İL vi EE nu 4919798 YEJEA O YUNUVU a1yaç “npsokıpa yLizeş Mozmyny OA reziul ege493 HIjas vdueujy “iu « 98 vkvıng öjımremrej Unje epess O Dingjejj ILLA YONMVAVL ISVW'MAYMI9 HATLAVN DIVMAA “npjo dıposunaı yyeurygı Yuru) yaU9A senwu 1g uepuseyueg Tucusd opoans ng m6 "p -2j&gs ruğuselımejo youoaentu tayyun rkejop uep “znun8npjo 91dsey SA rurğıp evo unyunur pey uğ “4 ng viuos UOYYIN TOpAt USNisredg TEyEJ *ngönuoğ aaouyyny bg “aysomuzoy va mi3 o (seg) mepvamg 'uouğvı okagasuyncu 'nınpnu Zısuva,j Gireyueg yokeyiu 0 UNO reisi vepey o vısnsny Ng eyey 94 iy VU rutrejeLudek zegiyi dig 3yoJ49p 'umuğeı vuuuşeeLujo ingodtu Ur Yowys f1ySJ ranıyesnggoğ9) ulug op Goy “Yyeuutun ieyueg asunyumu 1985 vduos Uyg O4wyiy YeAye rek 2192 Yere ği op tuyojanpnw eyueg epuvurez vu -£y *unıpoj£os rurğrpeujo yokiyepes Utyojaop virur «Koy arzeu yucus0 ojı ravinu ueufy efeyuvg dA nun3apjo Jıjeyaw Suns “nyeyg,, uirejeyueg ep unu -ng “dag “Ippıuoası YOLDA NABİnLI Uvujy mg Sun) saktew uno SA yomyo uikuş sızeu 11g Yyuctusg UZ Reis — O istikraz müzakeratına memur murah- haslar kimlerdi?. Cavit bey (Biga) — Müzakerat mmuhaberatla mı yapılmış, yoksa Hakkı paşa vasıtasile mi ol - muştur, bilmiyorum. Ben bundan 1532 senesi ma- yısında haberdar oldum; yani müzakeratım cereya- nından hemen bri sene #onra işittim; o vakit Av- rupaya gitmek üzere idim; Cahit bey, bunu düyu- nuumumiyedeki delegelerden duymuş ve bana ha- ber vemrişti. Harun Hilmi efendi (Tekirdağ) — Cahit bey buna taraftar mıydı?. İTİBARI MİLLİ BANKASININ SURETİ TEŞEKKÜLÜ Cavit bey (Biga) Hayır, kat'iyyen değildi; Be onun ne de hatta düyunuumumiyedeki Alman delegesinin bile haberi yoktu. Çünkü bu muamele düyunuumumiyenin taahhüdatma muhalifti Ca - hit bey bunu haber verdikten bir iki ay sonra Ta- lât bey beni görüp mecburiyet tahtında bir şey ya” pılmış olduğunu ve bunu şimdi tashih ettirmeyi deruhte edip edemiyeceğimi sordu. Dosyaları tet- kik ederek bu teklifi kabul ettim ve Almanyaya —1w— —7sı— «sğwujo Yuz uLlajayımoy efeyueg vruos tytg OSOMHASAL INTAV.L YIAVSON NYTV VNISVANVG TINVASO *uryyejue ep nunğnpjo UEpusEZoyntu of -yeejuam 1pu9j younauou geyyvdek 4535 4g sü »&aje ıseyurg yurur 119 '941495 eye "unpojies sulayas uKuvuyy op woy “eunuejiepeyiw (pus woy nung *umasyeg uepurfeoej0 sporu uie3 ekeşmer urzrumyededyi unıng uepeducujy wp » zıuğo9apa Öe4nyı izde ep vziuujususnp diy - peg uepun$npjo 79Y9ju1911 149 10yej Z0Loyo| “ou Uizig esSeyliğ SA tayo veyapnur Tuiseyug Tutusg “nörurepieg tuuos UNİ #94 Wo 'uo uajdrey hg - 54 epuseus9 yeroyeznti ng Unng ug 'hpjlos “Yegnnzasuı yaLyI v4) UpUrYiY KSeZA youn (sen vung v3 yecipjey 1keyurg 04 ippie ajapeonu 41g Suly£aje ıseyueg yurusg opzıg ue “EZ O “paajzamaA 394tyeyes odojanpnui iyepesng 941p 'zıipa youoavnur udi drey okoKUyany, “uoydop -9 ogaseynuu ojurzıg HopOYOJULLU Op ajoyuoy o 1genig SA 40)Z911019A MAY ag uvupmu ep (0g -ueyej) Yepvujo 11ur9 'urrojoyuzoy ng “atpiaopaa “04 (21puo”j) SA (sue) 1s941y14ey ruezipnur Uruş Hacı muhtaç olduğunu izah ediyor ve paranın nasıl te- darik edilebileceğini soruyordu. Dördüncü tertip istikraz muamelesi bitmiş olduğundan dolayı yeni bir teşebbüste bulunmak ve Almanlardan tekrar para aramak icap ediyordu ve o vakit iaşe heyeti için üç buçuk milyon lira sermaye isteniliyordu. Almanlar bu teklif üzerine takriben bir mil » yon lirasını istikraza mahsuben vermiye muvafa- kat etmişler ve iki milyon lira için de sulhün ak- tinden itibaren bir sene zarfında iade olunmak üzere ayrıca avans yapmayı kabul eylemişlerdi. Tabii bunun üzerine iaşe heyetine lüzum kalmıya- cak ve eldeki buğdaylar kâmilen satılmış olzcak- tı. 332 ağustosunda bu işe dair yazdığım mektüp- i, bir devlet işi yapacağınız yerde erzak müteahhitlerini davet edip kendilerine bir men - faat temin etseniz ve bu teşebbüsü “Doyçebank,, tacirlere, Almanya hükümeti “Doyçebank,, a kefil olmak suretile teşkil edilecek bir heyeti ticariyeye havale etseniz ve mübayaat muamelâtını bir he- yet vasıtasile yapsanız daha nafi olur,, dedim; fa- kat o vakit, iş, bu şekilde kararlaşmış olduğundan değiştirilememişti. İşte ilk iaşe heyeti de bu su- —145— “uos1opouuez 'npaodıjıde& uepuzsı e) urzUAo| 2A yevlegnyy — (nlog) 45g YESN *nyyok nazezoü öğe; — (e8iıg) 4og yav “nGörüşidek yeyişyu vpunpşey n -21U791 USOĞ GULyoylU "tu 1pouno YEGEN Mojajosom ng norezou öğel 'zipıva unuey epuopyey NİApJo yw ouıstpuoğ İyaes unung Igı3 znunânpımâng eney vA apre ounanezöu odıgıey “ng “gipiı pap yOJ (peş ıgionu dojdt ng Tav — (n(og) £9g NesN ppuaygnuı nnşna yepeunysrins epaujuraj yalad 'opsajsok uJpO Ty un yoz38 'npdodnuunu un sipeyg *0J umdokumop anpyok £oğ sig (40 uag (e31g) 9g Yavg “apış MİnpJo yepetasuns izeg epulu - *y zekarjg vısnsny ng — (0jJog) 4g neoN "npso4nsı J9pag e|zej eyyecdegnw iKtjop uvpung ep 1e99nj 9A Ipiejdok sUZaA VTİ uiğod Uayalyıpa vekegnu un uvuuz o yanıoktuyığ yejetüysiinç — (e3rg) 49g mary LLWTYNLLSNNS NO app -©8 #ojaoguy 1zeg eyengyeuı epunpyey nönpjo yej maliye nezaretinde idare ettik, vazifem olmadığı halde bu sayede un çuvalını 28 - 29 ve hatta yirmi altı buçuk liraya alabildik, fakat bu bizim işimiz olmadığından nihayet meclisi vükelâya ültimatom verdim, un işile uğraşmadıktan maada mübayaat igin para da vermiyeceğimi söyledim. Çünkü sar- fiyat ve borçlarımız dört buçuk milyon liraya ba- liğ oluyordu. Bu da iaşe nezaretine vereceğimiz beş milyon sermayeden hariçti. Ben, Avrupada i - kon iaşe nezaretine ait tahsisatın iki milyon lirası" nı verdirmiştim. Bir milyon lirayı da avdetimde verdim, Kemal beyden sonra Celâlettin Muhtar be- yin nezareli zamanında bir milyon lira verdirdim. Fakat maatteessüf bu sarfiyat Anadoluda aşar milarınm nakledilmemesi yüzünden devam etti ve halâ devam etmektedir. Yakın vilâyetlerde belki yüz milyon kilo nispetinde âşar malı mevcut oldu- ğu ve bir o kadar da mübayaa fiatile alınabildiği halde vesaiti nakliyenin miktarından veya sair es- baptan dolayı getirilemiyor, her halde hazır para- dan sarfolunuyor, eğer bu sarfiyat olmamış olsay- dı, tasarruf ettiğimiz mebaliğ bu sene nihayetine kadar değil, gelecek senenin ilk nısfında bile ida- re ederdi. Necati bey (Bolu) — Un meselesinde suiistima —148 — veye zum EJepALU Yusrezvu (e)40U 14941p19 du < rpekimisnayy SA ekurufy uUnunZnŞOp yay opr *osopyan, Ulurugıl OPZN£ uruokutu103 opzojos? seznur ng uag M9 MEK3199 daoyeznul vpziurert of ÖlgieH) o4sgu mize akyem apuydog sep vur “yedek şepik 1g epuzae) iseuişo vee azopğan ep urumusuy Jig SA 2420)9yafUamU YON UMIYASI sig uuolemsa ep Mejyesişer v4 Aajıpaysı sena saoyeznu Mg #vjuvujy Wi yöoy eyuag uya » s8a13 unğnpunng ap (uyg) epumeşepudi 1gg sumazn yaavp uujugnyna 9pıuesnunuyy sı ISTINAL YANYA TTUM NIAYANYMTIY “Ipa9A 10dea ouyotunyny gep eğip vuup yıyvanda youuğyı eusujutg yutuzg ep o İamo ve “yi ep ıseyywmu uojuopuog3 uupedusujy ur & -utg vpeusa O sefnpjo Izva vinudek or şiesu 3 “nunamnaninp rureayı okıyen Kyeaaa İğ oki <AE) DA J9fINA JEZEMİŞLES UOPULAŞAMYIŞ Meya BUL: .n unung “anpop ““ziuiszeurepnğ. wepe -1g nsan Y929593 vur$eg urjeu dnzğeyy,, tetiLrejöepeyae 1. “ctp Sıpomo prg Op ypuoy9 uedoej;epş “movpa, ap £og Jrey 1gı3 un3rpajfos vunğa00krurya png a 24 şey ons uag "Mmoppaa Yıpı ng 1sdoy “9sfiği zar ettikleri projede bu esası kabul etmedikler gibi bizce şayanı kabul olmıyacak bazı esaslar dı vazettiler. Meselenin müzakeresine (İstanbul) da devar olundu. Fakat murahhas olan zat: “Ekseriyeti Türklerde olmasını istemeyiz, ekseriyet sizin olu sa hâkim siz olursunuz; binaensleyh biz sermaye lerimizi veremeyiz, dedi ve o zaman maliye naz rı vekili Talât Beydi; onun yanında içtima etmiş tik, Murahhasın bu sözü üzerine ben de: “Bank meselesi hakkında artık sizinle yapılacak müzakı remiz yoktur.,, dedim. İşte bu suretle müştere banka teşkilâtından sarfınazar edildi, «çünkü b devlet bankası bir yabancı efendinin emrinden ç kıp diğer bir yabancı efendinin emri altına geçme im maksadımızsa bir Osmanlı mi maksadına matuftu. hare Avrupada bulunduğum zama zannedersem buradaki Alman mahafili askeriyes & Osmanlı bankası meselesi tekrar il das edilmişti ve İsviçreden bir müdürü umur celbedilerek Osmanlı bankasının devlet namı satın almması ve idare edilmesi takarrür eder gi olmuştu. Fakat Talât bey benden rey meksizin kat'i bir şey yapamıyacağını —157—