ateşler Kadro Ankarada beş arkad. z aşta halinde ayda bir çıkıyor... “Bun ana fikirlerini taşıyan | Süreyyanm “İnkılâp ve 9 adlı eseri bir zamanlar din, bir zamanlar Alp tarafından ifade il istenen mevzular üzerin- T, Yani İnkılâp ve Kadro Ni hayatına bir Np İstiyor. "İL; '*03 Sabahaddin £ “Mesleki vey» admı verdiği Demolnis Ri Turville'in yolunda yü” ğ kaka ür cemiyetini toplu | 7 len, ferdi teşekküle g© | > İçin düstürlar ortaya et- | — Ona göre Türk cemiyeti ini ücuda getirdiği çoban 0 hay külün, tabidir. Yani toplu Mİ Yaşıyan bir çemiyettir. Türk EMİ Yetimi, bütün dertleri bir lu hayattır. Çünkü toplu hayat ilâlin, infiradi hayat terakki: : €tasıdır.. Prensin sosyolojisi ebit) ile çevrilmişti. Muhit | Üye ile değişecekti. ww »» » 1liya Gök Alp bunun tam zıddı * #osyolojiyi Türk hayatıma tat- o eti. İ Duerkheim'in küçük burjuva te ini ifade eden ve milleti ba mevzuu ve gayesi telâkki e- “ *osyolojiyi esas telâkki etti &irleri bir cemiyeti kurmak Zir *sas unsur diye kabul etti. tiye, Gök Alp, içtimai kıymetleri İ*dilen "Aliş ““na irca ediyor ve iç- e P ir Rd yade ve inkılâp için de mev- İk, Türk milletidir. Kadro inkılâ- Ji 'Böre içtimai hâdisenin temelini hâdise maddi istihsal betleri teşkil eder. İçtimai alt kısmını, temel kısmını adi münasebetler vücuda ge- (İnkılâp ve Kadro) Kadro i tarihi maddecidir. pa fikre doğru bir te- ve inkişaf kabul eder. Bu ei ve Kadronun ileri sosyoloji esasları bizim ; için yep yenidir, le İnkılâp ve Kadro sade üş dut içinde kalmış olsaydı , iğini yalnız Marx'm sınıf j, ına irca edecekti. Halbuki P ve Kadro, kendisini sınıf- Mücadelesine mâni olmak . (Faşizm) den ayırt edi- ii müstemlekeci bir den doğduğunu anlatıyor. i lonun telâkkisine göre b alir simf tezadından de- z ) m işaret etmediği bir an meydana çıkmaktadır . em ile müstemlekenin ile v “STijinalite onun sınıfsız bir ki Tür icabettiriyor. Çün- ek ol € liberal bir sisteme ge- 'ursa sınıf tezadma düşe- Kain bulmamış bir sınıfın Ti i tesis edecek olursa olmıyan bir şeyi hâ- İstemiş olacaktır. O- lâpve kadro sağdan mana | Türk mecmuası) ndaki hücumları | daha bariz bir şekilde meydana | altında nun için İnkılâp ve Kadroya göre Türkiye plânlı bir iktrsada sahip olmalı ve burjuva memleketleri- nin düştüğü tezatlara düşmeme- ki... a İnkılâp ve Kadronun vaziyetini Ağaoğlu Ahmet Beyin Cümhuri- yette, Mustafa Şekip Beyin (Yeni çıkardı. Ağaoğlu Ahmet Bey liberaldir. Ve liberalizmin en ateşli tarafta- rıdır, Ahmet Beyefendiye (göre hâdiseler bir tarih dinamikliği ile | ilerlemez.. Ahmet Bey hâdiseleri | durgun statik bir halde görüyor. Bu halde ve bir (determinism) e inanıyor. Halbuki cemiyet şartları değişince, cemiyetin inkişaf şart- ları da değişiyor, tarihi rol alan zümreler yerlerini değiştiriyorlar, bir inkişef devresinde en zinde o- lan bir zümre, istihsal şartları de- işince tereddiye uğrıyor. 1789 da inkişafının en hararet- li, en canlı safhasmı (yaşıyan zümre bugün ayni sebeplerin ne“ ticesi olarak canlılıktan uzaklaş - mıştır. Onun geçirdiği buhran de- gil, yeni bir inkılâba geçiştir. Ah- İ met Beyefendi Kadroya 1789 ka- yasından Adam Smith gözüyle bakıyor. (o Aradaki zaman farkı 140 tan fazladır. 140 sene evvel bir cemiyet için hakikat olan şey bugün değişen cemiyet inkişafı ö- nünde hakikat değildir. Mustafa Şekip Beyefendi, (Bergsondan (Marx) a bir mek- tup (yazıyorlar. Bergsondan (Marx) a değil, cemiyet hayatın- da (determinism) e inanan bütün fikir adamlarına bir hücum. (Hades) çilik ve zihniyetçilik davasi eskidir. Bu davanm ispat edeceği bir şey yoktur.. Bu dava- nın rolü menfidir. İnkâr eğer realiteyi gözlerden kaybetssydi Bergson bir teselli v- lacaktı. Fakat determinizm her şeye rağmen şaşmadan hükmünü icra ediyor. » *» » Bir nokta, Şevket Süreyya Be- yin İnkılâp ve Kadrosunda müs- temleke ile emperyalizmin döğüş- mesinden doğan yeni devlet her zaman sınıfsız kalabilecek midir? Ben bundan şüpheliyim. Bu şüp- heyi Şevket Süreyya Bey de his- setmiş olacak ki bugünkü devletin | devletçiliğinde O sınıfı o himaye maksadı olmadığını söylüyor. Temele bakıyorum, Türkiyede | sermaye şirketlerde hisse senetli | bankalarda toplanıyor. Banka- larda bugünkü temerküz, sanayi- in şirketler ve fertler elinde bu- lunması bize bir şeyler ifade et - mez mi?, Devlet Bankası henüz hususi şahıslara ait olan bankalar yanım- | da Faal bir rol oynayamıyor. Da- | ba bir kaç ay evvel sarayi grupla- rının kontenjan etrafındaki hare- | ketleri dahi İstanbuldaki neşriyat bir sınıflaşma hareketinin alâmet- leri değil midir?. Türkiyede her gün dikkata lâ- yık bir şekilde üreyen fabrika sa- nayii bir gün bir sınıflaşma hare- keti ile kendini göstermek istemi- yecek midir?. Ben çok samimi olarak bunu dü- nizamnameleri gibi Talebe birliğinde Tıp Talebe Cemiyetinde bi KA ine 1 münakaşa Bir toplantı Memleketimizde ilk Tıb- biye ve ilk hastaane Avrupa birlikleri Mili Türk Talebe Birliği sene- lik kongresini dün öğleden ev- vel toplamıştır. Kongrede Darülfünunun muh- telif fakültelerine mensup tale- belerin murabbaslarile yüksek mektepler murahbas'arı hazır bulunmuştur. Birinci reisliğe Tıb- biyeden Hulüsi, ikinci reisliğe Mühendis Mektebinden Himmet ve kâtipliklere de Lem'i ve Beşir Beyler seçildikten sonra içtimaa başlanmıştır. Idare heyeti raporu okunduk- tan sonra münakaşasına geçilmiş ve rapor muvafık görülmüştür. Bundan sonra eski idare he- yeti tarafından seçilen nizamda- me encümeninin hazırlamış ol- duğu Milli Türk talebe birliği nizamnamesinin tetkikine başlan» mıştır. Birliğin kurüluşu şimdiye kadar şu şekilde idi. Her fakülte ve yüksek mek- teplerdeki talebe cemiyetlerin- den gelecek beşer marahhas milli Türk talebe birliğinin umu- mi idare heyetini teşkil ederdi. Fakat bu vaziyetin şimdiye ka- dar yapılan tecrübelerde birçok mabzurlan olduğu görülmüş ve geçen seneki kongrede bu şek- i ğiştiril i, rar veril- lin değiştirilmesine, k; iha UZ biz e nizamname komisyonu seçilmişti, Nizamname encümeni Avropadaki talebe birliklerinin »izamnamelerini getirterek tetki- kat yapmış ve Türk talebe bir- liğinin de bu birlikler gibi teş- kiline karar vermiş, ona göre yeni nizamnameyi hazırlamıştır. Yeni nizamnameye göre Türk talebe birliği intihaplarında bü- tün fakültelerle yüksek mektep talebeleri bizzat reylerini kulla- nacaklardır. Ve teşkil edilecek idare heyeti de bu suretle kuv- vetini doğrudan doğruya talebe- den alacaktır. Dünkü içtimada yeni nizam- name madde madde tetkik edil- miş ve yedinci maddeye kadar tesbit edilmiştir. Vakit geciktiği için içtimaa per- şembe günü öğleden sonra devam | edilmek üzere nihayet verilmiştir. Ortaköyde şüphele- nilen bir evde neler bulundu ? Ortaköyde Osman bey namın- da bir zatın son günlerde evine garip paketlerle gittiği görülmüş ve bu vaziyet zabıtanın pazarı dikkatini celbetmiştir. Yapılan gizli takibatta Osman Beyin evinde kaçak eşya bulun- duğu anlaşıldığından dün öğle- den sonra eve girilmiş ve 32 bin sekiz yüz tane çakmak taşı, bir miktar sigara kâğıdı, birkaç tabanca, Bir miktar da cephane bulunmuştur. Bunlar derhal musadere edil- miş, Osman Beyle dört atkadaşı da yakalanmıştır. şünüyorum. Buna hükümler değil, bâdiseler cevap verecektir. Ban şüphemde aldanmak istiyorum. Sadri Etem ilk Tıbbiye Bursada kurulmamıştır , Kayseride kuruluşu bayram günü olacak .. Tıp talebe cemiyeti senelik | kongtesi ikinci celsesi dün öğle- den sonra Halkevinde toplan- mıştır. * Kongrenin bundan evvelki iç- timaında eski idare heyetinin fa- aliyet raporu okunmuş ve mü- zakeresine (başlanmıştı. Fakat müzakere bitmediği için dünkü içtimada raporun tetkikine de- vam edilmiş ve idare heyetinin yaptığı işler tenkit edilmiştir. Bu esnada tıp fakültesi mu- alimlerinden Süheyl Beyin kon- greye gelerek bazı sözler söyle- mek istediği ( bildirildiğinden talebe raporun (o tetkini tehir ederek muallimlerini dinlemeye karar vermişlerdir. Sühey! Bey talebelerin alkışla” rı arasında kürsüye çıkıp bütün doktorları, tıp fakültesini alâka- dar eden çok mühim bir mese- leyi ortaya atmıştır. O da şudur: — Tıp talebe yurdu Türkiye- de ilk tıbbiyenin Bursada kuru- inen sini olan mayısın 12 inci cü- nünü (Tıp bayramı) addederek © gün merasim yapmaktadır. Muallim Süheyl Bey bunun yanlış olduğunu ileri sürmüş ve bir çok vesikalarla bunu isbat etmiştir. Muallim Süheyl beyin iddiz- sına göte Türk tababeti çok eskidir. Mısırda Tolon hastanesi ve tıbbiyesinden itibaren Şamdaki Nureddini o Türki -. Gümüş para Maliye vekâletinin gümüş para çıkarmak için yeni bir karun lâyihası hazırladığı haber alın- mıştır. öğrendiğimize göre tedavülde bulunan sekiz buçuk milyon li- ralık ufaklıklar yerine yeni harf- lerle ufak para da basılacak ve bu eski paralarla değiştirilecek- tir, Ancak gümüş para birer lira- lik olacaktır. Yeniden bronz pa- ra basılmıyacaktır. Bunun için 25 kuruş'uklar yerine daha kü- çük olarak 20 kuruşluk gümüş para basılacaktır. Ayrıca 5 ku- ruşluk, bir kuruşluk ve on para lık nikel para da basılacaktır. ——a—— Zaro ağa baş hademe Belediyedeki ( vazifesini terk ederek Amerika ve ingiltereye giden Zara ağa İstanbula dö: nünce tekrar eski vazifesine tayin edilmesini istemişti, Zaro ağanın bu arzusu kabul olunmuş ve 55 lira maaşla şehir meclisi baş hademeliğine tayin edilmiştir. izi Bir muharip heykeli Eski Eti hükümetinin merkezi Boğaz köyündeki hafriyatta bu- lunan muharip heykeli Maarif ve- kâleti tarafından Ankaraya ge- tirtilmiştir. , hastanesi Ove İsfahandaki ve Musuldaki hastaneler 784 sene- sinden itibaren 1281 senesine kadar muhtelif tarihlerde kurul- muştur. Fakat anayurttaki hastaneler Bursadan çok evveldir. Kayseride 1205, Sıvasta 1217, Çangında 1235, Kastamunuda 1270, Amasyada 1308, Aksa- rayda (Konya) gene bu tarik lerde hastaneler ve tıbbiyelet kurulmuştur. Bilhassa en eski bir tarihe mx lik olan Kayseride 1205 senesinde kurulan hastenenin yanında bir de tıbbiyesi vardır. Binaenaleyh Türk tababetini 1400 senesinde Bursada başla” mış addetmek çok yanlıştır. Bu- nu kabul etmek bundan evvel Türklerin tababetle uğraşmadı- ğın kabul etmek demektir. Maallim Suheyl B. bu iddis lannı isbat ettikten sonra şt suali sormuştur : — Şu halde Bursa halâ Türk tıb âleminin mebdet olarak kal alimi dir?, Bu suale bütün talebe (bayır) cevabını vermiştir. Bunun üzerine Tıp bayramının Kayseride kurulmuş olan hasta- nenin tesis tarihine tesadüf etti- rilmesi istenmiştir. Kongrede tekrar idare heyeti müzakeresine geçilmiş ve geç vakte kadar bu içtimaa devam edilmiştir. 47 senelik bir irfan müessesesi Feyziye lisesinin 47 inci yıl dönümü münasebetile dün öğle- den sonra Nişantaşındaki mek- tepte talebe tarafından bir mü- samere verilmiştir. Müsamerede müdür Eşref bey bir nutuk söyliyerek mektebin, memleket irfan hayatına yaptığı hizmetlerden bahs ve hazır bu- lunanlara davete icabetlerinden dolayı teşekkür etmiş, mezunlar- dan Asım bey de bir hitabe söy- lemiştir. Bundan sonra talebe tarafın- dan söylenilen istiklâl marşile müsamereye (başlanılmış, ana sınıfı talebeleri “yuva dansı,,, büyük kız talebe Macar dansları oynamışlardır. Erkek talebe de üç perdelik bir komedi temsil etmişler, per- de aralarında talebe larafınden keman, piyano ve viyolonselle muhtelif parça'ar çalınmıştır. Salkileğemii Kimsesiz çocuklar için Kimsesz çocuklar için tada satın alman binanın hazırlıkları bitmiştir. Müesseseye alınacak çocukla” nn tabi olacağı şeraiti tesbit için vali Mubiddin beyin riyaseti altında bir komisyon teşkil edil- miştir,