Genç kadın, hafif bit ogürül- tüyle uyandı, kulak verdi, Pen&e- re taşlanıyordu.. Titriyerek: — Odur! 4 Diye mırıldandı. Bir İâhze i - çin, ytaktan çıkmamak, senelerce evvel, sekiz on yaşmda bir ufak kız çocuğu iken korkulu bir rü - yadan sonra, yahut şimşekli gök gürültülü gecelerde, yaptığı gibi, yorganı srmsıkı üzerin? çekmek, kulaklarını yastıkta tıkamak iste- di... Fakat kalktı, pencereye doğru yürüdü. Bu, muhakkak ki karde- şiydi. Yatsıdan biraz sonra, karşı sokağın başındaki elektrik lâm - basının altından üst üste - birkaç defa geçen karaltıyı ona benzet- memiş miydi?,. Yengeçvari yürüyüş, tastama- mına onun yürüyüşüydü., Zaten, müddetini de bir kaç gün evvel bitirmişti. Kardeşi ağırceza mah- kemesinde bundan tam üç Zu için mahküm edilmişti. Genç kadın, parmaklarile bir bir tekrar hesapladı. Evet.. hapis- ten çıkalı mutlak bir kaç gün ol - muştu, Peki.. Burada oturduğunu nereden biliyordu? Kimden öğ - renmişti? Orta halli bir ailenin evlâtla « rıydılar. Babaları öleli beş altr sene olmuştu. İyi kalpli ana, on - lar için bir zaman “baba,, da ol: du. Evleri, barkları vardı. Bunla» rın getirdiği iratla iyi kötü geçi - nip gidiyorlardı. Cevdet bayırsız bir çocuktu. Daha on sekiz yaşı» na girdiği gün tahakküme başla- dı. Yirmisinde, baba yadigârı em lâkin hepsini birden haraca çı - kardı. Aldığı parayı har vurdu, harman savurdu. Ana, kız bir za- man, hem de uzun bir zaman, el kapısında boğazı tokluğuna hiz - met gördüler... Günün birinde, ya şı geçkin kadm üzüntüye daha fazla dayanamadı. Öldü. Seniha, | kötülüğe sürüklendiği gün on ye- di yaşında yoktu bile.. Çok güzel di.. Bu güzellik, bir iki sene son- ra onu bar köşelerinden ve yan - gin yerlerinden, yaşlı fakat zen - gin bir âşığın kollarına götürdü. O gün, Cevdetin mahkemede üç sene hapis cezası yediği güne ras lıyordu.. * e. Yaşlı, zengin âşık iyi bir adamdı. Senihabu geçkin aş- ka hürmet gösterdi. Ona her şe- yi anlattr, yalnız kardeşi için ya- lan söyledi: — Şark vilâyetlerinde zabit! demişti. Pencereye çarpan taşlar biraz 'daha şiddetlenmişti, Seniha perde yi araladı. Ağır ağır camı kaldır» dı. Yağmur yağıyordu. Oluklar « da sular şakırdıyordu. Evin karşı” sındaki bostanın yüksek (duvarı dibinde, karanlıkta, mini mini bir ateş ışıldayıp sönüyordu.. Biraz daha dikkat edince karaltıyı ta - nıdı.. Cevdet kısık kısık sesleni - yordu: — Seniha.. Hişt.. kız, Seniha,, Kapıyı aç.. Geliyorum.. Pencereden çekildi. Camı in - dirdi. Perdeleri kapadı. Kalbi vu ruyordu, Başı zonkluyordu. o Ter kalan vücudunda milyonlar ca iğnenin verebileceği bir acı duydu. Kapıyı açacak mıydı? Yaşlı âşık, bir iş takibi vesile- sile Edirneye gitmişti. Evde yapa yalnrzdı, Zavallı Seniha, buna memnün oldu ve Allaha şükretti. Yoksa, ona ne derdi?.. Şark vilâ- yetlerindeki i zabit kardeşin bu ol ki mar a v sene | evvel güpe gündüz bir ev soydu. | madığına Onu nasıl inandırabilir- di?.. | Aşağı indi. sürgüsünü em kanadından, Cevdet süzüldü, Sarhoştu. Ağzı leş içeri yordu: — Yahu.. Tebrik etmek yok! mu?.. Geçmiş olsun demek yol: mu?.. Kurtulalı üç gün oldu.. Se- ni buluncaya kader da akla kara yı seçtim.. Bereket bizim Zeliha- | ya.. Seni gören a.. Bata burayı ta rif eden o.. Fakat.. Haspam sen de zengin dostu bulunca bir de - ğişmişsin bir değişmişsin ki!.. Seniha onu takip (o ediyordu. Üst katta biraz nefes alır, almaz Cevdet'paradan acti: — Hapisten yeni kurtluduk.. Malüm a.. dedi.. bize bir miktar uçlan bakalım.. Hem (dostunun zenginliğini nereden (o anlıyaca - ğız?., Seniha, bu sarhoş adamı sava bilmek için parası olmadığına ü- züldü. Yaşlı dost, Edirneye gider- ken mobilyeciye verilmek üzere bir hayli para bırakmıştı ama fa- kat, bu gün kanapeler eve gel - miş ve Seniha mobilyeciyle he - sap görmüştü. Şimdi ne yapacağı nı bilemiyordü. Birden aklına ge! di. Kolundaki altın bileziği çıkar- dı: — Al bunu.. Dedi.. Cevdet, göz süzdü.. — Anam babem.. diye güldü.. Galiba bizi gene kodese gönder - miye niyet ettin sen.. Kuyumcu - ya okuturken enselenirler mi isti- yorsun?.. — Ne yapayım Cevdet?.. Para olsa vereceğim ama yok ki.. Surat astı: — Onu külâhıma anlat!.. Dedi, Sonra kızdı: — Ne yapıp yapmalı bulmalı! Diye depreşti. Seniha, ağlıyor ve yalvarıyordu.. La > s parayı ce yatist geçiyordu. Bu;'kim ola - bilir? Seniha Cevdetin, Cevdet Se nihanın yüzüne baktı, evet. Bu kim olabilir?.. Seniha, camı kal - dırarak sokağa uzandı, ve derhal geri çekildi, telâşla fısıldadı: -— Çabuk, Cevdet:. Saklan.. — Kim 6?.. — Şey.. O işte... — O kim?.. dostun mu? — Evet., — Geldiyse hoş geldi., Ben se- nin aftosun muyum be?.. — Cevdet.. Allah aşkına.. Fazla ısrar her nedense isine gelmedi.. Seniha onu (o gardıroba gizledi. Sonra kapıya indi.. Gece i İ nin yarısında, Edirneden tren o * Vur mıydı? Korkuyordu. Telâşını belli etmemeğe çalıştı. Kapıyı aç- | tı. Yaşlı dost hışımla içeri girdi. Hiddet ve şaşkınlığından gözleri kan çanağına dönmüş ve büyü - müştü.. Elbiseleri, şapkası saat - lerce yağmur altında kalmış gibi ıslaktı.. Birden: — Söyle nerede? Diye haykırdı. Boğuk sesi ça - tal çıkıyordu. Seniha beyninden vurulmuşa döndü. Aşıkı odemek her şeyi biliyordu. Bir dakika, o na hepsini itiraf etmek istedi. Üs tü dar, paçası bol pantalonu, çap ras yeleğ, İeş gibi rakı kokan ağ- zı, oyuklarında duramıyan kor - kunç gözlerile hapisten yeni kur- Hafifçe kapının | çekti. Aralanan ka « gibi | rakı koküyordu. Yayvan'yayvan ! söylenerek, merdivenleri tırmanı- | Kapının zili şiddetle öttü.. Ge | On gön kadar evvel izinle memleketimize gelmiş olan Mos- | kova büyük elçimiz Hüseyin Ra- gıp Bey dün akşam Sovyet ban- dıralı Çiçerin vapurile Odesaya doğru yo'a çıkmıştır. Re'sicüm- bur Hazretleri tarafından Hikmet Bey, Rus sefiri, Maarif Vekili Bey Efendi teşyi etmişlerdir. Höse- ; yin Ragıp Bey Odesadan Mosko- veya yidecektir Matbuat cemiyeti kongresi Istanbul (o Matbuat Kâtibi Urmumiliğinden : Istanbul Matbuat Cemiyetinin i senelik kongresi ayın onuncu pazartesi gününe tehir edilmiştir. O gön sat on üç buçukta cemiyet azesının behemebal mer- kezi teşrifleri, Cemiyeti, ce bundan çabuk vazgeçti. Yaşlı dost haykırıyordu: — Söylesene?.. Nereye sakla - dın?.. — Kimi?.. — Kimi olacak?.. Dostunu.. — İftira ediyorsun!.. — İftira mı! İri eli havaya kalktı. Seniha gözlerini yumdu ve tokatı bekle - di.. Vurmadı. omuzlarından tuttu. Tartakladı: nu şakladığın yeri bana göster.. Genç kadın başını silkeliyerek inkâr ediyordu: — Yalan! ru., Yaşlı adam par par titriyordu. Islak ellerile çenesinden tutarak f kadınım başını geri çevirdi: — Yalan.. Peki.. ya bu ne?.. Seniha, yarı aydınlık antrenin en nihayetirndeki portmantoda bir kasket gördü.. Bu, o pötikare bir erkek kasketiydi.. Bu, kardeşinin kasketiydi.. San ki dili tutuldu. Sesini çrkarama - dı. İhtiyar dost çılgına döndü. Merdivenlere atıldı. Seniha, der - mansiz bacaklarile yetişemiyor - du, Ayakları takıldı. Basamakla - ra yıkıldı. Hınçkıra hınçkıra ağli- yordu. Birdenbire, üst katta bir silâh patladı. Kısık bir feryat kop tu,. Sonra, iri bir cismin sukutu - ğuk bir inleyiş ve depreniş.. Bü - tün kuvvetile ayağa fırladı, Mer- divenleri tırmandı. Vurulan kim* di? Kardeşi miydi? Ah, ona pek yazık olurdu. Sabıkalıydı.. Hayır sızdı.. fakat.. kardeşti. Karanlık sofada, bir karaltı ile karşılaştı. Bu, Cevdetti, Leş gibi kokan ağ- zı, yengeçvari yürüyüşile ta ken- disi.. Seniha geniş bir nefes aldı. Merdivenlerden yuvarlanır gibi i- nen kardeşinin arkasından ses - lenmek istedi.. Boğazı kup kuru idi. Sesi çıkmıyordu.. Sade; — Kasketin.. kasketin. . Diye kekeliyordu. Cevdet başı Dı geri çevirmeden cevap veriyor du: — Sen tasa çekme. Biz işimi- zi biliriz.. Dışarda düdükler © ötüyordu. ! Sokağın en nihayetinde o nalçalı İ ayakkabıların biribirine karışan sesleri süratle yaklaşıyor ve bü - İ yüyordu.. » * : Cinayet tahkikatını yapan za- bıta, taş antrenin bir köşesindeki İ portmantoda pötikare bir kasket buldu.. Bu, cinayet gecesinin gün- düzünde, eve kanapeleri getiren mobilyecinindi. Onu nasılsa port- mantoda asılı unutmuştu. ç SİİR elini dizi ölü m e a mmm | — Söyle diyorum sana.. Dostu — İki gözüm çıksm ki, doğ - | na benzer bir gürültü oldu. Bo - | (Umuma mahsus En büyük 2 artistin: Jean Murat - Kate de Nagy En Büyük bir şaheseri : Aşkta Galip Binlerce seyredicilerini zevkle mestetmektedir. Filme ilâve ; Paramount dünva havadis- leri gazetesi Bugün sast (İde tenzi Malı, Giazlarla matine. /—GLORYA'da—, Mu CHARLES VANEL ve GA£RIEL GABRIO ile beraber temsil ettikleri “Kanun Namına, muazzam filminde pek büyük muvaffakiyetler kazanıyor. İİ ir “ eg o Gitta ALPAR Testli ve mubrik sesi ile, sevimliliği ve büyük kömediyen sfatile GUSTAV FRÖHLICH ile beraber temsil ettiği SAADET Şarkısı Filminde sizi teshir edecektir. ASRİ Sinemada" Bugün ve Yarın MALEK Harbe Gidiyor filminin son gönleridir. ) Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri : 7- 10-932 Cuma ve süvare saat 21,30 da Yedi köyün Zeynebi Yazan; Hauptmana Nakleden: Seniha, Bedri FL iti | İl ALANIN Darülbedayi (O Midürlü- günden : Tiyatromuzda Balet dersleri | başlamıştır. Bu derslerden isti- fade etmek istiyen, vücutları dansa elverişli hanımların her ün saat ikiden beşe kadar arülbedayi rejisörüne müraca- atları ilân olunur. IRTIHAL Mülga aşar Rusumat umum müdürü merhum Şükrü Bey ke- rimesi ve Liman şirketi umumi kâtibi Reşat Yılmaz Beyin balası dün Anadolubisarındaki köşkle- rinde vefat etmiştir. Bugün öğle namazı vaktı cenazesi kal- dırılarak Anadoluhisarındaki aile kabristanına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. ene Kooperatif Kooperatif ayda bir çıkar 5 in- ci nüshası da zengin mündere- catla çıkmıştır. Gerek memleke- tiriz gerek dünya iktısat işlerine dair kıymetli yazılar ve malü- mattan mada, “Sanayici efendi- lerimiz biraz susarmısınız?,, Baş- lıklı çok dikkate şayân bir ma- kalesi vardır. lctihat letihadın 354 üncü sayısı çık- mıştır. Abdullah Cevdet beyin çok güzel bir makalesini ve bir çok diğer makaleleri ihtiva et- mektedir. Istanbul Belediyesi: (Ls. matine 15,30 da ISTANBUL BELEDİYESİ | cek ve heva aç onca. il üret 211.80) 218— 20 £. Balçika İf 20 Drahmi 20 Isviçre 20 Löva 1 Filarin |) 20 Kuran Çek 134 © Çek tistleri (ka Esham Bankas (a0 | rrkos Anadolu 31,90 | Çimeniö Reji Ş-, Hayriye Tramvay U. Sigorta “mont 1450 | Şark Be Li Italya 193 | Şark 2960 | Telefan istikarzlar Ts lat, dahi Elektrik Şark D.yolları Pramaği D.Muvahhide Türel Gümrükler ,10| Rahtımi Saydi mahj 420 Anadol z Bağdat 4,50) Anadal Askeriye ll TAKVIM Cuma Cum? 7 T.evvel 6 Cema.ahir Gün doğuyu öt Gün batışı Sabah naman Öğle namazı İkindi samazı Akşam saman Yatsı zamazı Usak Yılm göğen günleri Yılın kalan 1s 7 15,45 7 1002 433 ) 263 ” mi —— HANA, — Dün mcakuk 19 derece olarak tesbit edilmiğiğ Yüzgür mütehsvvil süratle po) Bugün İSTANBUL — 18 den 1030 din Rıza ve Belkis hanımlar, İl kadar orkestra, 21 den 22 ye liza ve Cennet hanimlar, VİYANA (5172 m) — V 1540 plak, 14,10 pid, 1620 musiki piyes, 20,50 piyen, 21, ROMA (441,2 m) — 18,30 konser, 21,45 konser, 23 kon ber, BUDAPEŞTE (350,5 m) — 13,05 konser, 18.50 plâk, 20,1 oda musikisi, OSLO (108 m) — 1940 M ser, 28,15 balk şarkıları, MOSKOVA (1304 m) — 16,0 musiki ve 22,55 e kadafi riyat, VARŞOVA (41 m) — hali konseri, 21,15 senfoni dar. KÖNİGVÜSTER HAVZEİ 745 iiranastik, 17,30 konser, © PARİS (1125 my — 303 zisahabe, 22,30 konser, ; Yarın VİYANA (8172 m) — 45 konser, 1845 zöarg, 1889“ pera, ROMA (4412 m) — a5 21,45 operet. j BUDAPEŞTE (8905 m ser, 13,05 konser, 18 çipen konser, 23 çizen orkegtrssi” OSLO (1053 m) — 23,15 dans. MOSKOVA (0304 m) “ e kadar neşriyat. p VARŞOVA gisi m) 17.25 pâk, 18 konser, 21 ser, 23,05 konser, 24 dan KÖNİĞVÜSTER HAVE Ke 115 şimmastik, 7,30 Komet konser, 2450 dre PARİS (1725 m) — 20,20 maskı, 21 edebi © yelro, 23 pik, “ di g