“TÜRKÇENİN YAPISI üzerine düşünceler İmer y Yapılar. sesli; on sekiz sessizin getirilerek ayrıca 144 kök Bu da ikinci kaidedir. *, Ze, rubu . Bu, Pu, Cu, Çu, Du, » Ku, Lu, Mu, Nu, Ru, Su, w Yu, Zu, Bı, Pr, Ci, Çı, Dı, Gi, Ma, Ni, Ra, Sı, Sr, Tı, Vi, u Be, Pe, Ce, Çe, De, €, Le, Me, Ne, Re, Se, Ye, Ze. ui * Bö, Pö, Cö, Çö, Dö, 6, Lö, Mö, Nö, Rö, Sö, Yö, 25, - Bü, Pü, Cü, Çü, Dü, ü, Lü, Mü, Nü, Rü, Sü, ü, Yü, Zü, bu - Bi, Pi, Ci, Çi, Di, Gi, .M.NLRL Sİ Şi, Ti, Zi, 144 kökten dördü isimdir: demektir, çocuk küçük İL kağ, demektir), Bu, Şu, Su (bu ( İakg vin sonunda Ğ sesi vardır; v Maya ir. Suğla - sulu yer, E- “ in yani Yalova kaplıcala- ei Türkçe adı; Suğan). *dattır: Ya (ya Dövletba- leşe), ne (ne Şamın * Ne Arabın yüzü). zig isi ek (lâhika) dır; şöyle ilir; nisbet ve azlık ekidir: Maç ina, tatlıca), Ça (Arap- (ri ), Ce (Ermenice, ekşice), Madde, lee zaman verir: dü zarf ve bağlama ekidir: kı, ağda, Dağ da), Ta (Irr--k- tü vak ta), de (evde, gelde Ay, GGütte git te bak). ile isim yapılır: Ga (Dal- a, 1 karğa, manğa), gu (sor- İçe, TEU), Gi (sargı, karğı), Ge Deyi Gü (süzgü, görgü), Gi Ak, Vergi). #ey, 95 Yukariki altı ekin işini dey 3 Yalnız muayyen heceler - İsiyonra kullanılır. C ve D harf- : m e Ç veTneise G nisbetle bu da odur: Ka arka), Ku (tutku, yutku, iy) Kı (atkı, çatkı), Ke (7), İki, Ki (biçki). “taz, ile mekân ismi yapılır: La Baki yayla-bu kelime yay. tay, ), Le (Hafif hecelerde daa) Yerini tutar, örnek bulama- ı ar ayni zamanda mü- aa İstanbulla Edirne, ty ki ğıt, Ma ile müsbetler menfi yapı eelye Calma, kırma, vurma), Me Big * gitme, görme). ile eskiden mekân ve za- Say, ir Yapılırmış: Ra (bura, alaya, sonra). Rı, Re, Ri mad- i nin çe bu zümreye girmesi, kteri icabıdır. ri nenni, hürtive kıpas'eki- alsa, kanıksamak, du- ), Se (gelse, gelirse, İnillik, sahiplik, O men- ) ir: Cu (vurucu, kolcu, N (Yoğurtçu), cı (avcı, v ), ( ), Ç: fsandıkçı, balık- t ü), Çü (sütçü), Ci ), Çi (işçi, sepetçi). Ni isim ve sıfat olmak 5 Yerde daha kullanıyo - ©, sertçe). Ca ve Ce| ti değişmez bir şekilde o- | Alın- Yazan : AH Haydar Emir m ruz: Sabahları çiçeklerin üzerin - deki ıslaklık, pişmişlik mukabili, | Karışıklığın önünü almak için bi- rincisini çiyve ikincisini çiğ şek - linde yazmak eyi olur; çiy yağ- mış, çiğ et yemiş gibi. Sekizi fiillerde geçmiş zaman ekidir: Du (oldu), Tu (tuttu), Dı (aldı), Tı (sattı), Dü (gördü), Tü (düştü), Di (geldi), Ti (gitti). Dördü ile isimler sıfat yapılır ve nisbet belli edilir: Lu (sulu, Çorumlu), Lı (bağlı, Konyalı), Lü (güllü, görgülü, Köprülü), Li (sevgili, sisli). Dördü sorgu ekidir: Mu (soldu mu), Mı (sarardı mı), Mü (gör- dü mü), Mi (çizdi mi). Biri eskiden hâl ve mahal gös- termek için kullanılırmış: Be. An- | İF cak bir iki örnek kalmış: Göçmek. ten göçebe; izden izbe. Geriye kalan seksen altısı leh - ! çemizde kullanılmıyor. Bununla beraber kökler, dal budak salıver- mek için muhafaza edileceklerdir. Diğer lehçelerde belki manalarıda vardır, Seslisi önde bulunan tek heceli 144 köke seslisi sonda bu- lunan bu yeni 144 daha katılırsa köklerin tutarı 288 ze varır. Şimdi üçüncü şekli işliyelim. Bir az dikkat edilince anlaşılır ki on sekiz sessizi (seslisi önde bulu- nan) 144 kökün önüne getirmekle yapılacak işi, (seslisi sonda bulu- nan) 144 kökün sonuna getirmek- le yapılacak işin aynidir: Ab-Bab, Ba - Bap. O halde üçüncü kaide şöyle kurulmalıdır: On sekiz ses- | İ pazarıdır. siz harf, birinci takım (köklerin önlerine, yahut ikinci takım kök - lerin sonlarma getirilerek 324 kök daha yapılır ve bunlarla beraber Türkçedeki köklerin sayısı 612 ye varır, B gurubu: 289, Bab - baba kelimesi bu kökdendir. Kökün kendisi eski - den isim olarak kullanılırdı; Me- Arka Mektupları Dresdende Türk emeği, Eski fırka Türk tütünü adı ile anılan kısmında sigara fab- rikaları, kendine göre bir mahal- le teşkil etmektedir. Dresden bir zamanlar hemen bütün alış veri- şinde çok ehemmiyetli bir yer tu- tuyordu. 1926 dan sonra Tröstlerin te - şekkül etmeğe (o başlamasile bu mahalle eski diriliğini kaybetme - ğe başlamıştır. (e Belediye; Dres - den'i eski pazar kudretine ka- vuşturmak için elinden geleni yapmıştır, Fakat Tröst karşısın - da bu çalışmalar müspet bir neti - ce verememiştir. Bugün Dresden, eskisi gibi değilse de, tütün için, gene Avrupanm en kudretli dış 1932 yılı, arkasında bir Okaç durgun yıl birakan sigara fabri - kaları mahallesi için bir dönemeç olmuştur. Ucuz siğara yapılma - İ sına müsaade veren kanunun neş - ri üzerine eski durgun küçük fab - rikalar işlemeğe başlamış ve ye - ileri de kurulmuştur. Fabrika - lar, bütün mntakaları için en iyi mun halife zamanında yeni bir / reklâm sayılabilirler. Dresden'de İ mezhep çıkaran Babek atlı Türk Bulgaria sigara fabrikası kurul -| filozofunun asıl adı Bab bey idi; | maden önce Bulgar tütünleri son Artşirin babası, yahut büyük ba - bası, olan cobanın adı da Babdır, | Kökde menşelik kokusu var; bel- ki arapça bab kelimesi odur. O- nun için tesbit edilecek manaları: | na çapterde katılabilir. 290 Bap - bunun kendisi müştakları kaybolmuştur. 291 Bac - Baca, bacak, bacanak, bacı kelimeleri bu köktendir. 292 Baç - Vergi, haraç. 293 Bad - Badana kelimesi bun- ve | dandır. 294 Bag - Kullanılmıyor. 295 Bağ - Rabıta demektir. Ü- züm ağacına ve bunun yetiştirildi- ği yere de bağ denilir. Bu gibi yer- ler göçebeyi bağlar ve otokton ya- par. Onun için zaman geçtikçe ka- saba ve şehir haline gelen yerlere bağlık ve git gide balrk denilmiş- tir, ve balık kelimesi büyükşehir manası almıştır: Beş balık, han balık gibi. Görülüyor ki bağ &a- cemce değildir. 296 Bak - Kullanıyoruz. 297 Bal - Yalınız malüm olan tatlı maddenin adı olarak kullanı» yoruz. Fakat bala, balı kelimeleri de bu kökten geldiğine göre baş- ka manaları da aranmak lâzımdır. 298 Bam - Kullanılmayor (Bam teli tabirindeki bam, tetkika de- ger.) 299 Ban - Kullanıyoruz. 300 Bar - Baraka, barışmak, ba- rmmak ve barıt kelimeleri bun « | muştur . derece az aranıyordu. Fakat bu fabrikanın Bulgar tü - tünleri için yaptığı reklâm, bu tü - İtünlerin bütün harmanlarda çok büyük bir yer tutmasma sebep ol - Hamburg'ta Never» burg sigara fabrikası da Make - donya güneşi başlığı altında yap - tığı reklâmlarla ayni neticeyi ha - zırlamıştır. Bu iki harmaalramda Türk tütünü kul - landıkları halde Türk tütününden bahsetmek lüzumunu duymamış - lardır, o Milyonlarca lira fedilerek yapılan bu sigara fabri - kasır mu; Türk tütünlerinin an'a - nevi şöhreti bir hatıra olarak kalmıştır. Fakat bugün Dresden - de tekrar dirilmeğe çalışan siga - ra maha'lesinde iyi bir inkişaf is - tidadı gösteren bir Türk fabrikası vardır ki: OBu reklâm vazife - sini yapmaktadır. Persia, G, m. b. H., adını taşıyan bu fabrika dandır. 301 Bas - Kullanıyoruz. 302 Baş - Kullanıyoruz. 303 Bat - Kullanıyoruz. 304 Bav . Kullanılmayor. 305 Bay - Zengin, bey. Acem- ce değildir. Bayat kelimesi de bu kökten yapılmıştır. 306 Baz - Bu kökün mahiyeti tetkika değer, lâmınm neticesi şu r3 BİTMEDİ fabrika da | ol -| Dresdende Fesçi kardeşlerin cıgara fabrikası Dresden şehrinin Johannstadt| 1827 de Herr Georg Stad tarafın - | eri vardır. Her gün binlerce si - dan kurulmuştur. 1931de Fes- çi Kardeşler bu fabrika ile ortak olmuşlar ve yüzde 70 hisseyi elle - | rine geçirmişlerdir. Fabrikanın asıl inkişafı (o 1931 den sonra başlar. (Fabrikanın i - daresi, Fesfcizade Ziya Beyin e - lindedir . fabrikasmın Dresden satış mağazalarını süsli - yen zarif kutuları üstünde İstan - bul Gülü yazısı göze çarpmakta - dır. e Kutular açılınca şu iba-| reyle karşılaşırız: “Sigaralarımı - zın harmanları yalnız en iyi Türk tütünlerinden yapılmıştır. Garan - ti ederiz,, bu küçük ibarenin dış pazar alış verişinde büyük bir de - "ersia gara paketnide okunan bu Türk tütünü ibaresi fabrika yükseldik - çe rekabeti de böyle ibareler kul - lanmağa sevkeder. Tütün piya -| salarında bu, her vakit, böyle ol - muştur. Dış ülkelerde sigara fabrikası kurmak ve onu yükseltmek, sanıl - dığı gibi, kolay bir şey (o değildir. Fabrikacılık, baçlıbaşına bir iştir ve çok çetin bir çalışma tarzı ister. | Nnceleri Almanyada kurulmuş o- lan bir kaç Türk sigara fabrikası idaresizlik ve hesapsızlık yüzün - den çok zaman geçmeden yıkıl « mışlardır. Bu acı yıkılışları gör -| dükten sonra iyi neticeler elde et - mek için ne kadar ihtiyatlı yollar - | dan gidilmesi lâzım olduğunu an - lamak hiç te güç değildir. Ge- çen yıl Berlinde çok büyük bir Yunan sermayesile kurulan Hel - las fabrikası, yapmış olduğu mu - azzam reklâm masraflarma göre, henüz istediği neticeyi elde ede - memiştir. Şark tütünü yetiştiren her millet burada kendisine sürüm yeri aramaktadır. e Yunanlılığın Dresden'de Greiling — Sizara — fabrikası gibi cidden muazzam ve dört caddeye yayılmış ve mil - yonlarca kilo tütün kıyan, çek modern bir fabrikası vardır. Bu fabrika Almanyadaki Yunan tü - tün alış verişi için çok (o ehemmi - yetli bir temeldir. Ve onun için Yunan devleti bu fabrikaya mil - yonlarca kredi açmıştın OGreiling fabrikası başlangıcında çok müte -| vazi bir iş yeriydi. oMuvaffaki - yet her vakit sistematik ve sezgili çalışmanındır. Perisa fabrikası, Ziya Beyin! idaresi altında büyük bir fabrika olmak yoluna O girmiştir. (o Yeni milliyetçi Almanyanın destekle - rinden biri olan Çelik Miğferliler, Almanca sözü ile Stahlhelm, yal - nız bu Türk sigara (fabrikasının vi | örnek tutulmasını i Sayıfa: 7 Yugoslavyada Tam hürriyet ve ; yeni intihap istiyor BELGRAT, 17. (A.A.) — U- zun seneler M. Nicolas Patchitch'- in riyaseti altında (bulunmuş ve hükümet tarafından faaliyette bu lunması menedilmiş olan eski Ra- dikal fırkası reisi M. Stanojeviteh tarafından imza edilmiş ve: fırka taraftarlarına hitaben kaleme a- lımmış bir mektup şeklinde ve Yu- goslavya'nın dahili vaziyetine da- ir bir beyanname neşretmiştir. Beyanname, Radikal. fırkanın her şeyden evvel şimdiki rejimin kat'i surette aleyhtarı olduğunu kaydetmekte ve siyadetini şiddet- le tenkit eylemektedir. Beyannamede deniliyor ki: “İçinde yaşadığımız şu karışık i zamanlarda milletimiz, her türlü teşviklere ancak insanm malik ol- ması lâzım gelen iptidai hukuka sahip olduğu zaman mukavemet edebilir. Bu hukukun © ise ebedi | surette temin edilmesi icap eder. Eski Hırvat fırkası ile eski Sırp Demokrat fırkasınm ortaya atmış olduğu Feder bahsetmiyen beyanname, iflâs et- tiğinin muhakkak olduğunu söy» lediği merkeziyetçiliği takbih- et- mektedir.,, Beyanname, serbest. intihabat yapılmasını, hakiki bir parlâmen- to rejimi vücude getirilmesini- is- temekte, hakiki millet. mümessil- leri intihap edilmek suretile Sırp lar, Hırvatlar ve İslovenler arasın da samimi bir itilâf vücude. geti rilmesini iltizam etmektedir. Böyle bir itilâf, bunlardan bi- rinin diğeri üzerinde- hekemonya tesis etmesine mani olacaktır. Beyanname, iktisadi o noktai nazardan, şimdiki rejimi memle- kette buhranı vahimleştirmiş ol- makla muhafaza etmekte ve- “İk- tisadi meseleleri o halletmek için bütün içtimai unsurlarnm açıktan açığa müzakeratta bulunmakta ol dukları,, medeni o memleketlerin tavsiye eyle- mektedir. Fransız sosyalistlerinin kongresi AVİGNON, 17 (A.A.) — Soş- yalist kongresi öğleden sonra mü- zakeresine devam etmiştir, Uzlaşma esasına dayanan Bulm-Paul Faure takriri üzerinde bir anlaşma mı elde edileceği, yok | sa hükümete iştirak taraftarlarile a grubun mülfrit unsurları arasında | birdenbire bir uyuşamamazlık mi çıkacağı henüz belli değildir. sigaralarmı almaktadır. Ve bunun için de fabrika ile Stahihelm ara « sında mukavele yapılmıştır. Bu Türk fabrikasının O tam mânasile | inkişafı, memleketimiz için, .hiç şüphesiz, yalnız Türk tütünü sarfiyatı bakımından değil, ayni zamanda ve bilhassa tütünlerimi « zin reklâmı itibarile ehemmiyetli - dir. Bir yıl içinde iki küçük odadan büyük ve modern bir fab « rika haline gelen bu müessesenin tam mânasile muvaffak olmasını dileriz. ODış pazarlarda tem atan her Türk teşebbüsü, yurti şin, yeni bir temeldir. Dışpa- zarı elinde tutan budur, yalnız, bu yolla, istihsalini disiplin al « tına alabilir. M.N,