Ahmedin ayak sesleri koridor - dan duyuldu. Genç kadm titreme- ğe başladı.. Zira bu ayak sesleri, Ahmedin pek nadir gittiği elbise dolabma doğru ilerliyordu. Iki dakika sonra, kapı birdenbi» re açıldı.. Ahmet kolumda bir man» to içeri girmişti. Yüzü, hiddetten mosmor olmuş bir halde, haykır - dı: — Bunu nereden buldun?. Karısı Şefika kekeledi: — Nereden mi?. Biriktirdiğim paralarla aldım.. Fakat içinden düşünüyordu: “Nasıl oldu da elbise dolabma gitmek aklına geldi?. Her halde birisi haber vermiş olmalı . . Yok- sa oralara hiç gittiği yoktu.,, Ahmet ısrarla söylüyordu: — Hayır.. Hayır.. İtiraf et bir a- şikın var.. Mantoyu sana o aldı, Ahmetle Şefika ilk defa olarak kavga etmiyorlardı. Fevkalâde kıs kanç olan Ahmet, daha ev- İlendiklerinin ilk aylarmda Tüzum- suz şüphelerile karısmı sıkmağa başlamış, “aşıkın var,, diye diye nihayet onu, hiç de böyle bir şey aklında yokken, baştan çıkarmış- tı. Komşular onların bu kavgalarına alışkmdı.. Bu sefer de ne olacak diye kulak kabarttılar.. Fakat u - zu bir süküt oldu.. Sonra iki taban- ca sesi duyuldu.. Ve gene süküt.. Komşulardan birisi: — Eyvah, zavallı kızı öldürdü .. Diyerek bağırınca, hepsinin akl: başma geldi, ve apartıman kapısı- na koşuştular.. Kapı zorlandı.. İçe- ride, yan yana iki vücut uzanmış- tı.. Erkeğin elinde tabanca duru - yordu... Ahmet, karısına ateş edip onu yaralamış, fakat kadın tabancayı elinden almak istiyerek kocasının üzerine atılmış, hedefini şaşıran tabanca ikinci patlayışmda Ahme dide vurmuştu. Me Şefikanın yarası ehemmiyetli değildi.. girmiş, mühim bir uzve dokunma - dan çıkmıstı.. o Yarım saat sonra ayıldı ve hâdiseyi olduğu gibi an- i lattı ve büyük bir cesaretle mes'u- liyeti üzerine aldı.. Karısını vurduktan sonra öldü zanneden Ahmetin aldığı yara ise pek müthişti.. Kurşun beynine va miş, ve göz sinirlerini k. Ağır bir halde kaldırıldığı kama haneye götürülüp de ameliyat ya- pılıp gendine geldiği zaman ilk sö- zü: — Şefika! Olmuştu.. Sonra karısının kur - tulmuş olduğunu anlayınca, kör- lüğünü unutarak sevinmiş: — Şefika, ruhum. . . Ne mes'u- dum., Beni affeder mi acaba?. Diye mırıldana mırıldana tek - rar bayılmıştı.. Şimdi artık OAhmedin bir tek derdi vard; — Acaba gelip beni görecek mi?. ikinci bir derdiyse: — Ben onu görebilecek miyim?. Hasta bakıcı Ahmedin bu son sunline: —Tabii. elbet göreceksin! . Diye cevap veriyor, doktordan öğrendiği hakikati ona söyliyemi - yordu.. Ahmede öyle geliyordu ki, Şe- fika kendini ziyarete gelse, hemen gözleri açılacak ve onu görebile - cekti.. Bu hissinde o kadar sami - mi, © kadar emin idi ki, yavaş ya- Sayıfa 10 em ere EM İ ğını, yanağına yapıştırdı. Öylece, | Bir kurşun boynundan | vaş, hasta bakıcı bile buna itan - mağa başlamış, ve doktora söyle - mişti.. Lâkin, böyle binlerce faci- alara alışık olan doktor, başını sal- lamıştı.. Manevi kuvvetler ne de - rece olursa olsun, kopan ve harap | olan bir sinir yeniden hayat vere- mezlerdi.. Bununla beraber, Şefi- | kanm ziyaretinin, hastanım umumi ahvali üzerinde iyi bir tesir bira - kacağını söylemiş, bir kadının bir zavallı körü ziyaretten çekinme xesi lâzım geldiğini bir mektupla Şefikaya bildirmişti. Şefika mektubu alınca derhal hastahaneye geldi.. Ahmet, onun geleceğine emin olmakla beraber, ne zaman gele - ceğini bilmiyordu.. Buna rağmen, Şefikanm odaya girişini kokusun - dan ve ayak sesinden tanıdı, yata- ğında doğrularak: — Şefika, diye hıçkırdı, affet. Affet.. Şefika, kendisini çıldırasıya, | hattâ ölesiye sevmiş olan bu ada- | mın candan hamlesine dayanama - l dı, kollarma atıldı... Ahmet, bu sıcak ve kokulu etin teması ile titredi.. Karısının yana- | İ kör gözleri kapalı, bir an durdu . Ciğerlerile, onun havasını koklaği, Sonra, Şefikanın yüzünü iki elle - rine alarak, donuk gözlerini ona | dikti. Baktı.. Baktı... Donuk gözler yavaş yavaş 'par- lamağa başladılar... Ahmedin al - nından terler dökülüyordu.. Baş u- cunda doktor ve hasta bakıcı hay- retle bakıyorlardı.. Gözler gittik - çe canlanıyordu .. Berraklaştılar ve Ahmet bağırdı: —Şefika., Şefika.; Görüyorum, Fakat bu kadar büyük ceht, onu haram etenteri Pitetir, heralar,, Matbuat balosu Matbuat Cemiyetinin senelik muazzam balosu Kânunusüninin yirmi sekizine müsadif Cumarte - si günü akşanmı Maksim salonla - rında verilecektir. Bu tarih ayni zamanda Şeker bayrarımm iki - / sine tesadüf etmektedir. Bu su - retle balo gecesi eğlenenler erte- si günü istirahate fırsat bulacak | lar ve bayramı hoşça ve eğlence - li geçirmiş olacaklardır. Ayni za - manda tatil dolayısile Ankaradan gelenler de balomuza iştirak fır - satını bulmuş olacaklardır. Mat - buat cemiyeti heyeti idaresi dün « meliyetini temin için lâzım ei tedabiri ittihaz eylemiştir. O ge- ceye mahsus olmak üzere mühim miktarda kotiyyon tevzi edilecek- tir. Bunların içinde çok kıymetli - leri vardır. Bunlardan başka mü - him sürprizler hazırlanmaktadır. Davetiyelerin matbuat cemiyeti - ne müracaatla alınması lâzımdır. Telefon; 20087. Elbise mecburi - Mir, a em li Matbuat Cemiyeti tarafından 5 tertip edilen © 1933 ğ Almanağı, ÇIKTI Bir çox tanmmış müharrirler n edebi siyasi iktisadi, tarihi yazılarım havidir. Her kitap- çıda bulunur. Fiatı 1 liradır Li ye Gandi Serbest bırakılması ihtimali kalmadı BOMBAY, 8 (A.A.) — Gandhi nin serbest bırakılmasına artık ih - timal verilmemektedir. Zira hü - kümet Mahatma tarafından men- fi mukavemet terkedilmedikçe si- yasi mevkufları serbest bırakma - mak'azmindedir, Gandhide bu nok /tada fedakârlıkta bulunmaktan im tina eylemektedir. Bu haberler, kongrede büyük bir heyecan uyandırmıştır. Birçok kim seler tevkif edilmiş ve polis bir ta- kım toplantıları dağıtmıştır. Sabık Amerika Reisicumhuru gömüldü PLYMOUTH, (Vermont), 8 (A.A.) — Coolidge'in cesedi, dün mahalli mezarlığa defnedilmiştir. | Malâm olduğu veçhile Plymouth, mütereffanım doğmuş olduğu şe - hirdir ve ecdadından birçoğu o mezarlıkta medfun bulunmakta - i dır. Müteveffa, oğul Calvin ile ka- yın valdesinin arasma defnedil - miştir, Müteveffayı son defa süküt için de selâmlamak üzere gelmiş olan dostlarının mikdarı fazla idi. V-2 bâlonu mahvolmamıştır MOSKOVA, 8 (A.A.) — Tass ajansından; V-2 ismindeki Sovyet balonu nun bir uçma esnasında harap ol muş olduğunun haberi tekzip edil- mektedir. Balon, benzin boruları - nım fena işlömesinden dolayı cüz'i | bir hasara uğtâmiş ve fakat Nov - gorod mıntakasında salimen el İ inmiştir. Yugoslavya kral Gükreşe gidecek BÜKREŞ, 8 (A.A.) — Yugos - lavya kralr Alexandre, ay nihaye- tinde beraberinde kraliçe Marie olduğu halde Romanyaya gidecek tir. Bu ziyaret, tamamen ailevi bir mahiyette olacaktır. Cüretkâr bir dolandırıcı BERLİN, 8 (A.A.) — Bir habe- re göre Harward darülfünununun müderrislerinden profesör Fred - ric Normand'ın dolandırıcılıktan dolayı takip edilen Rus bankerle - rinden İsac Levin olduğu anlaşıla- | rak kendisi tevkif edilmiştir. Bu haber, mali mahafilde büyük bir heyecan uyandırmıştır. Matbu at, cezai takibat dolayısile Levin ile şeriki cürmü Rapporort'ın Fran saya ve sahte isimlerle cenubi Ame rikaya kaçmış olduklarını yazıyor. Levin, HarAard'ta iktisat mü - derrisliğine tayin edilmiştir. Cenubi Afrikada LA CAP, 8 (A.A.) — Milliyet - perverler mahafili, hükümetin mec liste akalliyette kalmadıkça ikti - dar mevkiini terketmiyeceğini tas rih etmektedir. Maamafih milliyetperverler, ye- ni intihabat için hazırlıklarda bu - lunmaktadırlar. Bunların intiha- bat proğramlarının en esaslı nokta sım altın madenleri için bir re - sim ihdası olduğu söyleniyor. Bu sayede çiftçilere yardım etmek imkânı hâsıl olacaktır. Maamafih M. Smuts veya M. Roos'un bu ha- reketin başıma geçmesi mümkün görülmemektedir. 9 Künunuseni 1933. ÇOCUK Bümerede Kazanan Talililef Dört hafta evvelki bilmeceyi doğru halledenler arasında As - keri Sanayi Mektebi 3 üncü smrf talebesinden 119 Mustafa Nured- din Beye bir kol saati hediye - edeceğiz. Mustafa Nureddin Beyin Per- şembe günü öğleden sonra idare- hanemize gelerek hediyesini al - masını ve gelirken de bir fotoğ - rafını getirmesini rica ederiz. Mürekkepli kalem kazananlar i — Devlet mülbanmda çinkoğrur Mustafa, 2 — Wyip Ortamektehi 89 Saba - Birer kitap kazananlar 1 — İstanbal koz orta mektebi 58 Nimet, Kadıkliy Musrh oğlu Süleyman Bey sokak 8 Na. öz Sabiha, 3 — Kalecik birinci mektep 4 üneli amil talebesinden 22 Nihat, 4 — Ni- pantaşı ire orta mektebi 7 inci amıf 8 üncü şubeden 325 Munzzez, 5 — İzmir İki çey- melik Bid Nola Zerrin, 6 — Oeytmn Derdi mek aygır depom müdürü Rifat Bey keri- mesi Nürlisr, 7 — Ereğli - Konyada eözner Sami Bey kerimesi Hile, © — Ankara Ab Yakup çarşı sokak 31 Noda Mehmet, 9 — Eskişehir Arifiye mekteti 2 inci sini tale. bezinden 416 Hamdan Ziya, 10 — İstanbul Bakırisiy askeri barut fabrikasında dakti- lo Kihal Fanımlar ve Baylar. Birer kulu bisküvi kazananlar 1 — Kadıköy Kız orta mektebi 2 inci Bm C yubesinden 826 Meliim Rasim, 2 — Cümburiyet orta mektebi 2 inci semf"€C şu- besinden 188 Behter, 3 — Gezi Osman pa- ya mökiölükikn "Osman TEN, “4 — Ton ko- paran Tepebaşı caddesi Mehmet Paşa spar- tımanı 27 Alba Döpieks, 8 — Pertevniyal Want Birinci amif 160 numarada İsmail Aji, 8 — Bursa uskeri Yisesi 8 uncu seret 5 inci kısımdan 3091 Swhri Doğan, 7 -- İstanbul 'opkapı sat 1.A şubesi 7. İleri EE SRİkİE Ön te | Nojda Huri, * 4 — Pertevniyal iimeel 4 2 den 78 Yekta, 10 — Beyoğlu 2 inci likmmek- tep B inni smiftan 52 numaralı Yidıredilin, 11 — Byip Üç yehitler mahallesi Hamam çıkmaz sokağı 17 Nola Nimet, 12 — Gazi Osman paşa Enektebi 091 Mesmet, 19 Birinci ilkmektep 5 inci &rıf taleb 33T «Celhi, 14 — İstemin Hirkeeke 503 Thaan, 75 — Ayamfya Uskübi e Veai Soğuk çeşme sokağında 5 Neda #üf Baytar ve Hansnlar. bu Süreyya Beyler ve Hanımlar, Kartpostal kazananlar Kartpostal kazanan ileri mizin hediyeleri bugünkü pof ile adreslerine gönderilmiştir. ' Dikkat y Bilmecede kazananların h yeleri her perşembe günü öğl den sonra idarehanemizde rilmektedir. Üç hafta hediyesini almıy: hakkı zayi olur. Hediyeles günü gününe alınız. Bu perşembe 7! Bu Perşembe günkü ço sayıfasında hepinizi alâkadar £ decek çok mühim bir yazı dır. Perşembe gürikü çocuk sa sını muhakkak okuyunuz. Paramount Stüdy« (7 inel sayfadan devam) bildiriyor.. Kamera ile aktörlerin arası ölçlüyor.. Her gürültüyü alan mikrofon biraz daha aşağı indiri diyor.. Her şey tamam.. Sahnenin numarsı da zapedildikten sonra Kamera başlıyor işlemeğe.. Sahne bittikten sonra vazıı sah- nenin yanma yaklaşıyorum. Mü dür takdim ediyor: — Türk gazetecisi Fuat Bey.. Vazı sahne büyük bir nezaket- le elimi sıkıyor: — Bizim filmler İstanbulda ge: çiyor mu?. — Hemen hepsi.. Ve büyük bir muvaffakıyet kazanarak . . — Gördüğünüz gibi filmi bitir- mek üzereyim.. Daha ancak 4 gün- lük bir işimiz kaldı. Sonra tatil yapacağız... — Filmlevinizi çekerken çok yoruluyor musumuz? — Çok değil. Fakat senede 4 — defa film çevirirseniz.. — Yeni filminiz (Uydurma Ev- lât) serisinden mi olacak?. — Evet (Uydurma Evlât), (Va kitsiz Peder) belki bundan sonra (Aklmı Kaybetmiş Kız) 1 çeviri- rim., Bu film de şarkı mümkün ol- duğu kadar az.. Fernand Gravey bir tane şarkı söylüyor.. — (Ben Hür) denberi kimbilir kaç filme yardım ettiniz?.. — Hesabını bilmiyorum.. İşitti- “Vakıt,, ğime nazaran Ben Hürü şimdi # lendirmişler de tekrar göste: başlamışlar.. — En fazla tercih ettiğiniz gi nevi mevzulardır?. — Daima komedi. Benim ar£” dramla hiç de iyi değil!.. Mükâlememiz burada kesili) “İlân işleri,, müdürü Paristeki # ramunt stüdyolarını gezmeğe miş (Küba) hükümetinin N. konsolosunu vazii sahneye ediyor.. Konsolos yalnız değildir, nında ailesi de bulunmaktadır” ralarında İspanyolca, P. Fransızca komuşmağa çalışıyor! Vazii sahne: — Beraber fotografımızı lum diye teklif ediyer.. Konso ailesi, acizleri, ORöne Giafi lân işleri,, müdürü yan yana gö rek fotografımızı çektiriyoruz * Tam bu sırada birdenbire trikler sönüyor.. Bir cereyan silmesi. Bu karanlıktan ii edenler de olacak. Zira hafi şapırtı sedası işitiliyor. oluyoruz atelyeyi terketm. Devam edeyim ama, sonr? dı kalmaz. Gelecek n “Piğre Blanchar,, la yaptı lâkatı anlatacağım..