Sayıfa 4 İMANLI DEVLETİ İĞLÜRKEN... Mubarriri : Celâl Nuri “İktibas, nakil, tercüme Bakları mahfuzdur, Hazır kundura gibi, gibi, hazır curnal sefer &- | Türkiye ile İspanyaya den seyyahlarm en ziyade nazarı na çarpan nedir, Arzuhalci.. İstanbulda Yenicamiin arka- sında, barakalarının içinde ve ya- hut önünde okuması olmıyanla- rm mektuplarını okuyan, Yazan esnafın manzarası İngilizlere, AL manlara, Fransızlara gari yor. Bunların karşısında müddet bekleyip tetkikat yorlar, fotograf çekiyorlar... Bu iti etmektedir. Yalnız Arzuhalciler biraz değişti ve işleri arttı. So- Ortasında yazı makinesile ev- rak tanzim eden esnaflar fink imuhbirlerinin daha ziyade merâ- kın Mucip oluyor, Arzuhalciliğe bir de daktiloluk ilâve edildi. I ve mahkeme kapılarının önünde seyyahların — üşüştüğünü gördünüz mü?, Bunların seyrettik leri arzuhalci daktilolardır. Bir de seyyahları fazlaca meş- gul eden hakkâklardır.. Tercü- Man ve kılâvuzlar kendilerine “mührün ne demek olduğunu, yazı bilmiyenlerin bu aletle nasıl imza | attıklarını anlatırlar. Kulak misa- firi oldum, bir kadın tercümana ayretlerle soruyordu: — Demek ki şu koca karr hiç Yazı bilmiyor «» - Koca karı bilmiyor, acaba şu kalabalığın kaçta biri okur, ya- | zar?. Teessüfle kaydedelim ki Vatandaşlarımız o ancak yüzde yedi buçuğu bu nimete maildir. bilir misiniz? . p geli- uzun yapi İ lundan gelen mektup değil. Elin- barla eski devir hâlâ devamı | | mührü eksik... | gündü.. İsmi lâzım değil, çünkü hazır mektup olabilir? Gurbette olan falandan mektup.. Hoca gözlüklerini tak- j Bağa üşenir. Alışkanlık saikasile ezberden okur; — Ayşe Hanıma | selâm, Fatma Hanıma selâm, Ah- medin gözlerinden öperim. De- İ denin ellerinden öperim.. Hoca bir makine gibi gidiyor .. Karısı: — Ayol! Demiş, koraşunun oğ- de tuttuğun evin senedi, hücceti- dir... Hoca: — A karı! Sen bana se- neltir, hüccettir demedin ki! Eğer senet, hüccet deseydin “ona göre okurdum... Demiş.. Hazir mektupçuluğu, arzuhal- siliği anladık.. Fakat ben bundan daha garip bir meslekten bahsede- ceğim: Hazır curnalcılık! Evet .. Öyle bir hafiye raporu ki müşvet- tesi yapılmış, beyaz edilmiş, zar- fa konmuş; yalnız bir imzası, Bazan gazete muhbirliği, ba- zan vasıtalık eden Rum cemaatin. den biri vardı. Kendisi Anadolu- lu olduğundan Türkçesi pek ye- rinde idi. o Âmedi efendilerinden güzel yazı yazardı. Hattı da düz- haze i gum BEK Yaşlı. olduğu. halde Bu efendi uzun boylu tahkikat yapar. Gizli meseleleri keşfeder . Sonra bunları curnal şekline kor- du.. Padişahın, etrafının mizacını biliyor. Curnal üslübuna lâyıkile Ust tarafı, arzuhalciye, bazır mektupçuya muhtactır, Her nedense; vaktile, okumak büneri Yazmak hünerinden baş- ka bir şey addedilmiş. Benim ço- sukluğumda hiç yazısı olmıyan mektep hocası nadir değildi. iç amana ii Lâkin © yazı bilmiyor.. Onun İçin oğlumuzu bir de yazı hocasma gönderiniz. — Meselâ kime?, — Mücellit Hasan Efendiye... Mahtumunuz mektepten çıkınca Hasan Efendinin dükkânma git sin; biraz mürekkep yalasın., Hasan Efendi de belki okumak bilmiyor, Kör ile topalın birleşip çayı geçmeleri hikâyesi. Gene eski zamandan bahsedi- yorum., Büyük makam sahiple- rinden, az okur yazarlardan bir haylisinin de kitabeti yoktu. Ki- tabet mühim şeydi, “Filân kâtip adamdır.,, derler. Halbuki başka diyarlarda her tahsil görmüş a- dam kâtiptir. e Bir adama ayrıca “kâtip,, sıfatı izafe edilmez, Avrupada herkes kâtip olduğu halde biz de kâtiplik doktorluk, bakterioloğluk gibi bir meslektir. Arzuhalciise bakkal, terzi gibi bir esnaftır.. Hazır mektup modası henüz kalkmamıştır. Hazır mektup, ü- zerinde yazı bulunmıyan, yalnız tahattürü ifade eden, ucuz gider resimli bir kartpostala benzer... Arzu! n okunmasını da bi- lir, Mektubun içindekiler çoktan beri ezberindedir. Nasrettin hoca merhuma karı vakıf.. Cebinde yedi, sekiz tane curnal var.. Boy boy, fiat fiat curnallar .. VAKTT | Mektepliler | I kahvelerde Hele kızların tavla oynaması yasak .. Mektep'ilerin kahvelere gitme- meleri. için bazı tedbirler alın- | maktadır. Bilhassa yüksek mektep tale- belerinin kahvelerde oturarak | mülemadiyen tavla vessir oyun- lar oynamaları menedilecektir. Son günlerde Beyazıt ve civa- rındaki kahvelere mektepli kızla- nnda giderek tavla oynadıkları görüldüğünden alâkadarlar bu vaziyetlere nihayet verilmesi için bazı kararlar ittihaz etmeyi dü- şünmektedirler, $ ilk, orta mekteplerle liseler yıl başı münasebetile 2 Kânu- nusaniden itibaren bir hafta müddetle tatil edilecektir. Muallimler bu tatilden istifade ederek müfettişlerin nezareti al- tmda © toplanacaklar, “mesleki kereler vanacaklardır. —— istikiâi mücadelesi filmi İstiklâl mücadeiemiz hakkında yapılacak film için tetkikat yap- .Şiddet politikasına lüzum görülmüyor Ama komünistler hükümeti mecbur edecek olurlarsa .. Berlin, 16 (A.A.) — Başvekil Fon Şlayher, telsizle neşredilen dür akşamki nutkunda demiş- tir ki: “Almanyada ahvali fevkalâde ilânı hakkında evvelce çıkarılan emirnamelerin ilgası lâzım gel- mektedir. Fakat bazı yolsuzluk- lar ve fena hareketler vukubu- lacak olursa bu emirnameler yeniden tatbik edilecektir, “Hükümet, lüzum görecek olursa, komünist fırkasına kar- şı şiddetli tedbirler alacaktır, ” Alman gençliğinin bedeni ye manevi terbiyesi bahs'ne de te- mas eden fon Şlayher şu sözleri söylemiştir : “Milis teşkilât çerçevesi için- de mecburi askerlik vazifesi ar- zu edilecek bir şeydir. Ancak şimdilik yapılan gönülü olarak çalışma hizmeti, ekin biçmeye Yardım işi ve sporda ayı gaye- yi güden tedbirler ve vasıtalar mahiyetini haizdir.,, mak üzere memleketimize gel miş olan Zarhi yoldaş dün Reşat Nuri beyle birlikte Bursaya git- miştir. Zarhi yoldaş Bursadan sonra Anadolu içierinde ve harp sa haları civarında tetkikat yapa- cak ve Ankaraya giderek filmin senaryosunu vazacaktır. —pağleni a ymm 2 şikâyeti Şarap tacirleri, inhisarlar ida- t6sine müracaat ederek inbisa- rn Kabataş deposunda, kendi- lerinden fazla depo ücreti talep edildiğini, fakat fiatlar düştüğü işin bu kadar fazla ücret veremi- yeceklerini bildirmişlerdir. Bir tek liradan kırk liraya kadar. | Elbise de, kundura da, otomobil de, ev de öyle değil mi?. Her şey parasına göredir. İmdi, bu efendi, eserlerini bir cüzdana yerleştirir, kapı kapı do- laştırırdı. Bir bohçacı gibi ev ev gezerdi.. Şile bezi, Bursa ipeklisi, Bilecik çatması, Şam hırkası sa- tan bir gezginci tasavvur buyuru- nuz, tıpki onun gibi.. Gelir, selâm sabahtan, o kahve ve sıgaradan sonra, umumi hatlarından bahse- derek curnallarını sena eder. r mektup gibi hazır cur mal. Hazır elbise, hazır kundura olduğu müşterisini dolandırmak işin ya- lan, dolan * curnaj irmazmış, Ve, bir tahkikata girişi » 2 girişilecek olur- sa işi sonuna kadar Zötürmeği te- ahbüt edermiş. Şöyle bir sual hatırınıza ge - lecek; — Bu efendi şaheserlerini ne- den bizzat huzura takdim etmi- yor da birkaç liraya kanaatle sa- tryor? O da bir meselz. Herkes hün- kâra ayni derecede çatkın değil dir. Biri, beş dakikada curnalını arzettirebilir; bir başkası vasıta- sını güç bulur; bulsada belki takdim eden adam ehemmiyet- sizdir. Yazık oldu! Yıldız sarayında ele geçen curnallar Beyazıt mey- dumana karıştı, Acele ettiler. Ve- saik kayboldu. Maksadımı şerhe- | deyim. Curnallarm o zaman neşri lâzrmgelirdi gibi bir iddiada bu- lunmuyorum. Eğer Sait Paşa- nın tavsiyesi mucibince o günler —'Bön hafiye değilim! 'diyenle- rin curnalları neşredilseydi, â- lem fesada varırdı. Çünkü hami- yet ve namus heykeli sanılan bir hayli ricalin de güzel yazıları mevcutmuş, Öyle değil... Bu evrak gelecek nesle intikal etsin, Bizim oğul ve- ya torunlarımız bu evrakı bir müverrih gözile, bitarafane tet - kik ederek Abdüllamit devrinin tarihini yazabilirlerdi. . Osmanlı tarihinin bu kısmını gazetelerden çıkarmak güççedir. Devlet evrak hazinesindeki kâğıtlarsa (Oancak bir tarafı gösterir. Sultan Hamidin korkuları, ve- zirlerinin, büyüklerinin mizaçla - ri, zihniyetleri, huyları, ahlâkla- W ve ahlâksızlıkları bu vesikalar- dan istidlâl olunacaktır. Melek gi- bi bir vezir, vilâyetinde bir çok işler görmüş meşhur bir vali pa- dişaha yazıyor: — Anan bu adamı bizim vi- âyete defterdar diye gönderme - yiniz. Belki kendişi iyi bir adam- dır. Haberim yek. Yalnız ismi Mithattır. Padişahın bu sadık kö- lesi Mithat isminden kocunur, Celâl Nuri sı bir kâğıt tutuşturmuş; ve: — | danmda ateşe verildi. Koca bir | Yarınki sayımızda: Eski ihtiyar- Oku! Demiş. Böy larin yi takhanesi : Ayan meclisi Almanyanın ticareti Berlin, 16 (A.A) — ikinci teş rin içinde Almanyaya ithal edi- len ticaret eşyasının kıymeti 393 milyon Mark olarak tesbit edil- miştir, İtbalât kıymeti birinci teşrinde 398 milyon mark idi. Aradaki farla eebil..eden, .5 milvonluk deleri ithalâlinda vuku bulmuş tur. Buna mukabil iptidai madde- ler itbalâtı artmıştır. Yine ikinci teşrinde ihracat kıymeti 475 mil yon marktan ibaret bulunmuştur. Birinci teşrine ait ibracat kıy- meti 482 milyon markı bulmuştu. TAKVIM Cumattesi Pazar 17 K. evel 18 K. evel 18 Şaban (o 19 Şaban Gün doğuşu 70 740 Gün batışı 1642 1642 Sabah oamazı 04 045 Öğle namazı #0 cı ikludi Samazı 1430 40 Akşam namazı 10,92 1648 Ya se öamazı ONE 1821 imsak 5.53 se Yilin geçen görler 351 32 kalan is is HAVA — Yeşilköy askeri rant merke zipden: Bugün kava sakin olacaktır. Dün en fazla eecnklıik 10, en az 2 derece İdi Radyoda : İSTANRUL — 18 den 1045 e kadar Darüttalım, 13,45 ten 19 s kadar tüsarruf konferansı (Meliha Avni basım), 19 dan 19,20 ye kadar orkesten, 19,20 den 19/45 e kadar fransızca deri (müptedilere mahsus) 19,45 ten 20 ya kadar orkestra, 29 den 21,30 4 kadar darüttalim, 21,10 dan 2230 « ka. dar örkestrn, ajana, ve borsa haberi, saat ayarı. Istanbul Belediyesi: Darülbedayi hir Tiyatrosu Temsilleri : İSTANBUL BELEDİYES. fi Bu akşam saat 21, 30 da (üç saat) Opereti 3petde27tarlo Yazan: Ekrem Reşil B, > Besteliyen: Cemal Reşit B. JUN Operelin son haltasıdır ti, 17 Kânunuevvel y Fransada eren an sensen sarsan Buhral M. Heriyo kabineyi £* teşkilden bazı sebeplerden dolayı Ki v Paris, 16 (A.A.) — Ref bur M. Lebrun saat 16 M. Herriot'ya Elysee'ye çöl ve yeni kabineyi teşkil e“ kendisinden rica etmiş kat M. Herriot bazı vicd beplerden dolayı bu tekli bul etmemiştir. M, Herriok! kabineye girmeyi de kab miyeceğini ilâve etmiştir. | M. Lebrun'ün bu Z Cbautemps'ı davet etmesi temeldir. y Paris, 16 (A.A) — Dü şam başlanan ve gece il da biten siyasi istişareler ” yet bulduktan sonre M. © temps teşekkülü beklenen “| neyi vücuda getirmiye çalı fakat her şeyden evvel kabinenin hareket ve karaf! meb'usan meclisinin izhar reyi bir noktada birleşti maksadını güttüğünü söyle! Her ne olursa olsun M, Ö temps, M. Herriot ile ta ” müttefik ve aym fikirde caktır, M. Chautemps kat'i e M. Lebrune bugün bildi teyit etmiştir. Aralarında M. Caillaox. Blüm, M. Malvy ve M, Bei de bulunan. siyasi şahsi; M. Cbautemps arasında bir müzakerede borçlar tetkik edilmiştir. Meb'usan meclisinin vaziyeti yeni hükün ; tadil ve tabfif edebileceği nülmektedir. i Bilbassa yarın öbürgün t kül edecek yeni kabinenin » b* lar meselesi bakkında bir * ferans toplanması için Vaşii bükümeti resmi teminat ve olursa - borçlar meselesini tesviye suretine bağlanıp dilmesine teşebbüs salâh meb'usan meclisinden alıp # yacağı hususunun da görüşü” ğü söylenmektedir. f Meb'usan meclisinin büyü salâhiyet vereceğini anl olursa M. Chautemps b nazırlığında kalmasını M. dan rica edecektir minen EEZEZFERSBEEEES wi Pasaport muam€' sinde kolaylık Dahiliye vekâleti ecnebi * yahlara kolaylık olmak " pasaport kontrolu işlerinde, z bir usul tatbikine başlamı$” 4 Şimdiye kadar, yolcular!” saportları alıkonularak ote" de kendilerine veriliyordu. el Bu usulün bazı mab görülmüştür. o Meselâ otellerini * değiştirdikleri müşkülât karşısında ara pasaportları ellerine ge kadar bankadan para alam” lardı. b Yeni usulde pasaportlar dedildikten sonra yolcular rilmektedir. —ue— Rusya - ingilte* Londra 16 A.A.) birliği hükümetinin yük elçisi M. Maisky R“ ingiltere arasında ti kerelere tekrar başl selesi hakkında görüp! dün M. Runcimanı 279” a