Inkılâpçı san'at ve tir, ve 12 Nisan lisan 1933 İŞARETLER inkılâp fırkası My san'at adamı, yeni li kültürünün yeni kıymeti debili İnkılâp havasının yük - dai ir memlekette gövdenin | Sn m sonra sıra ile ka - ME iktisat, dil değişmeleri biri- dl yi bir dizi halini ala - vi mi ! ir cemiyetin bir taraf- bi ileri, bir taraftan pek geri Ni Sİ rg değildir. En ile- Kasili içinde meselâ bir klân da ME leman. Kanunların» | da ağı ; iktısat sisteminde fco - | De basta demektir. de esi skolâstik, dileği mo- | salak EÇ öküz başlı insan- si ia ir cemiyet kurarlar ei Yaşamıya hak kazana- z lar inkılâbının akışı, bu akı- | Mn nk cemiyet dilden, dai » estetiğine kadar tepe * ie değişiyor. yal a inlalâpçı edebiyat Şii ebiyatın politika safına > palm ar era bera - ğ ekniği ici NS laşmaşı deki a Geri teknikli bir inkılâp edebi- | Amerikalılar bilhassa 932 de A- Piyasad: w Tütün hakkında Amerikadan haber iyi tesir bırakmadı ! Amerikadan gelen bir haber İs- tanbuldaki tütün tacirlerini olduk- ça endişeye düşürmüştür. Bunun da sebebi Amerikada | son senelerdeki tütün vaziyetidir. | merikaya gelen tütün miklarının azalması ve fiatlerin artması üze“ rine tütün ziraatine fazla ehem - miyet vermişler ve çalışmıya baş- lamışlardır. Bu çalışma sonunda bu sene Amerikada yüzde yirmi beş nis - petinde fazla tütün ekilmiştir. Amerikadaki Obu vaziyetin memleketimizdeki tütün satışma da tesir edeceğini iddia edenler vardır, Maamafih dün bu hususta gö- ei bir tütün taciri dedi a: — Amerika bizim çok büyük ve kuvvetli müşterimiz değildir. | ak : Kİ yerine zarar verir, Eğer EH zen elinde değilse geri teper, Viralilik yerine can sıkıntısı ve- İ vir. Edebiyatta teknik sanıldığı çi: |“ n sade işin dışı değildir. Ka“nı- 2 tayyareye kadar biribiri üstü- ili teknik inkılâplar fikir e " gibi cemi» stin bir parçası: ! gösterir. Bunun için bir devri Yaşadığı edebiyat daha geri 3 nikler anlatıldığı zaman ki ir katır halini alır, SR Türk inkılâbı kökünü biğisimtilesi teşkil emi N e edebiyatın tekniği de hal: göre bir teknik sahibi olacak « N teknik: ği Yazımın açık, duru olması» e Dayanıklı, bol aydınlıklı, bol keli mod-rn bir binada pence - ay in, alm kapıların, du- Ylarının nasıl bire; kei Yazı da kıtıkarz ie ii bale e bir cümle fazla, €) Yazı, artı ,, AZI, artık eski devri - bn Gibi bedene makyaj yapmak, rini uz stklanmak değil de: W Süzelliğini bulup olduğu & D) vu san'atidir. diği âdiselerin rad bin- yi bir devirde geniş mi ai yapan bir memleket: en kısa yoldan, en kısa söyliyeceğini söylemek tindedir. Onun için za: . halka &c8 hallettirir gibi te say” ak düşün, Şi İYatı bi nı Fat demek Ya Sa ve okuyan için zama- az. Çünkü aristok- boş Zaman) demekti, lâ, Yatın 2 safına geçecek edebi - kıyafet ediy, Kendine uygun bir siz e si zaruridir. Farze- si mirlerinizi götürecek kaz sünuz. Fakat sizin dam çıkıyo. Üniya binmiş bir a- büsrü Gs Bu adam ne kadar zin ii sahibi olursa olsun si- zamanda, ln istediğiniz ” z 5 Pdr bi eğismesini Ke ii sü inhale bilir. Bu adıma ölçü kendi benliğinden ge- Aa “1 wBinacna - | düre, di ahhaslayı e sündüre değil, mu- recekgi, 108 levhalar halinde ve.| i aristokrasinin ede» | Ben kendi hesabıma bunda hiç is fevkalâdelik bulmuyorum. Çün d değil bütün n ekimi her n€- — a liyor. Çünkü Türk inkılâbı Halk fır- kasının ana prensiplerinde milleti iki zaviyeden görmektedir. 1 — Türk milletinin hususiye- | tini muhafaza etmek, 2 — Türk milletini modern ce- | miyetler arasına sokmak, 1 Bu. inlulâpcı , edebiyatın ana psensipi olacaktır. Türk milletinin hususiyetini muv etmek de" mek edebiyatta bir milletin karak- | terlerini kuvvetle çizebilmek, yani hakikati görebilmek demektir. Hakikati görebilmek icin her şey- den evel realist olmak lâzımdır. Sonra hangi şeyin milletin ana ka- rakteri, hargis'inin “ümmet, ve (kozmopolit) İik devrinden girdi- i ğini anlamak için kaaflı olmak ge- rektir. Ezbere, kulaktan dolma memleket edebiyatı olmaz. Türk milletinin hususiyeti diye ağalığı, tagallübü, feodalitenin acayiplik- lerini, hâkan hayranlıklarını gös- termek Türk inkdlâbına değil, Türk inkılâbının zıddına hizmet etmek demektir. Ümmet devrinin bakayası olan tipler, meselâ ağalar, mütegallibe- pislik, derbederlik aşıladığı köylü- ler, şehirliler Türk milletinin asıl karakteri diye ortaya atılamaz. İn- kılâp edebiyatının bir başka cep - hesi asıl karakterin tebarüzü için “lecek elan. ler, ve ümmet devrinin kendilerine ! öylü Aleyhine açılmış bir dava: Yarın Ortada yüz bin liralık bir malın mevcut olduğu iddiası vardır Yarın İstanbul dördüncü hukuk mahkemesinde, Bakırköy civarın- da Mahmut Bey nahiyesine tâbi Kotranya çiftliği sahibi Resneli Osman Bey tarafından Şanlrlar ve Ayayorgi köylülerinden altm:$ kişi aleyhine açılan raüdahaleden men davası görülecektir. Ve Res- neli Osman Bey, bu davasında bu köy ahalisinden 65 kişinin kendi tasarrufundaki araziye müdahale ettikleri iddiasile, bu müdahalenin men'ini istemektedir. Osman Bey, davasını ispat için eski kazasker mahkemesinden 3 ip marifetile alınmış bir hudutna- me gösterriiş, buna karşı köylüle rin vekili, bu davanın sekiz sene - | denberi devam eden üçüncü hu - kuk mahkemesindeki bir dava ile birleştirimesini istemi$, ayni za - manda böyle bir hudutmarı€ e terilmesinin tasarrufu ispat işin termek lâzım geldiğini kaydetmiş” tir, Mahkeme, iki davanın birlesti- rilmesine şimdilik lüzum olmadı - gma karar vermiştir. Bakılmasına'yeyın devam edi * ende, köylülerin vekili tarafın * dan bahsedilen dördüncü hukuk- taki sekiz senelik davaya gelince, bunda davacı hâzinedir. Hazinenin davası, Resneli Os- many Beyle zevcesi Meliha Hanım aleyhindedir. Muarazadan men davasıdır. Hazinenin davasına © sas ta, arazi meselesidir. Hazine, rmi yedi parca tasarruf senedi yerek, yirmi yedi tarla ile endisine ait olduğunu on bin dönüme yakın imda Adli Sultan den kalma barut - , köşkler bulun - | ileri sü | üç çayının k İ bildirmekte, olan çayır kısma Mahmut devrin: göre buradaki du - akta, taşlar ve ba” anlarla buna ben- zer aletler başka yere kaldırı! * maktadır. Bu metrük ve harap bi- nalarda “asarı âtikan mahiyetin * de olan kitabe gibi müzeler idare- sini alâkadar edecek tarihi bazı parçalar da bulunduğu söylenili - nin davasına varlar yıktırılm. ruthanedeki kaz: tufeyliliğe karşı hiciv silâbımı a mansız bir şekilde kullarmaktır. İnkılâp edebiyatının ikinci cep- besi Türk milletini idealist bir yönden görmektir. Bu idealist cep- he birinci noktayı daha ziyade kuvvetlendiriyor. Çünkü modern bayat orijinal bir varlıktır. Bu orijinal varlığa yaklaşmak için ümmet devrinin, feodalitenin demokrasiye düşman unsurlarını ortadan kaldırmak gerektir. İdealist Türk ayni dereye pisli- yen, ayni dereden su içen, dalak- ları bir pala yutmuş gibi böğürle- rinde (sallanan şiş (karınlı sıtmalı her sene yüzde yirmi ka- dar çocucağını çürüğe çıkaran du varı tezek köyün taraftarı olamaz. Bırakın buna Piyer Leti hayran olsun! Sadri Etem du yor, Ortada yüz bin lira değerin” de malın mevcudiyeti iddiası var* dır. Bu yerlerde sekiz senedenberi bir kaç defa kesif yapılmıştır, Da- va, şimdi de keşif yapılmasına bi- rakılmış bulu Diğer taraftan, Resneli Osman Bey müddeiumumiliğe müracaat * la köylülerden iki yüz kişiyi “ara” İ zime tezavüz ettiler, diye dava etmiştir Bu ceza davasının tahki- katr üzüncü istintak hâkimliğince ileyor. Birr dördüncü hukuk mahke- mesinde görülecek muhakemede Resneli Osman Bey tarafmdan dava edilen altmış bes köylüden çoğunun hazır bulunacağı anlaşıl- İ maktadır. Yarmki muhakemede, İ davanın esasına daha ziyade giri- | İ muhakemesine devam edildi. kâfi olmadığını, tapu senedi gös” | duğunu kaydetmektedir. Hazine -| Çorum'da Suçlular iftiraya uğradık diyorlar ! Doğum tarihleri soruldu ÇORUM, 11 (A.A.) — Ağır ce- za mahkemesinde Bursalı Eminin | Maznunun doğduğu tarih ile mahkümiyeti olup olmadığının anlaşılması icin Bursaya çekilen telgraflara henüz bir cevap gel - mediğinden yeniden tekit edilme- | sine karar verildi. İ © Hafik kazasının Kurtemir kö- İ yünden “Ezanı Muhammediye şe- rik koşan, başımıza şapka vuran hükümeti dinlemeyiz,, diyen Bek- taşlı ve arkadaşları Ahmet, Ha- san, İsmail sorguya çekildiler. Suçluların “muhtar ve azaları değiştirelim, dedikleri için onla» rın iftiralarına uğradıklarını, öte- denberi düşmanlıklarmı söyliye - rek inkâr ettiler. Romen seyyahları ve izcileri | o Prençipeza Marya vapuriyle İ dün şehrimize Romen seyyahları ve 80 Romen izcisi gelmiştir. Sey- yahlar şehrimizde bir kaç saat kal- dıktan sonra ayni vapurla Yuna - | nistana gitmişlerdir. Rıhtımda izcilerimiz tarafın - dah karşılanan Romen izcileri Ga- i tinden Macar âsaletine mensup-* | giltere kabinesinde Macar müta - Muahedelerin yeniden tetkikinde bir akrabalık meselesi Zağreb'de çıkan Jutarnjilist gazetesi yazıyor: İrgiltere nazırı Lord London- derry zengin bir adımdır. Ken disi o Ulster'lidir ve ( Puritain mezhebindendir. Bu itibarla Va - lera'nın oIlandayı o birleştirmek siyasetine ve bu suretle iktidarm Katüliklerin © eline (geçmesine katiyyen razı olamaz. .Lordi- natçı bir adamdır. Başvekil Mak » donald'ın üzerinde mühim bir te * siri vardır, ve söylendiğine göre, onun mütemedidir. Lord Londonderry karısı cihe » “N j İ 5 tur, ve rivayete nazaran, İn - ebatını müdafaa edenlerden bi - risidir. Lord Londonderry Geçen sene Romaya gitmiş, orada (o Musolini tarafından samimiyetle karşılan - mıştır. Lord, İtalyan Başvekilile bugün mevzuu bahsolan Avrupa meselelerini ve Tuna (meselesini görüşmüştür. o Musolini, Avrupa meselelerinin hallinin ancak bü - yük devletlerin anlaşarak küçük devletlere tazyik yapması suretile ! kabil olacağı hususunda iknaa | çalışıyor. Lord Londonderry o zaman bu noktai nazarı kabul etmiş ve müahedelerin yeniden tetkiki i- çin İngiltere ile İtalya teşebbüsa * ta geçmişlerdir. Londraya dönünce pek tabii. Londonderry İngiliz Başvekilile j görüştü ve Muselini ile Mak- latasaray lisesine misafir edilmiş - | erdir; Burâda iki, üç gün” Kala“ caklardır. Mütevellilikten azil Valide kethüdası Mehmet Paşa ve sair Evkaf mütevellisi Salâhat- tin Molla Beyin © mütevellilikten | azledildiği umum evkaf müdürlü- ğünden Yilâyete bildirilmiştir. Salâhattin Molla Bey, Ayaspa- şa vakfının da mütevellisi bulunu- yordu. Kaçak Bulgar cıgarası Mahkeme suçluların doğum ta- rihlerinin sorulmasına karar veri - lerek başka bir güne talik edildi. Adliyedeki ihtisas mahkeme - sinde, dün Davit Gerson isminde biri, kaçak Bulgar cigarası sat - maktan muhakeme edilmiştir. Bir mektep talebesinden Bahri ve Ekrem Beyler, şahit olarak din- lenilmişler, neticede suç sabit gö” rülmüş, altı ay hapis ve on lira pa- ra çezası, ayrıca cigaraların mü » saderesi kararı verilmiştir. ——— Memnu mıntakada Agop, Yervant, Serkis, Mardi- ros, Kegork isimlerinde beş balık- çı, dün İstanbul birinci ceza mah- kemesinde memnu mıntakaya gir- İ mek suçundan muhakeme edilmiş- lerdir. Kendileri ayak bastıkları sahis lin memnu mıntakaya dahil bu - lunduğunu bilmedikleri, oraya ba- lik tutmak için geldikleri iddiasın- i dadırlar, Muhakeme, şahitlerin çağırıl - ması için kalmıştır. şilmesi, iki tarafın karşılıklı ola- rak bu hususta söz söylemeleri muhtemeldir. donad o mülâkatı hazırlanmıya i başlandı. Bu mülâkat için mü” nasip bir fırsat kollandı, bufır- | sat ta silahları azaltma konferan - sının dağılması tehlikesile mey dana çıktı. 7 | Geçerkenşunuda söyliyelim ki, Lord Londonderry 1815 te Viya - na konğresinde İngiltereyi temsil etmiş olan Lord Castlereagh'in — Avrupada sulh, ancak büyük devletlerin küçük devletlere arzu larını kabul ettirmelerile kabil olur. e Telefon ücretleri Telefon ücretlerinin tenzil dildiğine dair gelen malümat re: men anlaşılamamıştır. z Dün bu hususta telefon şirke komiserliğine müracaat ettik. Ko * miserlik tarafından; dün akşı ma kadar bu hususta hiç bir emir ge mediği bildirilmiştir. M. Veyl gitti Murahhas aza sıfatiyle 4 dar bulunduğu tünel, tremvay ve elektrik şirketinin senelik.toplan » tlarmda bulunmak üzere şehrirsi” ze gelmiş olan sabık Reji jen : müdürü M. Veyl dün Parise b ket etmiştir. İ Baransası 1996010008 000 BEM SEM 3 ABE 15 Yul Evelki VAKİT. 0 10010309 040 46 03 9 — Dün sabah Tüne'ile ihtiyat kğ 1 vazedilirken amelenin hatası yü: zünden münakaldi 5, 6 saat kesilmi tir, n — 197 senesi VI Teşrinisanide İm salanmış olan Osmanlı . Alman ue kapelâti hukükiyesinin musaddak nü hal asliyesi dün Berlin hariciye neza reli datresinde teati edilmiştir. 7