztm bahşişler - ine de. seksen