Hafta tatili yapılmalı mı, yapılmamalı mı? Kanunun sekiz sene evvelki müza- keresinde lehte ve aleyhte fikirler .. Son günlerde hafta tatili ya « pılmalı mı, yapılmamalı mı? diye dillerde bir bahis dolaşmıya baş- ladı. Hafta tatili Türkiye cümhuri - yeti tarafından kabul edilmiş bir kanunla tatbik edildiğinden haf « ta tatilinin kaldırılması yahut ta- | til gününün değiştirilmesi ancak bir kanunla mümkün olabilir. Hafta tatili kanunu 924 senesi i- kinci kânununun ikinci günü Bü- yük Millet Meclisinde kabul edil- mişti, Kanunu kimler teklif etti? Bu kanun, Menteşe meb'usu Şükrü Kaya, İzmir meb'usu Mah- mut Celâl, Siirt meb'usu Mah - mut, Karahisar meb'usu Ali, İz - mir meb'usu Rahmi, Karahisar Ruşen Eşref, o Zonguldak meb - usu Halil, Maraş meb'usu Mithat, İstanbul meb'usu Hüseyin Rauf, Kozan meb'usu Ali Saip beylerle daha yirmi meb'usun imzalarile Büyük millet meclisine teklif e - dilmişti. Kanunun esbabı mucibesi Hafta tatili kanunu esbabı mucibesi, tatilin muhtelif noktai nazarlardan faydalarını ileri sür - mekte idi. 1 — İktısadi noktai nazar: Ka- nunun esbabı mucibesine nazaran hafta tatili canlı iş kuvvetlerinin daha verimli bir hal almaları için bir zarurettir. Çünkü 30 gün fast- | lasız çalışan bir amelenin çıkar « dığı işle 30 günde dört günü isti- rahat eden amelenin çıkaracağı iş kemiyet ve keyfiyet itibarile fark- lıdır. Dinlenen işçinin çıkardığı iş daha çok ve daha olgundur. Bu iktisadi esbap dolayısile - dir ki, hafta tatili ancak büyük şehirler için kabul edilmiştir. Çün kü küçük şehirlerde iktisadi fa - aliyet henüz tam manasile tensik edilmiş değildir. Medeni noktai nazar: Kanun hafta tatili esbabı o mucibesinde bütün dinlerin birer hafta tatili kabul ettiğini, ve medeni cemi - yetlerin tatil günlerini o kanunla teyit ettiklerini ayrıca zikretmek- tedir, Sıhhi nokai nazar: Kanunun esbabı mucibesine nazaran fazla nüfusa muhtaç olan Türkiyenin kuvvetli bünyeye ihtiyacı vardır. Bu bünyenin mütemadi sây ile yıpranması doğru değildir. İstira- hat sıhhi bir zarurettir, Ananevi noktai nazar: Kanu- nun esbabı mucibesinde hafta ta- tilinin cuma gününe getirilmesi Türk milletinin an'anesine teva - | fuk ettiği ve bu an'aneye ittiba e- derek cumanın tatil günü olması teklif ediliyordu. Kanun bu esba- | bı mucibe ile kabul edildi, O gün- denberi bu kanun tatbik edilmek- tedir. Kanunun aleyhinde olanlar Kanunun aleyhinde olan iki zümre vardır: 1— Bu zümre hafta tatilini lâğvetmesini, bu suretle haftada bir gün serbest kalan ve günde - liğini alan işçilerin boş günde de çalışmasını temin etmek istemek- tedir. Bunlar, kabul edilmiş olan ka- nunun tamamen ruhuna muhalif bulunmaktadırlar. İş hacminin daraldığı ve bir çok ameleye yol verildiği zaman da cuma günü çalışmayı istemek manasız bir hareket olur. 2 — Bu zümre kanunun lâğvr- ! nı değil tadilini istemektedirler. Bu zümreye nazaran Türkiye beynelmilel iktisadi şartlara tabi- dir. Türkiyenin mali ve iktısadi müesseseleri beynelmilel müesse- selere merbuttur. Beynelmilel müesseseler cuma günü işler fakat pazar günü tatil yaparlar. Halbuki bizde aksine - dir. Cuma günü mecburi tatil gü- nüdür. Halbuki müesseselerin a - çık olduğu pazar gününde iş yok- tur. Binaenaleyh tatili pazara al- malıdır. Mevcut kanun cuma tatilinden maada bir günde bir müessesenin tatil yapmasını o menetmediğine göre bu mesele de kanun tadil e- dilmeden yapılabilir. Esasen bey- nelmilel münasebetlerde bulunan müesseseler pazar günleri öğle - den sonra ihtiyarı tatli yapmak - tadırlar, Başka bir noktai nazar Cuma tatili kanunu görünüşte yalnız bir gün tatili emretmekte- dir. Ve cuma günleri kapanma - sma lüzum görülmiyen müessese- lerde ise münavebe ile tatil yapıl- ması oemredilmektedir. Fakat kanunun müzakeresi esnasında i - leri sürülen fikirler bilhassa iktı- sat encümeni mazbata muharriri Yusuf oAkçora bey bu kanunun (İçtimai) mahiyeti hakkında bir hayli söz söylemiştir. Kanunun müzakeresinden, müşterek tati - lin topluluk hayatı itibarile bir mana ifade etmesi ve milletin müşterek tatil yaparak içtimai rabıtalarını kuvvetlendirmesi ar - zularının da yaşadığı anlaşılmak- tadır. Çekoslovakya Cümburiyeti | bugün yıl dönümü! Bugün Çekos'ovakyada cüm- huriyet ilânmın on dördüncü yıl dönümüdür. Bu münasebetle Çe- koslovakyanın Istanbul baş kon- solosu Dr. Papernik tarafından bugün saat on sekizden yirmiye kadar Tokatlıyan salonlarında bir katul resmi yapılacaktır. Me- rasime İstanbulda bulunan Çek- | ler, ecnebi konso'oslar ve mat- buat mümessilleri davet edilmiş- lerdir, Merasimde Çekoslovakya cümhuriyetinin banisi M. Maza- rik'in namı tebeil edilecektir. —— Bir ecnebi vapur kum- panyasının istedikleri! Ecnebi bir vapur kumpsnyası ticaret odasma müracaat ederek Karadenizle, Marmara denizi, Yunanistan, İngiltere ve Baltık denizi limanları arasında bir deniz battı açarak bu işe birin ci sımf on vapur tahsis. edece- ğini bildirmiş, bu hususta oda- dan malümat istemiştir. Oda bu teklifi muvafık görmüş ve ihracatımıza faydalı olacağı mütaleasında bulunmuştur. | tedir. | Benin (4500) ve 8 No: İı hanenin (3500) | ları Dân olunur. pi ie 28 Teşrinievvek! > 5 VAKT —. Teslihat Azalması hakkın- da Japonyanın teklifi Vaşington, 27 ( A. A. ) — Japonyanın teslibatın (tahdidi hakkındaki yeni teklifleri hak. kında siyasi mabafilda henüz mütalcatta bulunulmamaktadır. Maamafih, teslihat yükünün tabfifi maksadile Japonyanın ile- ri süreceği her türlü proje, Ame- rika tarafından teveccühle kar- şılanacak ve o suretle tetkik olunacaktır Fransız plânı Paris, 27 (A.A) — DünM. Herriot ile milli müdafaa nazırı arasında cuma günü milli müda- faa yüksek meclisine tevdi edi- lecek p'ânın tanzimi bakkında cereyan eden uzun bir müzake- reden sonra şimdi gazeteler, plâ- nın muhteviyatı ile meşgul o!» | maktadırlar. Oeuvre diyor ki: Evvelce söy- lenilmiş olan askeri hizmet müd- detinin tenkisi, plânda mevçut değildir. Piânda yalnız her dev- lete tatbik olunabilecek umumi prensipler vardır. Yapılacak (o tahdidat, © yalnız plânın Cenevre'de kabulünden sonra tatbiki şeklinde tasavvur olunabilir. Matin gazetesi, milli müdafaa meclisinin plânı mübim bir tadil yapmaksızın kabul edileceğinin muhakkak olduğunu yazmakta ve plâmn münbasiren tedafii olan. mabiyetine işaret eylemek- HA KAKARAAERDAKEKARAEE Ka Hasa S0EAKA KALE L2 SAZLARI Beşiktaş İcrit Dairesinden: Bahtiyar, Abdürrahman, Kahraman, A - xiz, Osman, Natık beylerle Naile Kıymet, Faika, Mediha, Seniha hanımların müştere- ken mutasarıt oldukları o çakmakçılarda Büyük Yeni kanda kârgir kapı ve pencere kanalları demir ve dabili duvarların tahta ve gemini tahta mermer Csşli ve duvar İ- çinde sabit kası bulunan 9 No: lı oda İle zemini çimento küvgir 17 No: diğer oda | ve Beşiktaş Kılıç Al santialleri cami çıkma- | zinde, 8, 10 No: Ju haneler iki bap oda 8 No: ir cümle kapımndan girildikte ufak bir | b ahşap Zemin katı zemini mermer taş v #ofn ili kömürlük gene zemini mere | mer taş kuyu ve tulumbayı havi (Omeutfek | bir oda bir halâ ikinci kat dört oda bir gu- | sulhans bir balâ üçüncü kat dahi ikinci kalın ayni tarzı mimarisinde deniz nezare- | ti kâmileyi balz duvarlar yağlı boya ve ba renin öründe genişçe bahçe derununda ku- yu ve bir kaç ağğarı müsmüreyi Bavi etrafi duvartı 10 No: li hanenin önünde ve ait set zerinde merdiyenla açılır etrafı duvar de- rununda İngiliz tulumbasını havi kuyu bir ceviz bir kayın ağaçlarmı bavi o bahçe ve üst set üstünde merkür tulumba ie sa iaal ediln etrafı duvarla muhat ve mezltür bah- | çe kapı ile mlifrez ve taş yalağı ve muhte- ME ağçarr milismireyi havi bahçe ve işbu | #ct Üzerinde kısmen kârçir ve kısmeri ahşap () inci kat Kapıdan girildikte zemini | mermer Lay geniş bir sola kuyuyu havi bir mutfak /ki oda taksim suyu İraalinde mah- sus teçhizat ve wwsuk bir kömürtük ve bir hâlâ ikinel kat yıldız posta caddesinde 9 No: numara ile sokak kapısı ufak bir o fa bir halâ bir salon fç oda bir balkon W- fak bir koridor Mir hel üçüncü kat bir salon dört oda tir balkon ve çati #rası ve balkon ve nezareti kâmileyi bavi #ki bap oda ve ii tep bana yapılan milzayede metisesinde 17 No: k odaya yüz elli ve dokuz No: ir o- daya keralik yüz elli ve sekiz No: İı Bane ye bin iki yüz ve 10 No: hı baneye bin beş yüz liradan fazlanma talip zuhur etmediğin- den tekrar yirmi gün müddetle açık arttır. maya konulmuştur. Dellâlile ve (ihale pul resileri müşterisine sit olmak Üzere 20/14 032 tarihine tesedilf eden cumartesi günü Mat 13 den 15 şe kadar Boşiktaş İcra dalre- sinin 931/7167 No: İr dosyasına (o inlracant eylemeleri ve 9 ve 17 (509) ve 10 No: has Hira mühürimen . kıymetlerinin yüzde 75 nispetinde pey akçeterile beraber bulunma | İstanbul İkinek iMüs memurluğundan: | istanbulda Mahmut paşada 154 numara» | da tüccar Agop Diyarbekirliyan efendi bakkınönki iflâs kaldırılmasını mahke « mece 21/10/332 tarihinde karar verlimiş ol- duğu Miz olunur. (5063) kala ğe dl b sak ği Bağ Sr Ayakkâbicilarin da dertle ve istedikleri var ARA A İN YL A : (Baş tarafı 1 inci sayıfada) | | rın içinde kaç tanesini ©” — Efendim; belli başlı dert- lerimizden birisi kontenjan lis- tesine deri konmaması idi. Ti- caret odasındaki komisyona bu- nun doğru olmadığını, memle- ketimizde çıkarılan derilerin ih- tiyaca yetmeyeceğini, son- ra yerli derilerin Avrupa de- rileri kadar dayanıklı olmadığını söyledik. Sözlerimizi kabul etti- ler ve Kontenjan listesine bir mikdar deri konuldu. — Yerli derilerimiz me vaz- iyettedir? — Kösele ve videla cihetin- den Avrupa mamulâlına müsa- viyiz. Yani Avrupa köseleleri ve videlalari ayarında mal çıkara- biliyoruz. Fakat glâse ve rugan cihetinde böyle değiliz. Avrupa glâse ve ruganları bizimkilere faiktir. Bu itibarla yerli glâse ve rugandan ancak terlik yapa- biliyoruz. Bir kısım fabrikatör ve deri tüccarlarımızın iddiala- rına ettik, Kunduracılık sanatı çok yükselmiştir. (Fakat ayakkabı kötü deriden yapılırsa kundura- | cının itibarı gibi sanati de boşu boşuna tehlikeye girmiş ve heba olmuş bulunuyor. Fakat ne ya- zik ki bazı fabrikalar, para ka- zanmak sevdasına kapılarak çü- rük derilerle yığınlarla ayakkabı yapıyorlar ve milyonlar kazanı- yorlar, Bu kadar çok kazandıkları halde fabrikalarında da en çok yer verdikleri'de Şayir çiler o'uyor. — Siz bir zamanlar, ayakkabılara © karşı açmışlınız? — Evet, aylarca mücadele elik. Fakat elde, bu gibi işlere karşı bir kanun bulunmaması yüzünden hadiseye birçok ma- kamların alâkadar o'masına rağ- men büyük neticeler elde ede- medik. — Başka istekleriniz yok mu? — Var, hem de çok mühim. Memleketimizde (o ayakkabıcılık için hiçbir kayıt ve şart yo'tur, önüne gelen bir ay çıraklıktan sonra kendi başına dükkân aç- mıya kalkışıyor. Bu suretle ev- velâ ayakkabıcı dükkân lüzum- suz yere çoğalıyor. Sonra gelişi güzel ve gayrı fenpi ayakkabı yapılıyor. Bittabi burada en mü- bim bokta fenni ayyakkabı ya- pılmamasıdır. Ayakkabıcılık çok nazik bir iştir. İyi yapılmıyan bir ayakka- bının bir ayak için en hafif za- rarı nasırdır. Eu zarar kangrene kadar çıkar, Bundan başka bu gibi ehliyetsiz ayakkabıcılardan mühim bir kısmının da ustalık iddiasile evlerinde çalıştıkları, sonra çıkardıkları ayakkabıları toptan sattıklarını da düşünmek lâzım. bu adamlar bu suretle muhtelif vergilerden de kurlul muş bulunmaktadırlar. çürük mücadele Bu iyi olmıyan vaziyetin önü- ne geçmek için kunduracılara birer ehliyelname vermeyi ve eh- liyetnamesiz olanlara kunduracı- lık yaptırmamayı düşünüyöruz. Bunun için bir mektep açmak istiyoruz. Bu mektepte üç ay tedrisat maksat için kâfi gele. bilir. — Kaç âzanız var ve kunla- rağmen bu ciheti tesbit | Türk Şİİ” zaruretindedir. i tahmin ediyorsunuz? — Cemiyete mukayyet ” mukayyet, 25-30 bin âzami Bunların içinde sekiz tanesinin kâfi derecede © leri olmadığını tahmin ediy“ — Demek, ehliyetnam€ buriyeti ile güzel bir tâ yapılmiş olacak? — Evet, — Aranızda, kanunun e ay sonra çalışmaktan me” ceği ecnebi işçiler var em gi — Evet epiyce vardı Çin, Japon, Acem tebası bi ecnebi kunduracılar vardır: * mz bu bahiste, kanunun ti mile tatbikini temin için Ç0' na etmeklâzım gelecektir. kü bunlardan “bir kısımı “8 lerini mağazaya kalbedip, * atelyelerde çıkardıkları #9 bu mağazalarda satabilirlere — Ayakkabıcılar ne kadaf ” zanabiliyorlar ? ler — Doğrusunu isterseniz zananlar pek azdır. Birçok sa”! kârlar ancak geçinebilecek dar o kazanabiliyorlar. Bil” böyle kıt kanaat geçinen”. en başında kadın ayakka0”. yapan atelyelerle, bu cins 4”. kabı satan mağazalar geli. Çünkü en çok bu cins m modanın esiridirler. Sık .sık "5 sen değişir. Halbuki en kürü bir kunduracı 34 numara ile” İç. numara arasında modaya mW fık muhtelif çeşitler bulundur” Moda ; deği satamadığı kunduraları : d€ ortadan kaldırmıya, yerine lerini yapmıya mecburdur" — En iyi bir kalfanın ye ye kazancı ne kadara çıkarf — Bizde ücret parça üzel z dir. Meselâ şu gördüğünüz ish” pinin. işçiliğini 150 kuruş ol# a kabul etsek: kalfa bunun © Hyl miktarını çalıştırdığı çırak? 1 verir, Geriye kalanı da ken aittir, Fakat her gün iş o'ma'ğ için bir kalfa haftada ancak ! gün çalışabilir, Bügünlerde ed & kalfanın günlük kazanci ikile ilra arasında değişiyor. , İk — En iyi cins malzeme”. Jy, yapılmak şarlile bir und azami kaç kuruşa malolur? g — Azami 8 liraya malola?” | — 18 liraya kundura sat! N , İ var? — Bazı ısmarlama işlerde v7 al ziyet değişebilir. Çünkü bu”? daha çok müşlerinin zevkle”. göre yapılır. Hususi k olur. Zerafet ve incelik B9 sından daha yüksek işçiler€ tiyaç gösterir. gi — Fabrika mamulâtı ce yettedir? , — Fabrika işi, el işi dert sinde elâstiki ve uygun ola fi Bu itibarla elde yapılan ayakkabı fabrikada yapılan hemen daima tercih edilir. 5 Mısır ve Yunan Mef kova sefirleri Berlin, 27 (A.A) — Wi jansından; (o Mısır hüküme” Moskova sefiri Cevat M > B. ile Moskovadaki Yunan li elçisi M. Constantin Psaro Berline gelmişlerdir.