k 21 Kânunusani 1933 i Tercüme hakkı selen haberlerde yanlışlık mı vardır ? İ iyıl| İ göre bir Fransızca veya Almanca eserin Türkiyede Türkçeden baş- İ kabul ettiği beynemilel hükümle- i VAKT C. H.F. Istanbul | vilâyet kongresi PRE EEy (Baş tarafı 3 üneti sayıfamızda) | ve deliklerin okunması bittikten j sonra söz almıştır, Türkiyenin ahitname ile iştiraki rin Fransızca ve Almanca edebi ve bedii eserler hakkında tatbiki- ni taahhüt ettirir. Bu maddelere Valinin beyanatı Evvelâ fırkanın nahiye, kaza, | kongrelerinde belediyeye ve vi - lâyete gösterilen teveccühlere te- ka herhangi bir dile tercümesi ha- şekkür etmiş ve demiştir ki: linde böyle bir tercüme hakkı is- | l tenebilir; lâkin her iki devletle olan ticaret mukavelelerinin im - İ za protokollarında gerek Fransız- ma kalırsa bu neşriyatta İni işlik vardır. (Grand otel) * etmiş olan Reşat Bey - iş da muharriri bir hak ara” i davi bu arama bizim bu © bundan böyle edebi ve üme hakkı ver- cabı olduğu" | mey erlere la data e 1 riniz ki Lozan ahitname - | i iş İğ ,, üret faslında edebi ve be- Mayo rin milletler arasında hi- İle rağ mevcut bir mukavele iş yola Türkiyenin de işti- | i abul eden bir 14 üncü .âkin İsmet Paşa ri ihtiyacımı düşünerek td tercüme hususunda ihti- |, AYrt ileriye sürdü. Bunuda ” devletler kabul ettiler. Tür- vi bu ihtirazi kaydına iştirak a Bediği takdirde, Türkiyenin , * Beçen beynelmilel mukave- » * protokola iştirakle devama | şur tutulamıyacağı da o mad: | GE VS tasrih edildi. Pranga ve Almanya ile aktedil- mukavelelerdeki maddeler | ) .. “u Bu 1006 tarihli müdürü merhum Bir kaç gün evvel vefat eden & nahiyesi müdürü merhum | |, “ân beyde 1006 tarihinde ya - | ag bir Kuranıkerim varmış. u Kuranın hususiyeti, üç bu- Asırlık nefis bir eser oluşun - | e 3iyade, hem bir Türk hatta - | in kaleminden çıkışı, hem de | : *Pça her satırın altında o za - Am temiz şivesile Türkçe ter- Mesinin yazılmış bulunuşudur. | €di sekiz sene evvel Türko - | #1 tarafından satın alınıp kü - , Sânede saklarmak istenen bu | etli eseri merhum Hasan B. * nedense satmak istememişti. se “günkü dil inkılâbı me faaliyetleri karşısında bu uk asırirk vesikadan pek PX istifade edileceği muhakkak- ve söz “Türk Sözü,, refikimiz diyor “Osmanlı imparatorluğunun | tün haşmet ve depdebe ile de- | Zafer ve zenginlik günlerinde Zilan bu eserde öyle (o yüzel irkee kelimeler, öyle temiz | keçe ıstılahlar vardır ki onlar- a bugün kazanç elde etmemek f'dlen çok günah olur. Rundan üç yüz kırk altı sene Vel, din hissinin daha koyu ve İ diğine dair hiç bir haber yoktur. İ taraflarda gösterilen telâş tama - kçeye tercüme edil- miş el yazması kur'an kur'an Tuzla nahiyesi Hasan Beyde idi daha zi - | yade hâkim ve bilhassa Kurana | ! düz olarak yazılıdır. İ rif vekâletinin bu kıymetli el yaz- * mıza sunduk.,, lar, gerek Almanlar .demişlerdir ki, “biz Türkçeye tercüme hakkı hususnda o beynelmilel mukave - lelerin tatbikini iki yıl istemiyece- | iy ide halkın se! ğiz.,, bu iki hükümetin bunu iste- | mek için ç mak hepimize viedan borcu: Bundan sonra eski gi anlatarak demiştir ki: — Hilâfet ve saltanat bir bideler meydana j Eğer bu fıkralar iki sene geçince - ki geçmiştir » bu iki hükümetin | beynelmilel mukaveleyle proto - kolun Türkçeye tercümelerde de jâ tatbikini istiyeceği manasına alı - | C nıyorsa omuahedenin 14 üncü|te maddesindeki şu fıkranın hüküm | sonra da d ve şümulü karşısında kalırlar; o | Fakat hep fıkraya göre “devletler Türkiye - ihtirazi gelirmi çok şeyle ınındaki mak- alifeye dua için halkın dikkat kaynağını halife üzerine çekmek- U. nin tercüme hakkındaki kaydına iştirakte devam edeme -! dikleri takdirde Türkiye zikredi- len mukavelelerle protokola işti » rakte devama mecbur tutulmuya - caktır.,, Bundan başka tiyatro piyesle - rile ilmi eserleri noktasından bazı asırdanberi ta- olduğu ha i ile tereddi e- mamile de ihtiyari bir te den bu adamlar rine tahammül ctr Çünkü nerede o mile yersizdir; çünkü bütün bu dehası taahhütler Türkçe için varit de | olsa bunların yalnız edebi ve be- dit eserlere münhasır olduğu bel- lidir. Ben gösterilen telâşı yersiz | görüyorum. cümhuriyet 1 onların hamleden lışmaktır. Bunda ikiiş Yapmak ve söylemek. bize ve söylemek te yor. Nahiyeden vil& bütün arkadaşların yapması faydalı buluyorum.,, Muhiddin Bey bundan sonra dileklere birer birer cevap ver - miş ve para, zaman ve imkân nis- betinde hepsinin yapılacağını söylemiştir. Nakiye Hanım kongre namına vali beye teşekkür etmiş ve lâyiha encümeninin mazbatasını kabul ederek tatbiki için yeni idare he- yetine verilmesini teklif etmiştir. Bu teklif ittifakla kabul edil- miştir. Müzakere kâfi görüldüğü için celsenin zaptı okunmuş ve 1932 fırka kongresine nihayet ve- vardır. evele âit bu va Arapçanın lisanrmıza karşı taassup duygusunun daha katmerli olduğu bir devirde bir Türk âliminin; Kuranı tercüme et- meğe kalkışması ve bunu bir mil- | li ihtiyaç telâkki edip bu eseri vü- cuda getirmesi de ayrıca dikkat ve tetkike değer bir mevzudur. Eserde Arapça ayetler kara ve altındaki Türkçe tercümeler kır - mızı olarak ayrı ayrı satır halin - de ve oArapçalar üstün esreli, Türkçeler o zamanın imlâ tarzile rilmiştir. — ım... Hukuk talabes içtimaı Hukuk talebesi cemiyetinden: 20/1/933 Cuma günü aktedil - mek istenen fevkalâde kongre, ekseriyetin bulunmaması yüzün - den yapılamamı$, ikinci Binaenaleyh, ya Türk dili tet- | araya Bayram ve sömestr tatille- kik cemiyetinin ve yahut ta Maa- İ rinin girmesi hasebile, fakültenin açılacağı zamana talik edilmiştir. " ——e—— ması eseri merhumun veresesin - den satım almasını ve bu suretle hem bu yurda çok değerli hizmeti dokunan bir vatandaşın kimsesiz ailesine bir yardım, hem de biz- zat dil tetkikatında çok istifade- li bir me'haz vazifesi görecek © | lan bu eseri milli kütüphanemize kazandırmak gibi iki hayırlı işin birden görülmesini ehemmiyetle dileyoruz. Biz bu münasebetle eserin ge- lişi güzel karşılıklı iki sahifesinin | ralamıştır. fotografisini alarak okuyucuları - | İşkembeci İbrahim yakalanmış. İ gocuk hastahaneye kaldırılmıştır. Seyyar iş kembeci İbrahim dün sin isminde dokuz yaşında bir ço - cuk kendisile “Voyvo” diye alay etmeğe başlamıştır. İbrahim buna kızmış, bir iki defa çocuğu kova - lamışsa da Tahsin alayda devam edince büsbütün hiddetlenmiş ve yerden bir taş alarak atmıştır. Taş zavallı çocuğun başına gelerek ya- », İni koparmıştır. ? | pederinin naşı başına getir daha ileriye giderek çu- Bra — Savıfa 9 Nasıl olduğu anlaşıla- mıyan bir kaza (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) | / kapıyı aralık etmiş, bu sırada ya | kaybederek veya | lu tarafma çıkınca çığlık duyduk - | müvazenesini | larını zanneden yolculardan bazı» | hissettiği fenalık çoğaldığı için ları Tünel memurlarına haber ver- | treriden dışarıya düşmüştür. Tren mişler, bu sırada tünel Okatarınmn | süratle git sırada düştüğü için ön tarafında ayrı bir kompartiman | zaten dar bulunan tünelde duvara İ da bulunan fren memuru Ali Ri- | çarpmış, o şiddetle trenin . altına za Efendinin yerinde olmadığı gö- | yuvarlanarak parçalanmıştır. | Bu ihtimali ileri sürenler Tünei şirketi mensupları ve bilhassa şir - ket doktoru M. Tarantodur. M.T j i kalktıktan rınl rafından onbeş metre kadar içerde | tame müthiş bir manzara ile karşılaş - İ Tün mışlardır. Zavallı Ali Riza Efendi raylar üzerinde yatmaktadır. Vü - rülmüştür. Bunun üzerine derhal tünel se - ferleri tatil edilmiş, memurlar fe - İ nerler yakmışlar ve tünelden içe- ri girerek memuru aramağa baş -| lamışlardır. Memurlar Tünelde e- İ peyce ilerledikten sonra Galata ta- elmiş, | r ve içerider il değildir. Fakat Bu yal- ınlarında böyledir. cudü tanmmıyacak birhale gelmiş ılcu vag İ ; ” k | parça, parça olmuş, beyni parça - | Fren memirunun bulunduğu kom- lanmış, tren bir kolunu bir bacağı» yı içeriden açmak partimanda ka vildir, Bundan sonra derhal polise te Diğer taraftan lefon edilmiş, Galata belediye dok | ikinci ihtimal de şudur: | toru Remzi Bey de en yakın dok Cuma olduğu için dün Tünel | tor olmak münasebetile çağrılmış- | çok kalabalık bulunduğu cihetle tır. Polisler ve doktor Remzi Bey | arabalar sık sık hareket ediyordu. | Bu sebepten Ali Riza Efendinin | apdest bozmak için bulunduğu yer » ) den ayrılarak uzağa gitmesine im- ileri sürülen biraz sonra gelmişlerdir. Remzi Bey Tünelin karanlığı i çinde kanlar içinde yatan parça lanmış adamı görünce fena olmuş | kân ve vakit yoktu. Tünelin Gala“ bayılmışıtr. | ta tarafmda durduğu kısa zaman İ Çünkü bu parçalanmış vücut | zarfında bulunduğu kompartiman İ Remzi B.in kayinpederidi. Çok fe | dan inmiş, Tünelin içinde bir kaç İ na bir tesadüf bu doktoru kayin | Metre ileriye giderek apdest boz- İ mustur. Fakat gardöfrenin yerinde Bu arada işaret edilmesi lâz i bulunmadığını farkedemiyen me len şayani dikkat bir nokta var | murlar yolcuların trene dolduğu « | dır. Her hangi bir cinayet veya ka | nu görünce hareket işaretini ver - İ za halinde ölününilk görüldüğü za Tünel kalkmıştır. manki vaziyetinin değiştirilmeme Ali Riza Efendi de si usulden iken bazı iddinlara göre | kalktığını görmediği için altında Tünel memurları Ali Riza Efendi. | kalmış veya tren henüz tam sü - nin cesedini tünelin içinde bulun » | ratini almadığı için içeriye atla » duğu yerden kaldırmışlar ve tüne- | mak istemiş, bu sırada tekerlekle- İ mişler ya. trenin | lin Galata istasyonuna getirmişler | re kapılarak sürüklenmiş ve ölmüş içtima, | Bir voyvo yüzünden.. Yüksek kaldırımdan geçerken Tah | dir. Biraz sonra nöbetçi müddei umumi Sabri ve zabıta doktoru i Cemil Beyler de kaza İ gelmişler ve tahkikata başlamışlar Jdır. İ Ceset ve sahibi Zabıta adliye | tahkikata başladıkları vakit evve- lâ cesedin niçin yerinin değiştiril- mahalline ve memurları diğini sormuşlar ve bu nokta üze- İrinde şirket memurlarını muaheze etmişlerdir. Bu arada gelen Tünel şirketi doktoru M. Taranto buna | cevaben, Ali Riza Efendiye yar - dım etmek, ölüp ölmediğini anla- mak için böyle yapılması zaruri ol. duğunu söylemiştir. Halbuki Ali Riza Efendi çoktan parçalanmış, İ ölmüştü. Ali Riza Efendinin üze İ vinde kırmızı bir cüzdan içerisin- İde 15 lira para, 49668 numaralı bir tayyare piyango bileti bulunmuş « tur. Ali Riza Efendi şirketin 13 sene İlik eski bir memurudur. Elli eş İ yaşında çok iyi ahlâklı bir adam | dır. Dün oruçlu bulunuyordu. Kazanın nasıl olduğu tahkik e - dilmektedir. Hâdisenin cereyanı hakkında alâkadarlar tarafmdan muhtelif tahminler ileri sürülmek» | tedir. ! Acaba Hangi ihtimal doğru Bir ihtimale göre tren ettikten sonra, yaşlıca bir adam o- lan Ali Riza Ef. aksama kadar ça- lıştığı ve oruçlu bulunduğu için fe- nalık hissetmiş, biraz hava almak | istemiştir. Bunun için de kapı ve - ya pencere açmak lâzımdır. Fakat bulunduğu kompartimanın pence- resini açmak kabil olmadığı için hareket | tür. Bu ihtimali düşünenler cese - din, Tünelin methaline yakım bir İ mesafede bulunmasını iddiaları - nm kuvvetine bir delil olarak gös- termektedirler, Kaza tahkikatına bugün de de « | vam edilecektir. Kazannm hakiki ! sebebi tahkikat neticesinde anla - İ srlacaktır. | Kaza kurbanı Ali Riza Efendi Ortaköyde Taş merdivenlerde o « turmaktadır. Biri nahiye müdürü, diğeri zabit iki oğlu ve Galata Be- lediye doktoru Remzi Beyle evli bir kızı vardır. Kaza dolayısile dün Tünel sefer leri saat on beşten on sekize ka dar tatil edilmiştir. Bu müddet zar fında bazı şoförler Tünelin Beyoğ | lu tara Galata ciheti arasmda seferler yaparak adam başma on kuruştan yolcu tasımışlardır. — ia. Toros Gençler birliği | Senelik kongresi Toros Gençler birliği senelik Şehzadebaşındaki To- ros yurdunda aktetmiştir, | a ! kongresini iyasctine Hukuk son nden (Taha Ay) Bey intihap edilmiş ve müzakerata | başlanılmıştır. Eski heyeti idare raporunun kıraatinden sonra ni - zamname tadil edilmiş ve yeni i- dare heyeti intihap edilmiştir, Yeni idare heyetine: Mahmut, | Suavi, Taha, Mitat, Ferit, Bahri, | İsmail Kemal, Bedri Beyler ve ye- | dek azalıklara da Hilmi, Hayyam | Beyler seçilmiştir. Kongre müna- sebetile âli makamlara tazimat İ telgrafları çekilmiştir,