HALKIN GÖZÜ HALKIN- KULAĞI HALKİNDİLİ Bon Posta Yenı u.-ı telefonut İstanbul — — ÇARŞAMBA — Kurultayda Gazi Hiz. vo Jenaral Mak Artür Cenapları Kurultay Müzakereleri Dili- we mizin Zenginliğini Dü Evvelki gün, bütün memleketi alâkadar eden çok şümullü te- zahürat ile açilan Türk Dili bü- yük Kurultayı dün ikinci toplan- tısını — yaptı. Çünkü — toplantı öğleden sonra saat on dörtte baş- ladı, mühim müzakereler oldu ve akşam geç vakte kadar devam etti. Müzakereye başlanabilmesi için ekseriyet olup olmadığının anlaşılması lâzım geldi, yoklama yapıldı. Neticede salcnda büyük bir ekseriyet müzakereye geçildi. Evvelâ dünkü zabıtlar okun- du. Bu sırada Dil Cemiyetinin Umumi Kâtibi Ruşen Eşref Bey ayağa kalkarak: Zabıtlarda geçen — “Dil Encümeni,, tabirinin “Dil Cemi- yeti,, şeklinde yazılmasını teklif ederim, dedi. Bu teklif kabul edildi. Sonra Reis Kâzım Paşa de- di ki: — İki encümen için aza se- çilecektir. Arzu edenler münasip | gördüklerini söylesinler, Reisin — bu teklifi üzerine Ruşen Eşref Bey tek- | rar söz aldı, Kurultayın teş- | kilât encümeni için: Celâl Sahir, Ahmet İhsan, Ali Canip, İhsan, Saffet, Saadet Zihni, Fesit Celâl, İbrahim Necmi, Nusrat Kemal, Hâmit, Sait Asaf, Ferit Zühtü ve Büyük Kurultay İki gündenberi çalışan Türk Dili Ku-s rultayı, dilimiz hetabına büyük gayelere erişmek maksadım takip etmektedir. Ku- rultay müzakereleri, bu maksada ermek uğrunda kararlar verecek, bu kararlar tat- bik edilerek Türk Dili hakiki temizliğini kazanacaktır. Bu çalışma neticesinde erile- cek meticeyi daha iyi anlamak için Türk Di : Tetkik Cemi; n, kürülüş makâa- dini anlatan İlk maddeslnl âyaen yazıyoruz. * Türk dilinin öz güzelliğini ve zen- ini meydana çıkarmak ve onu dünya d arasında değerine yaraşır yükşekli- ğe erislirmek-maksadile Türk Di Tetkik Ceriyeti adlı bir cemiyet kurulmuştur.. İyte, Bu Cemiyetin umumt — kon, demek olan bu kurultay, bu maksatları ta- hakkuk ettirecektir. olduğu anlaşılarak | Kurultaya gelen tebrik telgrafları okunurken Hilmi Beylerle Bedia Muzaffer Ha- nımı ileri sürdü. Temenni ve takrir- ler Encümeni için de:Cevat Abbas, Hasan Âli, Sadri Ethem, Hakkı Nezihi, İsmail Hikmet, Ruşen, Ragıp Hulüsi, İhsan Ferit, Ali Ferdi, Rükneddin, Reşat Nuri, Baha, Ahmet Cevat, İsmail Sıtkı, Mehmet Vahit Beylerin isimlerini saydı. Bu arada bazı azalar birkaç isim daha — saydılar, neticede Ruüşen Eşref Beyin — söylediği isimler büyük bir ekseriyetle kabul edilerek encümenler teşkil | olundu. Tekrar recis Kâzım Paşa söz aldı ve dedi ki: — Daktor Saim Ali, Ahmet Cevat, Agop ve Saffet Beyler dil sahasındaki etütlerini bildire- ceklerdir. Bunun üzerine evvelâ doktor Saim Ali Bey söz aldı ve tetkik- lerini anlatmıya başladı: — Hanmımefendiler, Beyefendi- ler, Türk Dilinin çok eskiliğini ve dil hususunda dünyada çok mü- İspat Etti Çok Mühim Neticelere Varıldı essir olduğunu biz eskidenberi bilirdik ve onu sevmiştik. Bu iş bazılarımız içit birilim işi ve bazılarımız için bir histen ibarettir. Fakat bugün bu iş ciddiyetle —tutulmuş ve bunu siz de birer birer bissetmişsiniz- dir, Bunu Gazi Hz.ne medyu- nuz. (Alkışlar) Türk Dilinin fennen ehemmi- yetini ve ilmen kıymetini anla- mak için hakiki filoloji metotla- rına — İstinat etmek — lâzımdır ve — bütün — filoloji — işlerinde bizden evvel milletler kendi dik- lerinde ne yapmışlarsa biz de onların metotlarını aynen takip etmiye mecburuz. İlim noktai nazarından bilinmesi icap eder ki filoloji yani dilin kendi anasırı | olan diğer dünya dilleri arasın- daki fonetik münasebetleri doğ- mazdan evvel, — yani - dillerin bu kadar neşvünema bulmadık- ları zamanlarda insanlar — yine konuşarlardı.. Bu — konuşmaları çok basit birtakım sadalar ve seslerle olurdu. Bugün biz filoloji yapıyorsak bu, — dil — işlerinde birtakım — mütekâmil — metotlara istinat ettiriyorsak bu tekâmül etmemiş dillerin konuşulduğu za- manda acaba dilin rüşeymi neş- vünema noktai nazarından ne şekilde idi? Şunu demek isti- yorum ki bahsinde bulunduğu- Çünmuaü basaaağleda ) Sis Manzumesi gene afakını bir dudu muanait 1 beyza ki peyapey müfezayit n akında ezilmiş gibi eşbah u kesafelten ibarat bütün elvah Bir toslu ve heybetli kesafet ki nazarlar Dikkatle nüfuz eyliyemez güuvrine, korkar Lâkin sana lâyık bu derin sütrel muzlim, Lüyık bu tesettür sana ey sahni mezalim Tevfik Fikret Öz Dile Çevrilmiş Şekli: Sarmaş yine tanlarını kafa tutan çir dum Bir alaca karanlık ki artar geçince zamaı Azışının altında silinmiş gibi yerler Tozlu bir sıkılığa döner bütün çizgiler. Bir tozlü ve korkulu mkılik ki bakışlar, 'Ta ökzüne, içine sokulamaz ve kurkar, Bu derin kara örtü pek yakışıyor sana Ey zorbalık Ülkesi Örtü yarar sırtına, 28 Eylti 2032 İdere tştert - telal Hukukta * “Son — günlerin — beynelmilel siyaset âlemine ait en mühim hâdise, Alman hükümeti tarafın- dan, teslihatta müsavatı temin etmek — için, İngiltere, — Fransa, İtalya hükümetlerine, ve diğer küçük devletlere resmen verilen talepnamedir. Bu talebin mahi- yeti, Von Papen hükümetinin en azimkâr ve ciddi bir si- ması olduğu günden — güne daha ziyade — anlaşılan Jeneral Von Schleicher tarafından şu gün- lerde yapılan beyanattan da anla- şılmıştı. Binaenaleyh fazla bir hayret ve heyecan tevlit etmemesi lâzım geliyordu. Bilâkis, gazete- lerin aldığı cepheye bakılacak olursa, Fransa efkârı umumiyesi, hemen hemen müttehit bir surette, Alman talebine karşı ayaklandı; İngilttere efkârı umumiyesi daha yan efkârı umumiyesi de Alman talebine karşı sempati gösteriyor. Demek ki, şimdi, soğukkanlılık gösterilecek — bir — dakikadayız. Cihan Harbinden doğan ve şayanı hürmet olmakla beraber modası geçmiş his gâleyan ve huhnıılı- I-ıııııı İGW ziyade çekingen ve ihtiyatkâr, İta Ü Fiıdöhı'ı Müsavat İtalyan Başvekili, Bir Makale İle Alman İddialarını Tahlil Ediyor Yazan : Musolint Almanyanın diğer devletler gibi silâhlanmak bahalade mutlak bir. cihet sahibi olmak istediği herkesin malümudur. Son Posta sütunlarında defaatla ve dik- katle tetkik edilen bu hâdise belki bir ga gelecek, dünyanın yeni bir harbe girmesini İntaç edecektir. Bu münasebetle İtalya Başvekili M. Musolial de bizzat bir makale kaleme almış, fikirlerini izah etmiştir. Hâdisenin ehemmiye- time binaen bu makaleyi aynan tercüme ve naklediyorum M. Musolini rının, bilhassa yeni bir vaziyet tebellür etmiye başladığı bir zamanda, sakin bir muhakeme Üzerine tesir icra edemiyeceğini cihana gösterecek bir zamandır, Bu yeni vaziyet, Almanyanın Cemiyeti Akvama girip derhal haix olduğu ehemmiyet dolayısile tabil (Devamı 10 uncu sayfğdi') Mahmut Muhtar Paşanın Üvey Pederi Kayboldu Hikmet Bey, 10 Mılyonluk Bir Miras İçin Parise Gıtmıştı, Şidi Ortada Yok Avrupada oesrarengiz surette Kkaybolan Hikmet Bey Avrupa — gazeteleri, — Parisle İsviçre arasında sabık bir Türk bahriye zabitinin esrarengiz bir surette kaybolduğundan bahsedi- yorlar. Bu zabitin ismi Hikmet Beydir. Vak'ayı daha iyi anlamak için, bir parça tafsilât vermek, sonra da Hikmet Beyin tagayyü- Bir Evlenme Sadrazam — merhum — Ahmet bü hâdisesini kaydetmek istiyoruz: Muhtar — Paşanın vefatından sonra, Paşanın — ikinci- - de- fa evlendiği — Hanımefendi, Hikmet B. namında bir bah« riye zabiti ile izdivaç etmişti. Bu zabit Hikmet Beydi. Kadıköyde oturanlar, hergtin itinalı bir su- rette traş olan, simsiyah bıyık- larımı dikkatle kıvıran bu zatı, gayet iyi tanırlar. Ahmet Muhtar Paşanın, Hik-« met Beyle evlenen hareminden bir oğlu vardı: Bedrettin Bey. Paşanın vefatında, bu genç Galatasaray lisesinde okuyordu. Arkadaşları tarafından çok sevilen bir delikanlı idi. İhtiyar babası- nn vefatı üzerine annesile bera- ber birçok milyonlara sahip oldu. Pariste — tahsil etmek — heve- sine — düştü. —Fransaya — gitli. Bir müddet orada kaldı. Hayır sever bir gençli. Pariste top- lanan kimsesiz Türk talebesine yardım ederdi. Bir taraftan genç- lik ve tecrübesizlik, öbür taraf- tan da nihayetsiz gibi görünen bir servet, onu ihtiyatsızlıklara (Devamı 8 inci sayfada )