Fi ğ “ kudret halinde göze 3 nutulmuş ve yıkılmış - Buğday politikası ve silolar ii (Başmakaleden devsm) tıcı yılım büyük yemişlerin yüzler- ce yıl içinde verebilmiş (olsaydı, Türk Cümhuriyeti bugün, hiç ol - 'mazsa on kere daha yaratıcı bir çarpacaktı. Fakat, bugün, bizim gözümüz yur- dun neresine ilişiyorsa orasını u-| buluyoruz. | Bu unutuluş ve yıkılış yanında, bize varlığımızı duyuran, içimizi| büyük ve hakir sevinç ürperişleri- | le dolduran bir şey (o görüyoruz; | Bomba sert ve yenilmez dağı ya -| ralı bir dev gibi inletiyor, köprü azgın ırmağı aşıyor, unutulmuş köye anayurdun yeni bir damarı uzanıyor, uzak bir sırtta genç bir! mektep yapısının çatısı (gelincik gibi diri bir renkle tutuşuyor. U - yanmış bir budunla karşı karşıya” | yız. Bizim, artık, bugünümüz ve yarınrmız vardır. Üstünde bugün ve yarın doğan ufuk, budunun ya- ratıcı iradesidir. Budunlar çocuk- Yarile değil, iradelerile ölçülürler. | Türk her zaman çağında irade- sinin eşsiz kudretini göstermiştir. Son ulu kurtuluş iradesi gene öyle | eşsiz bir örnektir. Fakat halk ira- desi yüz yıllarca unutulmuş bir çağlıyan gibi yalnız ve kendi ba - şma coşmuştur. Osmanlı tarihin de zaman zaman halk ayaklanış- ları vardır. Fakat bunlar nedir?. Buriların sebepleri nedir? Alevi - ni hür göke dökmek için tutuşan bu yanardağlardan vakanüvisler, hemen hiç bahsetmiyorlar. Türk köyü, daha doğrusu Türk kudreti erirken göze çarpan bu ayaklanış- lar, dikkatle araştırılacak şeyler- dir. Budün kudretinin büyük kay- nağı köydedir. Onun için Cümhu- riyet, ilkönce, orasını düşünmüş - tür. Yeşil ve bahtiyar köyle yurt müdafaası biribirinden ayrılmaz. Yurt ve köy, modern dünyada ö kadar içiçe bir mefhumdur. Onun için gazetelerimizde Ziraat Ban - kaşı'nın silolar kurmak fikrini 0-| kuduğumuz vakit OCümburiyet devrinin çok büyük yeni bir eseri ile karşılaştığımızı sezmiş bulunu- yoruz, Anlayışsız bir göz için si - lo nihayet modern bir ambardır. | Köylü, ekinini oraya © yerleştirir. Fakat, bunun yurt müdafaasında- | ki rolü, sanıldığından, çok büyük- tür, Buğday ve yiyecek (deposu, cephane deposu kadar Oehemmi- yetlidir. Yurt içindeki buğday ve yiyecek teşkilâtı ne kadar temelli olursa, yerleri, vaktinde ne kadar iyi düşünülürse, £ ilerdeki rolü o kadar daha yemişli olur. Biz, o - nun için, şimdi, silolar kurulur - ken, günün birinde ordularımızın da bunlardan en çok fayda göre * tiyoruz. Silo, yalnız buğday dağı - işmın değil, smıra koşmuş Türk askerinin de dayanabileceği bir yer olmalıdır. Modern yurt müda- faasında yiyecek teşkilâtınm bü - yük bir ehemmiyeti vardır. En iyi silâhlı budun, savaş (günlerinde toprağına, köyüne güvenen, töpra ğını da silâhlandırmasını bilen bu- dundur. İtalya bunun için çalışıyor, Fransa bunun için çalışıyor, Al - manya gene bunun için didiniyor. Dünya savaşı yeryüzünün budun* larma yurt müdafaasının yalnız VAKIT'ın Hususi Telgrafları Bu sene yapılacakşimen- Bir teklif difer ve yol inşaatı Nafıa müsteşarının bu seneki faaliyet programı hakkında Vak Vakıt'e izahatı ANKARA; 26 (Hususi) —| Memleketimizdeki demir yolu in- şaatı faaliyeti ve nafıa vekâletini laa M. Andersen ile M. Raynhamer buraya geldiler ve na- fıa vekili beyi ziyaret ederek bu iş alâkalandıran diğer işler hakkın -! etrafında görüştüler. Fakat henüz da malümat almak üzere nafın |kat'i bir netice alınmış değildir. müsteşarı Akif Beyle görüştüm. Bana şunları söyledi: “ — İranın transit muamelele - rinin bize daha faydalı neticeler verebilmesi için Erzurum — Kızıl Dize yolunun inşası icap etmek tedir. Bu yolun inşası faaliyetine devam ediliyor. Yakında tamam - ilanacaktır. Bu suretle İranla olan İ transit munmelelerinin inkişaf et- mesi temin edilmiş olacaktır. Samsunla Mersini ticari noktai nazardan bağlıyacak olan Kayse- ri — Ulu kışla hattının inşası işi de Erzurum — Kızıl Dize yolu kadar mühimdir. Bu yol da yapılmakta- dır. Bir aya kadar hat bağlanmış olacaktır. Bu suretle Karadeniz iskelele rinden Mersin vasıtasile yapıla cak nakliyat memleketimiz için çok faydalı neticeler verecektir. Erzurum - Sıvas hattının inşası- na talip olan Amerikan grupu mü- den gözden geçirilmesi taraftar - İarile aleyhtarları arasında Muso - lihane siyaset ve mütekabil zıman olduğunu,, yazmakta ve bu plânın Avrupaya müteallik olan esaslı ve tehlikeli meselelerde 4 devlet - ten her birinin tek taraflı olarak teşebbüslerde bulunmalarmı orta - Türkeli'ni böyük bir buğday Yur - du haline getirebilmek için Ana * dolunun sularını şişirtmek, boşu » İna akan suyu rasyonalize etmek, bilecek bir şekilde olmalarını is -| başka bir sözle, milyonlar sarfet- mek lâzımdır. İsmet Paşa, elbette bunu da gözden uzak tutmuyor ve bugün mümkün olanı yapıyor. Ya» rınlarına inanan budunlarancak böyle çalışırlar. Türk obuğdayını teşkilâtlandıracak ilk silolar, ayni zamanda öz gücümüzün yeni teş- kili sayılacak kadar ehemmiyet- lidir. Her yılında büyük bir çok eser bırakan Cümhuriyet (o devri, Türklüğün ne derin bir yaratıcı varlık olduğunu gösteriyor. Os - manlılık devrinin korkunç ıssızlı- ğr içinde eriyen yılları kazanabil- mek için çok çalışmıya mecburuz. toptan, tüfekten ibaret olmadığı» p öğretmiştir. Buğday politikası - | zi yaptık. Arka tarafını 'nın büyük rolünü İsmet Paşa ka - “nr erken anlamı bir devlet ada tur. Faka Mele melike öle, Onun için biz: — Yapabildiğimi « gelecek karınlara bırakıyoruz.. diyemeyiz. Çünkü yaratıcı bir devir pe bir deriz değildir.” ML Bu işin de yakın bir zamanda kuv- veden fiile çıkmış olacağını ümit ederim. Sirkeci ile Haydarpaşa arasmda feribot işletmek için bir İngiliz grubu tarafından vekâlete yapılan müracaat malâmdur. Vekâlet bu işi ehemmiyetle tetkik etmekte ve grup mümessillerile müzakerede bulunmaktadır. Günün meselelerinden biri de Samsun — Çarşamba demir yol ları hissedarlar umumi heyetinin toplanmasıdır. Bundan çok şeyler i bekleniyor. Bu toplantıda şirketin tasfiyesine karar verilmesi kuvvet li bir ihtimal dahilindedir. Hat, tasfiyeden sonra hükümete geçe- cektir. Esasen en büyük hissedar maliye vekâletidir. Bu seneki faaliyet programımız- da memleketin muhtelif yerle - rinde on kadar büyük beton köp - rü inşası da vardır.,, Silâhları bırakma meselesi esrnenenseremases aman M. Makdonald plânı ; İtalyan gazetelerine göre e göre sulhu temin için iyi bir formüldür Roma, 26 (A, A.) — Giorna -|dan kaldırmak gayesini gütmek » le D'italia, “Muahedelerin yeni - | te olduğunu izah eylemektedir. Bu gazete diyor ki: “Musolini formülü, iki zı- lini plânmda bir temas noktası | man göstermektedir: Biri taarru - bulunduğunu ve bu noktanın mu3-| za ve harbe karşı, diğeri vakitsiz ve münasebetsiz ferdi müdahale - İere karşı... Bu gazete, M. Makdonald'ı bu ciheti Avam Kamarasındaki nut - kunda göstermiş olduğundan ve M. Hitler'i Reishstağ'da bu yolda teşriki mesaide bulunmağa pren - sip itibarile muvafakat etmiş bu - lunduğundan dolayı tebrik etmiş - tir. ROMA, 26 (A. A.) — Gazete - ler, İtalyanın Makdonald plânı - nı tamamile kabul etmiş ve İn- giliz Başvekili gibi silâhları bı * rakmağa müteallik teknik mese - lenin siyasi bir meseleye (İstinat etmekte olduğu mütaleasımda bu * lunmuş olduğunu geli ? dir. Giornale D'italia, diy wi Bu siyasi mesele emniyet. meselesi | dir. İtalyan gazetelerine göre Mu - solini" plânı, konferans mesaisine başlamadan evvel, itilâfa varmalıdır. “Tribuna,, diyor ki: “Musolini Nakil. vergileri nasil alınmalı ? ANKARA, 28 (Hususi) — Mardin mebusu Ali Riza Bey, ka ra nakliye vasıtalarından, devlet ve belediyelerce alınmakta olan vergi ve resimlerin bir elden tah - sil edilmeleri hakkında B. M. Mec- lisine bir kanun lâyihası teklif et- miştir. Bu teklifte, kara nakliye vasrta larından muhtelif nispet ve mat- rah üzerinden devlet, vilâyetler hususi idareleri ve - belediyelerce muhtelif şekillerde vergi almmak | ta olduğu, bu halin uzun formali -; teleri icap ettirdiği misallerle gös- terilmekte, tahsillerin yalnız bir elden yapılmasının hem alâkalı da ireler için tasarruf temin edeceği, hem de mükelleflere kolaylık gös- terilmiş olacağı izah edilmektedir. Teklif edilen kanun maddelerinde ezcümle şunlar vardır: “930 tarihli kanunla tadil edilen idarei umumiye vilâyat kanunu - nun sökseninci maddesinin ikinci | fıkrası, belediye vergi ve resimleri | kanununun yirmi üçüncü maddesi ve kazanç vergisi kanununun otuz birinci maddesi mucibince alına - cak vergi ve resimler mezkür ka- nurlarda yazılı hükümler daire - sihde tahakkukları ait olduğu da- irelerce yapılıp verilecek; tabak - (kuk miktarları üzerinden emil İ idareler tahsildarları tarafından bir elden tahsil edilecek, tahsilât kanuni müddetlerde bitecektir. Tahsil edilecek vergi ve resimler tahsilât takip eden aym ilk haf - tası zarfında müfredatlı bordro - larla alâkadar dairelerin san - dıklarina teslim edilecektir. . Vi * lâyetler ve kazalar hususi idare - leri muhasebe, müdür ve memur - larrtahsilâttan ve tahsil (ediler paraların muayyen müddet zar - fmda alâkadar sandıklara tes » liminden ita 'âimirlerile © birlikte müştereken mes'ul olacaklardır. Teklif edilen kanun lâyihası - nın 93 Haziranmda mer'iyete| Küçük san'atlar Kanunun tatbikatı için bir talimatname ANKARA,25 (Hususi) — Küçük sanatlarm Türk vatandaş- larma hasrı kanununun tatbik su- teti hakkında emniyet umum mil- dürlüğünde teşkil edilen bir komis yon tarafından bir talimatnams ihzarına başlanılmıştır. Bu talimat name kanunun mer'iyete geçeceği! tarih olan i6 Hazirandan evel ta- mamile hazırlanmış olacaktır, Ta- limatnamede kanunda tasrih edil- mömiş olan küçük sanatlar sıra - sile ayrılacak ve bu sanatlarla iş tiğal eden etnebilerden ihtiyaç faz lası olanlara iş verilmiyecektir, Bu yoldaki tetkiklere devâm edilmek» tekrar | tedir, Şİ | ünver sr sese marsa an haliftir. Musolini plânı, silâhları bırak- plânı, hiç bir suretle Milletler Ce- | ma konferansının mesaisini ihlâl miyetine muarız değildir. fakat| etmek gayesini gütmemektedir, şimdiye kâdar cemiyetin mesaisi - | Bu plân, büyük devletlerin misal ni felce uğratmış olan usullerine | teşkil'ötmelerini, ön ayak olmala- KEY di mm si »İzinr istemektedir. Epi» ELER e e 27. Mart 1933 | En İdem hoca EEE (Baş tarafı birinci sayriada) yaptım 16 senedir de müderris 0- larak bulunuyorum. 67 yaşında - yım.. Fende, edebiyatta, hukukta benden kıdemli müderris yok. — Şimdiye kadar kaç talebe yetiştirdiniz, tahminen?. — On beş bine yakın.. Bütün talebemin isimlerini, imtihanların- da aldıkları numaraları ihtiva e - iden defterlerinin hiç birisi her hangi bir suretle kaybolmamıştır, hepsi duruyor. Gazi Hz., İsmet Paşa, Kâzım Paşa, kırk kadar meb'us ve hemen hemen umum ordu kumandanla - rı, bir çok erkânı harpler talebe “ lerim arasındadırlar. Bu itibarla ömrümün sonuna kadar iftihar e - debilirim.. . | — Müellimlik © mesleğinden memnun oldunuz mu?. — Memnun olmasam yapar miy“ dım? Büyük meşahir yetiştir » mekle iftihar ediyorum.. Talebe - min karşısında bulundukça duy * duğum ruhani zevki anlatmak |“ çin de kelime güç bulacağım.. Bil“ hassa tatbikatta, tavşan, kurbağa, İ insan kaşlarının deverani tatbika- tında, istirignin tecrübelerinde, İ arazi teşekkülâtında, ovalarda, İ şimendifer yarmalarında ve üÇ senedenberi rasathanede mevcut zelzele gösteren aletlerin tatbika* tında talebeme karşı ruhum çok sevinçli ve neselidir. — Hayatımızda en heyecanli hâdise nedir?. — Balkan harbinde esir yolu $ şum, Ustruma kolordusiyle Kaya“ larda ve Kaçanik boğazında har * be bilfiil iştirak ettim. 328 Teşri” nisanisinde de Selânikte esir olm" ya mecbur oldum. . — Genç müderris arkadaşları * nıza neler tavsiye edersiniz?, — Muvaffak olmaları için çok çalışmalarını tavsiye ederim. Hef akşam lâakal üç saat mesleklerin* ait Avrupa müelliflerinin eserleri" ni okumaları lâzımdır. 1 — Darülfünunun ıslâhma “* müderrislerin hariçte meşgul oluf ! olamıyacıklarına dair ne düşünü İ yorsunuz?. —Darülfünunda hükümetimi” zin arzusu dahilinde tabit türlü ıslâhat yapılabilir. Müesse se daima ve daha çok mükemm leştirilebilir. Müderrislerin meşguliyetleri bahsine geline İ mesleklerine göre hariçte meşi olmalarına cevaz veririm. Me: bence hukuk ve tıp müderrisli ve muallimleri derslerden hariçte iş görebilirler. Bittabi harici meşguliyet tahdit edile! lir. Fakat bizim fen fakültesi ni derrisleri için hariçte meşgulif düşünülemez.. Bunlar 'vazi yalnız dahilde yapabilirler. Ayni zamanda doktor Müştak Beye teşekkür edi Titanik vapuruna ait cümlesine de bahsettim, gülümsedi ve d hal vapurun hangi ra hal ayda, günde ve saatte ayni saniyede söyleyiverdi. | kat ne yazık ki ben, ime vel okuduğum ve bir hafta de tekrar “işittiğim bu şimdi bu satırları yazarken 1, rarlamak iğin hafızama zerre © dar emniyet edemiyorum. . © “a