SOHBETLER San'at ns Nadi bey, Cum <> Künnüsani 1933 i İŞARETLE dk ETLER l T zaman 1945teki azar 933 teki çar- ” $ıya uymaz “ Bir Japon diplom kaf, UMuyor; i başmakelesinde, ko - er Mektepler see 8 : z l | Tramvayın önün- ingiltereden gelen Talebenin devamı, mütehassıs bize | tastiknameler sıkı İn yi methetti, , ki Naşit bey, kitler kalabalığı ifşaatta Asyalıların Monroe - Japonyanın “Amerika Ameri- » Sözüne mukabil As- atı nin koşuna gi güldü - rüp eğlendirem, kuvvetli bir taklitçi « dir; fakat bu kabiliyetine rağmen, Cumhuriyet başmuharririnin iddia et i syalılarmdır. sözüne benzer kir ile. İ ir ileri sürüyor. O Vikont| Monre 1 ların hi taç erken diplomatının — teklifi kaya cüm - Va - eden Roosevelt den geçmek isters' ken ağır yaralandı! Edirnekapı — Eminönü hattın- 1 : Zara Ja işliyen vatman Tevfikin idare: | maralı tramvay ara- e ıştır. ası dün bir kaz m Tramvay Fatihte Malta çarşısı | önünden geçerken bir adam tram- z İ vayın önünden geçmek istemiş, fa- İ kat tramvay kendisine çarpmış ve kontrola tabi Maarif vekâleti bilhassa hususi ret ve ecnebi mektep - kname ve şahadetna- izahat veriyor | 1 di çılığına mani olmak üze-| re bu sene çok tedbirler kâleti mi şiddetli Rİ eri “kira . | almağa karar vermiştir. mize göre vekâlet ta- den bir müt lebenin şekilde Mr. Kruck muntazam bir yu is İ tiği gibi, kelimenin bütün O manasile İ sanatkâr mıdır? Bunu kabul etmekte tereddüt et « n ikân yokdur. Ni edecek değiliz, Ortazemanlardan za - ize rada sanatı ve sanatkâr: arif İ manumuza kadar sanat belâkkileri ma- lümdur. Filvaki, şimdiye kadar, Ap. rupadan aldığımız ve benimsediğimiz | bu telâkkiler, harp sonunda değişme- | mekteplere devam edip etmedikle- | #e başladı, sanat çerçesesi genişledi. Nemi “ aralar liz eğ rini kontrol edebilmek için bütün | Düne kadar "gayri bedii, olarak ke. | ğ ka O | mektep idarelerine bir tamim gön- | ul edilecek olan bir çok tarz, üslüp pe : Ü İ dermiştir. Bu tamimde, bir mek - | estetiğe kabullendirildi. Fakat, içti « | enin Londra sefareti | tepten diğer mektebe nakletmek | Ma nizamın kaybetmiş vasıtasile Iktısat Vekâleti tarafım" | «in tasdikname alan talebenin tas | Teğmen Avrupa, cihana şöhret salan dan davet edildim. Maksat, Türki" | diknamesine hangi mektebe gide- | Moris Şörelyeyi bir türlü sanatkâr yede mevcut ve henüz işletilmemiş ceğinin vazıhan yazılması ve bu | telâkki edemiyor. Saksafon, bir mu « başla - | suretle tasdikname almıyan hiç bir | sikişinas indinde, bizim zurnadan İ talebenin mektebe kaydedilmeme- mcağız yere düşeri İr Tramvay derhal durmuş, işe za” mize Şu İzahatı vermi t yaralı derece bıta müdahale et “ i olmasına am söz söyliyemiyecek r yaralandığından hüviyeti: olamamıştır. “ İ T we ğa anayım Japonya Asyalılara ağabeylik a *Ğİİ, sadece ağalık etmek hakkı- pi HER bir hay, hayla Roosevelt'ten a- 1 o de ağ ni öğrenmek kabil | Yaralı Cerrahpaşa hastahanesine | kaldırılmış, vatman yakalanmış - | ' i nılması ve hariçe piyasalarda $â * madenlerin işletilmeğe farksızdır. ort ».. İ “Ci Amerika cümhur reisi Monroe | İİ “İnün manasını çok iyi anlar, | | “htoenin tadı İliklerine kadar | def emiştir, Monroe, Şimal birleşik Ame- Xa devletlerinin irili ufaklı, or - Ve cenup Amerika devletlerini Sâvüzlere karşı koruması ma - Meimz almıştır. Bu sözün başında- İ silindir şapkayı, sırtındaki sır- İr ceketi çıkarırsanız altından kacak bedeni, alttan sırıtacak » rat, dak ii aerikanın, yani kuvvetli ve sa Yileşmiş Arnerikanın sanayileş- Yemiş, ziraat Ameriksımr nasıl i tanırsınız. Birleşik «İ'endisine bir pazar yeri yaptığı - İN“ daha açıkçası Amerikan orta Ye conup Amerikalarmı nasıl bir «arı müstemlike haline koyduğu: Nu (Monroe) size anlatır! | de Japon - milyon Asya Monroesinde Va ayni şeyleri istiyor, m. murabbaı genişliğinde bir top | İ ak, dünyanın en bereketli tarla- ları, €n işe yarar, para getirir ma- €nleri burada... 950 milyon in- Sah Japonyaya haraç verecek, Ja- ! Pon si ola - ie pazarlarının müşter , » Asya Mon#oesi, öbür Monroe #ibi ağabeylikle başlıyacak, ağa - "la nihayet bulacak. Fakat er zaman 1915 te pazar, 193 İ Çarşıya uymaz! Sadri e, ni Otomobil altında kalanlar 3 te- Etem | , Çehberli taşta sokağı süpüren S“ÖPçü Yusufa şoför Şevketin idare | *ttiği 523 numaralı otomobil çar - | Pârak bacaklarından yaralamıştır. | ket yakalanmıştır. $ Koskada caddenin bir tarafın n diğer tarafına geçen manav ivünife şoför Alinin 2789 numara" £ otomobili çarpmış, yaralamıştır. ?oför kaçmıştır. a Kapı kili Kantarcılarda Yakup Efendinin | hvesi üzerindeki bekâr odaların kırarak ka da yatan kürt Ahmet, Ramazan, | Aydar manifaturacı Yakup ve İb- rahim Efendilerin müşterek tuttuk *ri odanm kapı kilidini kırarak #irmişler ve 69 kasket ile çorap ve ZI €$ya çalmışlardır. Husızlar akalanmıslardır. : tar. Balkan konferansı! meclisi için | B. M. M. Reis vekili Bükreşe gidiyor B. M. Meclisi reis vekili Trabzon | meb'usu Hasan Bey Ankaradan | şehrimize gelmiştir. Balkan birliği Türkiye milli gru pu reisi olan Hasan Bey bir kaç| güne kadar Afyon Karahisar meb- usu Rüşen Eşref Beyle birlikte! Bükreşe giderek Balkan konferans meclisinin toplanışma iştirak ede- cektir: Konferans meclisi bu top - | lanışında, gelecek Teşrinievvelde Belgratta toplanacak olan dördün ! cü Balkan konferansının rüzname- sini müzakere ve tespit edecektir. | 3 komiserin tevkifi komisere de işten el çektirildi! Ikinci şube memurlarından üç komiserin bir rüşvet meselesi yü 7 zünden tevkif edildikleri yazılmış rdan birisinin ismi | (fi olarak kaydolun» muştur. Tevkif ed r | komiser Rifat, ikinci komiser Mu » | zaffer ve Zühtü Beylerdir. Komi - | ser Lütfi Beyin bu hadisede hiç | ismi geçmemiştir. Bundan başka bir | | tı. Bu memurli yanlışlıkla Lütf üçüncü Bundan maada © öğrendiğimize | İ göre, ayni hâdise dolayısile Ali Rı- za Bey isminde bir komisere de iş- İten el çektirilmiş bulunmaktadır. Tevkif edilenler dün kefalete bağ- lanarak serbest bırakılmışlardır. | Duyduğumuza göre, bu tevkifin s€- | bebi şudur: İcra dairesi tarafından müzaye- de ile satılan bir çorap #tokunun satış tarzına fesat karıştığı ve mü- zayedeye iştirak edenlerden bir | kısmının her hangi bir seböple bir | iki müessese tarafından müzaye - deden çekilmiye mecbur edildikle ri öğrenilmiş ve hâdisenin tahkiki polise havale olunmuştur. İddiaya göre müzayede esnasında kendi| lehlerine rol oyniyanlar bu tahki » katr da kendi lehlerine çevirmek üzere harekete geçmişler ve 500 li ralık bir rüşvet mukabilinde bu te- | şebbüslerinde muvaffak olmuşlar- | dır. Bununla beraber hakikat bittabi tahkikat bitince anlaşılmış olacak- tır. İki; | sermaye bulmak bugün için pek si bildirilmektedir. Ecnebi mekteplerde ise Türk ta baası olan talebelerin bir mektep ten diğer mektebe naklederken muhakkak surette Maarif müdüri- yeti tarafından vize edilmesini ve vizesi olmıyan talebenin mektebe kaydolunmaması emredilmiştir. Bu emir hilâfıma hareket eden | mekteplerden talebeler derhal çı - karılacaktır, Maarif vekâleti İstanbul maarif müdüriyetine verdiği emirde bu “İmeselenin çok sıkı surette teftiş e- ezler, | dilmesini bildirm tışa çıkarılması işini tetkik etmek l ti. Ankaraya giderek lâzimgelen lerimi yap tım. Türkiyede henüz işletilmemiş | ve toprak altında madenler büyük | izahatı aldım ve tetkik bir servet teşkil etmektedir. Bunlardan istifade için çalışmak lâzımgeleceği tabiidir. Fakat bu iş için hükümet teşebbüsü ve serma* ünkü buhran do- işletecek (o başka| yesi lâzımdır. layisile bunları mümkün değildir. Hüşusi serma y eder onların da elinde madenler var dır ve bunları bile işletecek halde değildirler. Hükümet mevcut ma- denleri işletmeğe başlarsa çıkara- cağını saklıyarak münasip zaman: da iyi bir fiat bulursa piyasaya ar- zeder. Şimdiki halde (yapılacak başka bir şey yoktur. Ankarada ve İstanbulda denciler cemiyetile temas ettim, . İngiltereye avdetimde oradaki ma den şirketlerile temas ederek on - e n lara Türkiye madenlerinin zen - | dinin vücudü muhtelif yerlerinden ginliğini anlatacağım.. o Söyledi . | Yanmış, Cerrahpaşa hastahanesi - ğim gibi ben Türkiye hükümetinin | v9 kaldırılmıştı. Mehmet Efendinin yaraları ağıt eler bu işe teşebbüs ir, Bu emir üzerine İstanbuldaki hususi mektepleri teftiş eden mü - fettişler maarif müdürü Haydar Beyin riyaseti altında içtima ede - rek bu hususta emirler almışlar dır. i Yangında yarala- mi nanameleöldü Cibali fabrikasındaki iştial ne | ticesinde ameleden Mehmet Efen:- daveti üzerine geldim.. Yoksa bir | İ gazetenin yazdığı gibi bir İngiliz olduğundan yapılan bütün gayret» | İ lere rağmen iyileşememiş, dün ak: sermayedar grupu namına gelmiş > şama doğru vefat etmiştir. değilim. Bu itibarla hükümete ma- denler hakında teklifler de yapma. | dım. Tetkiklerim hakkında bir ra. por hazırlıyarak Türk hükümeti Diğer taraftan zabıta hem ka - za hakkında ve hemde itfaiyeyi | içeriye bırakmıyan ameleler hak ç “| kında tahkikat devam etmekte ne vereceğim.,, VAKI B 2ete velki VAKIT 15 Yıl e 25 Kânunusani 1917 Gündelik " m — Dün Darilmuelliminde mekte - il Ankapa Caddesi, V nci senci devriyesi şerefine bir gay ziyafetile tertip edilmiştir. bin bir muhazara Müsamerede soluk maarif nazırı | Şükrü le, nezaret mülsteşarı Ab- | dullah Bey, tedrisatı tâliye Muslihittin Adil Bey ve matbuata mensup bazı zevat hazır bu Abone bedelleri : müdiri Türkiye umumisi —— 1400 Kr 750 400 b Tanmuştur — Gürcistan kendisini müslakil İ cümhuriyet ilân eylemiştir. Teşkil o lunan aheli meclisinin başında (Ra- gilef) bulunmaktadır. Almanya imparatoru haşmetlü lerinin yevmi vilâlet. €den ö Lin saat dürttet Divanyolun- daki Türk - da muhteşem bir çay ziyafeti verile - Bendir, T Alman cemiyeti binasın- satırlar İ cektir. akal Kani au İç İzdeki | Halbukj Yunus Nedi bey, şipşirin Naşit beyi şöyle metketti: | “Aktör Naşit bey, pek yerinde olarak pek 7 halkın de sevdiği bir san'atkârdır. Ve kelime; boyuna ta bugün €nine ırtarak mübalâğasız söylü « İ yoruz: Pek kuvvetli bir sanatkâr... Madam Sürpik rolünde Naşid'e dik- katle bakarken onun çok kolay bir İ Napolyon Ponapart, bir Neron, hele İ Abdülhamit ola- bileceğini ve kendisinin bu Tollerin « İde da hele mükemmel bir si muvaffekiyeti göstere « ceğin; ayanİbevan görüp duruyor « İ | duk. | rririn aj İ dandığı nokta buradadır. Naşit bey mükemmel bir “echolal,, dir. Ekolali, Konuşma tarzım taklit etmek husu - sundaki uzvi bir kabiliyettir. Bunan İşte, muhterem başmauh tefritini, hp, uzel bir noksan teldkli ediyor. Sırf taklide istinat eden her - hangi bir eseri sanat eseri telâkki e debilmek imkâm var mıdır? Naşit bey, eğer bir Napolyon Po « | napart, bir Neron, bir Abdülhamit ro- | dünde muvaffak olabilseydi, o zaman kendisine sanatkâr - kelimeyi enine İ Boyuna tartatrak « sanattkâr diyebi- lirdik, Fakat bu sevimli aktör, bu say» dığımız isimlerin ancak evza ve et « | varını teklit edebilir, ki bu da ekolali nin başka bir koludur: Evza ve etvar taklit etmek kabiliyeti. Bunun da ifra. | tı hastalık olur. İ Neşit bey, bir Sürpik dudunun, bir Arnavudun, bir Rizelinin, ancak şive si ile tavırlarını taklit eder, fakat on- ların hislerini bize nakledemez. Na « şit beyin yaratmak istediği tipler, mü- teharrik birer cisimdir, ruhları yok « Kendisini seyrederiz, 2 fakat san”ata gelince du- idapte eserleri ne kadar eseri san'at telâkki edemiyorsak, taklidin de san'at olduğunu kabul etme | te mazuruz. Selâmi Izzet Ticaret odaları kongresi Nisanda toplanacak olan İstan bul mıntakası ticaret odaları kon - gresinde Ankarada bir ticaret o * daları bir yapıl teşkili için müzakera Müzakere bilhassa Ticaret Odası muamelât dürü Hakkı Nezihi Beyin bir e evvelki Ticaret odası kongre sindeki tekl!f üzerine olacaktır. Hakkı Nezihi Bey bu hususta bu I seneki kongrede okumak üzere İ bir rapor hazırlamaktadır. acaklır, İstanbul