14 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

14 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her kitapçıda bulunur Dokuzuncu sene: No. 3002 umhu ATTİl HER TÛRKÛN BİP çorşomba 14 Eylul 932 OKUMA/I LAZIM ÎSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf ve mektup adresi: Cumhurlyet, tstanbul Posta kutusü: Istanbul, No 246 Telefon: Başmuharrir: 22366 Tahrlr müdürfl: 23236, İdare müdürü: 22365, Matbaa: 20472 KİTAP Fiatı 1 Liradır Dünyanın hali Nereye varacak? Vîşi: 9 e y l u l Steresa konferansı utnut verici gösterişler içmde başlıyarak orada tetkik olunacak mes'elelerî hazırlamak üzere komisyon lara ve komitelere ayrılmıştır. Bunlarm hazırlıyacaklan esaslar, bir hafta kadar sonra gene umumî içtimada ele alınarak kararlara bağlanacaktır. Bu kararlar da Milletler Cemiyetinin yarattıfı tesekküllerden olan Avrupa tttihadı komitesine tevdi edilecektir. Usulen Uler böyle yürüyecek ama hakikatte ve bizce Steresa konferansının mabadi, înjriltere'nin ihzarile mesgul olmağa basladığı umumî cihan iktisat kon feransıdır. Daha doğrusu bu iki konferans arasındaki rabıta ve müna »ebet, Steresa konferansının Avrupa Ittîhadi komitesine merbutiyetinden çok daha kuvvetlidir. Mes'ele brr Avrupa ittihadının olup olmaması mes'elesi dTeğil, belki az çok fark larla istisnasız hemen biitün dünya memleketlerinin muztarip olduklan bir iktisadî buhran mes'elesidir. Yoldan yazarak O m h u r i y e t karîlerine arzetti^imfz makalede biz bu Steresa ko*«feransı münasebetile kendi hes«öımıza en miihim noksanı rürkiyc'r 1 ''» orada temsil olunma m*kta olmasında bulmuştuk. tlkin, y»*u Tardiyö projesile yalnız b e s memleketi alâkadar eder görünen m e s ' e l e simdl hemen yarı Avrupa demek olan on beş memlekete teş mîl edilmiştir de biz bundan hariç bulunuyoruz. H e m biz hallerine çare fculunmak istenilen vasatî ve şarkî Avrupa devletlerinin derhal arkatsında ve mabadînde bulunuyoruz. Komşularımız Yunanistan'la Bul aristan'm dahil bulundukları bir konferansta Türkiye'nin niçin yeri olmıyaeağına bizhn aklımız ertniyor. Bilâkis orada bizim huzurumuzu hatta zarurî kılmak lâzım gelen münasebetler ve mümaseletler ay oen ve tamamen mevcuttur. Şöyle ki: 1: Vasatî ve şarkî Avrupa memleketlerinin ziraatçi olanları mah vullerini değer pahasile »atamamakta olduklanndan fena vaziyetlere düşmüslerdir. Biz d e ziraatçi bir memleketiz. Bîz de ziraî mahsullerin para «101600681 neticesfnde müşkülâta uğramış bulunuyoruz. 2 : Vasatî Avrupa memleketle rinm ve hatta bunlara nisbetle daha büyük memleketlerin daha ziyade feınaî olanları dahi san'at mamulât v e masnuatlannı satamamaktan muztarip bulunuyorlar. Biz de bu smaî memleketler için kendi halim i z e göre p e k â l â bir mahreç idik. Satamıyoruz ki alabilelrra. Türkiye'nin khalâtı yüzde 25 ten fazla bir nisbetle sukut etmiştir. 3 : Her memleketin tevessül ettiği kontenjatman nev'inden tedbirlere biz de baş vurduk. Herkes kendi âleminde kendi nefsini müdafaaya •bemmiyet verdikçe vaziyel daha z^yade kar's.yor ve Toriaşıyor. 4 ; Vasatî ve şarkî Avrupa mem leketleri, altında ezildikleri buhranın şiddetind'en dolayı harice olan boiviar.nı ödiyemez hale gelmiş'er. Bu itibarla dahi ayni vaziyette değll m i y i z ? Osmanlı borçiarı mukavelesini tatbik ve icra sdememekliği miz elbette bizim keyf imizle husule gelmiş bir hâdise değlidir. Nitekim kısa vadeli bazı taahhüdatı dahi g e ç e n sene alâkadarlarile anlaşarak kısmen ve muvakkaten tecile mecbur olmadık m ı ? Biitün bu fenalıkları hallecFecek bir konferansta biz niçin bulunmı yacakmışız? Bu noksanın izalesi için bizee henüz vakit geçmiş sayıla maz. Hükumetimizin bir kısmma yukarıda işaret etmiş olduğumuz pek kuvvetli esbabı mucîbeye istinat ederek vuku bulacak müracaati bizim de bu konf eranstaki mevkiimi zin makuliyet ve zaruretini derhal meydana çıkararak müsbet bîr neticeye bağlatacağından biz en kat'î surette eminiz. Hususile artık Milletler Cemiyeti azasmdan olan Türkiye'nin ister Avrupa ittihadı hesa bına olsun, diler cihan buhranmı velev kısmen hal maksadile olsun aktedilmiş ve edİlecek bu türlü konferanslardan hariç tutulması kat'iyyen mantıksız olur. Mes'ele esasen iktisadî olmakla beraber ayni nisbet ve kuvvette siyasidir de. Onun için biz evleviyetle onun içinde bulunmalıyız. Orada bulunmakla kimseye zarar vermiş olmayız, belki ve bilâkis kendimiz den başlıyarak herkese az çok müfit olmakhğımız ihtimali daha ga Heyeti Vekile toplandı Reis, Von Papenin nutuk Borçlar mes'elesi görüşüldü, ayrıcal Vapurcular Celâl Beye iradına müsaade etmedi müracaat ediyorlar Celâl Bey tetkikatını anlattı Fesih emrine rağmen meclis ademi itimat reyî topluyordu! Millî vapurcular, bu ayın on yedinci pazar gününd'en itibaren vapurlannı »atıp satmıyacaklarını bir beyanname ile Seyrisefain idaresine bildirmek mecburiyetindedirler. Bu karara tebean bir kısım vapurcular beyannamelerinî hazırlamakla be raber İktisat Vekâletindeki son tebeddül dolayısile bu kararm değişmesi ümidine de düşmüşlerdir. Filhakika bunları ümid'e sevkeden noktai nazar, bu kanun Meclisten geçmeden evvel Fırkaca Celâl Beyin riyasetmde teşkil edilen komisyonun millî vapurculuğu inhisar altına almanın faydalı olmıyacağına kanaat getirmiş ve f akat tktisat Vekâletinin ısran üzerine kanunun Meclisten geçmiş olmasıdır. tste bu ümitledir ki millî vapurcular kanunun kat'î surette tatbikından evvel bir kere de yeni tktisat Vekili Celâl Beye müracaati faydalı bulmuşlardır. Millî vapurlar küme halinde Paşabahçe'de Sultaniyeçayırı onünde yatmaktadırlar. Ragiştrg nasıl dağıldi? Posta vapurları înhisarı... Ankara 13 (Telefonla) Heyeti Vekile bugün beşte îsmet Paşanın riyasetinde toplandı. Bu içtimada kuponlar mes'elesinin görüşüldüğü ve tktisat Ve kilinin de yeniden alınacak teddirler etrafmda izahat verdiği anlaşılıyor. Heyeti Vekile içti maı geç vakte kadar devam etmiştir. Bey îsmet Paşa tarafından kabul edildi ve heyetin tazimatuıı arzetti. İktisat Vekili Celâl Bey varın sabah heyeti kabul ederek te mennilerini dinliyecektir. Hükumetin pronramı Hükumet; Millet Meclisi açılınca arzetmek üzere iş, sanayi, ticaret ve ziraat hayatının inkişaf ı esaslannı muhtevi bir program hazırlıyacaktır. Sanayiciler Ankara'da Sanayiciler bugün buraya şreldiler. Heyet reisi Nazmi Nuri •^ ^^•^ ~^^^^ ^^*^ " ^^^ Omru pek az suren RavMttagm Httlerd relsi Ü4 üh celsesinden intîb§ Berlin 13 (A.A.) Rayiştag mec lîsi reisi M. Goering, uzun uzadıya dfişündükten sonra bugün RayişUğ'ı iç timaa davet etmemek kararnu vermiş tir. Bu şahsiyetin hayalî olduğu anlaşıldı, davayı Bursa kazandı!» Karagöz münakaşası ^ Von Papen'in M. Güring'e bir mektabu Berlin 13 (A.A.) Wolff Ajan sından: Basvekil M. Von Papen mef suh Rayiştag meclisi reisine gönderdiği bir mektupta, kendisinin Başvekile söz vermekten imtina etmekle ve fesih ka ramamesinin kıraatinden sonra müza • kereye devam ettirmek*, verilen takrir .leri reye koymak ve ceiseye devam et mekle kanunu esasî ahkâmına muhalif hareketlerde bulunmuş olduğunu iblâğ eylemiştir. Basvekil, Rayistag'ın feshedilmiş ol man hasebile atiyen aktedilecek h«r hangi bir celsenin v e yahut ittihaz ediiecek her hangi bîr kararm Alraan kanunu esasisine sarahaten mugayir buluna • cağuu da ilâve etmiştir. Nasıl feshedildi? Berlin 13 (A.A.) Reichstag'ın uzun müddettenberi beklenilen feshi hâdisesi, dünkü celsede Reisicumhurun fe( Mabadi 6 tnct sahifede ) EUSÜSÎ kıyajeti üe mecllse geleik Hitlerci meb'us polise huviuet varakasını gosterırken Tarihe karışan köprü Unkapanı köprüsünün nihayet dünden itibaren sökülmesine baslandı Bursa ( H u . M u . ) KaragSz'ön mezarını imar hakkındaki teklif üzerine Bursa Halkevi'nde yapılan içtimada, Karagöz'ün yaşamış bir şalısiyet olmadığını iddia ederek ona mezar yapılmaktansa bir abide inşasının daha doğru olacağını ilk defa Dr. Osman Şevki B. ileri sür. Dünya Güzeli Keriman Halis Hamüş ve mes'ele matbuata aksetmistı. nımın şerefine bir müsamere tertibi Henüz mezarın imarı veya bir abide Kraliçeyi yakından görmek istiyen yapılması mes'elesinin intac edilmelıalk tarafmdan memnuniyetle karmiş olduğunu görerek Dr. Osman Şev. şılanmıştır. Dünden itibaren Taksim ki B. den bu mes'eleye dair malumat muhabirtmiz Musa B. doktör Osrrtan ) bahçesi müdiriyetine müracaatler almağa gittim. Dr. Bey beni görür şevid Beyle Karagoz mes'elesıni gorutürken görmez gülümsiyerek: • başlamıştır. Müsamere, bahçenin Nüzhet B. in malum kitabı uıtisar * 4%ur kısmmda icra edüeceği için yer» Gene Karagöz mü? diye ziyaettikten sonra dünyada Karagos Uler mahduttur. Fazla izdihama mey retimin sebebini kendisi söyledi ve minde birinm yaşamış olduğu iddu ilâve etti: dan vermemek için, bahçenin bar Hamdolsun münakaşa nihayet ası pek kuru bir dava olurdu. Fakat kısmımn tstiabından fazla bilet sabir defa söz açıldıktan sonra söy lendi. Fakat münakaşada ilk söz tılmıyacaktır. Keriman Hanun Avliyenleri de ister istemez dinledik. söylemek hakkı olan arkadaşım Serupa'ya gitmeden evvel verilen müİlmî mevkileri taayyün etmis olanlim Nüzhet B. sözünü en sonra söysabakada olduğu gibi izdihama v* ledi. V e işe karışanların hiç birisi de lar Karagöz'ün bir «tip> olduğunu tehacüme mâni olmak üzere zabıtasöylemekte tereddüt etmediler. BunKaragöz'ün şahsiyeti hakkında ilmî ca lâzım gelen tedbirler ittihaz ediların arasmda Darülfünun müderrisbir münakaşa esnasında ilk sözü lecektir. lerinden İsmail Hakkı B. ve beni kendi söyliyenin ne dediğini anlamağa lütetkik sahamda dahi tenvir etmi» Keriman Hanımın halka takdimin zum görmediler. Herkes kendi fik. olduğundan dolayı kendisine müte den evvel, Peyatni Safa Bey tara rine göre bir şey söyledi ve yazdı. sekkir kaldığım Köprülüzade Fuat fından güzellik hakkında kısa bir Münakaşanın neticesi hangi B. bilhassa hepimizden çok salâhi konferans verilecek, takdimden son şıkta karar kildı? yettar olan Selim Nüzhet B. gibi kıy Neticesi malum... Lehimize .. ra da güzel numaralar gösterile metli zatlar vardır. Gene arkadaş . Ancak Karagöz'ün şahsiyeti hak cektir. larımdan olan muallim Enver Behkinda münakaşa açılmasına bile lüMüsamerede diğer seneler Kra Lutfen sahıfeyi çevırinlz zum yoktu. Çünkü: Bilhassa Selim liçelerinin de hazır bulunmaları için XUIII JfUlktU. ^ * U U g U A « uuıın»a s^^...» • ' ıınınııııiMiıııııiMiMiıııııııııııiıııınııııııııınuııııııııııiıııııııııııııııııııııııınııııııııınııııııiıııııııiı ;ıııııııııınııııınuımtıııımımıııııtıınııımı» kendilerine davetnameler gönderilBir, tekzip ! mişth*. * Dünya Güzeli * Yarın akşamki müsamrere için tertibat alındı Gorguloff bu sabah idam ediliyor Paris 13 (A. A.) Reisicumhur trebrün selefini öldüren Gorguloff hakkındaki af istidasını reddetti ğinden katil yarın sabah fecir vaktinde idam edilecektir. KENDİ TENKÎT: İJ Talebe ve mektep nizamı Karaköy ve Unkapanı koprtt lerile terkos mes'elesi hakkında son günlerde birbhini nakzeden bir takım haberler verilmektedir. Bu meseleler etrafmda dün kendisile görüşen bir muharririmize Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey çu beyanatta bulunmuştur: « Terkos i?i üzermde göruşülen şeyler henüz karara iktiran edecek ( Mabadi 2 ind sahifede ) liptir. Bazı Avrupa devletlerini yekdiğere karşı gayriemin vaziyette bulunduran sebeplerin makul şekil lere ircalarile hallerini teshilde Türkiye'nin oynıyacağı bitaraf rolün hayırh bir âmil gibi tesir edebileceğine şüphe yoktur. Vaziyet yalnız iktisadî cephesinden mütalea edîldiğinde bu fikirler gene varittrr. Dünya iktisadî zorluklarının ancak umumî bir cihan konferansile hallolunabileceğini ilk evvel Türkiye'nin mümessili ifade etmişti. Pek az zaman sonra fikirler kuvvetle bu cereyana sürüklendi. Eğer Steresa, dediğimiz gibi CenevYukanda köprüye son bir nazar, köprüden mürur ve uburu meneden levha ıııııııııiMiıııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııiMiııııı re'den ziyade Londra'ya bağlı bir mukaddime ise onun içinde biz gene bulunmalıyız. Çünkü o esasen bizim olan bh* fikrin ifadesidir. Nihayet biz Steresa konferansile alâka ve irtibatımızı her halde ve bir an evvel tesis etmiş olmahyız. Çünkü şimdi Milletler Cemiyetinde de a z a olan Türkiye'nin menfaati gibi haysryeti de bunu muciptir. Milletler dünyanın halini iyi bir noktaya vardırabilmek için uğraşmaktan hâli değillerdir. Bu mesainin dışınd'a kalmıvalım: Anca beraber, kanca beraber! Ders senesi başladı başhyor gibi bir şey. Bazı mektepler talebenin yerine getirmeğe mecbur olduğu şartları tesbit ve tebliğ eylemiş: Şu kadar defter, bu kadar kalem, şu renk ve şekilde bir elbise, biçimi söyle bir baslık, kızlar için böyle bir önlük, ve saire. Her şeyi mektebin tariflerine mutabık bir şakirt ve böyle şakirtlerden mürekkep yeknasak ve tertemiz bir mektep kafilesi. Güzel şey doğrusu. Ya bunları yapamıyacak fakir talebe ve naçar aileler varsa?.. Bunun da ne feci vaziyet olduğunu söylemeğe hacet bile olmasa gerektir.. Mektebin tertibatmı yerine getire miyen çocuklar mektebe ahnmıyacaklar mı? Biz zannediyoruz ki pek fakir lerden sadece temizlik istiyebiliriz. Sonra da bu türlü tertiplerde pek şatafata kaçmıyarak ciddî ve ehven yolu ihtiyar etmeli. Sonra her mektebin bulunduğu na hiyede pek fakir çocuklara bakacak himayeci cemiyetler bulunması ne kadar iyi olacak. Cumhuriyet Halk Fırkası teşkilâtının her tarafta bu küçük hayra delâlet etmesini temenni ederiz. Beyefendi, beyefendi.. O kafesli odaiar bize ait değil!.. [Kadın Birliğinden: 11 eylul pazar tanhli Cumhuriyet gazetesinin birinci sa hifesinde karikatur, üçüncü sahıfesmde: (Kadınlar Birliği) serlevhası altında bir yazı gördük. Yazıda Kadın Bırlığı binasının pencerelerinde kafes olduğundan bahsedılmektedir. Binamız buyuk bir ^evdır ve iki kısımdan ibarettir. Bir kjamı BirlıÇe ait olup burada Kadın Birliği, Millî talebe yurdu, Amelî hayat mektebi mezunları, Tıp Talebe yurdu gibi dört c emiyet bulunmaktadır Diğer kısmı ise hususî bir hanedır, mevzuu bahis kafes bu haneye aittir, bu dört cerniyetin hiç birinde kafes yoktur. Bu suretle tavzıhim nca ederiz.] YUNUS NADİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: