14 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

14 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Di aden Bey izni e gelince nasıl vurulduğunu öğren- mek istememiş, meselenin büyümemesini söylemişti Avcıların hepsi faciayı haber alamadan hemen Ahsen Beyi paytona naklettiler, İsmail ağa Ahsen Beyin başını göğsüne daya- dı ve yarasının üstünü bir kaç mendil ile sardıktan sonra köşkün yolunu tuttular, Köşke gelir gelmez araba geri döndü ve hemen en yakın doktoru Ahmet Şevket Beyi alarak getirdi. Yolda bir hayli kan kaybeden Ahsen Bey doktorun itinaları ile kendine gelir gibi oldu.. | Hattâ bu kazaya sebep olan arkadaşı hangisi temediğini, meselenin izam edil- memesini, kimseden şikâyet etme- diğini söyledi, O sırada evde bulunanların hep- $i toplanmışlardı. Birbirlerin” ba- kındılar; Ahsen Bey ikinci defa olarak bayıldığı zaman arka laşla- Ti arasında alçak sesle bir müna- kaşa oldu: — Ben Ahsenin yaralandığı yerden çok uzakta idim. — Ben topu topu üç silâh at- tim. Onun da birile bir serçe vur- muşum, ikisi dallara isabet etti... — Ya ben.... Hiç... Onların bu münakaşası devam ederken Şevket Bey hizmetçilerin yardımı ile Ahsen Beyi yüzü ko- yun çevirdi. kadaşlarına gösterdi ki kurşun arkadan, omuzdan girmişti. Doktor ceriha ile biraz daha meşgul olunca hayretle başını sal- ladı ve mecruhun baygınlığından istifade ederek cerihayı açtı : - Anlaşılıyor ki Ahsen Bey, arkadan ve çok yakından küçük bir silâh kurşunile vurulmuştur. Meselâ bir brovning ile... Genç davavekili Enver şaşkın bir halde: — Browning kurşunile mi? Öy- le ise bu bir kaza değil, cinayet, suikast olacak... Av esnasında hepsinin kullan - dığı ancak saçmadan ibaret oldu- ğu için doktorun bu ihtarı hepsini fevkalâde hayrete düşürdü, İsmail ağa dişlerini gıcırdatarak efendi- sine silâh atan hayduda içinden küfürler savurdu. — İşte kurşun... Diyen doktor elindeki gümüş pensin ucunda, yaradan çıkardığı kurşunu gösteriyordu. O zaman davavekili Enver Bey: — Derhal ' gidip karakola ma- lümat vermek lâzım. Müddeiumu- mi muavini de gelmeli ve buci- nayeti kimin yaptığı anlaşılmalı. Haydi, birimiz gidip haber vere- lim. Dedi. Arabacı Hüseyin hemen gidip arabayla serkomiseri getire- ceğini söyledi. Hüseyin gittikten sonra doktor Şevket Bey pansı- manı da yaptı, yarayı kapadı ve orada bulunanlardan komşu Mah- mut Rafet Beyin sualine şu ce - vabı verdi: — Bu sırada mecruhun hayatı hakkında hiç bir teminat vermeye imkân yoktur. Görüyorsunuz ki kurşun çok derin girmiş, Ahsen Beyin yolda kaybettiği kan da çok tur.. Eğer yara da fena bir aksül- Idluğunu tanımak bile is- | mazsa.. Susunuz ,kendine geliyor.. Gözlerini açan Ahsen Bey etra- fındakilerin hepsini tanıdı. Görü- lüyordu ki mecruh gayri ihtiyari olarak bu faciaya sebep olan faili arıyordu. Doktor Şevket Bey ona yakla- şarak: — Sakm konuşmaymız, yorul- mamanız lâzım. Sizi vuran av kurşunu değil, küçük bir silâhtır. Onun için burada bulunanlardan | hiç biri mevzuu bahsolamaz. Sizi bir kaza ile değil, bir sui kastle vurmuşlar.. — Vurmuşlar mı?. — Evet, amma kurşunu çıkar- dık, Şimdi size derin bir istirahat ve yarayı açıp, ar - |; Ahsön Beyi muayene eder doktor hiç te ümitvar değildi ve sükün lâzımdır. Bana yalnız i- şaretle cevap evriniz. Çok canı- nız acıyor mu?. Ahsen hafif bir baş işaretile dokorun sualini tasdik etti. — Peki, bu tabiidir. Amma 1s- tırapla daha çok > zayıflamamanı- zı da temin etmeliyiz. Size bir morfin pikörü yapayım da uyu- yasınız: Eğer uykunuz esnasında hararetiniz artarsa size sulfat dö- kinin kaşeleri versinler. Muğla yolları Mugla, 15 (A.A. ) — Vilâyet köy yolları için umumi bir köy yo'u projesi hazırlanmıştır. Proje, bu ayın 15inde tetkik edile- cektir. Merkez nabiyelerinde faaliyete geçilmiştir. | Mamaris kazasında umumi güzergâh ta- yin edilmiş ve kazıkaları çakıl mıştır. Köyceğiz ile Fetiye ka» zalan — arasında yol faaliyeti devam ediyor. Proje, iki, üç senede kitam bulacaktır. 1 teş- rinievvelde işe başlanacaktır. | Iran Hariciye nazırı Moskovada Moskova, 13 (A.A) — Avru- paya gitmekte olan İran Hari- ciye nazırı Furugi Han burya gelmiş ve istasyonda M. Litvinof ile Karahan, İran sefiri, Türkiye maslahatgüzarı ve hariciye ko- miserliği ve Iran sufaret; erkânı terafından selâmlanmıştır. âmel olmaz ve eğer hararet art- | 1101100008000 LE GELİ Doktor Şevket Bey gider git- İ mez mecruh morfinin tesirile de- İ rin bir uykuya daldı. Etrafımdaki- ler de odadan dışarı çıktılar. Fa- ! kat hiç biri köşkten ayrılıp gide- miyordı. Doktorun teminat rememesi ve Erenköy karakolun- dan gelecek olanların benüz gel- memesi onları aşağı katta bahçe üstündeki bir odada toplamıştı. İçlerinde evi yakın olanlar, dok- torun akşam geç vakit ikinci ziya- retinde de bulunmak istiyorlardı. Fakat arabacı Hüseyinden hâlâ ves haber çıkmamıştı. Ne merkezden | kimse gelmiş, ne de arabacı gel- mişti, Oo Acaba karakolda kimse yok mu idi?, Vakit öğleyi hayli geçtiği için ahçıbaşı Mürtaza salona girdi: — Beyler, vakit geçti emme, kusura bakmayın, biraz bir şey bu- yursanız.. Rafet Bey dedi ki: — Doğrusu bende iştiha kalma- dı. Şüphesiz ki hepiniz benim gi- bi telâş ve endişe içindesiniz. Amma geceye kadar aç biilâç beklemektense biraz bir şey ye- mek de faydadan hali değildir. Bu fikri herkes doğru buldu ve sofraya oturdular. Kimsede iştiha yoktu. Hepsi Ahsenin sıhhatinden ve bilhassa sui kasttarı bahsetmek istiyordu. Kimse Ahsenin bir düş- manı olduğunu bilmiyordu. Onun sevimli şahsiyeti, iyi kalbi, mer- hameti herkesi kendisine bağla- mıştı. Bir düşmanı olabileceğine kimse inanmıyordu. Fakat acaba Erenköyden, ken- di muhitinden uzakta bu adam tahrik etmiş mi idi? Buna bir çokları ihtimal ver- mekle beraber içlerinde onu iyi tanıyanlar teminat veriyorlar: — Kabil değil, Ahsenin temas ettiği kimseler hepimizçe malüm dur. İşte biz, sen, ben, 0... Bizim bangimizi Ahsen kırmıştır? Han- gimize fena bir muamele yapmış- tır... Hiç... (Devamı var) Trenler yoldan çıkarılıyor Pekin, 13 (A.A) — Mançuri- nin şimalindeki yolcu trenleri servisleri haydutların taarruzları ve 12 Eylül tarihindeki felâket yüzünden sekteye (o uğramışlır. İki tren daha haydutlar tarafın- uğramıştır. Birinci tren Herbinin cenubunda, ikinci tren de şimal kısmında bulunuyordu. Iki Ingilizin dağa kaldırılmış olduğu Newchang'ın şimalindeki bavali tamamile haydutlarla do- lat pek çoktur. lili ği Mersin borsasın da Mersin, 13 (A.A) — Eorsada 3,82,5 ve 4,42.5 den 89.700 okka arpa 35 kuruştan 25ton yulâf 22 kuruştan 75 çuval sisam 4. 62.5 kuruştan bir vagon kuş pamuk satıldı. bir kıskançlık, bir kin, bir hırsı | EB DE FUE A AE 0 e AAA dan yoldan çıkarılmış, taartuza | ludur ve orada dağa kaldınlan- | yemi 310 kuruştan 500 batman | Bugünkü kongrede Ecnebi ve akalliyet mektebi hocaları neler konuşacaklar? Ecnebi ve gayri müslim mek- teplerdeki Türkçe, tarih, coğraf- ya ve yurt bilgisi müailimleri bugün öğleden | beşte Halkevinde fevkalâde bir içtima yapacaklardır. ği İçtimada muallimlerin mesle- ki dertleri görüşüleceği için hay- li heyecanlı olacağı tahmin edil- mektedir. Dün bu içtima hakkında ec- nebi ve gayri müslim mektep- lerdeki Türk muallimler cemiyeti umumi kâtibi bir mubarririmize şu heyanalla bulunmuştur: — Ecnebi mekteklerde on Türk harsını temsil için uğraş yoruz. On senelik saymıza nw- kabil henüz vaziyetimizi bile tasdik ettiremedik, Hemen ber ders senesi : başında saire diye derslerimiz iner, Vazi- yetimiz, aylığımız değişir. Azalır. Halbuki 10 sene muallimlik eden bir muallimin bir kıdem bakkı yok mudur ? Bundan ma- da maarif idaresi bizi muallim bir çok şartlar aramaktadır. bilhassa ve gayri müslim senedenberi Bu şartlar resmi rin ,evsafıdır. Bu evsafı haiz olarak muallim olduğumuz halde maalesef resmi mekteplerdeki muallimlerin hukukuna sahip ola- mıyoruz. Ne için? Fakat bunlara mukabil teczi- İ ye ve saire gibi meseleler der- hal tatbik edilmektedir. Bizim wötemudiyen oğraşma- mıza mukabil bir çoslanecmei memleketler deki (o muallimlerin aleyhinde bulunmaktadır. Bu mekteplerdeki muallimlerin ekserisi resmi mekteplerde mu- allimlik etmekte olan kıymetli şahsiyetlerdir. Size bu yarınki kongremizin İruznamesini maalesef söyliyemiye- ceğim. Çünkü daha fazla mesleki olan bu dertlerin gazete sütun- larına geçmesini istemiyoruz. Kongrede tesbit edeceğimiz dertlerin düzeltilmesi için bir temenni listesi hazırhyarak maa- rif vekâletine takdim edeceğiz. Şimdiye kadar bize her zaman her bususta kıymetli yardımlarda vekil Bey efendi ile vekâlet erkânının.. arzularımızı isaf edeceklerii tahmin ediyoruz. bulunan Yunanistanda bir iktisat meclisi kuruldu Yunanistanda 30 Mart 1932 tısat meclisi teşkiline karar ve- rilmişti. Dün Atinadan gelen malüma- ta nazaran iktısat meclisi teşek- kül etmiştir. Mecliste, M. Veni- zelos, darülfünun müderr.slerin- den ve akademi azasından Hav- riyadis, milli bânka müdürü Al forizis, © ziraat müdiri umumisi | Karamanos, eski maliye hazırı Köofines ile Yunanisianın iktisadi İ mesaili ile uğraşan zevat vardır. Iktısat meclisi, Yunanistanın ik- tısadi, mali, ictimai mesailinde bilhassa hükümet siyasetinde is- tişari salâhiyeti haiz olarak ça” lışacak ve günün başvekili bu meclisin reislik vazifesini yapa- İ caktır. sonra saat on | kadro ve | mektebe | olarak tayin ederken mekteplerde muallimlik edenle- | tarihli kanun mucibince bir ik- | hakkında mukayeseli bir İS yapmıştır. ta Buna mazaran şarkta Yunan yetiştiren Türkiye, 2 sene ve Bulgaristann 193 ilk tütün miktarı 1931 secesifi” det altı ayında ihraç ©t” altı ayına nazeran şu şekil Türkiye, 1931 —8,902,657 i miktarında 11,392,689 J kıymetindedir. 1932 de ise 10,940,18$ ve 11,045,219 lira kiymetindi Yunanistamınsa 937de 16207 kilo miktarında ve 887,139 Drahmi kıymetindedir. 199 mesinde | 19,730,000 kil 1,149,748,000 Drahmi kıy” dedir. Bulgaristanın 103 7,305,000 kilo miktarınd 477,300,000 Leva kiymetini, Bu vaziyete göre Türki 1932 ilk altı ayı zarfındaki yeti diğer memleketlere ni ve ise yüzde yirmi iki nisbetinde iyidir. —————e — | Maarifte: ilk mektepler (o teşrinev” başında açılacaktır. Mektep yarından itibaren talebe ve babulüne başlanacaktır ene mekteplere fazla tebs' di olmaması için Maarif müd neklep müdüklerine » gö” bir tamimde: Her semtindeki ilk mektebe dedilmesini bildirmiştir. Lise ve ortamektep mü lerinin kadrosu benüz mekt lere resmen tebliğ edilmediğ. den muallimlerin Eylül ma# verilememiştir. Vefa muhtelit oldu . Vefa orta mektebi bu se” itibaren muhtelit olmuştur. Z tebe kız ve erkek talebe dına başlanmıştır. iki sene üs! üste dönen v. ilk, orta ve liselerde okuf' ta olan talebelerden ayni ta iki sene ibka kalan me” ten çıkarılıyordu. Maarif vekâleti bu kabi belerin aynı sınıfta üç sene © * ya bilmelerine karar vermi$ keyfiyeti mekteplere tebliğ miştir, Bu karara göre iki ser t nen talebeler mekteplerde? kanılmışacaklardır. Ecnöbi mekteplerin guc sınıflarında dönen tale? mektep” Bu sene ecnebi Türk yalnız ikinci sımfında 0 lebe bulunuyordu. Bu tale F sınıfta (o kalanların mekteplerden çıkarılm kında evvelce mektep'e”” iy Dün mek iki ge a ası b de tamim gönderilmişti. rif vekâletinden ecnebi lerine gelen bir tamimde sınıfta dönen talebeni” ir tebin nizamnamesinin be İ nisbetinde mektepte 0“ İ ve çıkarılmamaları bildiril

Bu sayıdan diğer sayfalar: