Peer j , Kaman Pi ON Z1vA ZON — Gay VS) 1ZOS “ey vurepe ng 1gı3 unusg (mx © mA olnsğor) “Masısanasga$ 1413 yadoy ag jwep “e zisekeyy “örapiyeç (yalayıp YULA) 1UU0JZ0N)) “94 sıges ue uye — (1gl5 anına Uyaie3 © iğde uyöndez yunopp'H) MVWN39TALSVX üyur ap uizIŞ GEN e (9polKey a1 uoumuo3 ugun Tav) ATOY *wnginaAnp yıpyodaaa 41g apuajaj © <epe İnğiiaytd anşoy *“uıpamop? yeyezos oUISIpUI gesopesyy — (elite ng Oy) MVN3HTJLSVA “wmnsofnun ızruiğıpeunSay turyesij yoaojulp şkyısma iyyeş ng (apa)su)i) eyeypea uupejğy 104 - ndnp rurğıppıdıs uopuypoyupmey uruneley es ar Goydojurdg ş4ğLz1uz0) Ur40)S9Ş UV — JPOY “Kak opymAHey ON “umud 9406u9x şip Ppapulsasfıy UNSAIS “1943 — |ZOS “gar zUUrYZ 0199UOY Sy epsoşon8 ng “adtunuwamperiy — İON “ize © aa dpe edeBiç — (Oytun Tytd rig) IZOS <6 adudd TJONIMI e o TOPAZ na döner, oradaki yazıyı siler ve iri harflerle yazar.) Tahriri ahlâk imtihanı tehir edilmiştir. (Sonra kederli bir tavırla dışarı çıkar) —PERDE— veni Sünen çe ana eee yay VA vputeyay “zedoz, ŞAsŞıy Um koÂyykys vog oz ep nu “nşg *gipomopajley Yopdu SON — NONVH “Soap - oley Mopsoi (orumssagay - eu) SON “4pamapoyyey ajaso Bun) — ZVdOL *gipye sajıs uopoy — (ejalan 7045 yözsuop v20doL) SON *Zipre upru Lup — NONVH “#ruape aıyıg — (2uolg) SON pre spıs tpşuni) — ZVdOL De nsaounu “os uşğru e og — GOialugp vzvdor) SON *günsyo nsnounuos Un uğ yu uno — (yarmsığap Tunel) NONVH “JOLSA, #Elid,, NsnUNUOS VUEk “1s -Buuıg YO Uiyruiğ “rpje aıyıs epurueyışur okızeku isnsny Unp eysg *atppyi mgou di ug “euiğıpewjo yiyiyuc£ wap9 uu, “wepe — ZVdOL “znunsıodnuuyu uapou ouğıpop TEA eyey ep znunsuodıueuş sunzos zrwsyesepe rursek - yepvu: gueew unuoeg eTJ wepeiy ““yidize znu > nJo paya üre — (epiizısges) SOW ZVdOl 99 BİRİNCİ PERDE 7 ret edebilirdi?. Bana, doğrusunu söyle, aranızda ne var?. ERNESTİN — Hiç... Göz süzüyor.. MÜŞ — Bu kadar mı?... ERNESTIN — Öpmiye de kalkıştı, bir kere. MUŞ — Nerede. ERNESTİN — Burada.. MÜŞ (Başımı elleri arasına alır) — Vay ah - Aâksız!... Bu smifta!... Çocuklar görüp ailelerine söyliyebilirlerdi.. Kalan birkaç talebeyi de sen mi Kaçırmak istiyorsun?... ERNESTİN — Oh! Bana ne hacet! Bu ii ah- çı kadın daha iyi yapıyor. MÜŞ (Şiddetle) — Sen babanın mektebini kö- tülemiye kalkacağına, sorduğuma cevap ver. Ara- nızda, başka bir şey geçti mi, geçmedi mi?. ERNESTİN — Yok canım! Beni ne sanıyorsun! MÜŞ — Pek âlâ. , (Elleri arkasmda, dişleri sıkışık kaşları ça- tık olduğu halde birkaç adım atar; bu sırada, "Topaz kapıda gözükür. Gözlüğünü kaybetmiş- tir. Gözlerini kırparak ve etrafını yoklıyarak kürsüye doğru yürür.) İç ağa ME ven , viski yaşı vuzedoz, ekson — Koyu “ir 04 WU taa? #ounnank MA epuryyey | |o'urA 'd grsseğnu znin ng — NOUYVS “Tpwn 194 — ZVAOK iyoreg ey wepeyj jzedoy ok “SOW — (UpUAn) 1g Rusedajep dA MAŞ) SON “ina wp mugen Suryıvun 3nzog izğe ng — (a8) NONVH (aozns izudoz, ejunuo 34 1116419 nunân; -29ü uozeg Eptus ığıpajdos 40JZ0s uos ng) “UZE| euanpunşng epunje ezen iggn apjey rapj epere sig OP nin oppg “dig uepaepşıpesey Hylaşnı ep imyed “ığıpmsey sg Yet VA 'UeA ruw3njos &4 esayjuy vuuue7 “deyi “unzodıuna eippı nun3npjo 1 — (aldıpusyyeu yoyoyap Mofıpuy) ZVdOL iyo — (1413 vpos ye ai) SON iyo — OFPA) NOYYA pm reneş Melinyeg “jnjor riepyepnp “fnönp irepyepmo iu BAYAA ÇONIYIS 724 TOPAZ MÜŞ — Bonjur.. 'TAMIZ — Bir mesele hakkında fikrinizi al.- “mak istiyorum müdür efendi.. MÜŞ — Beni dairemde görünüz... Öğleyin.. TAMİZ —Affedersiniz müdür efendi.. Israr edi. yorum ama.. Sizinle hemen görüşmem lâzım.. Za- manı olduğunu da sanıyorum. MÜŞ (Penesre tarafma bakarak) — Sizi mi Biyorum. TAMIZ (Siyasice) — Müdür efendi, siz, Dalai bu müessesenin sahibi ve âmiri değil; en yüksek manevi şahsi MÜŞ (Dalgın) — — Olabilir. TAMİZ — Böyle düşündüm de, mekteple > alâkası olmıyan bir mesele hakkında; mütaleanızı öğrenmek istedim, (Bir an süküt... Müş 'Tamize soğuk bir nazarla bakar) Bir dostum var, Genç yas kışıklı... İstikbali oldukça parlak... MÜŞ —E? 'TAMIZ — Bu dostum bir genç kıza âşık.. Genç kız da, dostumun yakışıklılığına, lâkayt kalama- mış... Kendisine, oldukça cesaret vermiş. MÜŞ — Sonra?. #| - ar ae ap Mayayı NANA Gri ““unkıgı& reyiyey YzumSıpa kos kod na Sikog van “a3 s9kadg *gumaolrues uğtuyıpa seye Sçaa? “e 4g sajaztep mg yeyey “fZNİ Yİ — FON *wipandek vaiz -np vie ep ıdidey “yndek oueyizei ney Duuigğ “apye unes emg yıknıg Hoy “Az — |Z0S *İAEA Tw zTüoUeyizek #VA — TON “wyopız rep - wy aKoueyizei as4aJ40 — YVNAHTILSYM “ape siyası “Sure yesvAatsk “Any “iunpığey saşnu “azize VAZ — JOY “ğa zimpmmo$ Tepiğe Weyo wiZE UK 16 oupıgayanığ uyuyun — YVNJHTILSYA “mnuodip? NU) — TOY "zyarşus Zıgop? EZO YAV (ofafoy) *“npso&nejue ıpuns yay — |ZOS “ap yıpyosas Piapuyajapepe yEyL3 Piepunjoy “ek umsa4nıo8 çıkı yo3 *“1£) YOĞ — ve ÖZVdOL 06 İKİNCİPERDE 87 KASTELBENAK — Ne kadar da acı söylüyor- sun... SÜZİ — Evet mi?... Hayır mı?.. KASTELBENAK — Evet.. (Bir metrdotel girer, Mösyö Rojenin geldi» ğini haber verir.) SUZİ — Bir dakika bekleyiniz. (Metrdotel çı- kar.) Niçin geliyor buraya?. ğ KASTELBENAK — Ben çağırdım.. SÜZİ — Yeni bir iş mi var?. KASTELBENAK — Hayır, canım... Şu iş. tan zifat arabaları işi... SÜZİ — Ne diyorsun?. İhale yarım yapılacağı halde, hâlâ halledilmedi mi?. KASTELBENAK — Esas itibarile halledildi; yalnız imzalamadı. SÜZİ — İmzalamıyor mu?. KASTELBENAK — İmzalıyamadı... Bir kolu on beş gündenberi bağlı... Kırılmış.. SÜZİ — Ne?... Niçin kırılmış?, KASTELBENAK — Ehemmiyetsiz, küçük bir kaza. Otomobilinin freni bozulmuş.. El freni yap-