b i ; | İ Mae Saatte 300 mil süratle hareket ederek Atlantiği on saatte geçen, denizden on mil yükselerek ha - reket eden, saatte 38 milden baş- lıyarak 138 mile kadar tam em- niyet içinde uçan tayyareler, gece uçuşlarındaki (tehlikeleri berta- raf eden paraşütler, bir tayyâre- nin evlerdeki bahçelere inmesini temin eden ve Antogirolar, hep 1932 senesinde vücut buldu. Bütün dünyada iktisadi buh- ranm hüküm sürmesine, herkesin para harcetmek kabiliyetinin a - zalmasına rağmen tayyarecilik durmadan ilerledi. Dünyanm her tarafımda her kesin tayyareciliğe karşı teveccü- hü, rağbeti, günden güne arttı, Eskiler için sürat mikyası atların hareketi olduğu halde yeniler için sürat mikyası tayyare oldu. Bu- gün trenlerin, otomobillerin is- tikbali az çok müphem olduğu halde tayyarelerin istikbali son derece emindir. Bunu gösteren misaller pek çoktur. Almanlarm icat ettikle - ri yeni Heinkel tayyareleri 38 milden başlıyarak 138 mil kadar yapmaktadır. Bu ince, zarif ve son derece seri tayyareler, oto - mobil gibi sahipleri tarafından i- dare edilebilecek haldedir. 1932 senesi tayyarecilik yılı idi: Sür'at, paraşütler ve şuleler.. i hilleri muhafaza kazazede gemi- | ilerde yanmakta ve duman çıkar maktadır. Çıkan duman tayyare- ciye rüzgârlarm istikameti hak- kında fikir vermiye yardım edi- yor. 50,000 mum kuvvetindeki Şu lenin verdiği ışık 1000 murabba yarda genişliğindeki bir sahayı aydmlatmakta ve bu sahayı gün- düzden farksız bir hale getirmek- tedir. Bir milyon mum kuvvetin- deki şule ise on murabba mil ge- | nişliğindeki bir sahayı aydınlat- mıya kâfi geliyor. Bu çeşit makinelerden onu ha- reket edecek olur da biribirinden | uzak yerlerde birer şule atacak o- lurlarsa yüz murabba mil uzanan bir sahayı gündüze çevirmiş olur lar. İ Daha şimdiden ayni usulün sa- | lere yardım etmek, batan gemile- ri çıkarmak, ve diğer deniz işle. Büyük harpte 81 tayyare düşürmüş olan Alman tayyarecisi yüzbaşı RİHTHOFEN' in harp hatıratı 1 Kânunusani 1939” de V AK LE sü rinde tatbikı düşünülmektedir. Bu şuleler sayesinde her tay- yare istediği yere emniyetle kona- bilmekte ve sisle karşılaşmaktan korkmamaktadır. Bütün bunlar (| tayyareciliğin pek yakın bir atide ne kadar yük- sek terakkilere namzet olduğunu göstermiye kâfidir. İ Hauptman Hamm tayyareleri ise bambaşka bir mahiyettedir. Yakında bu tayyarelerle Avrupa dan Âmerikaya on saatte gitmek mümkün olacaktır. Çünkü bunla- rın saat başında sürati 300 mil- dir. Bu yeni tayyarelerle iki sene- denberi uğraşılmaktaydı. Nesi - min üst tabakasına çıkarak ora- dan hareket edecek olan bu tay- yare, 880 beygir kuvvetinde bir makineyle mücehhezdir ve 30 bin kadem yüksekliğinde saatte 310 mil süratle hareket edecektir. Bu tayyarenin Pilotu kapalı | bir kabine içinde oturacak, elbi - seleri elektrik cihazlarile ısıtıla - cak ve kâfi derecede oksijen ta- şıyacaktır. Tayyarenin rehberi güneşle yıldızlardır. Bu mühim keşif sayesinde her gün Amerikaya gitmek imkânı el- de edilecek ve bu seyahatler tam bir emniyet içinde yapılacaktır. Tayyareciliğe ait diğer bir mü- him mesele de gece uçmak, daha doğrusu karanlık ve sis içinde em niyetle seyretmektir. Gece uçuş- ları, geceleyin yapılan tren seya- hatleri kadar emin olmadıkça tay- yarecilik diğer münakale vasıtala- rına adamakıllı rekabet etmiye - cektir, Fakat tayyarecilik bu muvaf » fakıyeti de kazanmak üzeredir. Geçenlerde İngiltere sivil tayya - reciliği müdürü miralay Shelmer- dine ile diğer mütehassıslar, tay- yarelerin geceleyin yere konmala- rını kolaylaştıracak yeni bir para» şütü tecrübe ettiler, Bu pa - raşütler 50,000 den başlıyarak bir milyon mum kuvvetinde bir şule saçmakta ve bu şule tayyareden atıldıktan sonra havada asılı du- rarak bir dakikadan bir saate ka- dar yanarak tayyareciye yol gös- termektedir. Bu paraşütleri bir tek elle at- mak mümkün olduğu için tayyare ci diğer elile makineye hâkim ol- makta devam ediyor. Şule tayya- veden atıldıktan sonra kırk kadem Amerikanın Nevyork şehrindeki | göz doktoru William Feinblom gözleri son derece zaif olanları İ son derece memnun edecek pek mühim bir gözlük ihtira etmiştir. Bu yeni gözlük, görmek kabiliyet- ileri son derece zaiflemiş, kör de- necek hale gelmiş olanların nor- mal bir surette görmelerini temin etmekte imiş. İhtira olunan göz - lük, teskopik adeselerin yeni bir modelidir. Bu yeni gözlük, muhterii tara- fından Şikagodaki Amerika göz akademisine takdim edilmiş bulu- nuüyor, Haber verildiğine göre rüyetleri yüzde iki derecesine inmiş olanlar yani ancak maddelerin hayalini görenler bu gözlüğü kullanarak gayet tabii surette işlerile, güçleri- le meşgul olabilmektedirler, Doktor Williem Feinbloom, göz akademisi içtimamda ihtira ettiği gözlüğü takdim ederek yedi sene devam eden mesai neticesinde ih. tiramı tekemmül ettirdiğini söyle. miştir. Teleskopik adese esası yeni de- ğildir. Doktor Feinbloom akademi huzurunda bunu izah ederek eski esase göre kullananların her şeyi olduğu yerde göremediklerini, bunları kullananların serbest ser - best yürüyemediklerini söylemiş, yeni adesenin bugün amele tara - fından kullanılan büyük çerçeve « lere konulduğu takdirde eski ku - surlardan kurtulduğunu anlatmış - tır. Doktorun izahlarnı dikkatla dinliyen akademi âzası, bu ihtira - Tsm Lir alacak derecede gözleri EEE PR RRR PPP Nakleden: fa. e Soba borularının lekesi Bazı kimseler soba borularından akan kurumlardan üstleri ve baş- ları kirlendiğinden belediyeye şi- kâyette bulunmuşlardır. Belediye buna mâni olmak için şubelere e- mir vermiştir. Hemen hemen kör olan- .Jara mahsus gözlük Bir göz doktorunun bulduğu gözlük bu bedbahtlara her şeyi gösteriyor zaif olanlar için bir nimet olduğu - nu söylemiştir. Akademi âzalarınm anlatışma göre bu ihtira insanlığa ve insan sıhhatine hizmet eden ihtiraların en iyilerinden biridir. Son zaman» larda bu ihtira derecesinde fayda- İı bir ihtira görülmemişti. Yeni gözlük çift camlı olarak kullanılmaktadır. Bir göz doktorumuz buna dair ne diyor? Görülüyor ki doktor Viliyam yedi senedir çalışıyor ve teleskop adeseleri üzerine tetkikatını yürü- tüyormuş. Eski teleskop adeseleri eşyayı büyültüyor, fakat hakiki yerinde (göstermiyordu. Doktor Vilyam bu mahzuru kaldırmış ve bu suretle insaniyet âlemine büyük bir hizmet yapmağa muvaffak ol- muş. Dün bu haber üzerine şehri- mizde tanınmış bir göz doktoru ile konuştuk, dedi ki: “.— Bu hususta kat'i bir müta- leada bulunmak için mufassal ha- berler beklemek lâzımdır. Çünkü görmemek meselesi çok mühimdir ve bu dert bir sebepten değil bin türlü hastalıktan ve sebepten ile- ri geliyor. Bu doktorların keşfet- tiği gözlük bütün ruyet kabiliyeti- az olanlar için müsavi surette te- sir edebiliyor mu, edemiyor mu? Evvelâ bunu anlamak lâzım gelir. Şimdilik başka bir sey söylenemez. Yalnız bu sözlerime şunu da ilâve edeyim; böyle haberler karşısında çok dikkatlı davranmak lâzımdır. Çünkü şimdiye kadar temin edil- miyen bir çok haberler çıktı ki bir çok hastaların evlerini barklarını satarak tâ Viyanalara, Parislere, Opera Sinemasında 42 bela Parisis ajağı tabakasma mensip bir yerde Iki erkek pespaye bir kadın için Gö - vlşmekte ve Ikadın bu airurana mürndeir yi lkaydane seyretmektedir. “Doktor Mirakl isminde sevimsiz ve esrarengiz birisi orada durduğu tevkif olunmak ihmali bulunduğuna ikna eder ve öru arabasına hinmiye bur eder, maymunun kanımı kadın kanile ka rığtırmaktan ibaret olan marazi tecrlibele- rini yaptığı lâboraturatma götürür. Ameliye kızım ölümüne sebep olur, Ca. set doktor Mirakl'n “Siyah, isimli uşağı İ tarafından Sen nehrine atılır, O akşam Piyer, nişanlım Kamiy ve dos tu Pol hir pazar yerinde gezerlerken Dr. Mirakl'ın dev gibi maymunu Ertici teşhir ettiği barakaya girerler. Hayvan derhal Kamiye karşı bilyük bir meciğbiyet gösterir. Bunu gören eefii dok- tor, kızm Üzerinde tecrübeler yapmayı dü- vüP, Gece arabaama binip maymununu da Mümessiller 27 Kârunuevvel 192... Yeni Filimler Morg sokağı cinayeti Lugosı ve Sidney Fox alarak genç kiz evinin önüne gelir. Ve” diği emir üzerine maymun binaya trmsf” ve pemveredan genç kızın yatak odama rar, Nişanlısmın ortadan yak olduğunu &” ren Piyer, hemen taharriyala koyulur “ doktor Mirakl'ın iboratuvarmı, keşfe 8 vaffak olur. Doktor, Kâmiy'i cani maymun taratmd” kaçırıldıktan sonra oraya getirmiştir. Fakat, Miraki, mütiş tecrübesini ysP mak için maymunu kafesinden o çıkarmıYf teşebblis ettiği vakit, maymun öldürür ve Kumüyi koltuğunun alime ali” rek pencereden bilişik dama atlar, Takip edenler o «mada yetişirler ”* maymunun, şehir içinde, yükli koltuğun” altında olduğu halde damdan dama atisi” &mz görürler. Nihayet maymun öldürül ve Piyer nişenlemi kolların arama mıya muvaffak olur. Bu film, dünyamın en bâylk hiküyecii Wdgar Poe'nin bir eserinden almıştır. 28 13-939 Çarşamba, akşamından itharen Opera sinemasında gösterilecek, olaf M Sokağı C Kısmet Bir manikürcü kız milyarder karısı Bu da bir maharacaya ken- dini sevdirdi. Evleniyor | (Pençap) taki islâm ülkelerinin en ileri gelenlerinden birinin pren- si olan Nevvap Bahowolpur 19 ya şında manikörist bir İtalyan kızı" na aşık olmuştur. Londra gazetelerinin verdiği malümata göre Hintli Nevvap , : Vlasta Lah na - mındaki genç İ- talyan kızı pek yakında Hindis - tana hareket ede- cek ve izdivaç ; Hindistanda me - Nevvap Ba- rasimle tes'it olu- havolpur nacaktır. Hintli Nevvap, genç İtalyan kı zını bir seyahati esnasında gör - müş ve onu sevmiştir. Sinyorina Lah o sırada bir manikörcü ola- rak çalışıyordu. Hintli Nevap 15.000 mürabba a- raziye maliktir. Tebasının sayısı 990.000 dir. Nevvap 1907 de babasmın öldü ğü smrada henüz üç haftalık bir ço- cuktu. Kendisi İngiltere veliahti- ne yaverlik etmiştir. hatti Amerikalara gitemelerini mucip oldu. Bunlar sonra perişan bir halde döndüler. ( Bu itibarla böyle keşifler karşısında intizar et mek ve tedavisi kabil olduğuna iyice inanmadan ümide kapılma: mak lâzımdır. » bir sahne UEEOEUNA ENER EMELE bu | Fakir çocuklar /Topkapı müessesesi 8-11 lir8 mukabilinde giydirebiliyor Topkapı Türk Fukara Perver Hayır Mü €ssesesinden: Fakirlere ve babasız yoksul gecuklara elinden gelebilen yardımları yık Yardanberi yapımaklar. geri durmayan hayır tucağımız bu yri Ga kışın tentratından cr” iz ve bakımatz yavruları korumak ve Ga“ ların hayatlarını elden geldiği kadar hasta” uklardan kurtarmak için giydirmek arı * sundadır, Bucağımızın geliri bu işi istenildiği dere öde başırmağı yetecek halde değildir. bundan ötürü acıyan duygularımıza daya * narak kucuğumıza atılan yavrucukların sa” yım pek çoktur. Bu hal karşısında yüreklerinde öz bir in“ san duygusu Caşıyan varlıkiz kardeşlerimi" zin, babalarımızın, kızlarımızın, oğulları” mızı şefkat ve mürüvvetlerine bir dilek s0” nuyoruz. Geçen sene de bu yolda ölün isteğimize özlü ve. lah insanlardan çok yar * ve pek çok bayatlar kur * Bu yıl da ba istek ve dileğimizi tekraf sdiyoruz. Bu yoksul çocukları yaşlarına gö” T* ve üzerlerine de (YERLİ) kumaştan birer palto ilfvesle 8-11 lira mukabilinde her şeyi tamam giydirebiliyoruz. Her bir yokaul yavru için bir öz babs duygusile istediğimiz bu yardıma öz yü * rekten iştirak etmek bir iasanlık borcudur. Karın vo erkek vatandaşlarımızı bu uğur” Yü işe iştirak edeceklerinden o ümidimiz pek çoktur. Bu yardım yalnız çocuklara değil biçs?* sefil ve alli iktiyarlar, Kimsesiz dul ve mü” insiz asker Gilelerine gerelldir. Yardımda bulunanların nücnsenemisde A“ çılan (Ak yüz, Yüce öz) defterine adı “0 sanı yazılacak Ve böylece arrincaktır. Defterdar Ankaraya gidiyo Defterdar Mustafa Bey bugün kü trenle Ankaraya hareket ede * cek ve orada bir kaç gün kalarak İstanbul Maliye işlerine ait bas! meselelerle meşgul olacaktır. BU arada Düyunuumumiye binası işi nin de mevzuu bahsedilmesi ihti” mali vardır, — «so KLOR vw BA . masa nn m ie