A YMM OSMANLI Muharriri : Harem dairesinden dans salonuna On beş yaşında vardım. Rume- | kanaatleri muhkem değilmiş. Kök- linin, o matemi ile dağdar olduğu- muz" hakiki Türk elinin güzelce bir şehrinde, büyüklerin meclisin- de, bir ramazan gecesi, söylenen- leri dinliyordum. Sancak erkânı kadı, müfti, oralı olup (oramazanı geçirmiye gelen meşhur bir ka - zasker efendi, askeri teftişe çıkmış bir miralay hazırdılar. Hatırmmda kaldığma göre ge - çen bahisleri hulâsa edeceğim. : O günlerde Tisalya harbi bağ- İıyacaktı. Miralay bey askeri ilimlerin fevkalâde ilerlediğinden bahsetti. Sözleri bir bir aklımdadır. Lâkin tekrara lüzum görmem. İsabetli fikirler. Bir erkânıharp o zabitine yakışacak mütalealar, Zırhlıair - dan, yeni toplardan malümat ver- di. Muhasebeci bey mektep mezu- nu. O da servet üzerine bahisler açtı. Cüz'ice fransızca biliyormuş. Avrupanın mali müesseselerini an- lattı. Lâkin bildiklerinin pek ek - sik olduğunu şimdi hissediyorum. © o Meelisi idare başkâtibi hem zarif, hem şair... Bizim ilmi, mali, iktısadi “vaziyetimizle alay etti. (Ha..., ihtar edeyim; “İktısat) kelimesi o esnada meçhuldü. Bu kelime sonradan icat edildi. O za-! marn ıstılahatı ticar? vaziyet, mas | Ji veziyettir.) Biri dedi ki: — Hepsi güzel ...| mabiyetleydi. Alafranr Onlar her halde bizden hem ileri, | kes danseder. Dnasa iştirax edilir. hem zengin.. Öyle olmasaydı or - duyu tanzim için Almanyadan pe şalar getirtmezdik; İngiliz tersane- ! erine zırhlılar yaptırmazdık; Pa-| O âlemde, dansetmekle hem ken - ris bangerlerinden para istikraz et- mezdik; malın iyisini Paristen, Londradan almazdık... Evet, hepsi iyi, hepsi güzel am- ma, iki şeyleri kötü: Biri dinleri, ikincisi ablâkları.. Müsaadenizle baş kâtibin dine sit olan fikirlerini nakletmiyece - © ğim. Diğer kısma gelince: © — Efendim, dedi, namus, alaf - © ranga âlemde yoktur. Meselâ ba- Io... Gene baş kâtibin sözlerini ke- siyorum.. Balo hakkında söyleme- diği kalmadı.. > Buna yakın sözleri, yaşı bugün “elliden aşağı olmıyan herkes, ha- “ yatında binlerce ve binlerce defa © duymuştur, © Harem hayatı, peçeli, örtülü ka- © dımlar, erkekle konuşmıyan ha * nımlar, memur, kâtip, tacir ola - © mıyan hanımlar,. O devirde, şüp - — hesiz, bir kadınm gözlerini, elini © göstermesi bile iffete mügayir bir hal addolunurdu. Onun içindir ki, yalnız Avrupa- klar değil, alafranga âleme mail olan yerliler bile çirkin görünüyor. du. Ahlâk, bir jandarmaya muh - , taştı. Otuz beş yıl evvelki içti - mai heyeti görenlere, tetkik eden - ÖLÜRKEN... Celâl Nuri * İktibas,nakli, tercüme hakları mahfuzder » EVLE Bir mecnun ile çocuğu sokak ortasında Karagümrüklü bir okuyucumuz yazıyor: Burada bir zavalı mecnun adam cağız var ve bu adamın bir de üç yaşında bir erkek çocuğu var. Aile si ise ölmüştür. Bu adam, bu za - i vallı çocukla birlikte burada bir e- vin bodrumunda yatıp kalkıyordu; şimdi bunları oradan da sokağa at tılar, Buna ne mahalle heyeti, ne hiç kimse bakmıyor. İhtimal bu halden Himayei Etfalin de haberi yok! Halbuki, buradaki çocuk ba- kım evinde böyle birçok çocuklara bakılırken bu mecnun adamın üç yaşındaki çocukla birlikte sokak - ta kalması muvafık mıdır? Hattâ bu halde tehlike bile vardır. Deli adam her şeyi yapabilir. Himayei Etfalin ve başka lâzım gelenlerin buna nazari dikkatlerini celbetme- Bizi rica ederim efendim. süz kanaatler., . (Mai Fare) gazinosunda vur patlasm, çal oynasın, dansediliyor Baş döndürücü, yorucu, öldürücü bir dans.... Sekiz siyahi (o muttasıl Okyanosya havaları çalıyorlar .. . Bizim hanımlarımız asla yorul - mıyorlar. Sanki 13 aşır hiç danset- miyen büyük analarımızın intika - mını alıyorlar gibi bugünkü batın boplyor, zıplıyor... Bir takımı iptilâyı o dereceye götürmüş ki: -——hayatte dans da olmasa ,vallahi, ölümle onun farkı olmaz ;diyor!.. Mi. 8 Kimi gece yarısına kadar uyu yor ki danstan başka bir şeyle uğ- raşmasın. İlani, vaktile, orucu his selmemek için akşama kadar uyu» yan tiryakiler gibi.. Tiryaki keli - mesini telâffuz etim. Ben yalnız! Kadın birliğinde bedava ders T. K. B. Kâtibi Umumiliğinden: Birliğimizde meccanen verilmek cıgara, enfiye, afyon, nargile, kah- | te olan Fransızca, Almanca ve türk ve ve belki çay tiryakiliğini ve Ve! çe lisan derslerine devam edilmek ki iptilâşm: bilirdim. Meğer bir de! tedir. Dersler muktedir muallim - dans iptilâsı, tiryakiliği varmış.. | ler tarafmdan veriliyor; bu ders - Yedi ,sekiz sene evvelki dans ip- İler içinde ayrı ayrı kurslar mevcut tilâsı, tıpkı İspanyol gribine benzi- | tur. Yeniden kaydolmak arzu eden | yordu. İstanbulu, Anadoluyu kapla | ler Cumadan maada her gün saat | dı. Pendikte mi, o civarda bir yer | 14 tan 18 e kadar birlik merkezine de mi mütemadiyen dansetmekten | müracaat edebilirler. vefat etmiş birinin ismini ve res - mini gazetelerde gördüm. ..... Dans, bir frenk icadıdır. Bizdeki oyun ise, vaktile, başka her- bileceklerini hayallerinde geçire - miyorlardı. Öyle bir âlemde yaşa- sinin ismini bile © söyliyemezdi. Örf, âdet, ahlâk bu cihete müsaa - de etmezdi. Onun içindir ki bütün frenk âlemi toptan itham edil- miştir, ..... Fakat bu sıkılık tabii de - ğilmiş.. İnsanın yaradılışında hür- riyete kabiliyet de, ihtiyaç da var- dır. Kadın, kutu içinde saklanma » ğa mahküm bir nesne olsaydı Al - lah ona bir can vermezdi. İşte bu kabiliyetin, bu ihtiyacın vücudu, yeni hürriyetin ilânında görüldü. Aç kalan birinin eline yi- yecek geçince onu, nevine, nefase- tine bakmıyarak acele acele yeme- si kabilinden, sekiz, on yıl evvel hatun kişilerimiz toptan ve müsta- cel danslara başladılar.. Ha dön- düler, ha döndüler!... ..... Vaktile Ibrahim Abilof isimli bir Azerbaycan Bolşevik el- gisi Ankaraya gelmişti. Bu zat mü- temadiyen yer ve mütemadiyen zi- i yafetler çekerdi. Hemne ziyafet - ler.... Mücadelenin ilk devrinde, her şey kıtken, öğleden sonra saat ikide sofraya oturur, sabahm iki- sinde sofradan kalkardık. 12 saat yemek... Altı, yedi yemekten son - ra çorba gelirdi. Bu da ne?. Bunu ev sahibinden sorardık. Saatine bakar: — Akşam yemeği başladı; Dans çift oynanır.. Danseden o - yuncu değildir. Maksadı başkala - rını eğlendirmekten pek uzaktır di eğlenir, hem iştirakile şetareti arttırır.. Kral ve imparator, : kra - liçe ve imparatoriçe, rical, zabit - ler, gençler, karıları, kizları, bir müsamerede, hep oyuna karışır - lar. Dans haysiyeti kırmaz. Alaf - ranga cihanda cskidenberi kaide budur, Bizden bir evvelki neslin alatur- ka düşünenleri ise dansı memleke- timizdeki köçek ve çengi oyunları" na benzetiyorlardı. Yanlışlık bura- dan geliyor, işte... Bizde dansör ve yahut dansöz bir numaradır. Baş- kalarını eğlendirmek için oynar . Oyununa mukabil ücret ve bil hassa bahşiş alir. Tek başına oy- nar.. Hazır olanlar onu seyreder - ler, gülerler; eğlenirler. Onun o - yununa kendisini sayan iştirak et- mez. Alaturka dansörün karşısm- da siz bir tiyatro, sinema, cambaz- seyircisinden başka bir şey değilsiniz. İşte bu farkları bilmiyenler, toptan eğlencenin, herkesin iştira- kile hasıl olan zevkin ecnebisi olan baba ve ağabeylerimiz ciddi insan. b ların baloya karışmasını anlayamı Mek yorlardı.. Zavallı Ibrahim Abilof, sonra, Abdülkerim Paşa isminde biri | İzmirin istirdadında, fazla yemek- «ari Mektupları Ji niyordu ki bir insan meşru zevce «| Onümüzdeki Çarşamba akşamı Elhamra 5x Rus ihlilâli - Rus bayatı arasında geçen hakiki bir aşk ! sergüzeşti HALK'ı barikulâde filmini takdim Miryan Hopkins - George Bankroft Meşhur sinema | rejisörünün — | beğendiği güzel rl (Baş tarafi 1 İnci sayfamızda) zandığımı söylediler. Jüri heyeti meyanında hiç kimseyi tanımadı - ğım için bu zatların kim olduğunu bilmiyorum. Aka Gündüz Beyi de tanımıyor dum. Nazire Hanımın güzellik mü sabakası olan 1000 liradan vaz ge çerek seçildiğini bilmiyorum. Yal- nız bazı dedikodular işittim. En| iyisi jüri değişmeli, yeniden inti - hap yapılmalı. Nazire Hanımın cevapları Diğer taraftan Nazire H. da şu beyanatta bulunmaktadır: — Benim müsabakaya girmiye niyetim yoktu. Maksimdeki dans- lı çayda gördüğüm teşvik ve bu işi tertip edenlerin ısrarı üzerine he - men zorla girdim. Eğer maksat hel kın arzusu ise ben Maksimde bu * lunan yüzlerce kişinin arzusuna da yanamıyarak müsabakaya girmiş- tim. Tokatliyandaki hâdiseden çok müteessir oldum.. Kraliçelik için giçekten hir taç yapılmıs Daver | bey, Peyami bey “Küçük salona gelin de tacın ba şınıza uyup uymadığını tetkik ede lim?,, dediler.. Öteki güzeller he - nüz kraliçenin kim olduğunu bil- miyorlardı. Yavaşça küçük salona geçtim. Çiçekten tacı küçültüp bü- yülttük.. Başıma uydu.. Bu tacı Na side Saffet H. salonda başıma giy direcek bu suretle takdim merasi- mi yapılmış olacaktı. , Büyük sa - lona geçtik.. Naşide H. tam tacı ba $ıma koyarken Aka Gündüz Bey ayağa kalktı. Teessürümden me yapacağımı | bilmedim.. Tacı Naşide Saffet H.a verip Vamık Ruhi beyle | birlikte | Tokatliyandan çıktım..,, Bir üçüncü güzel Şu güzellik kraliçeliği meselesi | bitinciye kadar bu mesele etrafın da bi rşey yazmamağa karar ver » miştim. Fakat dün, bir hâdise, da- ha doğrusu bir tesadüf beni bu fik rimden caydırdı. Bütün intihaplarda olduğu gibi şüphesiz ki, güzellik intihapların - da da yanlışlıklar olabilir. Fakat nisbeten, güzellik intihabında yan lışlığın az, çok az olması lâzımdır. Zira güzellik intihabı mantık ile ve hele bizde, muayyen bir ölçü, bir nümuneye nazaran değil, göz ve his ile yapılan bir seçmedir. - | ! hâdise değildir. Çünkü, Seçmede de âmil olan unsurlar ni bayet umumi manasile güzellik ve cazibe olabileceğine nazaran ha -| kadın güzelliğini seçme olan n KIZ edecektir. Baş rollerde : Istanbul Belediyes, Darülbedayi Şehir Tiyatı Temsilleri : günü ateşe, STABİL birinci defa fi | bul | “ece SİKİN ÇAKI ike ii Nakili: Bedia i, Galip Hanım Pazartesi Salı 13 Şubat 14 Şabat /olr 18 Şevval 19 Şevvalima Gön doğuşu 059 Gün İsuş 12,10 Sabah garaz 5,04 de: Öğle namazı 1448 bu İkludi narı ğin Akşam numa © TA m Ya'sı mama dt ka İmsak 5,9 Yelin geçen günleri © 44 ; 4. kalan 322 kezinden verilen malâmata göre, bi hava bulutlu olacık ve yağışı d edecektir. Rüzgürda gürp istihai esecektir. Dün en fazla eaklık 10, en derece ve hava tazyikı da 758 mil vede idi Radyos sl ISTANBUL — 18 den TES eldiğ dar Vedin Rıza H. 1845 ten 19 kadar örkesirn, 1930 dan 90 ye ka Fransızca ders (müptedilere mahs den 2020 a kadar Darülsedayi arti tarafından temsil, 20,430 den 21,30 “te dar Safiye H. ve arkadaşları, 21, : 2930 a kadar orkestra, ajans ve haberleri, saat ayarı, Yo. H. olduğunu gördüm veo 7 derhal hatırladım. Melâhat Hanım hakikaten güzelliğini temsil eden bir h dır. Hattâ bir aralık “Nice,, “> bulunurken, meşhur ve 80 dan islâmiyeti kabul etmiş di Avrupada oturmıya karar Amerikalı sinema rejisörü Ref g;. gram Barut isimli şarka ait! kendisine çok ricalarda u tu, Fakat Melâhat Hanım, o 2 henüz pek gene olduğundan b lifi kabul etmemişti. İşte bu Melâhat H., geçen! müsabakaya girmiş olan 2İ ralı ayni Melâhat Hanımdır;| kendisi temsili bir güzelliğe di bir tipte ve şahsiyette olmi rağmen, seçilememiştir. Şüphesiz bu hâdise, intih yetinin lehine kayıt Rusya imparatoriçesi büyük Kate İten vefat etmiştir; Cenabı hak ken- rina nezdine elçi gönderilmiş. Baş- | disini ahrette (Lenin) e karin et- kâtibi Nahifi Efendi de sefaretna- | sİN»- mesini yazmış. Diplomat efendi| O Bu kadar fazla yemenin sebe - Katerinanın Osmanlı elçisinin şe » | bini kendisinden sorduğumda de- refine verdiği baloya (der vasfı | mişti ki: — Uzun müddet Siber- cemiyeti masharagi) diyor ve ora | yada menfi idim. Senelerce aç kal» da çalınan havaları kapı gıcırtısı | drm.. Şimdi onun acısmı çıkarı - na ve sinek vızıltısına benzetiyor » | yorumt.. ii Bu selefler kadınların açık ola» > ere öyle gelirdi ki onun değişme — osi için en azdan beş yüz senelâ « © zımdır. Daha az bir zamanda Os « manlı âlemi bu telâkkisinden vaz © ogeçemez.. Kadmların hürriyeti te- © rakki ve tekâmül programının en — son maddesi addolunabilirdi. b sess Meğer bu fikirde bulun © duklarını zannettiğimiz kimsele - o rin —ki kahir bir ekseriyetti— tanm az olması lâzımdır. ... 4 Dün, gazetede, güzellerin resim lerine alıcı gözile ilk defa bakın- ca, 21 numarayı taşıyan hanımda durdum. Bu, tanıdık bir sima idi. Biraz soruşturunca, o bu hanımın, Almanyadan buraya gelmiş ve gü zellik müsabakasının ancak son kısmına yetişebilmiş olan Melâhat da binlerce “'yıldız,, görmüş, d rinden intihap yapmış bir Md olan Rex İngram kudretindef lar bulunsun. Nerde kaldı. i güzellik kraliçesi olarak #i Nazire Hanımın rakibesi yalnız Melâhat Hanım d Birsen hanım da var. Celâl Nuri My e A A Y.N