ve Numaraları Sıraya konulmuş bir halde on birinci sayıfamızda Mizah ve Sinema Sayıfaları 16 ncı Yıl * Sayı: 5423 Pazarlesi, 13 - ŞUBAT Giren - 1933 Bir dil kanunu | Silâhları bırakma | Gazi Hz. Meşhur Sinema r ejisörü- lâzım konferansında Reisicümhur Gazi Hazretleri » OLEY nün beğendiği güzel İ dün akşam geç vakite kadar hu - Amerikalı Rex Ingram Melâhat Ha- Bi ük | matbaamıza | iv si susi dairelerinde meşgul olmuşlar il re şayanı Tevfik Rüştü Bey| dır. Dün birçok otanmmış zevat nıma ne teklif etmişti ? Müsabaka tekrarlanacak mı ? - Fahrünnisa Izzet Melih 4 Bir serer hâdiseden bahsetti. Dolmabahçe sarayına giderek açı- Hanımın iddiası - Nazire Hanım ne diyor ? —— — İdare Telefonu: 24370 Sayısı 5 Kuruş Tahrir Telefonu: 24379 eli E 57) ev, keğii; Galatada bir ma -| Bir Fransız gazelesi | lan defteri mahsusa imzalarını at- çk keyfiyettnm çifte defter ne diyor 9 — suretile arzı tazimat etmiş - ar i Yebir ağırlığazanç ve munme. Lö Journal ve va çüz küsur bin li- İra kadar Dı... , y) hakkı ketmet | gazelesi, siâh- “ Rumeli , Hanında ları bırakma t Miş olduğu ic RĞilmiş, İddin - | Min sabit olması. ”sssesenin tut- | tuğu ticari defterleri kontrol et - | mekle mümkün olacağı için bu hoktadan taharriyat yapılmış. Bir defterler kaçırılmış ise de 1 senesine ait olanlar ele geçi - iş. Fakat tetkikata başlanınca bu fterlerin Rumca olduğu gürül - Müş. Onun için her şeyden evel Ü tercüman "memur vasıtasile defterlerin tercümesi lâzım gel - Miz, Bundan dolayı yapılan tet - kikaş sürüklenip gitmiş. Altı yedi e netice alınamamış. Bu arada bird bakılmış ki defterlerin aslı “tadan kalkmış. Onların yerine *onradan hazırlanmış başka def- tler konmuş. Bu hâdiseyi bu şekilde bize hikâye eden zat devletin resmi bir iresinde üzerinde tetkikat ya - Yimakta olan defterlerin nasıl o- ta ortadan kaldırılarak yerine Sifte defter tutmak suçunu ört bas #decek surette başka (defterler kaamz oldaöuna hayret edisor* du, Acaba hakikaten bu (defter B ası iddiası doğru mudur? “zat tahkikat yapmadığımız i- Sin bazın bilmiyoruz. Fakat biz bu hikâye içinde diğer bir nokta Üzerinde durmak istiyoruz ki bu bir takım büyük ticaret ve san- . Müesseselerinde tutulan defter» Verin Türkçe değil, rumca olma - “dar, lk Eğer aleyhinde ihbar yuku bu- . makarna fabrikasının defter- i Rumca değil, Türkçe olsaydı | € şüphesiz hükümet memurla - tin kontrol vazifesini yapması 2 aylarca sürüklenip gitmiye - #&ti. Bu arada defterler çalındı saire gibi iddiaların meydan Masına da mahal kalmıyacak - İh: Bizim fikrimizce bize bir (dil Mim) lâzımdır. Bu kanunla w- mi hayatın her sahasımda hâ - ia ı icap eden dilimizin ir elerde kullanılması kanımen Gi ri olacağı çok açık ifade - Bösterilmelidir. & Bu arada melesi muayyen bir o miktar ' '€ceyi aşan bütün ticaret ve U " müesseselerinin de defter- Ni Türkçe olarak tutmağa mec olacakları tesbit olunmalıdır. n bu yolda bir mecburi - oka o dmadığı takdirde vergi ” Mazarından hiç bir ticaret At müessesesini doğru ola- trol etmeğe imkân ola - iş sünkü yukarıda zikrettiği - a, Akarna fabrikası misalinin defter tutan her mü- rrür etmesinin önü konferansında M. Pol Ponku run nutkundan evvel M. Rikof ile Tevfik Rüş. tü beyin nutuk söylediklerinden babislenak'erti- ğimiz bu kari- kalürü koyuyor ve diyor ki: Tevh'k Rüştü Bey, bütün dev- letlere fakat bilhassa Italya ile Sovyetlere iltifatlarda bu'undu. Fransız plâmna da, şöylece ge- çerken medihkâr bir kaç söz söyledi. Nuri Çavuş Maraş müdafaasında nasıl çalışmıştı? li şubat Maraşın kurtuluş gü- sü İstanbu'da tes'ıt edilirken iç: timada Kilisli Aslan Bey Ma raş kurtu'uşunda büyük yararlık- lar gösteren ve müteaddit yerin: den © yaralanan ve kulaklarındar ma'ül kalan Ga. ziantepli o çavuş Nari Efendiyi ba- Nuri Çavuş zıruna takdim etmişti, Nuri çavuşla görüşen bir mu- barririmize bu kahraman eşki hatıralarını şöy'ece anlatmıştır : — Kumandanı bu'unduğum altmış mevcutlu Maraşlı kıvılcım müfrezesinde Maraşın şehit ey. iâtlarından en büyüğü 16 yaşın. da bulunan kabramanlar vardı. Anasının, babasının intikamını almak için durmadan, dinlenme- den ateş altına atlıyan bu kah- i raman evâtlardan 15 kiş: birden şehit olmuştu. Pen de bu kah- ramanlarla beraber vuruşurken yaralasmıştım. &8ir taraftan düş- manla Pençeleşen bu kahraman- lar diğer taraftan benim yara» ma koşlular, sardılar. Çok kan zayi ettiğim için hastahaneye gitmiştim, Fakat biraz canlanır CAlt tarafı 2 inci sayıfamızda) öldürülen kadın Sokratın anası Mahkemede şahitlik etti! Geçenlerde Beyoğlunda “Rume- li,, anında zengin ve yaşlı bir ka- dın olan Madam Antuvanettayı servetine tama ederek öldürmek - ten suçlu firari Yaninin kardeşi şoför Sokratın, ayni suçu firari kardeşile birlikte işlemekten maz nun olarak muhakemesine, dün sa bah İstanbul ağır ceza mahkeme - sinde devam edilmiştir. Sokraltan başka, berber Todori nin de «inayetten malümatt oldu- ğu halde, bunu haber vermediği, / çalınmış bir altın kalemi kabul et- tiği ve bir altın saatin satılmasına delâlet ettiği noktasından birlikte muhakemesi görülmektedir. Dünkü muhakemede de, ilk mu- hakemede olduğu gibi, mahkeme salonu çok kalabalıktı. Şahitler ça ğırıldı, çoğu gelmişti, bildikleri so ruldu, anlattılar. Memurların şahitliği Evvelâ komiser Aptürrahman ve Kiramettin Beyler dinlenildi - ler. Aptürrahman Bey, bir memu - run, Todorinin dükkânında traş o- lurken, Sokratın “fail yanlış tutul- du. Asil katil Yunanistana kaçtı!,, dediğini, kendisinin de gideceğin- den bahsettiğini işittiğini, bu suret le cinayetin meydana çıkarıldığını bildirdi? Kiramettin Bey de, mak- tül kadının evinde gördüklerini an lattı. Şahit kuyumcu Bedros Efen- di, altın saati, on sekiz liraya satın aldığını, üç senedenberi kendisini traş eden berber Todoriye “bu ça- ımmış malsa, satın almam,, dedi » ğini, onun “hayır, çalınmış mal de ğildir. Ben, kefalet ederim,, ceva - bını verdiğini söyledi. Buna karşı, suçlu berber Todori “ben de o zaman çalınmış olduğu nu bilmiyordum. Sokrat bana, bu nun eskiden kalma bir saat oldu - ğunu söylemişti,, dedi. Şahit sarraf Yako Efendi, bu sa ati kuyumcu Bedros Efendide gö- rüp satın aldığını, cinayete dair hiç bir şey bilmediğini anlattı, (AH tarafı 5 inci sayıfamızda) Hatıralar ve Vesikalar ME ikinci kısmı bugünden itibaren forma halinde iakdim ediyoruz * Xx Umumi harbi ilân Mehmet Asım ci sayıfamızdadır) | ve idâre eden kabinelerin âzası neler söylüyorlar ? Cümhuriyet gazetesi tarafından yapılan ve hakemlerin ekseriyeti - nin arzusuna muhalif bir şekilde neticelendirildiği anlaşılan güzel - lik müsabakasınm tekrar edilece - ği söylenilmektedir. Hakemlerin mühim bir kısmı, bu lüzuma kanidirler. Bunlardan Fahrünnisa İzzet Melih Hanım şun ları sölemiştir: — Ben 45 numaralı Birsen Hanı mı Nazire Hanımdan çok daha gü- zel buluyorum. Hakem heyeti ara- sındaki cereyan da bu merkezde idi, Fakat bir çok kimselerin iti- razına rağmen Nazire H. intihap edildi. Fikrimce hakem heyetinin tekrar toplanması ve yeniden mü - sabaka yapması lâzımdır. Benim fikrimce Birsen H. güezldir, Nazi - re H. güzel değildir. Yalnız vücu - dünde tenasüp vardır. Birsen H. heyeti umumiyesi itibarile Nazire Le Kraliçenin gözleri Hanımla kıyas edilemiyecek dere- cede güzeldir. Şişmanlıkta da iki: sinin vücudü birdir. Birsen H. tam Meşhur sinema rejisörünün beğendiği © Melâhat Hanım Türk güzelidir, hiç bir kusuru yok. tur. Ben bu fikirlerimi müsabaka günü heyeti intihabiyede de söyle - miştim. Feriha Hanım ne diyor? Nazire Hanımın rakibesi Birsen (Feriha) H. da şunları söylemiş- tir; — Bu seçmedeki isabet derece- sini efkârı umumiyenin .mdjpifi bırakıyorum. İntihaptan sonra sa londan çıkan bir kaç zat hemen yanıma geldiler. Ve kraliçeliği ka- (AH tarafı £ üncü sayıf amızda) m... “Cumhuriyet,e cevap! Bize kıskanç diyeceğinize müsabakanızı şüpheli gösteren hakemlerinizi dinleyiniz! Bu bin lira meselesi de nedir ? Cumhuriyet gazetesi dün gü - zellik müsabakası münasebetile yapılan intihabın şekli ve neticesi hakkında yapılan itirazlara cevap verirken diğer refiklerimiz ara - sında (VAKIT) ın adını da ka - rıştırmışıtr. Bu suretle bizi de kıs- kançlıkla, garezkârlıkla itham et- mek ve bu işin içindeki mantık - sızlıkları, garabetleri gürültüye getirerek kapatmak istemiştir. Eğer güzellik müsabakası in - tihabına yapılan itirazlar yalnız bir iki gazete tarafından gelmiş olsaydı Cumhuriyetin müdafaa - sı tarzınabelki aldananlar buluna- bilirdi. Fakat meselenin hakika - ti hiç te böyle değildir. Cumhu - — Aşkolsun Nedim, Bey, evelki gün kocamın cenaze sine neden gelmediniz .seniz vallahi gücenirim ? Bir daha sefere de ihmal eder- $ i : : i , : : ş Nk ; i üzellik Müsabakaları i i REN Kızlarımızın manevi var- lıklarını tahrip ediyor i Yazan:Refik Ahmet i i Bugün Sinci sayıfamızda ! Maliki eek i riyet matbaasında yapılan inti - haba doğrudan doğruya hakem sifatile ( iştirak eden zevattır ki bu itirazı yapmaktadır. Dünkü nühsamızda yazdığımız hakem heyetinin o başında olan Abdülhak Hâmit şöyle diyor: “Jüri heyeti ekseriyetle (45) nu - maralı hanımı intihap etmişti, Bina- enaleyh netice de öyle ilân olunaca - ğını zannediyorduk. — Öyle olmadı. Bu sırada bir karışıklık oldu. Ne ol- du anlıyamadım. Müstenkif kaldım başka bir odaya gittim. Gene hakem heyetinden olan Halit Ziya Bey de şöyle söylüyor: “Güzeller arasında bir kere bir in. tihap yapıldı. Bu intihapta, o Feriha Hanım birinci, Nazire Hanım ikinci gelmişti. Üçüncülüğü müsavi rey a »