4 ? VAKIT Hava Muharebeleri Kıskançlık | asmanın suv sada veee venaeüda same Bene senrmeamenme mese varreraaneman emre me MANA REAESU KEK RANREN MA RANRMAN Verdun Müdafii Navar Yazan: Jacguçs Mortane Almanlar sordular: — İsminiz nedir? — Navar! — Ya, siz misiniz bu meşhur tayyareci? Bizim tarafta herkes sizi tanış ve siz hayalanınca ihti - yatlı hareket ederiz. Doğrusu sizingibi kıymetli bir tayyareciye esir olduğumuza müteşekkiriz. — Sizi nasıl yere inmiye mec - bur ettim? — İlk kurşunlarınız motörü - | » müzü parçaladı. Navarın attığı sekiz kurşundan dördü isabetetmisti. O zamanlar Fransız tayyare - lerinde bir seferde 25 kurşun atan ağır Hatchkiss'ler vardı. Halbu - ki Almanlar, Bir atışta 500 kur. şun atıyorlardı. Ve bu muhare » bede, Navara 300 kurşnu atmış - > ardı. Alman tayyaresinin kuyru - ğunda Navar kırmızıbir bayrak gördü ve sordu: — Bu ne? Almanlar da hayretle baktılar ve anlattılar. Bu bayrağın ucuna bir mektup asmışlar, Fransiz bat - larma atmak niyetinde | imişler. Alman arazisine inmiye mecbur olan iki Fransız tayyarecisine ait malümat varmış. Bu malâmat, Navarın hoşuna gitti, Oaralık, halk,koşuşmıya baş - lamıştı. Tayyarenin ve Alman - larm etrafını aldılar. Halka- rasından biri, Almanlara yum - ruk sallıyarak yürümek İstedi. Navar derhal atılarak haykırdı: — Bir esir, mukaddestir.. Ona | dokunulmaz. Bu adamlara kim dokunursa, benimle hesap göre - ! cektir, Alman zabiti Navarın bu hare « ketinden çok müteessir oldu. — Size, dedi, müsaadenizle bir hatıra vermek isterim, Ve tayyarede bulunan şahsi dürbününü verdi. Jandarmalar, ve ş6hrin resmi şahsiyetleri de gelmişlerdi. Genç bir kız, Navara bir büket hediye stti. Navar kızı öptü. Kendisi di . yor ki: © — Bu güzel kızın taze ve ılık teni bana çok tatlı bir tesir yap - mişti. Jandarmalar ise nc büket ile, | ne de öpücüklerle gelmişlerdi. Doğruca esirleri aldılar ve gö - türdüler. Navar onları takip et - ti, Jandarma karakolu bir kah - vede idi. Oradan Navarın zefe - rini karargâha bildirdiler. biredoğrü, yüzbaşı Barnia de © - tomobil ile geldi. Temiz yürekli dan Navarm yemeği yarı - da bıraktığını bildiği i için, gelir - ken yiyecek, öteberi getirmişti. Fakat yukarda da söylediğimiz gibi Navarın bir şey yiyecek hali yoktu, yemeği esirlerine verdi. “Almanlar, açlıktan ziyade susa - dıklarını söylediler, ve O Navar | | hemen şarap getirterek onlarla | masaya oturdu. Kadehlerini vu - ruştular. Navarın, esirleri ile kadeh vu - Yuşması Jandarma kumandanı - Saat | | takdirini kazanmakla nın hoşuna gitmemişti. o Nitekim Nakleden ; fa, bunu raporunda yazmıştı, ve se « kiz gün sonra o mımtaka kuman » danı Ceneral Frauchet d'Esperey Navara bir tekdir göndermişti. Bu tekdir yüzünden cesur tayyare - cinin emiri yevmiye geçmesini iki ay geciktirdiler. Navar tayyaresine binip bu - radan hareket ederken, âdet ol - duğu üzere, halka bir gösteriş u - Og yaptı, hünerlerini göster — i Yakalanan tayyare son model bir L, V. G. avcı tayyaresi idi. Sapasağlam bir helde idi, 6 silin - dirli bir Meicede motörü vardı. Navar, karargâha dönmüş, şimdi, kendinden memnun ola - rak, yatağına girmiş, rahat bir uyku çekiyordu. Navar, havalarda düşmana rasgelmediği zamanlar o uçuşlar yapar, bir çek eksiklerini tamam - lamıya, yenilikler icat etmiye ça - hışırdı. O zemanlar havalar fena ol- duğu zaman, bütün karargâhlar - da “Tayyarecilik için gayri mü- sait, tayyareciler için müsait bir hava,, denilirdi. Her şeyin istisnası kaideyi tak- viye ettiği nazariyesi bir defa da- ba tahakkuk etti. Navar asla fe- na hava diye bir mania tanıma mışlı. Hava ne olursa olsun Oo, uçardı. Yağmur, fırtına, kar din- lemezdi. Saniyede yirmi, otuz metre sür'atle esen rüzgârlar bi- le ona mâni olamıyordu. Bu se- bepten kendisini kuş olmuş bir a- dam olarak telâkki ederlerdi. Navarım bu harikulâde san'atı arkadaşların ve mütehassısların beraber, âmirlerinin hiddetinimücipn olu- yordu. Bu hiddet, Navarm iz“ zeti nefsini kamçılıyordu. Nihayet fevkalâde bir hâdise bu vaziyete nihayet verdi. Düş- man Verduna hücum ediyordu, hava hâkimiyeti de Fransızlar « dan çoktu. Nayar buraya gitmek şerefinin kendisine verilmesini istedi. Müsaade verildi. Navar emri alır almaz, kar kağmasına röğmen hemen hareket etti ve Verduna geldi. O zamanlar hava hâkimiyeti Almanlarda idi. Almanların en iyi pilotları İmmelraann müstesna orada idi - ler. Mülâzim Boelke canbazha- nesi ile beraber, faaliyetini bura- da yapıyordu. Cantazhanesi de- mekten maksat, o zamanlar Al- | manlar avcı filotillilarını terkil etmişlerdi, bu Hlotllâlara men- p teyyareler, düşmanlarını ew kıştırırlar, içlerinden en kuvvet- İisinin önüne sevkederler, düşürürdü. Şafaktan gün batara kadar on tayyareden mürekkep Almran filotillâları havalarda - uçarlardı. | En müthiş tayyareler iki motör - lâ tek kişilik Tokerler ve L, V.G. o da iler idi. Fransızların Farman'ları kolay birer av vaziyetinde idiler, arka taraflarından müdafaasız bulundukları için kolayca düşü - | rülürdüler, (Devamı var) yüzünden Bir kişiyi öldürdü, üç kadını yaraladı İzmirde karşı Maltızlarda, bir kişinin ölümü ve üç kadının yara - lanmasile neticelenen feci bir ci « nayet olmuştur. Maltızlılarda yangın yerlerinde bir barakada oturan Erzurumlu Habip oğlu Mustafa Lütfi namm- da bir şahis, epiyce zamandaberi İnsaf hanım isminde bir kadını dost tutmaktadır. Fakat son zamanlarda İnsaf ha- nım sevgilisine karşı küskün gö- rünmekte ve Lütfiye yüz verme- mekte imiş. Bundan müteessir olan Lütfi, sevgilisinin niçin kendisine yüz vermediğini araştırmış ve Erzurum la Yusuf oğlu Memduh namında biri ile alâka peyda ettiğini anla - miştir. Bunun üzerine Lütfi gece geç va kite kadar içmiş ve dostu İnsafın oturduğu eve gitmiştir. Zorla açtırdığı kapıdan içeri gi- ren Lütfinin gördüğü manzara, ira desini elinden almıştır. Lütfinin iradesini kaptırdığı man zara, sevgilisinin evinde alâkası ol duğu iddia edilen Memduhun bu - lunuşudur. İşte bu anda, Lütfi belinden sı - yırdığı biçağını, Memduhun kulak tozuna saplamış ve rakibini yere yuvarladıktan sonra İnsafı, annesi Fatmayı ve hemşiresi Matlübeyi vücutlarmın mubtelif yerlerinden hafif ve ağir surette yaralıyarak kaçmıştır. Kulağından yaralanan Memduh hastahanede ölmüştür. Diğer ya - ralılar tedavi altında bulunmakta dırlar. Katil, zabıtaca yakalanmış ve hâdiseye müddeiumumi vaz'i - yet etmiştir. Hususi idarelerden alınacak maarif hissesi Muallim mekteplerine muave - net haklındaki 819, 843 ve 1051 numarslı kanunlara müzeyyel ka- nun vilâyete tebliğ edilmiştir, Şu- dur: Madde 1 — Vilâyetler hususi bütçelerinden muallim mekteple - rine yardım listesi olarak ayrılıp ta henüz ödenmemiş olan parala- rın tahsili 1937 senesi nihayetine kadar üçüncü madde mucibince tecil edilmiştir. Madde 2 — Yüzde 10 lardan maarif vekâletince elde edilen ve edilecek olan paralar 1937 mayrer sonuna kadar sarfolunur, Madde 3 — Vilâyetler maarif | vekâletine olan borçlarını 1937 ma yış sonuna kadar tamamön ödemi ye mscburdurlar. Bu borçtan her sene ne mikdarının tesviyesi lâzım geleceği dahiliye, maliye ve maarif vekâletlerince tespit olunur. Madde 4 — Birinci maddeüs mezkür borçlarını üçüncü radde mucibince senesi içinde ödemiyen vilâyetlerin maliyede olan alacak- ları borçları ile mahsup edilir. Bu suretle elde edilecek paralar bir ta raftan varidat bütçesine irat ve di- ğer taraftan da maarif vekileti bütçesinde acılmın olan faslı ma « usa tahsisat kaydedilir. Madde 5 — Yüzde 10 lardan te raküm eden paralar memleketin u- mumi irfan hayatı için lizumlu mü j esseselerin inşaat ve tesisatına sar “olunur. Madde — Pa kanun ne$ri ta“ rihinden muteberdir. BN olen 4 e link a ki bil ekin kli Mösyö Paul Constant — Ne va» kit? Mösyö dö Vendel — Demirha neler komitesi riyasetine'tayin e - dilir edilmez, yani 1918 senesi es - nasında raporu arkadasımız Bru- net'ye devrettim. Mösyö Frederik Brunct — Ba- na değil.. Mösyö Paul Constant — Ne va - kit mösyö dö Vendel raporu aldı ve ne kadar müddet bu raporu bir neticeye bağlamaksızın nezdinde hıfzetti? Mösyö dö Vendel — Piyasala> komitesi teşkil edildiği zaman ya- ni 1915 sonu veya 1916 iptidasın- da bu raporları aramızda paylaş tık. Mösyö Paul Constant — Demek ki üç sene müddetle raporu bir ne ticeye bağlamadınız öyle mi? (gü- rültüler) Mösyö Pierre Renande — Ken- di ağzınızla tutuluyorsunuz. Mösyö Barthe — Maksadım münakaşayı bu noktaya götürmek değildir. Böyle bir münakaşadan bir netice alınamaz. Çünkü tara - feynin yapacağı tekziplerin kısmı azamı az çok bir esasa istinat e - "der. Meclis hadisatı tetkik etmek için bir komisyon intihap edecek - tir. (Sol cenabtan çok iyi! çok iyi! sesleri) Mösyö Mayeras — Bu komüis yona da mögyö dö Vendeli mazba- ta muharriri intihap etmeli” Mösyö Barthe — Meclis bu in- | hisarın ne suretle tanzim edilmiş olduğunu mutlaka öğrenmelidir. Londradaki yegâne bayi hükümet tarafından gösterilmiştir. Bu da demirhaneler komitesinin bir âza- sıdır. Bu zat mösyö Hembert dö Vendeldir. Msöyö dö Vendeli Lon drada mürakabe edecek ataşe mi- liter kimdir? Jeneral De la Ponon- zedri. Bu zat da mösyö dö Vende- lin kaimbiraderidir. (En sol ce - nahta gürültüler) Konsorsiyom nerede? Konsor - siyom demirhaneler komitesin - dedir. Nezarette bonoları imzalı - yan, Fransaya gelecek her kilo - gram madeni mürakabe edecek o- lan kimdir? Teçhizat nezareti na- mına silâh altına alınmış olan ve nezarette odun ve maadin komis » yonu umumi kâtibi vazifesini gö - iren Demarky bankasınm ve demir haneler komitesinin müdürüdür. Şu halde demirhaneler komitesi - nin yezâne alıcısını mürakabe e - den kimse demirhaneler komitesi- nin bir adamıdır. Ve memleketi - mizde maden tevziatını tamamen inhisar altına almış olan şirket de- mirhaneler komitesidir. kardeşimin namuskâr bir adar olmadığını ifade eder mahiyette - dir. (En soldan hayır sesleri) Mösyö Barthe — Hayır, hayır. Reis —Mecliste mevcut olmıyan bir kimse hakkında (© masuniyeti teşriyeden istifade ederek tecavüz- de bulunulmasına esasen cevaz vermezdim,. Mösyö Mayeraş — Allah kala balık aileleri her türlü nimete mazhar eder! mi yle harp neden beş sene sürdü ? Fransız meclisinde meb'usların mübim ifşaatr” e Yen Mösyö dö Vendel — Sözleriniz ! BP idi in Mösyö Barthe — İtiraz olun: mıyacak bir nokta varsa o da şğ dur ki, demirhaneler komitesi bankası askere alınan ve ceph gitmeden yüksek bir zabit paye sine konan kendi direktörlerind birinin imzasile maden tevzia! idare ediyordu. Fakat demirh ler komitesinin başında acaba kil vardı? Evvelâ ne olduğu belli e mıyan bir ecnebi bulundu. Bindechedler ismindeki bu ad harp esnasında İngiliz tavrı takı! mıştı. Ayni adam bir tek alıcı ki rarnamesi intişar etmeden hü metin bir tek alıcı usulünü te: edeceğini İngiliz demirhanelerii bildirmişti. İşte size deliller. Mâ yö Brindschidler şu vesikayı eli yazıyor: Plen Sen Doni 11 teşrinievel 19 “Efendiler. Yakında Fransız par! nk tarafından bir kanun neşredilece ğini haber almaktayım. Bu Fransada bulunan her kimseye nebiden emtia satm almayı men decektir. Hükümet her türlü denler ve mevaddı (o haşebiye il siyha saçlar ve tenekeler için b aılcı gösterecek ve bunları o satın alabilecektir. Binacnale ingiliz madencileri artık doğru dan doğruya Fransız tüccar madencileri ile muamelede bulu namıyacaklar ve Fransız o ve madencileri ingiliz komisyon cularia ie ici) Fransız tüccar ve GE 0iNM İ parişlerini resmi alıcıya bildıre , ceklerdir. ifükümetin resmi cı ingiliz sanayicilerinden ve tüccarlarından satın alacaklard İ Bu alıcı ile bususi gayet iyi oldu ğundna memafiinizi burada vik; ye beni memur ettiğiniz takdird , müstefit olacağınızı tahmin edi yorum. Teklifimin kabulü halind müessesenizin ehemmiyeti dere cesinde mühim siparişler temin «eceğinize eminim. Yüzde bir misyonla iktifa edeceğim. nızı bekler ve ilâh..,, Mösyö Ringvier — Bu işte mi yarlar dönüyor. Mösyö Barthe — Bu Bindse dei kimdir? Parlâmento mecmı sının yazdığı şudur: Anket yonu burasını tahkik o edecekmi! İkinci bir sual: Acaba Bindsch daın İsviçrede Alman teşkilâtı h fiyesine mensup olarak (o tanılmıf bir kardeşi var mı? Acaba bu a dam şimdi Amerikada bulunuj mu? Bindschellder'in okardeşi hitaben yazmış olduğu bir ti elde etti mi? Bu mektupta müda faai milliyeye müteallik bir takr! malümat mevcut mu? (Devamı var) i İ Halkevinde meccani tedavi) İstanbul Halkevi yeisliğinden: Diş hekimi Hayri Rağıp Bey miz vesikasile müracaat edecek kir hastalarn, her gün Sirkecid/ Hamidiye caddesinde Meriç karşısındaki 8 numaralı muaye! hanesinde, meccanen muayene i tedavilerini kabul etmişlerdir. Ar £ zu edenlerin idare memurli müracaatları. he Sİ İİ 4