27 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

27 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a LU emma | > pin çı * eye ait ilm be iye li ine fil 12. s.s Saz” avm a9 — Bu sene neden srkalar bu kadar açık ncaba ? — Bacaklar kapali da ondan BE EEAEEEE EEE EEE, Uzak akraba Daktilo Nimet hanım, ablası Yefat ettiği için müdür beyden iki tün izin aldı. İlk günün akşamı Müdür bey onu Beyoğlunda bir dan çıkarken görünce kaş İn: çattı. Yanına yaklaşarak: — Hani, mateminiz vardı?. — A, müdür bey... Uzak akra: | İçin matem tutulmaz... — Nasıl uzak akraba?.. değil miydi?. — Evet ama, o Adanada idi “ada öldü. Evlat bu.. 85 yaşında bir anne altmışlık kiz döğüyordu. Fakat altmış se- y lenberi döğdüğü bu kızcağız derece acı acı ağlamış olduğu: du görmediği için hayretle sordu: kida; A, ayol.. Neden bugün bu acı acı ağlıyorsun?. — Evvelden hızlı vurabilirdin, i ne kadar kuvvetten düşmüş u görüyorum da ona ağlı- Ölen itibar Kalemi mahsus müdürü tam gi yinip çıkacağı sırada baktı ki o - dacı pencerenin perdesini indiri - yor, — Neden perdeyi kapatıyor sun, Mustafa? Diye sordu. — Guneş girmesin diye be gum... tie hdi — Peki ama, ben gidiyorum. — Ben sağa aldırmam. Emme yerdeki kilimin irengi uçar deyi perdeyi çekerim begum. Güzel anne ! Lemanın annesi ayna karşısın da tuvalet yaparken Leman ds mantosunu giyiyor, şapkasını dü- -eltiyordu. Annesi uzun uzun ken- | lisini tetkik ettikten sonra kızma döndü, büyük bir gurur ve aza- metle: dar güzel olmak için ne verirsin? — Sen benim kadar genç ol mak için ne verirsen onu. EĞLENCELİ YAZILAR İ görmemişti. Erken geldiği bir ak- — Leman, dedi. Sen benim ka- > N6 azim sahibi ve ne tedakâi > Evet, üç hizmetciden birine mutlaka bir iş bulmıya Şalışacağım, kardaşim . Sağır kız Fuat bey İzmirden İstanbula geldikçe on beş yirmi gün için bir otele inecek yerde Beyoğlunda bir | tanıdığı aile yanına pansiyon ola- rak girerdi. Yer, içer, yatar, işini bitirir, giderdi. Fakat bu defa gel- diği zaman Mis sokağındaki bu ailenin evi terkettiğini öğrendi. Onların yerine gelenler de pan- siyon işletiyorlardı. Fuat beye ka- | pıyı açan yaşlıca kadın isterse boş | odalar olduğunu söyledi. Fuat bey, alıştığı bu evde bir oda tuttu. Ev sahipleri iki ihtiyar kadındı. İkisi de ihtiyar kızmışlar, .yalnız İ birisi sağır, öteki kekeme... İ o Fuat bey, birkaç aksam geç gelip yattığı için bunlarm' yüzünü şam iki kız kardeş onu odalarına davet ettiler. Likör ve kahve ik - ram ederek bir müddet onunla ko nuşmak istediler, Fuat bey sağırla koluyla, çenesinin (o hareketlerile kısa bir iki hareketle şundan bun- dan bahsetti, Kekemenin lâkırdısı nı kısa kestirdi. Niyeti gidip yat - caktı. Tam kalkıp yatacağı sira - da kızlardan birisi kalkıp dışarı çıktı, öteki: — Biraz sabrediniz, kardeşim çalgı çalacak, ben de size şarkı söyliyeceğim! Deyince Fuat bey sabredeme - Yeni evl'ler — Ah gevgilim, sana mail olduktan sonra hayatın bütün ağırlığı üstümden kalktı, kendimi ne kadar halit hissedi- yorum bilsen na ramadan vaar, di, sağırm işitemiyeceği bir tonla: — Hay çenen tutulsun, allah Bir geveze Küçük Faiki annesi misafirliğe nımlarla annesi Faik hem bir albümdeki resimle oluyordu. Bir hanımefendi dişler- den bahsedilirken: — Çok şükür, dedi. Hiçbir diş sıkıntısı çekmedim, Ağzımda tam 32 dişim var, hepsi sağlamdır. Faikin annesi de: — Benimkiler de tamam ve sağ Tandır. Deyince Faik atıldı: — Anne seninkiler 34 olacak. Dün iki tanesini dişçi takmıştı ya.. Amânın çocuğu Sekiz yaşında bir oğlan yolda vucunu uzattı: Ekmek parası verin!.. Yolcu merhametle sordu: — Baban nerede?. — İşte, karşıda... Camekânda resimleri seyrediyor.. belânızı versin!.. Dedi. Ihtiyar karı Fuat beye ba- karak: — Affedersiniz, dedi. Sağır o- lan kız kardeşimdir. Usluluk Annesi Faika uslu olmamanın felâketlerini anlatmak için bir hi- kâye anlattı ve sonunda: — Kurt kuzuyu yedi. Neden? Çünkü kuzu uslu oturmuyordu da ondan.. Faik hemen atılarak: — Evet, dedi. Eğer kuzu uslu otursaydı, o zaman da zavallıyı biz yiyecektik, değil mi?, — Beyefendi, saç mı, sakal mı ? — Kör müsün ? Elbet saç ... .... rr rna SA YEAEEENEEEEEEE ENTE EEEAEEEEEEER. Son moda Yeni zenginlerden birinin ha - götürmüştü. Salondaki kibar ha - | nımı ömründe ilk defa uğradığı konuşurlarken | büyük dükkânlardan birinde şap ka arıyordu. Başma uygun gelen, re bakıyor, hem de kulak misafiri | çeşit çeşit şapkaların fiatı sora” cakken matmazel izahat veriyor « du: — Bu son moda bir şapkadır, 1865 modası.. Öteki 1933 modası dır. Yeni zengin hanımı rakamları kuruş zannederek: — Son modayı verin! Dedi ve 1865 kuruş tediye ede- rek çıktı, gitti. Şımartmak .. Hâkim, maznunun yaptıkların kâtip okuyunca dayanamıyarak geçen bir zatın önüne çıkarak a «| haykırdı: — Bu ne alçaklık.. Senin hay — Beyefendi, babam âmâdir. | dutluğun Çakırcalıyı, cinayetlerin Landroyu geçti. Maznun mütevazıane bir te - bessümle: — Reis bey, beni adeta şımar tıyorsunuz! dedi . —Seni her zaman işsiz mi göreceğim E> adam, çalışsan a | — Ne vapârsın birader, yazın buzlu şerbet satlığım İçin kışın iş bulamıyorum, kışın da kestane satarım, yazın İş bulamam, kabahat bende mi ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: