Sı Te Ştinlervel 1932 Bi ır rivayete , 2öre Mi t Efendi daireye yüzü gö- erle, bir eli boynuna asılı bir gelince arkadaşları etrafı- | olandılar; İ Geçmiş olsun yahu!.. a, Ne'var, ne oldu, RA düştün?. tıramvay- ça ba dün akşam fazla ka- da Mithat Efendi. Ha?. a Efendi bu itham karşı: | tahammül edemedi : > Yok efendim, hayır.. değin, Faka a maş olacak ki dün akşam ta Ben at edepsizin biri fazla- 1, «kândan çıkıyordum, ko- tp, YKunduralarile yüzüme gö- | Me basmış 1... . nayıp iie Hanım evde temizlik | #yordu. Hizmetçi kız sofa- 4“ e Pürürken aşçıyada bahçeyi i izletiyor. sonra onların odası- , Birerek temizliklerine nezaret | tYordu, 4 Açının odasında bir çift temiz A eyi, > ç *PİN gördü.. Hiddetle ta o İskarpinleri aşçıyı göstererek Ri d Beyin potinlerinin senin o- işi ne?, < te Zarar yok efendim, ! onları kaybetti. Yol üstü İma tam köprünün üstünde beye- Se Kaş li iskelesinde vapur bekler Atıf Beye rast geldi. Atıf B. zlüğünün üstünden bu kendi- doğru gelen genç kadını ta» Yaya çalışırken: ii. Nasılsınız Atıf Bey, adınız mı?, bri, Affedersin bek iyi görmiyor da... ha Halbuki ben bugün bile sizi İamıştım.. beni efendim, göz- | > Acaba kuyumculardan mr İStiniz Vahşi mahlük çük Nahit derste bir türlü Bia hatırlıyamıyordu. Hoca tarife başladı : | sun. | bir kadınla mı İn | Evlilik Hakim maz: nunun hüviyetiğ ni tahkik ettik$ ten conra sor$ du: Kimini evlisin ? — Bir kaf dinla, — Onu sor$ muyorum, tabiğ | herkes gibi birğ kadınla evli o lacaksın !.. Nedeni herkes gibi ol Herkesi evlidir? — Elbet... — Hayır e fendim, meselâf benim kız kar- deşim bir eri kekle evlidir. iki ortak Bir kaç ay- dan beri müş- tereken bakkal dükkâ- | açmışlardı. Ismini istikamet | bakkaliyesi koymuşlardı. Fakat epeyce sermaye dök- tükleri bu dük- kânda işleri bir girmemişli. hallede bir tür- i müşteri bu- lamıyorlardı. Bir uğrayan bir daha uğra- mıyor tuzaktan onlar için ma- > EĞLENCELİ YAZILAR d mahvederim, dedim. Sözümü yerine getirmek içinde bari fotoği bir m balleli gizli giz- Bİ li birbirlerine bir şeyler söyli- £ yorlardı. Niba: yet bir gün 5 kavgaya başla- dılar. Iki ortak Ç işlerin kesatlığı 9 bir Ş alı- Biri kabahalini birlerine yorlardı. | dedi ki: —Bu gidişle © on beş gün son- ra dükkândaki “ varı yoğu biz yiyeceğiz. Ama İ bunun kababatı sendedir. Sen herkese benim lan, Canım Nahit neden hatır- | Zile, un ? Hani gayet hızlı Ürt, * İnsan görünce bağırarak al, mablük, vap ezen, parçalayân... atlıyan vahşi al . t birdenbire buldu: N Bildim efendim, otomobil.. : Bilet istiyor kadi, Mema gişesinde Dile "De bilet alan bir çelebiye | İ Sör, ar; > Mi Muz Ve için mi bilet istiyor- — Şu oturan güzel kadını yorsun ?. flarımdan birini yâkayım. “—“Saçımın tuvaletini yeni yaptirdim. “Nasıl buluyorsunuz?” — Büklümler, kıvrımlar buluyorum , , hapishanede dört buçuk yattığımı söyliyormuşsun!.. — Hayır, kim söylemiş valla- nasıl bulu- — Maalesef her akşam evde buluyorum sene | ha a böyle bir şey söyle, medim. Sade biz onunla hapis- banede tanıştık diyorum. — Aman karıcığım hıçkırık korkutuver de geçsin « — Bana bugün on lira ver » — Hah, geçti. — Eğer bana hemen 200 lira bulmazsan kendi kendimi #afılacak unutmak Numan Beyin kaynanası daha yeni ölmüştü. Eşi dostu onu | taziyete gitme- nin manasız ola- cağını düşüne- rek semtineuğ- ramamışlardı. Ama birkaç gün sonra ah- baplarından bi- ri onu karisiyle tiyatroda ( gö- rünce (hayret etti: — Vay Nu- man Bey, tiyat geldin Diye sorudu. Numan Bey : —Ne yapır- sın birader, şey ama insan kıs- mı ber şeyi unutuyor. İşte nihayet kayna- nadan çektik- lerimi de unut- mıya başladım. Derdini unutmak için... Atıf Bey parkın bir köşe- sinde gamlı gamlı düşüne- rek saatlerden beri oturuyor. Uzakta denizin bir o noktasına gözleri | takıl mış bekliyordu. Kim, neyi? Bu- rası malüm de- gildi. Uzaktan ge- çen bir arkada- şı onun bu hali | ile biraz meş- gul olduktan sonra (yanına geldi. Sordu: — Atıf Bey, bu ne dalgın lık!.. Neden böy le tek ve tenha oturuyorsun ? — Derdimi unutmak için. —Ne derdi? — Hatırla - mıyorum. tuttu, beni nr A A Evlâtlıktan | tard.. Akif deli bir gençti, deliliğin her türlüsü üstünde vard.. İçki, kumar, kadın... Hepsi bir adamı mahvetmiye kâfi derecede Akifte toplanmıştı.. Babası bir kaç kere nasihat et- dövdü, Yalvarıp ti, dinletemedi, payladı, İ evden koğdu, olmadı. | yakarıyor, annesine iltica ediyor, gene yapıyor, gene yapıyordu. İ Nihayet babası artık bir gün | onu meteliksiz, perişan, sarhoş İ bir halde görünce haykırdı: l — Haydi, gelme bu eve, cehen» nemin dibine git, sen benim evlâ- dım değilsin... 1 Akif bu son söz üzerine güldüt — Ah, ah... Ben onu çoktan bi- liyordum, annem söylemişti. Kuvvetli bir delil Iki yumurcağı babaları kulak- larından tutmuş, ikisine birden soruyordu : — Edepsizler, söyleyin baka- yım, dolaptaki tatlıyı hanginiz yediniz ? — Vallahi ben yemedim baba yalan söyliyor. Odada kimse yoktu, benim yediğimi nereden görmüş ki... Kataloğun fiatı Beyoğlunda yeni açılan bir resim sergisinde ressam nasılsa içeriye giren bir müşteriye du- vardaki resimlerini göstererek: — Beyfendi, dedi, bunların bepsini kataloğ fiatmın yarısına vermiye bazırım,. Müşteri bu teklifi lâkay- dane karşıladıktan sonra sordu: — Peki, kataloğu kaça veri- yorsunuz ? Tesettür Nasır Efendi karısmı almış, Çır- pıcı çayırında şöyle bir cuma âle- mi yapmıya gitmişti.. Kadıncağız ortalığı tenha, yeşil gönül fe- rahlatıcı bulunca serildi, di.. Derken karşılarına dikilince Nasır Efendi bacaklarını görerek: serpil- üç çapkın karısının — Hanım, örtsene.. Sana ba- kıyorlar! Dedi, Kadın bu ihtarı işitince bacaklarını ancak diz kapakları- na kadar örten etekliği başına kal dırdı, saçlarını iyice kapadı.. Meslek sahibi Sarsak Hasan gene karakola düşmüştü.. Muavin ellinci defa i | olarak onu karşısında görünce: — Hasan, dedi.. Sen ne vakit bu hırsızlıktan vaz geçeceksin be? — Biraz para kazanalım da azizim çünkü karımdır. sasnnaazan sasesanmassaasanzsanesssanmasanaasosanansans sas asenananosans900 manasi beyim!., oeimmeai 0191040040000 AAA > Ayır, karımla kendim için..