isenenanamusasssnrar eb mesasasm saanen, Aray Aşk Ara Muharriri : Pitigr.lli iğ Pol, kahveler içildikten son - ra: j — Az kalsın unutuyordum, dedi, Portekiz sizin. şerefinize bir gala müsameresi — Portekiz mi? — Evet. Burada bir.nevi lo - kanta ve bar sahibi vardır, Por- tekiz, derler. Büyük ve nadir fır- satlar zuhur ettiği zaman, duva - rın üzerine bir beyaz perde ge - rer, ve senelerdir sakladığı bir filmi oynatır. Gitmemiz lâzım. Biz'dönüne kadar Lem Lem ye - misler? hazırlar, ve şayet, içeriye sivrisinek filân gitmişse, kovar. Portekiz; Avrupalı kadını hür > metle kabul etti, ve ön sırada, ko hazırladı. | eeerammemenes bra emare aman. SAİR A Tercüme eden : fa. 34 — bir şarkının tek mısramı. heceli- | yor. —E n — Kendi memleketinin şarkı | | larını söylemez mi? — Bazan, ben olmadığım za - i man... Fakat o kadar yeknasak i bir sey ki... Ben'm geldiğimi du- i yar duymaz hemen susar, — Her halde size pek sadık olsa gerek? i (O — Zannedersem < sadakatten biraz daha fazla bir hisle bana Bir aşk diyebilirim. Lâkin, | en iz, meraksız, “faciasız ve i güçlük namına hiçbir şey “olm yan bir aşk. Bir kelime ile idesl bir aşk. Bütün tecrübelerime rağ» ! men bulamadığım bir aşk. Ken» câşı ile hâkimin arasına oturttu. | disini satin aldığım zaman on üç Birçok seyirci zenciler vardı. Ki- | yaşmdaydı. misj. boyunlarına biror.cam ger - danlık takmışlar, bazı kadınlar, —- Evet, bir mavzer tüfeği, — Satım aldığımız zaman miı?, “başlarına hasır erkek giymişlerdi. Bir ihtiyar © boynunda bir deniz dürbünü a - srliyda.. » «Sinema, 1904 senesinde Fran- siz cümhur reisi “Lonbet,, in oto- © mobil salonunu ziyareti esnasın - | diği bir başkasını sevdiğimi tah | halde olduğunu, nafianın on sere-| © da alınmış bir filmi ile başladı. | kik ve merak etmeden seviyor, |Jik bir proğram tatbik ettiğini söy © Mühendisin karısı, o Zamanın | O, aşka, Avrupalıların verdikleri | lemiştir. © modası-olan garip turletleri gö - | o rerek: güldü. Sonra, ”dram),; baş- — ladı. Fakat bunu beğenen olma - © dı. Zira, esasen adeta bembeyar olmuş filmin parçaları kopa ya - pıştırıla, öyle bir vaziyete gelmiş- “© kiş hem görülmüyor, hemde © yerleri.yanlış “yapıştırıldığı için bir şey anlaşılmıyordu, © meselâ, karısını bir çuval içinde “denize © atiılitar sofüra;skorsan » reisinin, tekrar kârısıile evlendiği görü - > lüyordu. Komik film, bereket ver sin.o kadar fena değildi. . Bir © pastacı garsonu uslu uslu gider - » ken; birisi gelip parmağını pasta- dara sokuyordu. Garson kızıp ko- - valamıya kaşlıyor, bir kaç yolcu “ona iltihak ediyorlar. Kaçan a - “dam, bir polisin bisikletine atlı - yor, kaçmakta devam ediyor, lâ- kin, merdiven üstünde duvar ba- © dana-eden iki amelenin merdive- nine çarparak deviriyor, badana o koğası, o aralık geçen bir kadı * nn. © — Film burada bitiyordu. Çıkarken, mühendisin karısı #vampetelerle selâmlandı. © Eve dönerken, mühendisin ka» ors hâkime sordu: —— Posta ber gün gelir mi? Ben, on sene evvel buraya otuplarm iki ayda bir bana geti - rilmesi: içini emir verdim. — Şimdi? — Şimdi astık mektup yazan imse kalmadı, Bütün tanıdıkla - da öldüler, Yeri Hatırelârınız yok mu? » — Hatıralarım mı? Size gös- eni Lem yemiş, dondurma ge | böyledir. — Sizi seviyor dediniz? — Kendi noktaj nazarına gö- | re seviyor, Kendisi sevip sevme ehemmiyeti vermez. Gitara çal - mak, kunduralarımı boyamak, atımı sulamıya götürmek, ve aşk yapmak, işte onun bana olan mu- habbeti: Biraz yemiş yer misiniz? — Hatıralarınızı görmek is - terdim. Pol ayağa kalktı: — Pek çok değil, Diyerek bitişik (odaya geçti. Mühendisle karısi ödada' yalhiz kalmca; karısı: — Eve dönerken, dedi, galiba üşüyeceğim, Keşki mantorau al - saydım. — Ben gidip alırım.. Hâkim içeri girerken sordu: — Ne o, gidiyor musunuz, Er- ken! — Hayır, şimdi — geleceğim. Lem Lem, feneri al da yol göster. Karanlık var. Hâkimle mühendisin © karisi yalnız kaldılar. Pol ona şiddetle bakıyordu. Eskiden olduğu gibi güzeldi. Belki biraz daha kadın laşmıştı, — Beni tanıdmız mı? Genç kadın hâkimin getirdiği gümüş çerçeveli resmi alarak baktı, ve bir çocuk sevincile: — "Saat,,! Kedim. Diye haykırdı, Bir an, kadınm gözleri resimden ayrılmadı. Göz - lerinden yaşlar akıyordu. Sonra başını kaldırarak ve, resmin üze“ i rinde yazıl; olan şu ittihafname - İyi okudu: i (Devamı var) ME S4ra9j İ — Yenişehirde Hacı Huri ve or- | tağı Refik yanlarında Merika is- minde bir kadın olduğu halde Beyoğlunda Kalyoncuda rande - devucu Eleninin evinâ gitmişler- dir.Nurile ortağı sarhoş bulunduk larından Eleni bunlara kapıyı —tirdi. Hava seririliyordu. Vanti « | açmamıştır. İki ortak bu'hale çok örlere lüzum kalmaniıştr. Gök | kızmışlar, kapıyı" tekmeledikleri nde' yıldızlar dolu idi. l gibi bir kaç cam da kırmışlardir. Lam Lem, mühendisin karı » | Gürültüye nokta memuru İsmail dan ayrılmıyor, onun nazar" Efendi yetişmis, sarhoşları mer - ikkatini gerdanlığma - çekmek | keze götürmek istemiştir. Polisin ordu. Nihayet, Lem Lem; | gelmesi iki arkadaşı çileden çı kısımı. , murıldanınca, | karmış, ey'sabibine bir hayli kü - VAKT Arnavutlar iu Pi Umumi intihabat | ve parlâmento | ismail Kemali m ili kabraman olarak tebeli ettiler TIRAN, 28 K. evvel (Hususi) — | Yapılan umumi intihabat neticesin de Arnavutluk parlsmentosuna 58 İ mob'us intihap olundu. Bunlarm 38 i müslüman, altısı katolik, 14 ü İ Ortodokstur. Arnavutluktaki kato likler nüfusun sekizde birini, orto- | dokslar da yüzde 12 sini teşkil et- tikleri için hristiyanlar kâfi bir derecede temsil edilmiş bulunuyor | | lar. i İntihabatm bitam bulması üze - İrine meelis kral tarafından açıl » İ mıştır. Merasimde kraldan başka prensesler, diplomatlar, ve Tiran- daki yerli ve ecnebi büyükler zev - eslerile birlikte bulunuyorlardı. Kral irat ettiği başlangıç nut - İ kunda Arnavutluğun bilhassa Hal : İ İ , şapkaları | kırk fişenk, on jilet bıçağı, iki > ile münasebeilerinin çok dost b cinin | şişe konyak mukabilinde. Piyasa | olduğunu, Aravutluğun terak- | şündüm. ki ettiğini, ziraatin ıslahına, yolla» rın açılmasına umumi sihbat ve İ maarifin yükseltilmesine çalışıldı- İ gin:, ordu ve jandarmanın iyi bir| Meclisin riyatetine M. Kotzo| Kotra intihap olunmuştur. Bir kaç gün evvel arnavutlar 1s- mail Kemalin hatırasını taziz etti ler, İsmail Kemalin cesedi Avlon - yada bir parka defnolunmuştur.Ar navut heykeltraşı Odhise. Paskeli kralın emrile Ismail Kemalin bir heykelini yapmış ve heykel onun defnolunduğu yere dikilmiştir. Bu münasebetle yapılam« merasime kral nâmma, hülümet ve. meclis namına iştirak edilmiş, Arnavut- luktaki bütün belediye reisleri ihti fale gelmirlerdir. — a Bir ecnebi güzeteci şehrimizde Cenevrede ecnebi gazetelere mu habirlik yapan gazetecilerden M. İ Reanati, İstanbula gelmiş Ankara | ya giderek bir ka; hafta kalmış -| tır. M. Recanati bundan yirmi üç sene evvel İstanbulda Fransızça | çıkan (Jön Türk) gazetesinde mu İ harrirlik yapmıştı. Mösyö Recanati Ankarada Baş» vekil Ismet Paşa ile bütün vekiller ! i tarafmdan kabul edilmiştir. Gaze- İteci, Ankaranın birçok yerlerini! gezmiş, ihtişaslarını mensup oldu- ğu muhtelif gazetelere göndermiş- tir. M, Rezanati, bir kaç güne kadar Sofyaya, oradan da Çenevreye gis decektir. kakemeilizi Seyris klavuzları “Seyrisefain,, klâvuzları, © hir ! müddet evvel idareye mürg ont « | Ja talaisnten arttırılmasını. düte - mislerdi. Buna şimdiki halda iri » kân görülmemiş, netice kendile * rine hildirilmis, bunun üzerine j klâvuzlar, iştifalarını vermişler - f dir. Müddeiumumilik, dün hâdize- yi tetkike başlamıştır, Limanda klâvuzluk, seyriseferin selâmeti - (Bİ ve dolayışile umumun menfa - | atini alâkadar eder bir iş mahi- yetirde olduğundan; hâdisenin tetkikina lüzum görülmüştür, Tet: kik ve tahkik neticesinde; bu hep birden işten çekilme vaziyelinin grev mahiyetinde olduğu netice - 3 Könumusân! 1933 © Evlenmek istiyen Erkekler © — Yazan; Matmazel Kler klavnat Hüngür hüngür ağlamıya baş'ıyan: — Size bir şey soracağım... Benim cocuğum şimdi köyde süt nine yarında bulunuyor!. Onu e- İ ve getirebilecek miyim? — Burasını sonra düşünürüz. Şimdilik maksat karımla komşu- ları adamakıllı icerletmek. Eğer sizin yanınızda bir çocuk olduğu halde geldiğinizi görürlerse beni aptal yerine koyarlar. Öyle değil mi?.. Mükâleme bu kadar © sürdü. Benim başımdan geçen facia, se- faletim, uğramış olduğum azap - lar ve saire ıslahı mevzuu bah - solmadı. Acaba bana talip zuhur | i Bir talip : Çocuğum o sa ne isterim! 'zin şenliğini temin edeceğiz. Sizin İ yüzünüzü güldüreceğiz. Ne kadar muhabbet ve hürmet göreceğini uzun uzun kendisine an İatmıya başladım. Evliliği dünya - nm en mes'ut bir heliymiş gibi göz leri önünde canlandırdım.» — Söyleyiniz... Diyordu. Söyleyiniz. Ne söylerseniz ho - şuma gidiyor... Güldüğüm' zaman da... yalaıamm.. Amma şimdi deği- lim. Hayatımda ilk defa olarak i mes'ut olacağım ümidi içerimi dol- durdu, Onu bir hissi kablelvuku | bana artık şenindir, diyor.. Zavallı mösyö Aleksandr. Eğer edenlerin'hepsi böyle vicdansiz kendisini nasıl içerlettiğimi, ne ma ve I8kayt'mı zuhur edetek? Er Owvallar okuduğumu bilşeydi, şimdi keklerde his denilen şey kalma” “hissi kablelvuku,, Jarabir daha mış mı? Diye gayri ihtiyari dü - | iNanmamıya ahtederdi. Nihayet dö .». Diğer bir mektup gönderen, kendisine filin numaraya telefon etmekliğimi söylemişti. Telefon ettim. Evvelâ sert bir is adamı sesi duydüm. Fakat niçin telefon | ettiğimi habef verince 8es yumu- şadı ve nazik bir tavırla: “Pek alâ pazar günü saat on dörtte x... kahvesinin taraçasmda bu- luşalım efendim..,, dedi. O pazar günü saat on dörtte Ruayal sokağındaki x... kahvesin de bir tek müşteri gördüm. Yaş- lı bir adamdı. Kır şapkası, haki renkte keten pantalon, beyaz bez ayakkabılar giymişti. Benim yak- laştığımı. görür görmez, olduğu yerde kımıldanmak, kaçmak is - tiyormuş gibi hareketler yapmı- ya başladı. Sonunda kekeledi: — Lütfen oturunuz . matma - zel!.. İsmi Aleksandr'dır.. Çok müteheyyicim.. : Yüzü yeisle kırışmış bir halde idi. Biraz sonra hüngür hüngür ağlamıya başlamaz mı? Hayret- le dedim ki: — Rica ederim mösyö Alek » sandr kendinizi biraz zâptediniz. Çanım beni görmekle sizin mem- nun ve mes'ut'olmanız İcap et » mez miydi? İki yüz talep arasın- da sizi terçih ettim. —Ab., Evet, söylüyorsunuz. Mes'udum.. Çok | mes'udum. ici Böyle demekle beraber göz yaşları seligibi o yanaklarından yuvarlanıyordu.. — Canım mösyö Aleksandr bir az soğuk kanlılığınızı ele almız. Bir kdainla bir çocuğun. beslen » mesi yükünü omuzlarınıza almak size güç mü geliyor? Korkarım si- Bi bu kadar korkulan çocuk mete lesi olacak., Hınçkırıklar arasmda: — Hayır. Dedi, “Evime bir çocuk gelecek olusa başka bir ha yat, başka bir ganlilık gelmiş ola» caktır! Ondan *yüksünmek hatırı - Ima bile gelmez. Bir çocuğum ol - sun daha ne isterira? Hels bir ka» dın. Ah insanım bir zevcesi olur » kecek gözyaşı kalmamış olacak ki, yüzü şenlendi ve bu sefer talâkat- la söze başladı: — Evet mes'ut olacağımız mu- haklçaktır. Şimdiye kadar saadet nedir görmedim. Size şurasını söy- Diyelim ki, evlendim, Karım beni aldattı, Evlerimiştim. Bir sene ka- dar evden uzaklaşmıya mecbur kalmıştım. Avdetimde komşuları - mızdan birinin o akşam misafir geleceğini karıma haber verdim. Adam geldi bir de baktım, yerim- de oturuyor! Eşyamı | kullaşıyor. Bir sıra karıma: “Adel! Bu rosto” iyi olmamış!,, dedi. Hiç ses çıkar- madım, Bir vesile bularak masa '- İ dan kalktım. Gidip. terliklerimi buldum, Salonda Mösyö Luinin © turduğu'koltuğun örtne “icoyedanı | ve bir şey söylemeden çıkıp gittim?” Neden sonra boşanma karayı ve <“ rildi, Biraz param vardı. Kâdına | hepsini baraktım. İzdivaçta ne kadar talihsiz el duğumu anladınız. Metres tutmak meselesinde de ayni talihsizliğim i vardır... Bundan on beş gün evvel bir genç kadını yolda çevirmiş be- nimle odama gelmesini rica etmiş- tim. Bir otomobile atladık. Yolda 200 frank istedi. Hemşirelerinden başma gelen felâketlerden bahset“ ti, Parayı saydım, Âpartımanın » i nüne gelerek otomobilden indik basmasın mı? L Geçen hafta başka bir kadını . | kıra davet ettim. Maksat hep yalı nız kalmamak, Kabul etti, Fakat yeni elbiseler istedi. letediği şey « lerin bir listesini yaptı. Hem yazır yor, hem “Ak! Mösyö Aleksandr çok pahalıya mal olacak!,,, diye kı rıtıyordu, Ayakkabı, şapka, roba, * manto, hepsi birden 430 frank tut tu, Parayı kendisine verdim. Gidip Prentan mağazasmdan elbiseleri alacaktı, Gidiş, o gidiş... | — Canım Mösyö Aleksandr si» 20 bir şey soracağım. Niçin parayı pegİn veriyorsunuz? : (Devamı var) m e a a ULAŞ, istiklâl Ksesi mezunları sa na kader bahtiyardır.. Ben yal: |; Şehzad- başındal' istiklâl Lise: | Biz anlıyor musunuz; yalnız. Kim- | âi mezuhl unu bir araya toplamak sem yok... Yalnızlığın ne kadar a» | ve bir cemiyet teşkil etmek için e » sıklı bir şey olduğunu “allah size | saslı tertibat alıyordu, Dün dave » bildirmesin,. Bir lckantaya gide »| te gelen gençler İstiklâl Lisasi kon rim. Yalnızım... Evime * dönerim | forans salonunda toplaamışlardir,” yalnızım... Ağlsmm,. gene “yaln | İntihap yanılmış ve veisliğe Funt karısı sordu; , für savurduktan ve poliss de hü ! sine varılırsa, Tatili işgal kanu - zim... ey VE'idaröye seli mezunlardan çuma kalktıktan sonra yakalan.» | nuna göre alâkadarlar hakkında Artık yalnız olmryacakamız M. | or kişi söğileniştir. Müdür Sıfti B. Pe mışlardır, iri -İ takibat yapılacaktır. ei İ Aleksandr. Ben ve çocuğum evini: İ fahri reis olmuştür; * Ne sözlüy o Franşızen olması icap eden |: li