Hayat Ansiklopedisi inci cüzü çıktı Ormancıhgımızı Kurtarmak acaba 0 kadar zor mu ? tlfc defa olarak Cumburiyet devrinde raemlekethmz ormancılık sanayiînin kendi sinesinde teessus ettiğini gördü. Daha on on beş sene evvel memleketiraize hariçten her sene 70 8 0 bra metre mikâp kereste getiriliyorda. Şimdi vaziyet o hale gelmiş bulunuyot ki eğer buhran hasebile dânya fiatlan bu kadar düşmemiş olsa belki o müctar keresteyi biz harice çıkarabOeceğiz. Anlarsmız ki Türkiye'de kereste imalâb memleket îhtiyaçlannı fazlasüe telâf: edecek bir safhaya mkılâp etmiştir. Hükumetimiznt kereste sanayifle rneşgul olan şahıslar ve mSesseseler îçin içinde bulunduğumuz buhran tesirlerini nazan dikkate alarak bir takım kolayhklar göstermege karar vermiş ve bımlann teşebbüsünü de binnefis kendisi almıs olduğunu evvelce bn sOtunlarda yazımştık. Tesekküre pek Iâyık olan bu himayenin mevcut şahıslar ve müesseselerle beraber esasen ormancilıijımıza taallük etmekte olduğunu bir daha arzederiz. FUhakika ormancıhktaki Hinamız ancak memleketin ormanlanmızdan her snretle ve ilânlhaye îstifade etmekte devam edebflmesi maksadiledir ki azamî dikkat ve himmethnize Iâyık bir mes'ele mahiyetini haiz savılır. Ne hacet, memleketin ziraî hayatı büe ormancıliıhmızın el üstünde tuhılmasma vabestedîr. Hiikumetimizin ormancılığmnz için teşekküre Iâyık gördüğümüz son gayret ve hhnmetleri zamanın müstacel ihtiyaçlarma eevap veren tedbtrlerden îbarettir. Bunlara ilâve olunacak başkalan da vardır. Gaye olarak ormanlanraızı tahrîp olımmaktan kurtaraeağız, ve omaan ohmyan yerlerde orman yetiştirmekle beraber fennî şekillerde îstismar yapacak ormancılık sanayiimize înkişaf vereceğiz: Mülî iktısadm ormancılık bahsinde bize emrettiği düshırlar, umumî hatlarmda, iste bonlardır. Ormanlanmızı tahrîp ohmmaktan ^ıl kurtarab3iriz? Bir kere her kı« İ'. <Je İf*anbul»ı Ankar* gibi buyücek şehîrlerhnizîn her bîri kendi başlarma adeta birer dağlık orman yakıyor!ar demekte hata yoktur. Odun ve odun kÖmiiru yerine maden kömürünü 3came etmek için daha ne vakte kadar bekliyeceğimizi soramaz mıyız? Bütün dünya daha ekonomik bir madde olmak üzere mahrukat olarak maden kömürü kuHamyor. Maden kömürlerini mahrnkat olarak evlerde kullanmak için Avrupa'da binbir şekil icat ediimiştir. Maden kömürlerinin en pahah sekli kok olarak bizim memiekette beher tonn vasatî yirmi beş liraya satıldığım biliyoraz. Koka vanncıya kadar bize beher tonn 8, 10, 12 liraya malMacak maden kömiirleri de vardır Bir ton odun kömiirö okkası vasatî 5 kunıştan 45 > 50 liraya almdığinı bilmiyen yoktur. Odunun çekisi kaça? 200 den aşagı de?il, değil mi? Şu halde odun ve odun kömürüne maden kömiirüne nisbetle bire 5ç nisbetinde fazla para verivoraz demek olur. îki nevi kömürün kalori kıymetleri nazan dikkate almırsa mukayese bütün bütün dikkati calip bir şekil alır. Filhakika üç okka maden kömürünün göreceği işi biz ancak onun lâakal iki mîsli odun veya odun kömürü ile görebiliriz. Alın size bir fark daha ki odtma ve odun komarüne nisbetle maden komürüne rüçhan verir. Ehemmiyetle tetkik olunarak ayni zamanda efkân umumiyenin de tenviri suretile halledecegimiz bir mühim mes'ele budur. Orman otmıvan yerlerde orman yetistirmek için bize hiç te fazla külfet tahmil etmiyen bir plân tanzim etmemiş olduğumuzu hatırlafanak isteriz. Her koyun civannda bütün köyün uğrunda müslerek gayret ve dikkat sarfedeceği bir koru yetistirmek sankî zor ve masraflı bîr sev midir? Bunun iki fazileti vardır: Biri halkı orman sevmeğe ahşfarmak, ikincisi bu suretle hakikaten birer orman mukaddemesi elde etmiş olmak. Bu iste hükutnete terettüo eden vazife külfetsizce tatbik olunabilecek bir plân hazırlamaktan ve onun tatbikınf hemen hemen kanunî bir mecburiyet haline koymuş bulunmaktan ibarettir. OrmanTarm tahrinten vikayelerine gelmce, kereste imali icin suna buna verdiğimiz ormanlardaki kat'iyatı btmdan sonra hakikaten fennî esaslara întîbak ettirmeği düstur ittibaz etmeliyîz. Bu meyanda intifa kanunile köylülere verilen ve 'töylülerce asla istifade olunmıyan rasgele orman kesme şeklindeki çok vaniıs usulön ortadan kaldınlmaM kat*î bir lüzum ve hatta zaruret halindedir. Bu usul nahak yere YUNUS NADl uaabadi 2 inci sahifede) Ookuzuncu sene: No. 3150 fSTANBUL CAĞALOGLU Telgraf re mektup adresi: Cumhuriyet, İrtanbul Posta kutusu: lstanbul, Ko 24« . . . Telefon: Baçmutoarrlr: 22368. Tahrlr mudflru: 23236, jdare müdüru: 22385, Matbaa: 20472 Han sahifelerbniz herkese açıktnv CamlınriyeFte negrettfrileeek flânlar iein dftgrntaıı doğruya idarehanemlze dabi müracaat •hmabilir. umhu Denîzî özleyîf Edip Rüşen Eşref Beyin en yükek eseri... Pazar 12 Şubat 933 3 uncu salıifecTe Bursa'da dün dört kîşi daha tevkif edildi Hakem heyeti reyini vermiştir. Bu Hâdise maznunlarının Bursa'da rey mutadır, değişmiyecektir! muhakeme edilecekleri anlasılıyor Bursa 11 (Telefonla) Dün isticvap edilen UlucamJ hatibi Hafız Tevfik bugün tevkif olumnustur. Bugün aynca kasap Yusuf, Arnavut Musa ve Ulucami kayyum vekili Yusuf namında üç kişi daha tevkif edilmislerdir. Bu mevkuflar da di ğerleri gibi umumî hapisaneye gönderilmişlerdir. Adliye müfertiti, Müddeiumumî ve muavini adliyede bugün bazı eşhasın ifadelerini almakla mesgul oknuşlardır. Tahkikatm bir iki güne kadar neticelenmesi ve o zamana kadar yeni tevkifat yapılması kuv vetle muhteroel görülmektedir. Mevkuflann muhakemeleri sehrîmizde yapılacaktır. ran aldıktan bir gün sonra Sakip Bey Bursa hapUanesinde bu saçla maznun bir tek mevkuf yok iken • 30 kişinin tevkif edildiği hakkında Adliye Vekâletine bir telgraf çek miştir] denilmektedir. Vekâlete böyle bir telgraf kat'iyen çekilmemiştir. Muhterem gazeten'r'e tekzibi rica olunur efendim. Bursa C. Müddeiumumisi SAKİP Nazire H. 1933 Kraliçesitttr! 6azı Hz. ne gelen telgraflar İstanbul 11 (A.A.) Bursa hâdisesi münasebetile memleketin her tarafında Reisicumhur Hazretleri ne gelmekte olan telgra.îann neçrine devam ediyoruz: Adapazarı 11 Bursa'da bhr kaç bedbaht ve cahil ve sefilin kıymet ve azametini idrak edemedik leri inkılâp hamlelerine karşı aldık* lan evzaı çok derin bir hissi teessür ve nefretle öğrenen ve hali içtimada bulunan Adapazarı Beledıye mec • lisi, bu irticaî tesebbüs ve nümayiften bütün hemçerilerimizin duyduğu nefret ve infiali bugünkü oelsei mahsusunda en har ve samimî takbîhlerle izhar ve ilân ederek Uhı Türklüğü her lâhza yeni bir inkı lâp hamlesile daima yükselten zatı devletlerine Adaparar'lılann l&ye» zal merbutiyetlerini ve dehakâr ese~ rinizJe kemali sevk ve rauhabbetle yürümek azimlerini ve tazim, tek " rimlerini ibiâğa bendenizi memur (Mabadi 6 tncı sahifede) Halkevinde dünkü içtima Ankara 11 (Telefonla) Bugün saat 2 de Halkevinde Bursa hâdise«mi tel'm etmek üzere bir içtima yapılmıstır. tçtimada evvelâ Ankara Halkevi reisi Nafi Atuf Bey, sonra gençlerden bazılan heyecanlı nu * tuklar söylemişlerdir. Sakip Beyin bir tekzibi Bursa Mtiddeiumumisi Sakip Beyden dün şu tekzbi aldık. Aynen dercediyOruz: Cmnhuriyet gazetesi tahrir müdürlügüne Gazetenizin 8/2/933 tartb ve 3146 numaralı ilk sahifesinin ikinci sötununda [Müddehımumî Sakip Beyin isten e' çektfrilmesme gelin ce: Hâdise günü tutulan on bir elebafi sulh hâkhnliğinden tahliye ka933 Türkiye KraBçeti Nazire Hantmm Foto ^Vaytmberg taraftndan çekilen yeni bi r retmi 1933 Güzefltk rnusabakasnnn neti I cesî, dün de ilân ettiğinruz gibi şoyledtr: tstanbul ve Türkiye Güzeli Nazire Türkiye kincîsi Izmir Güzeli Neri man Nutnan Hatmn, Türkiye üçüncnsü Bursa güzeli Leman Sadullah Hanım, İstanbul ikincisi Feriha Hanım, tstanbul üçüncüleri, ayni miktarda rey alan Melîhat ve A Hanımlar. Bu neticenin ilânı esnasmda Tokatlıyan'da kopanlan kuru gürültünün ta biî hiç bir kıymet ve ehemmiveti yoktur. Bu hareketle Tokatlıyan'da eg'enmeğe gitmiş olanlann huzur ve ne>'esi icısa bir an için ihlâl edîlmiştir; o kadar... Mnhterem bir hakem heyetmin dört saat uğrasarak elde ettiği netice, bir nutuk ve bir mflctar alkısla elbette de ğisemez. Hakem heveti tstenbul B^edive Reisi Muhktin Bevin riyaserinde bulu • nuyordu. Halk Fırkası îstanbul mıntakası Reisi Cevdet Kerim Bey de ha kem heyeti azasındandı. Hiçe sayılmak istenîlen bu kararı veren heyette: On iki edin, sair ve muharrir, Bîr Darülfünun Fakülte reisi ve mü derrisi, Bes ressam, Bes hevkeltras, Bir Güzel San's»M«r nr/»'»<örii, Bir konservatuvar Müdücü, Bir Noter, İki doktor, Bir avıifc»*, Bir diş tabibî Vardı. Hakemler, memleketin en gii^ide ve cMdî simalan arasından seçiimisti. Kim bilir ne maksaüarla çüfütülmek iste nen intihabı tam dört saatte yaptılar. BüHin gazetecüenn de huzurile uzunuzadıva tet^^atta bulundular, münakasalar ettiler, bazan bu münakaşalar azamî d»recede siddetlendi. Çehre, endam, ayaklar, dişler, giilüşler, konosmaW, vücudün tenasübü. zayıflık dereceleri birer birer tetkik edildi. Hakem'er, intîhap edilecek güzelin ya'nız gö'Vrîne bakıp ta ezbere rey vermedHer. Müsabakaya giren hanımların bazı kusur'annı burada savmağı nezaket ve terbiyeve mucayir bulmasaydık kazananlann niçtn kazandtklarını ve kavfıedenierin n"^«»n kavbettiklerini tafsilâtile yazardık. Fakat. davetknize icabetle müsabakaya girdikleri için hep sine karşı ayrı ayrı mütesekkir bulun ducTHnuz hanrmlan menfi bir surette teshirden hiç bir fayda yoktur vebu nu terbiyemize varastvamıyoruz. Esa • sen, kazanan gü^e'lerîn veya kavbeden hanımların hic birine kimsenin bir şey ( Mabaui 6 tncı sahifede ) 935 TSrtnye Kraliçeti Naaâg ffantm m Hasmi foto^ rafçuntz taraftndan dün ktifmd'e attnan yeni bir resmi Ayıptır efendile^! Maraş'm kurtuluş günü! Merasimde Gaziantep kahrarnanı Kihç Ali Bey coşkun bir nutuk söyledi MUK mucahedemisin tarihi, her gönü ayn ayn tes'ide Iâyık bir kahra manlık ve hamaset destanidır. Onun içindir ki kurtuluş harbinm büyük gün lerinî hâmilen tes'ide kalksak bazı günler, beDride bir kaç sanlı vâkıayı bh> den kutlulamak mecburiyetinde kalınz. Fakat bazı öyle büyük ve mühim günler vardır ki onlan unutamayız, onlan tes'itten vaz geçemeyiz. Bugünlerdfn biri de Maraş'ın kurtuluş günüdür, O Maraş'm ki mulî mücahedede Fransızlara karşı ilk silâha sanlan kahraman belde olmak şeref ve şanmı kazanmifbr. tstanbul'daki Maraş'lılar, kahraman şehirlerinin kurtuluş gününü her sene olduğu gibi bu sene de tes'it etmeğt unutmadılar. Dünkü Cumhuriyet'te de haber verdiğimiz gibi Darülfünun salcnunda toplanarak bazı merashn yaptılar. Maraş'm kurtuluş bayraraım tes'iî fMabadt 5 tnci sahireic) Keriman H. intihap edildiği zaman da: uBu güzel Türk'lerin değil, Cumhuriyet'in güzelidir!)) diyenler sizdiniz! Heır sene olduğu gibi, 1933 Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildikten sonra da, garez, kıskançlık ve de* dikoduculuk, yalan, dolan ve iftira ile elele vererek J>ize kacşı taarru" za geçti. Her sene olduğu gibi gene ayni ipsiz sapsız itirazlar, yaveler, hezeyanlar bir kaç gazete sahifesini girletiyor: «Hakem haksızdır, intihap yanlıstır, halk bu güzeli isıtemiyoır.» Tekerlemeleri etrafında hep o çirkin fiskoslar, gevezelikler, herzevekrllikler . Hatırlarsınız: Keriman Halis Avrupa'ya gitmeden evvel, gaze teler hep bir ağızdan tuttmrdulardı: «Halk bu güzeli istemiyor. Hakem vanlış karar vermiştir. Bu güzel Türk'lerin değil, Cumhurivet gazetesînin güzelidir.» Fak»«t Keriman'm zafe<inden sonra, gene ayni gazeteler, tamamile ağız değişiirdiler, iddiaiarının tamamile aksini yazdılar, «Cumhur;.yet> gazetesinin ismini ağızlarına almıyarak «Türkiye güzeli, dünya güzeli Keriman Ece» diye Kraliçemiz önünde yeclere kapandılar. Bu hakem, o hakemdir; bu Cumhuriyet gazetesi, tt Cumhurivet gazetesidir; bu dava o davadır; hakem heyeti azasınm imzalarını toplıyan bu noter, o noterdir. Hakem azasınm tahrif edilmis sözlerini yazan o gazetelere ayni zatların imzalarını gösteririz. Ne imiş? Halk Nazire'yi iste miyormuş ta Feriha'yı istiyormuş. Aksam gazetesi! Vakit gazetesi! Haber gazetesi! Daha on iki gün evvelki sayılarınızda ne yazdınız? 29 30 kânunusani nüshalarmda «Maksim'de toplanan binlerce kişiden mürekkep halk Nazire Ha nımla Feriha Hanım içm ikiye ayrılmıstır, Nazire! Nazire! ve 45! 45! diye bağırmıştır!» Demediniz mi? O günkü nüshalarınızın klişelermi yüzünüze c a r p ^ l î n M>I? Maksim saionunda Kraliçe namzetle " rini dört bin kisilik bir halk seç miştir ve sizin de yazdığıniz gibi ; Nazire taıaftarları ve Fer ha ta " raftarlan ikiye ayrılmışlardır. Bunlardan birini seçmek hakemin va~ zifesidir. Hakem Nazire'yi seçti. imzalar 6 mcı noter nezdinde saklıdır ve klişesi de evvelki günkü sayımızda çtktı. Daha ne olacak? Tokatliyan'a gelen halkın bir kısmı Türk milletinin mümessiK midir? Sayısı bizce tam bir grup fotografisile tesbit edilen ve mait hanesini güç dol' duran mest bir kümenim hükmü ned'ir? Güzellerin vücutlefi ara sında hakemin saatlerce yaptığı tetkik, bir lokanta salonunun avare ve neseli dedikodusuna ve teza* hürlerine feda mi edilecek? Çok bilmişsiniz arkadaslar, o hulya dan vazgeçiniz! Netice sudur: Hukukî vaziyeti noter tesbit etmiştir. Onun zabıt varakası bir ilâm kıymetindedir. Cumhuriyet kanunlarınm bükümferma olduğu bir ülkede hiç bir sinirli veya mest el o fermana dokunamaz. Bu noktayı bir kalem geçelim. Halka gelince, o hem Nazire'yi, hem Feriha'yı istemtstir. Hatta Maksim'de başka güzelleri de ramzet olarak seçenler vardı. Avrupaya iki veya bes tane güzel gönderilecek değildi. îçlerinden birini seçmek vazifesi münhasıran hakeme aitti. O, vazifesini yaptı, Nazireyi seçti ve kararını imzaladı. Ust tarafı kuru gürültüdür. Fakat her sene tekerrür eden bu çirkin kıskançlık ve zevzeklik manzarası, Keriman'm muvaffakiyetinden sonra, meslektaflariTnızın garez duygularını bu sene daha fazla köpürtmü&tür. Bir meslek ahlâkı, bir meslek fazileti, k'saca insanlık namma yazılan ve yapılan şeyler ayıptır efendiler! Ortada bir genç kızm seref i. kalbi, hassasiyeti de vardır. Onu da duşünü nüz, azıcık sıkılınız efendHci". Kerhnan Halis davasındaki müdafaamıza koyduğumuz ba&lığı gene ve daba kuvvetle tekrarlıyoruz: Ayıptır, ayıptır, ayıptır efendiler! Maraş kurtuluçuntm yıldöntoıtt beüle bir hitabe irat eden Kılmç Aü B«S| mesal hücreslndte Keriman Halis Uzülme güzelim, ben Türkiye Kraliçegi ilân edildiğim vakit te ayni dedikoduları yapmışlardı.