EE NC e e kri i a e . — Bir kadın. > . . . . işin içind Viyanada bir senedenberi muh- telif fasılalarla devam eden ga rip bir hâdise, geçenlerde mah - ; kemeye intikal etmiş ve bir kaç gün evvel, karara bağlanmıştır. Hâdisede rol oynıyan bir “ke- © dmsesi, dir. “Kadmsesi, dir, diyoruz, çünkü bu “ses,, in hangi “kadın,, ın olduğu, derin ve et - raflı araştırmalara rağmen, bir türlü tesbit edilememiştir! Hâdise şu! Bir sene evvel, Vi- yananın maruf şekerleme ticaret - yor. Telefonda, bir “kadın sesi, işitiliyor: — Nazır Banhanş namına te - — lefon ediyorum. Madam Roza F. in evine bir sepet götüreceksiniz. Şekerleme, pasta, çikolata, likör, © şarap, şampanya, En nefislerin - - den olacak. Hesabı sonra Nazıra gönderir- siniz. Ekselans; bu hediye ne ka - © dar pahalıya mal olursa olsun, ra- zıdır. Yeter, ki hediyeyi alan, memnun kalsın! Nazır, Banhans, zengin, nüfuz- lu, kibar bir zattır. Viyanada bü- — tün ticarethaneler tarafmdan ta- nınmaktadır. Herkes, kendisine tam bir itimat besliyor. Her mü- | — çesseseye sipariş ettiği şey, parası peşin alınmadan da, derhal gön- © derilir. Dolayısile, telefonla ve - rilen emir, hemen yerine getirili — yor. En nefis şekerleme, pasta, — çikolata, likör, şarap ve şampan- - yalarla doldurulan sepet, Madam © Roza F. in evine gönderiliyor. . Fakat, aradan bir müddet geç- © tikten sonra, nazır Banhansa bu hediyenin hesab: takdim olunup lütfen bedelinin ödenmesi rica e - dilince, nazır, hayrette kalıyor. ki “Derhal telefonu açarak, ticaret - “hane müdürü ile görüşüyor: — Ben size, böyle bir şey sipa- — riş etmiş değilim.. © — Evet, ekselans, gerçi şah - san bize bu hususta emir verme- diler.. Ancak, telefonda bir “ka- “dın sesi,, işittik ki bu.. z © — Ben, hiç kimseye bu husus- a bir şey söylemiş değilim.. Size > telefon edenin benimle bir alâka- “sı yoktur! Tabii, bu kat'i cevap üzerine, hâdisenin meçhul birisi — tarafından tertip edildiği, bir do- “landırıcılık mahiyetinde olduğu — neticesine varılıyor. Bir taraftan © bu hususta polisçe tahkikat ya- pılırken, ayni “kadın sesi,, , baş- © ka bir şekerleme ticarethanesinin — telefonunda akisler bırakıyor: © — Nazır Banhas namma tele * fon ediyorum.. Madam Roza F.- © in evine bir sepet göndereceksi - niz.. V.S... Tıpki, evvelce diğer ticarethaneye telefonla verilen e - mir... Ayni “ses,, ayni zat namına sipariş ve ayni madamın adresi — sepetin gönderileceği yer!. Bu ticarethane, diğer ticaret - Kanenin başına geleni öğrenmiş “olduğundan, müdürü, derhal na - © zır Banhansı telefonla arıyor, bu - luyor ve soruyor: — Ekselans rahatsız ettiğim i- çin mazur görünüz.. Ancak bi- — Jiyorsunuz, ki geçende. Nazır, derhal kendisinin bu ye- ni siparişten de malümatı olma - dığını kat'iyyetle bildiriyor. Ta - bii, bu sefer madam F.in evi - “ne hedeyie gidecek yerde, polise © haber gidiyor! Mdaam F. aleyhine dava açı - hanelerinden birine telefon edili- | #ölândırici Bir nazirın ismini vererek en çıktı! liyor.. Bu kibar kadın, mahkeme- ye çağrılıyor.. Diğer taraftan, ii - çüncü olarak, başka bir şekerle - me ticarethanesine, evvelki iki ticarethaneye olduğu gibi, tele - fonla nazır namma #ipariş veriliyor.. Gene “Kadın sesi,... Bir farkla: Bu sefer ki hediye ma dam F. in evine değil, Barones Ridhorstun evine gönderilecek ! Amma, koca Viyanada bu isimde bir kadın bulunamıyor! . Madam F. e gelince, köyle bir hâdisenin faili oldğu (iddiasını şiddetle reddediyor.. Muhakkak İ onun yaptığını ispata yarayacak sarih bir delil de yok.. Bununla beraber, müddeiumumilik, bu ki- bar kadının “kendisine ait olmr- yan şeyi alıkoymak ve bundan is- tifade etmek,, maddesinden ce - zalandırılmasını - istiyor. Buna karşı da, madam F., şumüdafa- ada bulunuyor: — Benim, samimi bir dostum vardır,ki bana karşı çok nazik “Elli bin Küçük esnafın Ticaret odasına kaydedilmesi ne karar vermişti. kaydına başlanmıştı. miştir. tir. Güya çalmış, güya bunu itiraf etmiş .. ! Fakat dayak korkusu imiş! İstanbul ticaret odası geçen se - ne İstanbulda mevcut küçük esna» fın ticaret odasına kaydedilmesi - Bu karar iktısat vekâletince de tasdik edildiğinden İstanbulda ye- künu 50 bine varan esnafın oraya Fakat geçen sene odanın muhte- lif ilânlarına ve tazyiklerine rağ - men bu mikdarın hepsinin birden odaya kaydi yapılamamıştır. Ti - caret odası yeni sene münasebetile evelce kayıt olanların muamelesi - İnin tecditlerine ve kayıt olmıyan - ların da derhal kaydine karar ver - Bu karar üzerine oda alâkadar lara verdiği emirde esnafın ticaret | odasma kaydi için lâzım gelen fa- aliyette bulunulmasını bildirmiş - davranır... Bunu karısının duy -| Mahıpük EE isiüde Bir SBE Hapis muvafık BEŞ Onun rin iki teneke yağımı, bir çuval şe- çin ismini söylemiyeceğim!. kerini aşırmaktan maznun Hasa - Bu zat, Viyanada oturmaz, $9 * | nın muhakemesi dün İstanbul hirden çok uzaktaki çiftliğinde | ;kinci ceza mahkemesinde Üanli yaşar. Viyanadan uzaklaşırken, üağter. bana hoşa giden her şeyi göndere: | Mahkemede yağ ve şeker çaldığı ümemmimemmiz ri Dİ Casus tarla kuşu Madam Marta hayatını yazıyor “ Görünmiyen yazı yazan mürekkebi tırnaklarımın içinde taşımıştım !,, Umumi harp esnasında Fran sız casusluk şebekesinde en fazla çalışan kadımlaradn biri Madam Marta Cromptondu. o Birkaç gün evvel bu kadının “Ifa ettiği fevka- lâde hizmetler,, dolayısile Fransa hükümeti tarafından lejyon donör nişanile taltif olunduğunu yaz - mıştık. İ Madam Marta Londra gazetele- rinden birine gönderdiği bir ma -| kaleyle umumi harp esnasında ge- girdiği mühim maceraları naklet- miştir. Bu makaleyi naklediyoruz: “Alman casus! Umumi harp esnasında bu nam | altımda kendi memleketime hizmet İ ettiğim halde herkes beni alman casusu sanarak hakaretle karşılı - yordu. Londrada ikamet eden valdem, her gün, millerce mesafe kat'ede- rek hiç tanımadığı bir kasabadan ekmek tedarik ediyordu. Sebep, | yarecilerine iltihak etmek istedim. Fakat fransız akdını idim. Genç - tim, dediklerine göre (o güzeldim. Almanların plânlarından her biri" nin suya düşmesini bir zevkle tar”, kip ediyordum. İ vi Tahtelbahir harbinin başlama"... sından iki ay evvel, fransız maka- matına lâzım gelen bütün malümai |. tı vermiştim. Fakat fransız maka“ z matı bu malümattan istifade ede- ,, mediği için onları İngilizlere bil- dirdiler, İngilizler hayret içindeydiler. Çünkü 200 alman tahtelbahirinin / çü| harekete esine ihtimal vermis; yorlardı. Onun için verdiğim ma* lâmatı kollarını silkmekle karşıla: ni dılar. i Verdiğim malümat taha edince İngilizler beni hizmetleri ne almak istediler. Kabul etsey © dim daha çok fazla para kazana caktım. Fakat memleketime hiz Dir) gazetelerin benden (bahsederken | “Alman casus!,, demelri idi. Öbür taraftan Madritte en lüks otelin en muhteşem dairesinde ika- met eden ve genç bir dul olarak güzellik müessesesi kurdum. Müesseseye “Tarlakuşunun ay“ nası,, diyorlardı. Burası, bir çol adamların randevu yeriydi. Mües sesenin içinde baron Von Krohn' meti tercih ettim. Ve Madritte bir b, at) ceğini vadetmişti, Sepet içindeki şeylere gelince, ben, hüviyetini belli etmeden onun gönderdiği - ni sandım ve kabul ettim, Bana ait olmadığını bildiğim şeyleri yiyip içmiş sayılmama kanunen imkân yoktur. Bununla beraber, mademki menhus bir yanlışlık olmuş, bana gelen sepet içirdeki şeylerin be- delini ödemeğe hazırım. tı esas tutarak, madam F. in be- raetine karar vermiştir. Şimdiki halde, vaziyet, bduur. İşin iç yüzü, ap açık olarak anla- şılamamıştır. Telefondaki “ka- dın sesi,, , kimindi?. oHalkiki nacak mı? Bu garip, hattâ esrarengiz hi - dise, hattâ hâdiseler de denilebi » lir, Viyanada fevkelde merak u- yandırmış, bilhassa kibar muhi - tinde hararetli dedikodulara eş - siz bir mevzu teşkil etmiştir. sıslara rapor lâtı hakkında malümat almak üze- re istedikleri rapor (o hazırlanmış, vekâlete gönderilmiştir. tehasıslara gönderecektir. rılmış ve tercüman bulunmuştur. ——-—— lacaktır. yg Pe MP OONEŞGEERANMUNEMENMMMENINDUŞIN Hâkim doktor Ştark, bu temina- | maksat neydi?. İş bu kadarla kar | lacakmı, yoksa hâdise tekrarla - İ Amerikalı mütehas- İ demiz, söyle devam etmiştir: sunan! için başka güne bırakılmıştır. Bursa hadisesi ve Elâzizliler matbuat cemiyetine gelmiştir: Bursadaki can sıkan cahilliği yinsizlikten, nı inkâr eden Hasana, polisteki ve müstantiklikteki ıkrarlarına ne di- yeceği sorulmuş, “poliste beni döv düler, ondan öyle söyledim. Müs » manların birine de rasgelmiyen, tantiklikte de, belki döverler, diye | birini de ele düşürmiyen bu genç suşlu benmişim gibi ifade verdim,, | dulun, fransız istihbaratından al — Güya pencereden içeri girmi- şim, güya yağ ve şeker çalmışıra | liyordu. Genç dul bir gün Cafe de ve yakalanmışım. Böyle demiş olu | Rhine gitti. Köpeği yanında idi. yorum, demişim, amma bu işi yap | Köpek iki Almanın oturduğu bir mış olmıyarak tabii dayak korku - Mahkeme, şahitlerin çağırılması Bursadaki malüm hâdise hak - kında birçok imzalarla Elâzizden | duğu belliydi. Asker seslendi: şu telgraf bugün çıkan gazetede okuduk. Be- düşüncesizlikten ve dinin esasmı anlamamazlıktan baş ka bir şey olmıyan bu hâdiseyi Seb hepimiz ve halkımız nefretle kına | 2! dık, Bu cahil ve bilgisizlerin Cüm- vaktini sefahat içinde geçiren biri vardı. Iki ay böyel yaşadığı halde Al- un bir odası bulunuyordu. Orays! ben de giremiyordum. Halbuki o) 8İ nun aziz dostu idim. Bir gün bu odanm yarı kapalı kapısı önüm de bayıldım. Beni uzaklaştırmıya müvaffak olmadan evvel Fransa * YA DİY TEKE YAA AKM dar bir şeyler görmüştüm. Bir defa da göze görünmiyen mürekkep tozunu tırnaklarımı i * ! dığı para Bitmiye başlamiştir.” * Zekâsmı kullanması lâzımge masaya çarptı. Camlar, bardaklar yere düştü. Genç kadın itizar etti. Almanlar da onu masalarına da - vet ettiler. Kabul etti. Birkaç gün sonra ayni kadın umumi bahçelerin bi- rinde bekliyordu. Yanından uzun boylu bir adam geçti. Asker ol kepleri yoktu. Günün birinde baron Von Kro| hn'un artık işime yaramıyacak ll hale geldiğini anladım. Verdiği malümat üzerine bir mühimmat) $ fabrikasını infilâk etmesi, ve yüğ! * kadar masum insanın heder ol * d ması üzerine içime dehşet geldi - Bunun üzerine hizmetten çekilmi' d ye karar verdim. pi Halihazırda İngiliz tebaasıyim Bir İngilizin zevcesiyim. — Beni takip et! : Genç dul takip etti ve onun ” | muhteşem otomobiline bindi. Bir. kaç saat sonra baron Von Krohn:| la karşı karşıya idi. Bu zat, San bestiandaki alman üssübahrisi - |- dare ediyordu. Genç dul, meramına ermişti. Almanlar, onu hemen Fransa * inhisar cıgaraları | İnhisar cigaraları için ufak bi! İnhisarlar için getirilecek Ame » rikalı mütehassısların inhisar teşki Vekâlet buriyet Adliyesinin en ağır cezası- na çarpılacaklarma eminiz. Bura- | ya gönderdiler ve onların hesabı- da camilerimizde iki aydanberi| na malümat almasını istediler. türkçe ezan ve kamet okuyoruz ve | Genç kadın derhal Fransaya dön- dinliyoruz. Hepimiz dilimizle tan | dü ve haber verdi: rımıza yönelmek ve dilekte bu - a elim oğlan olarak lunmaktan büyük bir haz duyujo- tayin ettiler! Bundan böyle size reklâm filmi yapılmış ve gösteril * mişti. İnhisar likör ve şaraplarf için de yakında bir film yapılacak X tır. İnhisar idaresi bu filmden 46 ra bütün inhisar mamulâtımın pi payanda ve reklâmı için 15 bin lir£ bu raporu tetkik ettikten sonra mü İnhisar dinresinde mütehasıslar için hazırlıklara başlanmış, oda ay Cıgaralar içinde ilân İnhisar idaresi tütün paketleri içinde iki sıra cigara arasına ko- nulan kâğıtlar yerine ticari ilânlar konulmasına karar vermiş, bu hak kı tayyare cemiyetine vermiştir. İn hisar müdürlüğile tayyare cemiyeti arasmda bu mevzu üzerinde görü- şülmektedir. Yakmda sigara pa * ketlerine bu şekilde ilânlar konu - ruz. Bize bu imkân yollarını açar | istediğiniz bütün malümatı elde e ulu Gazi'mizi beş vakitte hepimiz deceğim! minnet ve şükranla anıyoruz. Bun dan sonra da Gazi'mizin göstere cekleri ve açacakları yolda gidece gimizi ve çığrından zerrece aytıl- mıyacağımızı sonsuz saygılarımız- la arzederiz.) , imamı: Ömer, Saray camii imamı Feyzi, Nail Bey camii iammı: Os fa, Eski saray camii imamı: Sa vaizi: Tevfik, Harici camii imamı met, Vaız: Hacı Ahmet, Müftü: Kemal, İzzet Paşa camit man, Rizaiye camii imamı: Musta lih, Tahsin Paşa camii imamı ve | miştim. İlk evvel, Fransız kadınla” Mehmet, müezzinler namına: Meh | getirmiye çalıştım. Teşebbüsümde sarfile büyük bir film yapmıya ki Ğ rar vermiştir. me ane Ecza ihtikârı Ecza ihtikürma ait, vilâyettelöi komisyon tetkikini bitirmiştir. Bs? ; zı küçük eksiklerin tamamlanmı nı müteakip karar verilecektir. pa Duyduğumuza göre bu tetkike” . : bildirdim, neticesinde komisyon ecza fiatla Kocam, harbin ilk senesinde | rında cüz'i bir tereffü bulunduğ” maktul düşmüştü. O zaman Al -| kanaatini hâsıl etmiştir. li : manlarla mücadeleye karar ver * Müddetumumil ğe davet Istanbulda bulunan Kocaeli i€ ra memuru Mehmet Kemal Beyi” , derhal memuriyetimize mü: > Bundan böyle adım Fransız is- “İ tihbarat tarihine “Tarlakuşu,, ola- rak geçti, İki sene Almanlara sahte ma: lümat verip durdum. Ve Alman - ların en gizli sırlarını Fransaya ; İrmdan bir tayyare bölüğü vücuda İ muvaffak olamayınca ingiliz tay-