. . . ı 26 Kânunusan 1933 İpek film faaliyette İ ilk acı, Mineli kuş ve bir rumca film .Ertuğrul Muhsin, Münir Nurettin ile bir filmde Yukarda: “Kanh Nigâr, oyununda “kabaramazsın kel Fatma!, diye kabartıyor. Alta: Düğün evinde çengiler. Düh, ipek film studyolarında, mevzuu orta oyunundan alınmış İ: filmin yapılmakta olduğunu haber vermiştik. Bu filmin mevzuunun cereyan ettiği yer bir sünnet düğünü evidir. Sünaet olan bir çocuğu eğlendir- mek için, bir eve orta oyunu, çen- 8 ve saire getirilmiştir. Bu ezna « du oynawan orta oyunu da kanlı Nigârdır. Eski zamanlara ait bir çok ha- Wraları canlandıracak ve yaşata - “ak olan bu filmin artistleri kâmi- n tanınm'ş kimselerdir. Bu filmin ismi “ilk acı,, olacak- tir İpek film, “İlk acı,, yı bitirmek “zeredir. Bir iki güne kadar, bu Müessese “Mineli kuş,, isimli bü » Yük bir filmin ilk resimlerini çek, | eğe başlıyaca"'tır. bra * Portekizler ilk sözlü Portekiz | filmin; yapmışlardır. HABERLER i “Jeanne Helbing boşanmağa ka “a Vermiştir. * Jean Toulot'ye Fransız hükü- cl Lejyon dönör nişanı vermiş - ir. * Leon Frappi'nin “La Mater - nelle” isimli eseri filme almacak. baş rolü Madlen Reno oyniyacak. * Natali Lissenko, tekrar sinema Ya başlıyor. » Olga Çekova Almanyada bir eye çıkacak. *1932 senesinde 127 Alman fil “ Yapılmış ve gösterilmiştir. * Asta Nilsen Danimarkada bir Zenne Salt bey, kaveklu All beyi “Mineli kuş,, ta, Ertugrul Muh: sin Bey bizzat tol alacağı gibi, Mü nir Nurettin ile Ferdi Tayfur da öyniyacaklardır. Erkek rolleri çok kuvvetli olan bu filmin kadın yıldızı kim olaca ğı henüz takarrür etmiş değildir. » » » İstanbulda bulunan rum artist - leri trupundan ve Yunanistan en meşhur sanatkârlarından Madam Kotupuli ile Madam Kivelli, ipek film studyolarm a bugünden iti- baran rumca sesli bir film çevirmi- ye başlıyorlar. Rumca sesli ve sözlü film, tanm mış bir rum muharririnin bir hi - kâyesinden alınmıştır. Bu rum fil- minin rejisörü Ertuğrul Muhsin B. olacaktır. Mevzuunun senaryosu da Osman Mümtaz Bey tarafından yapılmıstır. —— —— e e iÇekler film sanayiini nasıl koruyorlar? Çekoslovakyada, hükümet mil « li film sanayiini korumak için kon tenjan usulünü tatbik etmektedir. Bu kontenjana nazaran, beş ecne- bi film gösteren bir sinema, mu * hakkak bir de yerli film göstermek tedir. Bu sebepten milli Çek sine - ma sanayii çabucak yükselecek - tir. Bu sene 30 film yapmış olan Çekler, gelecek sene 45 film yapa caklar. —————— —— türne yapıyor. *Klodet Kolber, Paramunt ile olan mukavelesini temdit etti. Se- nede dört milyon frar!. alıyor. * Greta Garbo Holiiwoo'da dö- nüyor, “Marsel Şantal,,! ile beş dakika Paris, Kânunusani - Husus! muharimizden * Sesli filmin memleketimize ilk girdiği sene Opera sinemasında “Kraliçenin Gerdanlığı,, ondan sonra Paramuntun bir çok filmle - rinde “Para ve Aşk,, , “Doktorun Sırrı,,, “Kanun namına !,, gördü - ğümüz Marsel Şantal iki haftadan beri Parisin en yeni ve en güzel muzik hollerinden biri olan (El - hamra) da oynamaktadır. Fırsatı kaçırmıyarak “VAKIT,, namına onunla bir mülâkat yap - mak istedim. Hatırımda iyi kal -! dıysa, “fa.,, nm Paramuntun stüd- yolarmı gezdiği zaman güzel ayni zamanda Fransızların en iyi sine ma artistlerinden biri olan bu ka- dımım filmi çevriliyordu. o Herne ise bu hatıra “fa,,, ya ait. Biz ge- lelim mevzuumuza,. Artisti loca - smda ziyaret ettik, Küçük beyaz masanın önünde makiyajıma son fırçayı vuruyordu.. Çıplak, beyaz, damarlarının rengini gösterecek kadar beyaz omuzlarmı kırmızı ipek bir ;alla örten giydirici kadı- na teşekkür ettikten sonra br” döndü: — Türkiyeden mi geliyo: nuz?, — Evet matmazel.. Evveld beri sizin ( takdirkârınız (VAKIT) gazetesi namma.. — Görüyorsunuz artık fili. yapmıyorum... - Şimdilik stüdyoda kapanıp çalışmak için hiç bir he - ves duymıyorum.. “Elhamra,, da bu akşam son defa oynuyorum. . - Sonra Pariste muvaffakıyet ka - zanmış iki piyesi temsil etmek ü- zere"turneye çıkacağım. — Sinema taktirkârlarımnız bun- Tan hiç te memnun olmıyacaklar.. — Tehlike yok. Zira bu ayrılık Ce Marsvı Şanısı »k uzun sürmiyecek. Önümüzde- ki sene içinde tekrar film çevirme- ğe başlıyacağım. — Şimdiye kadar sinemada ya» | giriyorum. İ rattığmız rollerden memnun musu nuz? — Önceleri için evet, sonra “tehlikeli kadın,, yapmaktan bıkmıştım. Kapımnm üstündeki küçük kır mızı lâmba yanıyor, ince bir zil ça- Fakat rollerini Kaplan kadın Amerikada, “Kaybolmuş Ruhlar Adas, ismi ile büyük bir film çevrilmek Üzeredir. Bu filmde şehevi, yırtıcı, kalpler paralayıcı bir kadın rolü vardır. Bü rolü eynamak Üzere film şirketi bü - yük bir müsabaka açmış, bu müsabakaya binden fazlü KENETytrtmye; Kadınların müsabakası beş aydan fazla sürmüş, nihayet, yukarda resmini gördüğü * müz Kashiken Burka isimli bir artisi, ba role seçilmiştir. Bu tarz rolleri yapan ka - dınlara kaplan kadın denmektedir, Karım Beni Aldalırsa İpek film stüdyosunun, İstanbulda yapıl - mış türkçe sözlü büyük filmlerinden ikinci si olan “Karım beni aldatıran,, dün matbu - ata gösterildi. Bu filmde, Darülbedayin tanınmış sanat- ksrkis, ila Ereliment Behzat, Muammer, Re m e lıyor. Marsel şantal yerinden kıpır dıyor. Tatlı kestane rengindeki u - zun saçlarımı düzeltiyor: — Şimdi şarkı söylüyorum. Ev- velden bir kaç konser vermiştim. Onun için bu mesleğin pek yaban- cısı değilim. Şeytan gözü gibi küçük kırmızı lâmba tekrar parlıyor; artist elini uzatıyor: — Sahneye benim! Beni birazda salonda din- leyin. Eğer vaktim olsaydı. Türne- yi İstanbula kadar uzatırdım. Zi - ra biliyorum ki orada beni anlıyan ve seven bir seyirci kitlesi bulaca- ğım. Gazetenize ve karilerine bol selâm ve muhabbet! Beraber kolise çıkıyoruz. Re - jisör aramıza giriyor: — Matmazel Şantal salon dolu. — Fakat ben iki şarkıdan fazla “ylemiyeceğim. Orkestranm ahengi geliyor. Mar | el Şantal sahneye çıkarken ben| de kolisin daracık merdivenlerini iniyor, Yangın kapısından salona O şimdi sahnede iri ve baygın gözleri kısık, ağzında daimi o hile li tebessümü ile şarkı söyliyor, Sa» londa çıt çıkmıyor. Herkes dinli yor. Sükütu bozmıyalım. Biz de on çağırıyorlar sıra | fik Kemal Beyler bir balet heyeti oynamış » lardır. Dariilbodayiden filme iştirak edenler, Bo » din, Halide, Feriha Tevfik Hanımlar, Böyük Behzat, Vasfi Rıza, 1, Galip ve Hazım Bey « lerdir, “Karım beni aldatırsa,, bir operettir. Bü « tün vak'a, Modada, bir deniz spor klübünde, ve plâjlarda geçiyor. Operetin, Muhlis Sabahattin Bey tarafın- dan bestelenmiş şarkıları vardır. Bir kasma liz şivesila söylenen ba şarkılar güzeldir, Heyeti umumiyesi itibarile “Karım beni si « dntırsa,, filmi, ipek filmin yaptığı büyük İ #ilnilerden en iyisidir. denilebilir. Bu, her yeni filmin bir terakkiye delilet etmesi ii“ barlle memnaniyet verecek bir meticedir, Eserin manzaraları, bilhasan açık hava manzaralarının çoğu bir iyi resimlerden mü yekkeptir. Yalnız, çok güzel olduğunu ta savvur ettiğimiz mevzu, teferrüatın arka » sında bırakılmış gibi müphem görünüyer, Artistler, en başta Bedia H. olmak üzere kendilerinden beklenilen muvaffakiyeti gös- termişlerdir. Erciiment Behzat, atletik sücudü ile, bir çok ecnebi Jön prömiyeleri ayarmda oldu - ğunu gösterdi. Ses te iyi, 1. Galip B., hususi polis hafiyesi rolünde tam bir operet tipi yaratiı, Halide H., Habibe mollayı daktilo olarak gok güzel gösterdi. Feriha Tevfik Hanımm söylediği şariğ iyi idi. Fakat aşk sahneleri için henüz'ol » gün bir artist olamamıştır. Büyük Behzat her zamanki karakterini muhafaza ediyordu, Vasfi Reza ise sinirsia centilmen olarak mikemmeldi, — Fezam liz kaptanlığı güzel, sesi biraz boğuk. Mu- söner Bey İse, ilk filminde, muvaflak ols muştur, Film başlarken, taktim sahnesi, bu filmin reklâmı olarak, pek münasip bir yer ba“ Vurdu, Ertuğrul Muhsin, elindeki unsurlara ya- vaş yavaş hâkim olmağa başladığını bu fi- lar gibi yapalım. A. Fuat mi ile gösteriyor. Fakst kendisinden daha gok şeyler beklemek hakkımızdır.