Sayıfa 4 VAKIT Ahmet Rasimin ölümü Vorurda bir kavga Bir alimin ölümü Bir alemin ölümü Ahmet Rasimin ter. * cümei bali hakkinda bir şey yazmıya lü- zum yok zaten mer hum eserlerinde ken- dini tespit etti deye- cek bırakmadı ben, Rasimin ölümü mü“ nasebetile ilim — a- damları hakkında bir kaç söz yazarak bem merhuma $on arka- | daşlık borcunu öde- mek, hemde gençle- rin fırsatı kaybetme- yip geride kalanlardan istifade eylemeleri n : özumunu © bildirece. | Uç dört sene evvele alt bir hatıra: ğim.. Hüseyin Rahmi Ahmet Rasim Ben kendimi bil Mahmut Sadık diğim vakit başlar (Bu üç gazeteci, romancı, fıkracı üstattan Mahmut tavana değer bir su- rette her cibeti kalın taş “Sultan Velet,, medrese- sinde buldum, Okuduğum Arap- ça kitapları bir hastanın aldığı ilâç gibi naçar okuyordum. Be- reket versin ki © medresemiz “ Hazreti mevlâna ,, dergâhı şe- rifine bitişik idi, Fırsat buldukça dergâha ka- çar, pirzadelerine © hürmetkâr olan eski dedelerle (konuşur, hayran hayran onlardan malü- mat alırdım. Sonra dergâh kütüphanesine dadandım. Tıklım tıklım edebi eserlerle dolu idi. Kütüphaneci Halit dede bana "Harabat”ı verdi, Ben orada yüzlerce şair isimleri gördüm," şiirlerini oku- dum, kendi mecmuama sevdik- lerimi kaydettim. Meğer ben de şair imişim. İlk şürlerim kaybol- du. Bir vakit "Kendi hanendir,, redifinde bir gazel yazmışlım. Bilmem kim benim bu gaze- imi Konya vilâyeti mektup- çusu Nâzim Beye | meşbur şair (Nazım Paşa: Nâzım Hikmetin dedesi | göstermiş. Bir gün bana “Konya” gazete- sini gösterdiler. Gazete, okuyu- cularma Hazreti Mevlâna evlâ- odundan bir genç şair takdim ediyordu. Benim gazelim hem nevzemin imiş, daha birçok iltifatlar vardı, gazete gazelimi baştan başa yaz- mış. Hâlâ (Muhlis) beyiti hatı- rımdadır: Bugün bir ehli dilden ış ve rahat menban sordum, Dedi kim ey velet gönye cennet i hanendir.. Artık, Kİ çıldırıyor» dum, Fakat bir taraftan da kor- kuyordum. Bizim memleket halkı çok sözcüdür. Korktuğum ba- şıma geldi. Akrabadan, ihvan dân bir takım eski kafayı ken- dine büyük bir şeref sayanlar, beni güya ilim, dervişlik yolun- dân ayrıldı, ehli zabire, ehli su- rete karıştı deye aldılar ele, gir- diler yola... Ben aldırmadım. Mektupçu bey beni çağırdı, taltif etti, tak- dir etti, Oda muhibban ve ib- vanımızdan idi. Bir aralık bana (hürriyet) koleksiyonunu mahrem olarak verdi. Haftalarca gece uykularını bırakıp iki büyük cil- di batmettim. Ben değiştim. Bambaşka bir adam oldum. Meğer Konyadan başka dün- ya da varmış. İstanbulda müste- bit bir padişahın kendini beyen- miş vezirleri varmış. Memleketin Sadık ve Ahmet Rasim bizden ebediyyen aynldılar. Onlar yatukça Hüseyin Rahmi çok yaşasın..| iyiliğini istiyen gençlerin kanına giriyorlarmış onlar da hariçte milleti uyandırmıya çalışıyorlar- mış, Huuu... Neler neler... Ben artık kitapçılardan sarf cümlesi, izhar, avamilden ziyade “lürkçe yeni eserler aramıya baş- ladım. Ne kadar körmüşüm. Körleri kınamayınız. Gören göz değil, dımağdır. İnsan uyanma- yınce göremez vesselâm, Meğer benim medrese kitapları aldığım kitapçı soluda ne eserler varmış. Edebiyata, hayata ait birçok kü- çük büyük eserler gördüm. Şöy- le gözden geçirdim. Bazılarını da aldım. İlk okuduğum yeni kitap- lar arasinda (Ahmet Rasim) in (Teşekkülü Cihan) atlı risalesi de vardı. Ahmet Rasim, beni uyandiran ilk hocalarımdandır. Ben ( teşek- külü cihan )1 okumazdan evvel bildiğim (yer tabak gibi, gök çanak gibi) sözüdür. Halbuki Ahmet Rasimin yazdığına naza- ran ne tabak var, ne çanak var. Hem dünyanın yaradılışını da tuhaf anlatıyor. Ona kalırsa dün- ya öyle altı günde ne gezer, alti bin yılda da değil de milyonlarca yıllar zarfında yavaş yayaş, bem de kendi kendine olmuş. Biraz ilk tohum meselesi karanlık. Fa- kat sonraları gayet tabii surette çoğalmış. Ne melek eli karışmış, ne de başkaları, Vay imam yok vay. Hocalar böyle kâtiplere boşuna gar. || demezlermiş. Burası okadar garip değil Zaman geldi, zemin geçti. Ben Arapçayı bırakmadım. Şarkın başı mesabesinde İstanbul uya- nınca Halep, Şam, Mısırda uyan- makta gecikmemiş. Büyük mü- ceddit (Şeyh Abdo) Berutta görünerek Miswa kadar tenvir etmiş. Avrupayı gezüp lisan öğ- rendikten sonra Mısır müftisi oldu. ( Camiül ezher) & yeni fen- leri soktu. Ah o vakit bizde de bir abdo olsaydı. Başladı, yeni tercüme edilmiş Arapça eserler gelmiye. Her zamanda ekseriyet hilâfına yüksek düşünenlerden büyük â- limlerin » köşeden bucaktan, ek- serisi İstanbul kötüphanelerinden istinsah olunan - eserleri basılıp Istanbula gelmiye. Bir gün ki- tapçı Halepli Eminin dükkânma uğradım, hatta o gün büyük â- Jimlerimizden Izmirli Ismail Hak- AŞ RL Feyziyi denize mi attılar ? Bundan bir buçuk ay evvel Karadenizden Istenbula gelmek» 'İ te olan Dumlupınar vapurunda kamaradan Feyzi ansızın ortadan kaybolmuş, bunu öldürmekle maznun olarak kamarot Süley- man, ağir cezaya verilmişti. Bundan başka kaptan Murat tabkikatı işkâl ve tayıfalardan Emin, Hüseyin, Süleyman, Osman yalan yere yemin etmekten suç- i hu olarak ağır cezaya verilmiş- lerdir. Dün bu davanın mubakeme- demiştir ki: — Feyzi ile aram Bana iki defa ateş etti, korktum, yere düştüm. Yaralandığımı zan ettim. Feyzi kaçtı. Ben makinist- lerin yanına gittim. Bir yerimde yaram olup olmadığına baktir- dım. Birkaç kişi biraz sonra gemide Feyziyi aradılar : — Süleymavı neden vurdun? deye soracaklardı. Aradılar, bu- lamadılar. Nereye gittiğini bil- miyorum, ber halde denize at- lamıştır. Muhakeme bazı şahitlerin ge- tirilmesi için başka güne bıra- kıldı. Sabıkalı bir köpek Karagümrükte “Kurt,, isimli iri, yarı bir köpek, iki gün evvel Zuhal isminde beş yaşlarında bir kızcağızı ısınyor. Bir gün evvel yine Karağümrükte küçük bir çocuğu “ysirah “bu sabıkalı köpek dün Zubalin babası mu- allim Lötfi Beyin şikâyeti üzeri- ne Belediye tarafından yakalanup kuduz hastanesine gönderiliyor. Tabiidirki bu köpeğin hastanede on bir gün müşahede altında kalması lâzımdır. Fakat sabıkalı köpek dün sabah nasılsa hasta- baneden ya çıkıyor, ya kaçıyor ve yine gelip Karağümrükte ki ciğercilerin önünde gezinmeğe başlıyor. İki küçük yavruyu ısırdığı halde bu köpek müşahede al- tına alınmadan nasıl tekrar ser- best geziyor? Bu hayvan kuduz bile olmasa bunun her ihtimale karşı fenni müşahede altında tutulması lazım gelmez mi? kı hocamızla siişerief olmuştum. O gün (Ibnülcevzi) nin (Telbisi Iblis) atlı kitabını aldım. Bu ki- tap eski mahdut kafalı şeyhler hocalar aleyhinde kıyametleri koparır. Bu zat altıncı asrı hic- rinin en büyük hadis imamların- dandır. (mam Siyuti: gibi zatlar bu büyük adamların eserlerini telhis etmek suretile şöhret al- mışlardır. Diyeceğim, o kitapta bilmöna- sebe erzın yuvarlak olduğunu, arz ve sair yıldızların birer ko- caman.... yuvarlaklar olup feza- da dönüp durmakta olduklarını yazmaz mı. Ya, ben Ibnülcevzinin tırnağı bile olmıyan bizim büyük hoca- larımız vaızlarında yedi asır son- ra neye hâlâ bize (yer tabak gibi gök çanak gibi) deyip du- rurlardı. Kastamonu mebusu Velet Çelebi (Sonu yarın) * © İdiz dll sine başlanmış, maznun Süleyman | açıktır. | Vapur istanbula doğru gelirken | Feyzi bir gün ansızın kamarama | girdi. Elinde bir mavzer vardı. | Yarın akşam Al 1-2 ta adim ie — BU Y.D.SU Fransızca sözlü film, HARRY BAUR ve RENE LEFE8VRE tarafından Yarın âkşam GLORYA Sinemasında Ramon Novarro'nun Suzy Vernon ile bera ber temsil ettiği (Sevilli şarkıcı) tamamen Franmzea Gözlü ve şarkılı ilk filmin iraesi şerefine GLORYA CAZ'ın iştirâkile Birinci Gala Müsameresi HAVA, — Dün caklık azami 27, argârt 18 derece olarak tesbit edilmiştir. Bugün rüzgür mütehavvil sür'atle esocak, hava 'ek- seriyetle uçık olacaktır. Bugün İSTANBUL — 14 ten 18 e kadar Dü Ku- rultayı, 18 den 19,80 kadar Muzaffer Hanım ve Hafız Ahmet Bey, 1930 dep 21 e kadar orkestra, 21 den 27 kadar Müsir Nurettin Bey. VİYANA (517,2 m) — 1239 komser, 13,40 plak, 14,10 plâk konseri, 18,50 kotser, 20,50 masld ve piyano, 24.5 konser. BÜKREŞ (394,2 my — 13 plâk, 14 plak, 18 konser, 19,10 konser, 2040 plâk, 21 We man konseri, 71,45 konser, 22,15 piyano kon- seri, ROMA (441,2 m) — 71 pillik, 21,45 operit. BUDAPEŞTE (500,5 m) — 10,15 konser, 13,5 konser, 18 konser, 2047 melon Orkce- trası, 23 dans, 24 çıyan orkasiram. MOSKOVA. (1504 m) — 15,30 müsiki, 10,10 #nugiki, 1990 konser. VARŞOVA (1411 m) — 20,35 havadis, 21 Pragtan nakil, 22 Krakovilden nakil, KÖNİĞYÜSTER HAVZEN (1886 m) — Tilmnastik, 7,16 konser, 15 konser, o 1730 kötser, 21,50 opera, 22 dana, PARİB (1725 m) — 20 müsahabe (Xlod Farra), 20,30 tıbbi müsahabe, 21 adeti mi- sahabe, 2140 moda, 21,45 Uyatro, 23 kenser. 28 Erkal 1932, Bu akşamdan itibaren OPERA sinemasında. iki sevimli ve canciğer komik DUZTABAN ve BASTIBACAK KADIN AVCILARI filminde arzı endam ediyorlar TAKVIM Salı Çarşamba 28 - Eylü 29 Eylül | 27 Cema.evvel 28Cema. Gün doğuşu 349 4s1 Gün batışı 18,0$ 1802 Sabah namam > S,i8 s4 Öğle oamanı | 1206 1206 İsindi namazı 1539 1530 Akşam ünman (804 Li i İN yatsı namazı 157 19488 İmsak 1,10 “2 | Yam göçen günleri ) 29) 200 Yılm kalan ) günleri (9 r—BORSA 27 Eylül 1932 (Satiş) 0 Liret 20 £. Belçika 30 Drahmi 20 İsviçre 20 Lava 27— 1 Florin 85-İ1 Mecidiye ( 38“ 20 Kuron Çek (94 | 1 Banknot © ç39 “ek fiatları (kap. sa. 16) Parla 1206) Prag salli l 1 Alin daf 732..İ Viyana Ne York (o 04723) “adrit 54 Milâno 91150) Berlin v Brtiksal 34093 | Varşova 4g” Atina 77.87 | Peşte Cenevre 2.4485 | Bükreş 799 Sofya 05, a9! Balgrat 3 * sterdam — 141769 | Moshoye 190 a T Barkan | Perişan 28- Aradolu ni mez) Çimento Ar, 9 Şen Hayriye 1450 | Sare BA Tramvay 4625 | Italya U. Siyortn oo y29 | Şark m ceza yi —aonti 28777, Telefon stikerzlar > 7 Tekila Tet. dahili 96.50 | Blektrik - Şark D.yolları 450 Tramvay 4 D.Muvahhide 5659| Tünel “ Gümrükler | $10| Rihtem " Baydi mahi 40 Azadolu1 Bağdat 4801 Anadolu 11 o 83 Askeriye — (A Mümestii 49 Darülbedayi müdür İstanbul şe- ISTANBUL BELEDİ hir o tiyatrosu kış temsilleri- De teşrinieyve- lin birinci cu- martesi günü | | | akşamı Seniha nn | Bedri Hanım | tarafından nakledilen UN “Yedi Köyün Zeynebi, isi pıyesle başlıyacaklır. Zayi Müştereken yazmış olduğun “ Emir emirdir,, namindaki perdelik musikili komedinin rinci perdenin şiirlerile berab müsveddesini 22 eylül perşe ii günü saat 6-7 raddelerinde © | latasarayla Türbe arasında olunmuştur. Kimsenin işine ramiyacağından bulan namına Vakıt yurdunda M Nazmi adresine (gönde: hasseten rica olunur. Ankara caddesinde Kiralık Odalar Orhanbey hanında — Görmek ve kiralamak için VAR mın HESMANMMI yurduna müracaat,