Sayıfa 4 ir. : Celâl Nuri * İktibas, nakil, tercöme hakları mahfuzdur, Eskiden kadınlar için bir tek meslek — Oğlunuz yetişiyor; büyüdü- | “ğünde hangi mesleğe girecek? Bu suale'elli, altmış, belki yüz | türlü cevap verilebilir: | Memur, | asker, gemici, avukat, doktor, mühendis, çifçi, mimar, tüccar, banger, fabrikatör, muslim, Hoca, otelci, aşçı, marangoz... ve saire olacak. Bir de, bundan yirmi sene ev- vel, size şu suali sorsalardı: — Küçük hanım yetişiyor; bü- yüdüğünde ne olacak? Bin bir lâf mevzuu arasında bir böylesini ne ben tasavvur eder - dim, ne de hiç bir kimse.... Çünkü kadınlar için (erkek - ler için olduğu gibi) çeşit çeşit meslekler yoktu. Bir kadın, eğer aşağı tabakadan ise, Oonun için bir iki tane âdi meslek mevcuttu: Hizmetçilik, ahçılık, çamaşırcılık, sütninelik gibi, Biraz daha yuka- rı meslekten ise, belki muallime, terzi ve ebe olabilirdi. Köylüden bahsetmiyoruz. Çünkü köylünün kendisile karısı müşterek vazife erbabındandırlar, ikisi birden gifçidir. Bunların haricinde, şehirlerde ve kasabalarda, hanımlar için bir tek meslek kalıyordu. Evet! iki değil, bir tek meslek, ki o da: — Zevcelik mesleği! İdi. Bir hanım ancak zevce ola- bilirdi. Erkek çocuklarda, pek küçük - ken bile, bir mesleğe temayül gö rünür. Belki bu temayül değişir, başka bir istidat başgösterir. Lâ- kin temayülün vücudü, meslekle- rin çokluğuna delâlet eder. Oğ- Jan kaptan olmak ister. Zırhlıla » | rın resimlerini toplar; isimlerini bilir; bir az büyüyünce topları « nın, torpillerinin adetlerini söy » | ler. Bir diğeri askerliğe merak et» | miştir. Bir üçüncüsü şişeleri, ot » ları, ilâç artıklarını O toplamıştır. Merakı kimyagerliğe, eczacılığa - dır. Kızlar, mutlaka bebekle oy - nar, Çünkü onlar için zevcelik ve bunun bir zaruriyesi olan anne - likten başka görecek iş yok. Ev - leneceği güne kadar bir kurt gibi beynini yiyen hep müstakbel ko - casının kim olacağıdır. Kız, oğlan, birlikte yaşıyorlar. Emin olunuz ki kız gelinliğini dü- şünürken oğlanın aklı başka yer - dedir; ya bir gemide, ya bir ta - burda, yahut bir dükkânda, bir fabrikada, ... » 4 Fakat zamanlar değişti, aziz leri Hayat ve hayatın icabatı baş - Vaktile erkekler bütün kadın - ları geçindirebilirdi. Cemiyet a - rasında kadınm çalışmasına ihti- yaç yoktu. Kadın yalnız eve ba- kardı. Aile bütçesinin tanzimin - de hanımın yardımına hemen ke - men ihtiyaç yoktu. Kocaya varmıyan hanımları! da diğerleri geçindirirdi: Bir ba- | ba, bir kardaş, mevcut bir akar onun ihtiyaçlarını defederdi. Biraz açık mütalca yürütmiye | vardı kendisini satmaşma da lüzum gö- rülmezdi. Doğru yoldan ayrılan karılar para ihtiyacından, yaşa - mak zaruretinden değil, keyifle - ri için iffetsizlik mesleğine girer- lerdi. Ahval büsbütün değişti. ne değişti.... Avrupada, Amerikada, bun - dan yarim âsir evvel bile böyle idi. Fakat bizim memleketimiz bunu bilmiyordu. Pariste bir ka - dınm dükkâncılık etmesi tohafı - mrza gidiyordu. kezalik o şehirde kadınlara arabacılık etmek ruh »- satı verilmeğe (O başlayınca çok güldük, Kadından avukatların re- simlerini gördük. oÇoklarımız: — Yahu! Bunlar evlerinin işi ile uğraşacaklarına niçin hekim, a - vukat olmağa (heves) ediyorlar? diyor ve belki biraz da gülüyor duk. Lâkin hiç hakkımız yokmuş. Bu madam ve matmazeller bir (heves) neticesinde dükküncılık etmiyorlar. Belki heves dolayısi- le bir kadın doktor ve yahut hâ- kim olabilir; fakat keyif için sa- bahtan gece yarısına kadar tütün satmaz; satılan eşyayı tartmaz, sarmaz, yahut hesap tutmaz. Aynile bizde de hayat sıkıştı, daraldı. Umumiyeti itibarile söy- lüyorum, (Bütün) erkeklerin ça - lışması (bütün) kadınları geçin- diremez. Bunun içindir ki kadın- İarın bir kısmı da yaşamak için çalışmak ıstırarındadırlar. Bu, çe- likten bir kanundur, zamanımı * zın doğurduğu bir kanundur. Her | kadına koza yok; her evli erkek, madan ailesini geçindirecek va - ziyette değildir. Tekrar edelim: Zaman değiş- t. Evvelce bizde hayat hudutsuz geniş, varidat bol, ihtiyaçlar az - dı. Modem ihtiyacları da bilmi » | yorduk. Bunun içindir ki kadın - lar açıldılar; kapalılık ilga edi - liyor, hanımlar hemen her mes - leğe giriyorlar, Zannetmeyiniz ki Türk kadın - larının bu devirde kaydettiğimiz açıklığı bir (heves) tir, beynel - milel modaya uymak arzusudur, yahut bir mukallitliktir. Hattâ bu usul, bir felsefeye tebeiyetin ese- ri bile değildir. Hâşâ! Bizde ka- dının çarşafı bırakmasının sebe - bi hayatın daralması, çalışmak mecburiyetidir. Bu hayat şartları tahakkkuk ettikten sonra hükü - met son derece muhafazakâr bi - le olsa idi,kabil değil, kadınların hürriyetine karşı gelemezdi! Fa - kat öyle değil, hükümet te bu şartları takdir ettiği için kadınla - rı hürriyetlerinin istihsalinde hi » maye ediyor. » ». # Geçenlerde tam 95 yaşında eski büyüklerden birine gitmiş - tim. Sihhati yerinde, mükemme - len yiyip içiyor. Günde yirmi da - kika yürür. Yalnız dört hastalığı var. Onlar da bu yaşta tabii. Ba- zan çok güzel fikirler ileriye sü - rüyor; fakat beşte bir sözlerinde İ mantık kalmıyor. Bu da tabii. Bu ihtiyar zamandan şikâyet Hem | izin var mı? O devirlerde - mah- | etti. Bilhassa torunlarmın açık za geçinmek için - bir kadının | saçıklığından davacı. Kızları ko - VAKTT TSPOR Güreş federasyonu çalışıyor İ Güreş federasyonu, güreşin memleketimizde inkişafı için da - i ha muntazam şekilde çalışmağa karar vermiş ve bu hususta ça - İışmak üzere iki komite teşkil et- miştir. Komitenin birisi (o müsabaka tertip heyetidir. Vamık, Adil Gi- ray, İlhami, Doktor Emin Şükrü Beylerden mürekkep olan bu ko- mite güreşçilerimizin “ecnebi te - maslarımı temin için çalışacaktır. Diğer kemite de neşriyat he - yetidir. İhsan, İhsan Altay, Muh- teşem, Sadun Galip ve Zeki Ce - i mal Beylerden mürekkep komite güreşin tamimi için neşriyat ya - pacaktır. Komiteler bu hafta içinde u - mumi içtima yaparak çalışma programını tesbit edeceklerdir. Muğladaki maç MUĞLA, 1 (A.A.) — Muğla ve Urla klüpleri arasında yapılan maçta Muğlalılar 0 — 5 galip gel- mişlerdir. Buz üstünde hokey VARŞOVA, 1 (A.A.) — üstünde yapılan bir hokey maçm- da Budapeşte şehri ekipi Craco- vie takımını sıfıra karsı 3 sayı ile mağlöp etmiştir, Yüzücülük MİAMI, 1 (A.A.) — Ameri - kalı kadın yüzgeçlerden Leonore Kuigt, Helen Madison'un sahip bulunduğu serbest yüzme kadın dünya rekorunu kırmıştır. Leonor Kuight, 500 metrelik bir mesafeyi 7'dakika 2 3/5 saniyede yüze yüze katetmek suretile ev - velki rekoru takriben 10 saniye - lik bir farkla kırmıştır. i mamış ta müstantik olmuş. İbti - yar gülüyor. Bizimkinin canilerin arasında yeri ne? Zavallı adam kızınm o kızmın mahkemelerde suçluları isticvap etmesini aslâ aklma sığdırramıyor. 95 lik ada »- ma bu (hâdise) nin iktisadi, içti- mai sebepleri anlatılamaz. Zâten, okumuş biri olan bu zat (iktisadi, içtimai) kelimelerini bile bilmez. Onun beyni yetmiş beş sene evvel yuğurulmuştur. Bizde dünyaya kazık çaksak, 1975 senesinde kürrei arza yabancı olacağız....... Kim bilir torun zadeler, o devir- de neler olacaklar? İstikbali keş- fetmek değil, tahmin etmek bile mümkün değildir. Bir tahmin doğru çıksa bilmiş olunuz ki bir tesadüf eseridir. ssssvs. Vaktile, demiştim ki, namuslarını satan kadmlar para- dan ziyade keyif ve heves saika » sile bu işe girişiyorlardı. Pek aşa- ğı tabakadan bahsim yok. Eski devirde bile (kaltak), (kahpe) it- lâk olunan bu gibi ticaret erba - br yok değildi. Lâkin şimdi keyif i ve heves saikaları haricinde ask ve sevda alış verisine girenler çoktur. Eskiden yerli kokot na - dirdi. Bütün sermaye bilhassa Leh yahudilerinden fahişelere gi- diyordu. Bunların ticaretleri ya kında resmen menedilecek. Bu kâr memba da yerliye kalıyor. Yerli cikolâta, yerli traş bıçağı, yerli ilâç, yerli diş macunu gibi yerli... Zamandır, devrandır bu.... Celâl Nuri —mnmmmm amman! si Kumkapıda ca karı olmuş. Onlardan (bahsi | da 8 numaralı evde oturan Emine i yok. Asıl mesele torun hanımlar. | Hanımdadır. Bu biletin diğer par- i ri Gİ ayyaş EEE Here gi ar” aya mari pe pie asla bakar) R | Yılbaşı Piyangosunda BEİ EAZ IR (Baş tarafı 1 inci sayıfamızdadır) Muharrem Efendiden .maadası derhal birer ev satm almaya ka - rar vermişlerdir. Muharrem Efen- (K di bekârdır, kimsesi yoktur, onun için ey almağa lüzum görmemek: tedir. Muharrem Efendi, parasın: bankaya yatırmıştır. İtfaiyeciler grup arkadaşlarmdan 36 sına bi - rer ufak hediye almak üzere hisse lerinden birer mikdar para ayır - mışlardır. Talihlilerden Hidayet | Bey demiştir ki: Piyanko gecesi arkadaşlar otur: muş, konuşuyorduk lâtife olsun di | ye “merak etmeyin şimdi müjde gelecek dedim, Aradan yarım sa - at geçmedi. Müjdemiizi aldık!,, Talililerden mobilye dellelı M. Ronenin bileti ise onda bir olduğundan bu zat tam elli bin lira almıştır. M. Rone bir kaç gün evvel Eminönünde Ka der kişesinden her ay çekilen pi - yanko biletini alırken kişenin bir memuru: — Bir de yılbaşı biletinden al sanız iyi olur. Çünkü geçen seneki gibi bu sene de piyasada bilet bu- lamıyacaksınız Demiştir. M. Rone bir hayli te - reddüt geçirmiş, sonra cebinden bir on lira çıkartarak atmış: — Ver, bakalım bir de yılbaşın da taliimizi deneyelim! Demiş ve 29202 numaralı bileti almıştır. Mobilye dellalı evvelki gece hissesine düşen parayı aldık- tan sonra dün hemen evini değiş - tirmiş, bir kaç gün başını dinle - mek üzere bilinmiyen bir yere)! gitmiştir. Beş yüz bin lira kazanan biletin. diğer parçalarından biri Ankara - da ve diğeri Diyarıbekirdedir. 200,090 liralık biletin bir parça halancı sokağın - galarından biri de Niğdede ve Çu bukabattadır. 100,000 lira, Kadıköyünde Nem li zade sokağında 35 numaralı ev de oturan Vahan Mercanyan Efen ! didedir. Vahan Ef. biletini m hur cüce Simon Efendiden almış - tır. Bundan başka Beyoğlunda Posta sokağmda Madam Alberti ile Sirkecide Kayseri ambarında Cemal Efendi de 100,000 lira ka zanan biletin yirmide birine sahip olduklarından beşer bin lira almış lardır. - 100,000 Tiralık biletin bir parça sı da Araçtadır. Balıkpazarımda Muiz Badun Efendiye ve Arnavut köyünde Mumhane sokağında Ma dam Elenasun biletlerine elliser bin lira düşmüştür. Bunların bilet leri yirmide bir olduğundan iki bin beşer yüz Iyn almışlardır. Bu bile- tin diğer rerçaları İzmir ve Trab- zondadır. Tahtakalede Uzun çarşı caddesinde şark şeker fabrikası müstahdemlerine 30,000 lira düş- müştür, Bu biletin diğer parçaları eği Ankara ve Antalyada - Er, Çağrı.ış Halkevi Musiki Cemiyetinden: 6/1/9893 Cura gürü 16 da tmumi heyet içtimat yas pılacağından bildmum kayrtir ezan Şehza- debaymdn, Lâtafet sparfrmanmda kâin ce - Miyet merkezine teşrifleri, Tashih — Gazetemizin 25 Kinu- nöevvel Pazar nüshasının İ£ inci sahife sinin birinci sütunu alında münteşir 931 5235 D. rümerolu; ilâmın verildiği (stanbel beşinci icra memurluğundan) yanlacak iken sehven *İ 6 ima leta mmembıluğundan,. şeklinde yazılmış» Jon Tashihi keytiyet olunur. isast 21,30 ni 2 Kânunusani 1933 - 4 Kânunsani Çarşamba akşa- mından itibaren İ Elhamra sineması haftalık programına ilâveten KARAGÖZ filmini takdim edecektir. Yapın: OSMAN MUMTAZ OYNATAN: HAZIM Karagöz Hüseyin Et. Asım Baba, Ka nuni Tevfik B Kemal Babi Şarkilar: Emine Hanım Çocu “lar, fişüranler ve- satre İpekfilm studyosundr çevrilmiştir. Yakında Artistik Sisemasında JEAN MURAT nın emsalsiz bir surette temsili eniği çok eğlerceli, hisst ve nefis bir eser 77 Numaralı EV Istanbul Belediyesi: Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri : İSTANBUL 4) Bu aksam Pazartesi PERŞEMBE 1031 0,0 ar 1438 1651 18,99 S9 ikiudi bamaz Akşam namazı Ya sı namaz imsak Yılın geçen günleri © 4 Yazan: ili Colâl Eey İN Komedi 3 Halk © "ali gecesi © “© Ertuğrul Sadetiln || Sadettin Bu pece Kadıköyünde Kuşdili Uyazıosunda KILISIK Vv Yarım gece temsil yoktur Pazartesi Salı 2 Ki sani 3. K. sani Gün döle Gün huş 1652 60 10 1651 1) 3 Müsahip zade ceva > NN T. A.T. GELGE ve W TAKVIM 5 Roinazaa 6 Ramazan 2s kalas 304 Radyoda : İSTANBUL — 18 den 18,45 e kadar Vedia Rıza Hanımı, 18.45 ten 1030 ye kadar E$ “| Orkestrn, 1020 den IAN e kadar Eransze en ders (İlerlemişlöre renhena), İSAZ ten 20,80 a kadar Orkestra, 20,30 dam 31 e ka- dar Yesari Asım Bey, 21 den 22 ye kindar Safiye Hanım, 12 den 2250 « kadar Örkes- ira, Ajans, ve Borsa haberleri, Sant ayari, 22,00 dan 23,50 a kadar Alaturka saz (Ra - masana vahsıs). Matbuat Cemiyeti tarafından tertip edilen 1933 Almanağı ÇIKTI Bir çok tanınmış muharrirlerin edebi siyasi iktisadi, tarihi yazılanmı havidir. Her kitap- çıda bulunur. Fiatı i Bradır Teşekkür Ulu'ile dılhun olduğumuz aziz baba ve dayımız Behçet Beyin cenazesinde hazır bulunmak su- relile teessüratımıza iştirak Ve telgraf, mektup ve suveri sâ're ile bizleri teselli buyuran zevatı kirama ayrı ayrı teşekküre farlı teessürümüz mani olduğundan mubterem gazetenizin buna de- İâlet ve tavassutunu reca ederiz efendim. 6094) Merhumun zeycesi Narlı Behçet Yi- ga inhisarlar mürekiplerinden Halet İİğeni Inhisarlar omum müdür muaviaj Münür? Hoser, Öğle Zirmt banko me'nurlarındari Sedat Oğlu avukat Ve- dat, Damadı Dr. Celâl, Kizi Siri Celal