KI Kadin - Erkek kavgası İzmirde gene iş büyüdü. Fakat üyen işne dünyanındüz ol- duğunu iddia eden bir öküz ka - Ii ne de incir, üzüm satışına irdir. Hayır bunlardan hiç biri değildir. Büyüyen iş, kadın, erkek münakaşasıdır. Kadmlar erkeklere, erkekler kadınlara atıp tutuyorlar. M4 Kadın kelimesi zaman zaman Cins, cins manalar almıştır. Mese- lâ, birisi: *“— Ulan karı gibi gülme dese beriki bunu bir haysiyet meselesi Yapar. “— Kız gibi mahçup derseniz alâturka edepli, terbiyeli, büyük- lerin yanında ağzını açmaz bir a- | damı anlatmış olursunuz. Fakat kadını bu çeşit manalar içinde anlamak, yani erkeği ka - | dina üstün görmek bu devrin dü- | $üncesine uygun olmadığı gibi, ilk insan cemiyetlerinde de kadın *rkekten daha aşağı bir mahlük tanınmaz. Daha garibi ilk insan toplan - tılarında kadın — mabuttur. Ka- dın ailenin mukaddes bayrağıdır. Kadm ailenin bağıdır. Çocuklar anasının akrabalarıdır. Çocuklar analarının mabutlarına ibadet e- derler. Bir zaman sonra ailenin impa- Tatoru olan, heybetli, kudretli ba- ba o zaman ananın yanında bir yanaşmadır. İç güveyisinden daha halli değildir. Tibetteki bu cins cemiyetlerde kadınlar dört beş koca alabilir, istediğini terkeder. Eski Arap kabilelerinde kadın © çoduğunun babasını kabile'“deli « kanlıları arasmdan seçerdi. Eski Türklerin dinlerinde ka » dım mrukaddesti, ayinlerde şama » malar, büyücüler kadın kıyafeti - m€ girerek mabutların şerlerine mâni olurlardı. # La z Amma kadının bu üstünlüğü boyuna sürüp gitmemiştir. Bir de- vir gelmiş ki, mukaddes kadını hayvanlarla uğratmış, ziraat ma - butları bep kadındır. Fakat, har- beden, harple uğraşan teşkilâta hâkim olan erkekler vaziyete hâ- kim olunca, yani yeni bir din, ye- Mi bir hayat başlaymca kadın mu- kaddeslikten cıkmış, erkek üstün bir hal almış! Ailenin kudsiyeti artık erkek - ten erkeğe geçmeğe başlamış, mal babadan oğula intikal etmiş, akrabalar sadece harpçi erkek ta- rafından sayılmıya başlamış! Avusturalyada bazı kabileler hâlâ kadınm bir reh sahibi oldu - ğuna kani değildirler. Kadında Yâşıyan erkek ruhudur derler. | Yoksa kaçak eşya ambarı mı? Kalkavan zadelere ait Nâzım Bunlara müslüman olmalari vapurunda Rusyadan gelirken ka- | çak mal olduğu haber verilmiş ya- | pılan araştırmada kaçak (mallar bulunmuştu. Gümrük muhafaza memurlarmın kontrolu altında gemiden çıkarılan eşya arasında yeniden kaçak mal bulunmuştur. Bunların listesi şudur: İki sansar derisi, siyah kuzu derisi, kürk, kürk deri, kürk man- to, havyar, çuvallar dolusu toz ve kesme şeker.. Bundan maada gemide kaçak bulunmuştur. zadelere ait Üsküdar vapurunun | da ambarları mühürlenmiş ve mu- hafaza memurlarmın kontrolü al- tında malların çıkarılmasına baş- lanmıştır. Maamafih şimdiye kadar Üskü» dur vapurundan kaçak hiç bir şey bulunmamıştır. Bir ingiliz vapurunda araştırma İstinyede demirli bulunan İngi- liz bandıralı Mazot vapurunda gümrük muhafaza ve polis me - murlari otarafından araştırma yapılmış, 198 deste kaçak iskam - bil kâğıdı ile 95 kaçak çakmak ta- şı bulunmuştur. Kaptan ve iki tay fa ihtisas mahkemesine verilmiş « lerdir, — ap — Milli sanayi birliğinde Milli Sanayi Birliği ogeleeck hafta büyük bir toplantı yapacak» tır. e Bu toplantıya şehrimizde bulu- nan birliğe kayıtli olan ve olmı - yan bütün sanayi erbabı iştirak e - decektir. Bu toplantıda bütün sa- nayicileri alâkadar eden mühim bazı meseleler görüşülecektir. Memurların maaşı İ Memurların Mart maaşı per - şembeye verilecektir. Bu maaştan yol paraşınm ikinci taksiti olan ü- çer lira kesilecektir. Mütekait, Yetim ve Dullarm üç aylık mavşlarının verilmesine ya» kında başlanacaktır. memeli irtihal Ankarada Anadolu Maarif kü- tüphanesi sahibi ve Çanakkale meb'usu Ziya Gevher Beyin eniş - teleri Ahmet Edip Bey evvelki ge- Kadın onlara göre cansızdır. | ce müessif bir kaza neticesinde Sadece bir maddedir. Taş gibi ! vefat etmiştir. Maarif hayatımız « toprak gibi.... Kadını erkeğe | da tam kırk beş sene hizmet eden mazaran manasız gören zihniyet | mumaileyh fazilet ve Jiyakatile bu zihniyettir. » 5 Kadın iş hayatına girince artık | onun hakkındaki bu eski zaman düşünceleri kendiliğinden orta - dan kalkmıya başlamış. j , Eskiden, saçı uzun aklı kısa diye bir tabir vardı. Halbuki bu- gün bu tabiri (o kullanmakta bir bayli müşkülât çekiyoruz. Hattâ İş hayatı kadınla, erkek arasmda öyle birlikler yapıyor ki, iki cins arasındaki farkları kaldırıyor. Kadın ve erkek farkı gitgide © Yalnız fiziyoloji farkmdan ibaret kendini herkese sevdirmişti. Bu i- tibarla vefatı bütün tanıyanlar a- rasmda derin bir teessür uyandır- mıştır. o Cenazesi bugün öğleden | edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. kalıyor. Yaşadığımız günler kadın er - kek davası diye ileri bir dava ta- nımaz. Bugünkü dünyada hakkı- nı istiyen, inkişafına serbest im - kânlar arıyan insanlar vardır. Sadri Etem Mr sonra Teşvikiye camiinden kaldı - | İ rılarak medfeni mahsusuna tevdi | i Bulgar işçileri de kanunun tasrih İde bazı Bulagr gazeteleri bu isle| tarafından i olarak fazla miktarda kömür de| iyetine geçmek üzere Türkiye hü- Bu vaziyet üzerine Kalkavan| kendilerine şöyle bir cevap veril - | 600 Bulgarı da işinden çıkaracak! teklif edilmiş! Yalan.. Hazirandan sonra ecnebi işçi - lerin memleketimizde çalışamı - yacakları malümdur. Buarada eltiği iş ve san'atları yapamıya -| caklardır. Bunun için son günler - alâkadar oluyorlarmış. Türkiyede 600 kadar Bulgar! işçisi vardır. Bulkar gazetelerinin yazdığına göre bunlar Türk tabi - kâmetine müracaat etmişlerse de! miştir: — Sizi Türk tabiiyetine alırız, fakat daha evvel müslüman olu - nuz). Bulgar gazetelerinin yazdıkla; rı bu baber yalandır. Vali muavi- ni Ali Rıza Bey demiştir ki: “— Bulgar işçilerine müslüman olmaları teklif edildiği (o haberi doğru değildir, Küçük san'atların Türklere tahsisi kanunu neyi em - rederse 6 yapılır. Hem biz Bulgar- ların dinine ne karışırız?.,, * mıştır. / sahada çalışmış olan muallim ve İ Söz derleme Türkçe ve edebiyat hocaları faaliyette Söz Derleme heyeti İstanbul merkez şubesi dün Maarif müdü - riyetinin üst katındaki salonunda büyük bir içtima yapmıştır. Bu içtimaa İstanbulda bulunan bütün liselerle orta mekteplerin Türkiye ve edebiyat muallimleri de davet edilmişti. İçtimada Söz Derleme (heyeti Türkçe ve edebiyat! muallimlerine söz derlme defter - | leri tevzi edilmiş ve sklimebesin | istedikleri şubelerde söz derleme - leri için çalışabilecekleri bildiril » | miştir. Geç vakte kadar devam eden bu içtimada söz derlemenin muh- telif şekilleri görüşülmüş bilhassa | İstanbuldaki esnaf teşkilâtı ara - sında çalışılması (o kararlaştırıl - Dün ayni zamanda söz derleme ve halk bilgileri komitesi de bu | sanatkârları dün davet ederek ge- ne Maarif müdüriyetinde toplan - tı yapmışlır. Bu toplantıda da Halk bilgileri derlemesi için çalışacak olanlar aralarından iş bölümü yaparal Ş Li 1 boyuna Şirketi Hayriyenin kazancı se- neden seneye azalmaktadır. 932 senesi hesebatı ile daha evvelki seneler hesapları bu hakikati mey- dana koymaktadır. Şirket 932 se- nesinde 1086982 lira hasılât top- lamış, 951914 lira masrafyapmış» tır. Aradaki varidat fazlası 135068 liradır. 932 senesi hası - lâtı ile evvelki seneler hasılâtr şöyledir: .““ Senesi Umumi hasılât 1927 1320123 1928 1349329 1929 1320434 1930 1270241 1931 1193502 1932 1086982 932 deki varidâtı umumiyenin 1931 senesine nazarân 100 bin li- Gilndelik, Siyasi Gazete İstanbul Ankara Caddesi, VAKİT yurdu Telefon Numaralar, Yazı işleri telefonu: 24379 İdarş telefonü : 24376 ..... Telgrat nüresi: İmtanbul — VAKII Posta kutusu Na, 46 —— Abone bedelleri : Türkiye ilân ücretleri: Resmi ilânlarin bir satım 10 Kuruş Ticari ilânların bir satırı o 12.5 Kuruş Ticari iânlarm bir santim! 25 Kuruş Küçük ilânlar: Bir defn $ü Iki defası 50 Üç defam 63 dört defsiı 73 ve on defası 100 kuruştar. “Üç aylık Hân verenlerin bir defası mecca- nendir. Dört satırı geçen ilânlarm fazla satırları beş kuruştan besap edilir. rketi Hayriye varidatı vazife almışlardır. ia | ezilir, erir... Oh! SOHBETLER Turp elden gidiyor ! Turp nedir? i Hayır, hemen cevap vermeyin? derhal atılmayın: Bu da sual mi? Turpun ne olduğunu, beş yaşın- daki çocuk ta bilir!.. demeyin. Bugünün çocukları, turpun ne ols duğunu bilmezler, Bilen ortayaş lılar da unutmuşlardır. Turp!... O ne güzel şeydir ya * rabbi!... Güzelliği tohumundan başlar, Minimini, çıtırpıtır tane - ciklerdir. Toprağa serpersiniz, ye- şil yeşil filizlenir, köklenir kıza” Tır, i Aman bu kırmızı tomurcuklar! Bol suda yıkanıp, kırmızı ka buklarının bir kısmı soyuldu mu, haydi ağıza! Parantez açıyorum: Kabukla- rr, dedim, ne münasebet, turpun incecik, kıpkırmızı, narınkinden biraz daha kalınca bir zarı vardır. Parantezi kapattım. dj 7” Turpun kırmızı zarı kaldıril - dı mı, altından beyazı görünür. Turpun içi, taze takoz etine ben zer, Bembeyazdır. Nescinden, in- ci gibi nemler sızar. Haydi ağıza! demiştim.. Ağız da ne nefis bir bahar tadı, ne en- BİA in | fes bir güzel kokudur o.. Çene oynadıkça, turp, kötür kötür eder. ? Şimdi böyle mi ya? Turp de diniz mi, önünüze, mor mu, siyal mı, rengi bozuk bir şey gelir. Ağ zınıza attınız mı: Püf/... Kof me kof!.. Kof değil mi? Saman m saman... Ne bahar tadı, ne güze! koku... 4 Ne zaman turp yesem, aklımı. ” ax düşüyor ! İ rayı mütecaviz bir noksan gös . | termesinin en mühim sebebi, bi- let varidatında görülen tenakus- İ tur, Yapılan statistiğe göre yolcu miktarı da sudur: Bu istatistiğe göre, yolcu ha- | rekâtı, 928 senesi müstesna, 926 senesindenberi mütemadiyen düş- mektedir. 932 senesindeki yolcu azalması ise 931 e nazaran 567601 kişidir ve 932 deki yolcu tena - kusu diğer bütün senelere naza - ran en düşüğüdür. Bir senede limana gelen vapurlâarın miktarı 932 senesi zarfımda İstanbul Ji- 'manma gelen vapurların yekünu 8318 dir. Bunlardan 1525 i Yunan bandı. | ralıdır. | —— Bir yolun temizlenmesi | İ mal caddesi ile Aksaray merkezi arasındaki yol belediyece istimlâk çuk senedenberi temizlenmemiş - ti. Dünden itibaren yolun temiz - tan sonra yola parke döşenecek - tir, Senesi Yolcu adedi | | 926 11139218 927 10921003 928 10948180 929 10835887 » 930 10112040 | 931 10072051 932 9495450 Aksarayda, Gazi Mustafa Ke «| edilmiş olmasına rağmen bir bu -' çocukluğumda ( yediğim turplar yi gelir Turpun hasretini duyarım. a 4 5 . İstanbula gelen bir Alman birahanede, bira içen iki kişiye bakmış: — Zavallı adamlar, demiş, turp yemiyorlar. Kendisine bira ile berabet turp getirmişler. Tuvpu tadınca, gene o adamlara bakmış: ! — Bahtiyarlar, demiş, turp ye- miyorlar. > | | | | ğ a ğ Bizim memleket ziraat memle- | ketidir. Enstitüler, traktörler, fa » lanlar ve filânlar var; âlâ, güzel, mükemmel, Fakat bütün bu hum- mal: çalışma arasında turp elden gidiyor. Evvelâ şu turpu kurtar » sak! y Selâmi Izzet an s9 bas ALANI RE OPEN BABE AAEAAL AMME AEAE! 15 Yıl evelki VAKIT BETEK RL AN aa 28 Şubat 1917 — Türk ve Bulgar kıtaatının görp cephesine tahşit edildiği haberi teeye yüt eylediği takdirde Cemahiri müt « tehidel Amerikanın Türkiye ve Bul. | garistana hemen ilânı harp eyliyeceği | bildirilmektedir. i — Edebiyat fakültesi meelisi mik. derrisini yarın badezzeval içtima ile fakültenin bütçe müzakeratı ile meş- ! gul olacaktır. ğ — Meclisi meb'usanın dünkü içti. manda hürriyeti matbual ve sansör. den bahsedilmiş bu münasebetle söz ! alan Sadrazam Telât Paşa: , Milletin iki lisanı vardır. Biri ! kürsül millet diğeri serbetii matbuat, Bunlar muntazam işlemedikçe meş « ! rutiyet makinesi işlemiyor demektir, a ği | ti ii lenmesine başlanmıştır. Yol üze «| Biz enkit cUmeliyiz, Mevkii hükü. rindeki bir dükân da kaldırıldık - | sette olanlar bu tenkidata cevap ver. melidir, yolunda benayatta bulun, muş ve şiddetle alkışlanmıştır.