Siyaset Âlemi Loit Corcun Yükselen Sesi Versay Munhedesin! yapanlardan biri ve belki birincisi Loit Corçtur. Loit Corç, şimdi bütün Avrupayı mübim bir mesele karşısında bırakan | so> Alman notasını tahlil ediyor. Nota, Versay Muahedesinin kaydettiği € solâhiyetleri mevzuu bahset- , Loit Corcun bu hususta ği sesin ayrı bir kıymeti olmak lâzımgelir. —İngiliz — Liberal fırkasının reksi, ba mütalea ve tah- Hlini Almanca “Borsa Postası,, İslmli tede neşretmiştir: Şimdi ne olacak? Eğer Fransa, İngiltere va Almanyada umumun hayrına çalışan bir tek şayanı ihtiram fasan bulunsaydı, İstikbal hakkında tahminde bulunmak mümkün olur- düu. Maalesef bu Üç memleketin balk iİşleri öyle kimselerin elin- dedir ki, İskoç Nsanile ve tek bir | kelime ila bunları “ Vera Worthy Men ,, diye gösterebilirdik. Bu keli- me, tercüma edilince, sadece “ Tak- dir , manasına gelir. İtalyayı idare eden azim aklı selim sahibi bir adamdır. , Fakat Framen ile İngiltere, onun | bu meselede cesurane ve hakimane olan hattı hareketini kabul etmedi- ler. Bunun üzerinedir ki, Lord Bea- werbrosk bir defa daha beyecanlı bir yazı yazdı ve harp olacağını baber verdi. Bu zat diyor kil “ Avrupa, yeni bir harbe hazırlanıyor, barp — malre- mesi yapan fabrikalar, bütün fanli- yetlerile çalışıyorlar. Kimya lâbora- tuarları hudutsuz derecedo çalışmak- tadırlar. Hemen her memlekette geniş bir faaliyet hâkim — bulunuyor. Bütün bunlariü bir tek hedefi vardır, diyor: Harp.» Ben, bu kanlı tahminin doğrulu- gunu aynen kabul etmekte tereddüt ediyorum, Fakat 1914 senesinir. için- de bulunduğum şerail te bunun ayni | Adi. Miktarları milyonları bulan or duların boğazlaşması öyle müthi, ve öyle tasavvur edilmesi müşkül şeydi ki cereyan eden faciayı hiç kimse mümkün telâkki edemiyordu. O zamanki harp, müayyen - bir gaye mevcut olduğu içian patlamadı. Vazıh bir hedef mevcut olmadığı için doğdu. Büyük devletleri idare eden- lerin, daha doğru tabir ile etmiyen- lerin basit kafalarında birçok şeyler vardır. Fakat asıl lâzım olan vazıh bedef... yoktur! , K * Versay Müahedesini — yapan M. Loit Corç ta işte böyle söylüyor. Bareyya | Avrupanın En Süratli Tayyaresi Berlin, 27 — Falke izminda yeni bir tayyare yapılmıştır. Bu tayyaro — Avrupanın en — süratli tayyaresidir. 3 yolcu nakleden bu tayyarede 200 beygir kuvve- tinde bir motör vardır. Sürati saatte 255 kilometredir. ——— - —— TEFRIKAN UMARASI:8I ÇOCUKLUĞUM - Meşhur Rus Edibi Maksim Dnunla beraber elma ağaçlarının ağır | dalları arasından kırmızı semaya | bakıyor, saka kuşlarının uçuşla- | rını, ispinozların kurumuş çiçek- i leri gagalıyarak tohumları dişarı çıkardıklarını, tarlalardan doğru 1 kurşuni ve kırmızıya çalan ağır bulutların yükselişini ve bu bu- | lutların altından kargaların kili- | se meydanındaki yuvalarına doğ- ru uçuşlarımı seyrediyordum. Her şey ne güzel, her vakitten ne kadar başka, samimi ve ruha | söyliyerek hâdiseyi yaniış bir şe- Dünya Cenevre, 27 — Tahdidi Tes- Sulhü Alman Gazeteleri Heriyonun Nutkunu Sulh İçin Çok Zararlı Buluyorlar libat Konferansı Reisi M. Hen- dersonun teklifi Üzerine Konfe- rans Divanının içtimat 10 teşri- nievvele bırakılmıştır. Konferansın içtimamı müşkik leştiren Alman talebi meselesi bu tarihe kadar halledilemedi- ği takdirde umumi komisyon bu hususu müzakere — etmek için Teşrinisani — ortasında toplana- caktır. 34 Cenevre, 27 — M. Hender- son, Alman murahhası Fon Nörat |”ile görüşmüştür. Hariciye Voeklililmizin Ziyareti Londra, 27 — Tevfik Rüştü Bey Alıman Hariciye nazırı ve murahhası Fon Nöratı ziyaret etmiştir. Alman Gazeteleri Heriyoya Teessül Ediyorlar Berlin, 27 — Bütün Alman gazeteleri Almanyanın müsavi hak iddiaları bakkında M. Heri- yonun söylediği nutku protesto etmektedirler. Gazeteler, Alman- yanın silâhların tahdidini müte- madiyen istediğini ve bu suretle cihana şamil bir tahdidi teslihat sayesinde kendisinin de müsavi | muameleye tâbi tutulmasını arzu ettiğini yazmaktadırlar. Gazeteler Heriyonun son uzlaşma ihtimal- lerini de öldürdüğünü söylemek- tedirler. Gazeteler diyor ki: Fransız — Jenerali — Veygand, *Almanyanın Ren nehrinin sol sahilini terketmedikçe Fransanın emnü selâmetini elde edemiyece- ğini, söylerken M. Heriyonun başka memleketleri manevi tah- | didı teslihat yapmamakla itham etmesi doğru muüdür? — M. Heriyo — Fransanın silâhlarını tahdit etmesinden bahsederken, teknik kısımları hiç kale almadan teslihata ait birtakım rakamlar kilde tasvir ediyor. Almanya, Fransız başvekilinin sulh için Almanyanın silâhlanma- sından daba ziyade zararı olan bu nutku teessüfle karşılar. Fon Papoen'in Beyanatı Berlin, 27 — Heriyo'nun nut- ku — hakkında — Başvekil Fon Papen şu beyanatta bulunmuştur. “Her şeyden evvel bu nutkun resmi metnini —görüp okumuş olmak İâzımgelir, Fakat gazete- lerde çıkan sureti doğru ise bu nutuk benim için anlaşılmayacak | bir mahiyeti haizdir. ,, Reisicümhbur — Hindenburgun, Görkasii: hayal romari Türkçeye Çeviren: Muvaffak yakındı. Arada bir derin derin içini çekerek bana soruyordu: — Enfes bir, manzara değil mi?,. Epeyce rutubet var, üşü- muyorsun ya?.. Her şey zutubetli bir karan- lıkla buğulandı ve o dedi ki: — E, artık kâfi, gidelim!. Bahçenin kapısı önünde durdu: — Senin bu ninen harikulâde bir kadımn.. ve ne memleket ya- rabbil.. Cözlerini — kapadı, gülerek, Vorsay ahitnamesinin beşinci şartlar ve kayıtlar fle tahdit etmii Alman ordu ve donanmasını muayyon ir. Buna rağmen, Alman Erkânı harbiyesi «Cep kruvazörü> isminde yeni iki kruvazör inşa etti. Geçenlerde «O> isminde do bir üçüncü krovazör daba yapılması kararlaştı. Alman Bahriye programına göre bu tipte altı kruvasör yapılacak ve bunların inşası 1088 senesinde ik- mal edilecektir. Fransız Bahriye erkâ&nı bu kruvazörlerden endişe etmektedir. Resmim'z Alman donanmasının İki mühim parçasının Dançik İlmanını ziyaret ettiklerini göstermektodir. İt_ıgilijz W_Buhıîanıı— Samuelistlerle, Simanistler Arasındaki İhtilâfın Sebebi Nedir? Londra, 27 — İngiliz kabine- sinin Aâyandakl mümessili M. Baldvin, dün Baaşvekil M. Mak Donaltle uzun uzadıya — görüş- müştür. M. Baldvin bugün diğer nazırlarla da görüşecektir. Çarşamba günü başlıyacak içtimaa bütün nazırlar iştirak edecek ve bu içtimada Dahiliye Nazırı Sir Herbert Samuel ve Nafıa Nazırı Sir Arşibal Sinkler hükümete iştirake devam edip etmiyeceklerini — kararlaştıracak- İtalya Kralı Seyahate Çıktı Roma, 27 — Kıral Üçünctü Viktor Emanuel refakatinde Müs- temlekât Nazırı M. Bono ve diğer zevat olduğu halde Eritre müs- temlekesine hareket etmiştir. Alman gençliğinin maddi ve ma- nevi iİnkişafına ait emirnamesi hakkında M. Heriyonun yürüttüğü tenkitler dolayısile M. Fon Papen, şu sözleri söylemiştir : *“Gençliği kendisini müdafaa yavaş bir sesle açıkca, fıllııl,k işitilecek bir şekilde tekrar etti: Yahancı bir arzu Manasız omrini geri al Bu bir cexza olarak yadığından asılmıştı. Dindar ihtiyarın yanık duası n mütemadi- yor ru yükseliyot akışı gibi.. — Bunu hatırında tut yavruml, Beni ileri dağru iterken sordu : — Yazı musun ? — Hayır I. Öyle ise öğren!.. Ve öğrem dikten sonra da büyük annen ne anlatırsa yaz!. Bu zahmete değer! Biz iki iyi dost olmuştuk. Bu- Biz biçara günahici Bugüne kadar All Berrak bir nohrin B müuhite yazmasını — biliyor " slüğün ci yüülÜünleüğ li ser » ardında saklanarak | onun üstünde | lardır. Diğer taraftan Hariciye Nazırı Sir Jon Simon taraftarları da kabine buhranı hakkında mllza- keratta — bulunacaklardır. — Tah- minlerine göre Sir Jon Simon ile M. Runsinan'ın Sir Herbert Samuel ve Sir Arşibalt Sinkler'in perotestolarına — iştirak etmeye- cekleri söylenmektedir. Sir Her« bert Samuel ve Sir Arşibalt Sinkler, —Ottava konferansında alınan kararları protesto etmek- tedirler. Bir Deniz Kazası Şerburg, 27 — Perse İsmin- deki Fransız tahtelbahrinde feci bir kaza olmuştur. Akümülâtörler infilâk etmiş, birçok kimseler yaralanmıştır. Kaza neticesinde 3 kişi ölmüş 22 kişi yaralanmıştır. edebilecek bir hale getirmekle vatanın korunması hususunda ilk manevi ve ahlâki vazife yapılmış ve Fransanın hiç dilinden düşür- mediği emniyet ve selâmet mev- zuasına vücut verilmiş olmaktadır. günden itibaren (Pekâlâ) nın ya- nına her istediğim zaman gitme- | ge başladım. Odada içi paçavra ile dolu bir sandığın üstünde oturur, hiç sıkılmadan onun nasl kurşun — erittiğini, nasıl bakırı kızgın bir hale getirdiğini, küçük demir safihalarını ateşte ısıttığını mini mini bir örs üzerinde onları bir çekiç ile nazik hareketlerle dövdüğünü ve en ince taraflarını zımpara kâğıdı veya başka bir madde ile oğduğunu seyrediyor- düum. Her şeyi gayet —hassas bir. pirinç terazi ile tartı- | yordu. Ve sonra muhbhtelif ma- yileri kalın, - beyaz - kaplar derununa — döküyor, — gözlüğünü düzelterek nasıl duman çıkar- dıklarına bakıyordu. Odaya kes- kin, gıcık verici bir duman ya- Karilerin Suallerine Cevaplarım Bursada Komal Beye: Sevgilinizden şüphe etmekte haksızsınız. Başkalarının sözüne kapılıp sevgiliniz hakkında nasıl böyle hükümler verebiliyorsunuz. ize bu malümatı verenlerin niye samimiyetlerinden şüphe etmiyor- sunuz da; kızı derhal ittihama kalkıyorsunuz? Bence bu sözlere inanmayınız. Kızı izumsuz yere betbaht et- meyinir. * “ 18 yaşında genç ve güzel bir kizım. Bir arkadaşım vasıta| sile tanıştığım bir gençle seviş- tim. Beraberce mes'ut bir yuvs kurmıya karar verdik, Fakat ben tebdilihava vesilesile birkaç ay b;şl:!ı şehre b.z:ıtl:ı.iıııdm. Dönü- şümde onu ile — evlenmi buldum. Aklım başımdan gllâ Kendimden korkuyorum. Çünk! bu genci çok seviyorum. Bu vaziyet karşısında ne yapayım?,, Elâzlar M Kızım, demek ki bu oğlan se- ni sevmiyormuş. Sevmiyen adam sevilmez, hele onun aşkı uğruna hiçbir fedakârlık yapılamaz. Kon- dini beyhude Üzme, kurulmuş bir yuvadan intikam almıya kalkma, dünyada ondan başka erkek yok değil yal Vola. Örtamektebinden N, N. Bayet 14-15 yaşında sevda mace- ralarına düşmek çok örkendir. Önünüzde büyük bir hayat var- dır. Sevmek için de, sevilmek için de vaktiniz. vardır. Onun için kızın istiskaline ehemmiyet verme, Pondikte Hakkı Baye : Sevmek san'ati mektupla ve ya burada vereceğim iki satırlıl cevapla öğrenilemez. Bunu bize tabiat öğretir. Siz tabiatin verdi- ği dersi almamışsanız, benim ve» receğim fikirden istifade ede- mezsiniz. x Saler Salim Beye : Vaziyetiniz müsavi olmayınca, arkadaşınızla işte ihtilâflara düş- meniz daha ziyade varittir. HANIMTEYZE ç— oo — — TAKVIM — | — | ÇARŞAMBA |o cun - 28 EYLÜL - D32 mar M5 (P 25 - Cema.ovwol. 1331 J4 - Eylül <se13- 1348 .nh.,[ııu 5. S3 |a Öğle (6 06111 08 | Yatsı | İkcindi | 927 İ.a :Gİ v 31 |19 31 İmesak |10 llll 13 yıldı. Kalın bir kitaptan bir şey- ler okur ve kırmızı. dudaklarını ısırarak bir şeyler mırıldanırdı. Vo yahut kısık sesile beyitlerin hecelerini uzatarak bir - şarki çağırırdı: Ey ( Saron )un gülül. — Burada ne yapıyorsun? Diye ona sordum. — Çok san'atkârane bir iş azizim | — Ne gibi ?. — İşte görüyor musun.. Senin anlıyacağın gibi bunu izah etmek mümkün değil! — Büyük babam senin için * Belki de sahte para yapıyor! ,, diyor. — Hımm... Evet o öyle söy- ler.. Bu budalaca bir sözdür! Para çok âdi ve lüzumsuz bir şeydir azizim | ( Arkası var )