0 ii deniz hamamlarınıa d. zinolardan birinin bat a$ başa vermiş ni Üç pinpon, denizi erin Uğünün genç yüzü- is akarak dertleşiyorlardı:z izi ie fendim bir zaman- #tlar, Fağasg nize girerdik, biz de çömlek kırar, dalar, dipten gider” cl , b amma, - şimdikilerin | diy gar dalı da başka, İng *9 gitmek dedinde Yay eridi, undan yirmi imi, ie tam böyle deniz Yaç aşımdan mütbiş'bir' vi gn geçmişti ki hatır- Ya, bi tüylerim örperir, Ni Ozaman Kanlıca- Mia ik. Bir gün öğle vak- bi ve orada başıboş do- , si eygiy sir atlayınca haydi l , Ne üş” beraber denize... : beygir altta, ben , bk, belet gittik, Hayvan 4 nebim gibi gayet iyi ik ir Biliyoruz. Üestieieim i eyy dilden yüz elli, iki a kadar açıldıktan son- dap 06 bakayım, Istanbul tetz,, apıldırım gibi gelen yi haykırınca bi- Ürkü i küheylân baz- Pte İ Üzeri um? beni üzerinden zi Aa MN © sonra? ii gan birader, birdenbire €nİZe O yuvarlaninca a imla dibi boylama- Si ? beygir ? ? Di sim düşünür a bi- N Yağın boylar boylamaz a geldi, hemen sağ 0 yete yere vurdum 4 5 Peli gibi yukarıya fır- dim ama ben daha Beşi bulmadan yanım n #i bir Kılıçbalığınm “? Peştemala takılma- aa » İşte bu fena! Pah fena 1. Şimdi ben üz in ? Peştemalı be- en ge dedim. imkân mı f em girerken onu a, Kördüğüm etmi Ye in Bereket ali. göğ, *rlerim geniş oldu- İki Arsen a Söplan- xa an vin kapısında bekli- Yapa Yy a 1 NX aka bu işi halletmek İş pü senin hesabını gö- La Metadı orkuyorsun ! b) Cr , “Yaş, Muyum?. Çıldır Nİ ya EZ, şunu Hiinsediyde in a ben.. Ikimizden N Postu bırakacak! Atların silkti; M la di, bir kadın için EL İNke,, |, Srilir mi hiç?. Za- w tail “M yüzünden... m için bir kadın- sitücü - Kılıç balığile bir müsademe i bektaşında VAKIT BE ğu için nefes kabiliyetim çok fazla idi. Şimdi balık beni büyük dereye doğru sürüklemek istiyor, fakat ben var kuvveti pazuya vererek yukarıya çıkmıya oğraşıyordum. Böylece denizin ortasında bir hayli çabaladıktan sonra birde baktım, bizim peşte- mal çatırdamaya başladı, — Galiba yırtılıyor. — Elbet yırılacak (azizim! Düşün bir kere iki müthiş kuv- vet çarpışıyor, o sağa çekiyor ben sola, bahusus onun kılıcı keskin, benim pazularım, bacak- larım, belim, müthiş kuvvetli — Sen artık korkudan kim bilir... — Ns “söylüyorsun "birader; ha ödüm patladı, ha patlıyacak, nihayet efendim, bir kaç dakika sonra bizim peştemal caaart diye ikiye ayrılınca... — Haydi sen de suyun OÜze- rine değil mı? — Hangi suyun üzeri birader? Küt diye göbek taşından aşağı! — Nasıl göbek taşı canım! — Basbayağı göbek taşı! Me- ğerse ben akşamdan çekmiş ka» fayı çekmiş kafayı, gece yansı gelmiş Tophane hamamının gö- adam akılı sızmı- şım. Sabaha karşı ise hamamcı- lar gelip beni uyandıramayınca peştemaldan asılarak kaldırmak istemişler, Onlar opeştemaldan çektikçe ben inadıma kendimi olduğum yere diremiş, nihayet peştemal ortadan ikiye ayrılınca ben de kaydi ogöbektaşından aşağı yuvarlanzışim ! Gülüşlü Kadın! Lüpenin yeni bir macerâsı — 32 Türkçeye çeviren : fa. bir er; ağı ine geçirsem, ta- | dan daha fazla bir şeydir. Benim azlardım. için Klâra meselesi bir hayat, me- k için evvelâ ne- | mat meselesidir. Onsuz yaşaya - bilmek lâzım, mü- | mam. — Peki amma seni sevmiyor. — Biliyorum. Asıl bunun için bir başkasını sevmesine taham - mül edemiyorum ya!,, Onu Rao- lun evinden çıkarken gördüğüne emin misin?. — Tabii eminim, gözümle gör- düm.. İri Pol yumruklarını sıkarak diş lerini gıcırdattı Arap devam etti: — Kapıcıya da sor istersen. . . Ben kendisile görüştüm. Bir kaç para verince bülbül gibi söyliyor. Sonra, Klâra, Markinin yanına çıkmış, inerken polisler yakala- Deniz Safalarının Son Günleri e Bu Plâj başka Plâj Salı pazarındaki eğlence ölemlerinden bir kaç sahnö — Tü Allah müstahakını ver- sip, demek bu anlattığın rüya idi, — Tabit değil mi ya? Etraftan kopan kahkahalar arasında bunu anlatan zat de- nizdekilere seslendi ; — Hey delikanlılar, nasıl var mı içinizde benim gibi denizin dibinde kılıçbalığı ile peştemal çekişecek? " Denizdekilerden biri cevap verdi : — Lâhana mı dedin Şakir MEN nizden diğer biri atıldı: — Suda oynar balıklar! Bütün denizdekiler hap bir ağızdan: , — Nerede bizim alıklar? " Dışardan bir el şakırtısı.... sandallardan denize şeftali yağ- muru... bu aralık ayrıca şefta- linin biri denize kendi halınde arkası östü yatan göbekli bir herifin yüzüne geldi: — Vay bodoslamam! — Dikkatet olan adamcağa- zın bodoslamasını sakatlayacak- sın! Bu curcuna ile beraber gazi- nodaki sazda coşmuştu, Salı pazarı, adeta, su üzerinde gün- düzün kına gecesi yapan bir düğün evine dönmüştü. Bu sıcak günlerin öğle zaman- ları o Boğazkesen (oyokuşundan aşağı ellerinde sepetler, çantalar koltuklarında nevalelerle Topha- neye doğru akın eden kadınların çocukların birçoğu işte hep bu m üzerindeki eğlenceye gidiyor- ar. mak istemiş, Raol Jorjöre ile itiş- miş, kızda kaçmış, Geceleyin de Raol'la beraber Markinin yazıha- nesine girdiler. İri Pol düşünüyordu. Mırıldan- dı: — Acaba ne arıyordu?. Her halde benim kaybettiğim anahtar la girmiş olsa gerektir. Fakat ne arayorlardı?. Markinin aleyhine ne gibi bir tuzak kuruyorlar?. Bir defa, bana, annesinin Marki ile tanıştığından ve ölmeden evvel kendisine' bir şeyler söylediğin- den bahsetmişti. Fakat ne demiş- ti?. Tuhaf kız.. Söylemedi. Ben de ağzından o kadar zorladığım halde, bir şey alamadım.. Haki- katen tuhaf kız.. Yalan da söyle- mez.. Fakat susunca da söyletmek kabil değildir... Arap sözünü kesti: — Biraz toplan be!. Kendine gel!.. Neredeyse ağlryacaksın! , , Hem biraz gül.. Ha.. Bu akşam ye- ni bir gazinonun açılacağından ' Bulunan bir iskelet ; insanın aslı maymun! aSallarda bile duyulmıyan bir yü” | Bu ölüinsan ölüsü mü, hayvan ölüsü mü ? Tetkikat garip bir netice verdi Geçende Sumatra adasında | bulunan bir maymun ölüsü, bir çok alimleri harekete getirmiş, ilmi mültalea ve münakaşalara vesile olmuştur. Ölünün aşağı yukarı bir insa- na son derece benzemesi, eski- denberi insanın aslı maymun ol- duğunu iddiâ edenlerin kanaati- ni teyit eder mahiyette telâkki olunmuştur. Filbakika ölünün si- ması, insan simasını baylı andı- rıyorda, Vücudün derisi, tama- mile kılsızdı ve kuyruğu yoktu. Şu halde? İşte bütün bunları ileri süren bazı âlimler, bunun hiç değilse jpsana en yakın bir maymun cinsi olduğunu kabul etmişler ve | insanın aslı maymun olduğu mü- lâhazasının bir bakikat olduğu zemininde makaleler yazmışlardır. Hatta, bu ölünün hayvan ölüsü sayılamıyacağı, insan ölüsü oldu- ğu şeklindeki noktai nazarlar bu arada okadar almış yürü- müştür ki bazı hukukçular da işe karışmış, insan ölüsü sayılması lâzım geldiğine göre, bunun öl- dürülmesi adli tahkikatı icape- tirir, Bu cinayetin faili kimdir? Meydana çikarılsın muhakeme edilsin ! Diye hadiseye büsbütün mühim bir mahiyet vermişlerdir. Fakat, bütün bu mütalealar ve mülâhazalar, birdenbire suya düşmüştür , ürkek maymun Alimlerden biri, esaslı surette yaptığı tetkikat neticesinde, bu- nun sadece nev'ine mahdut ola- rak tesadüf edilen ve adanın pek | içerlek taraflarında yaşıyan ürkek bir cins maymundan başka bir- şey olmadığını izah etmiş ve öl- dürülen maymunun harici müda- halelerle insana benzetildiğini izah etmiştir. Doktorlar toplan- mış, ceset Üzerinde otopsi yap- mış ve çebrenin harici müdahale ile insan çehresini andıran bir şekle sokulduğu, kılların maba- retle traş edildiği, kuyruğun da belirsiz bir tarzda kesildiği esa- sında mutabık kalmışlardır. Bütün bu gürültü, patırtıdan sonra, bunun İnsanın aslı may- mun olduğu nazariyesini benim- bahsediyordun, gidecek misin? — Evet.. Mavi gazino!. — Orada elbet bir kadın bu- lursun.. Hem bu suretle Klârayı biraz unutursun.. Şimdi artık bar dolmuştu. Orta- İ da on beş kişi kadar danseden vardı.. İri Pol sordu: — Saat kaç?. — Yediye yirmi var.. İkisi de sustular.. Sonra İri Pol gene söze başla” & —iki oluyor, jokeyle gözleri- miz karşılaşıyor.. Arap lâtife etti: — Belki polis müdürünün muhbirlerinden biridir. Gel ken - disine bir şey ısmarlayalım. Tekrar sustular. Keman tango- yu bitirmek üzere idi, Son nağ- meyi tamamlarken birdenbire bir düdük sesi duyuldu, ve kapı açıl- dr, İçeriye elinde tabanca Jorjöre atıldı: La Sayıfa 9 siyenlere müarız olanlarin bir muzipliği olduğu anlaşılmıştır. Maamafih, Sumatra adası yerli- leri, adanın iç taraflarında bulu- nan ölüye benzer mahlükların yaşadığını iddia etmekte; yalnız bunun maymun veya insân oldu- ğu hususunda bir kanaat izha- rında tereddüt etmekte imişler. Bu it'barla, Otopsi neticesine rağmen, her ihtimale karşı, ada- nın iç taraflarında bir tetkik se- yahati yapılması bazı âlimler ta- rafından düşünülüyormuş | Bulgari Türk milletini tahkır mi ediyor? 22 Ağustos tarihli La Bulgari gazetesi, ortada hiçbir sebep yokken bir zamanlar Şipka ge- çitinde çarpışan Türk askerleri için “Yabani Türk sürüleri, ta- birini kullanmıştır. La Bulgari, Bulgaristan (o hükümetinin nim resmi bir gazetesidir. Bu gaze- tenin her sahifesinde çıkan her yazıyi hükümetin malümatı altın- da yazılmış addederiz. Bu itibarla La Bulgarideki tahkirin menbammın başka yerde aranması icap etmekiedir. Biz Bulgarlarla dostuz ve bu- nu her vesile ile izhar etmekte- yiz. Tabiatile Bulgarlardan da dostluk beklemek hakkımızdır. O halde bu tahkirler nedir? Dünkü Haber refikimiz, La Bu'- garinin bu tabkirine cevap ve- rerek Bulgaristan hükümetinden tarziye istemekte ve şunları yâz- maktadır : Bu tahkire, Bulgaristanm res- mi bir gazetesinden başka biri cesaret etseydi vereceğimiz cz- vap bu olmıyacaktı. Belki ken- disini bilmiyen, Bulgaristanla a- ramızdaki münasebetten haber- leri olmıyan bazı küstahların yazdıklarına zahip olacaktık. Bu- nu biz, dünün kanımı taşıyan Türk milletine yapılmış bir tah- kir telâkki ediyoruz. Biz tarziye istiyoruz. Türk milleti tarziye is- tiyor.,, — Eller yukarı! Kim kıpırda: nırsa vururum. Korkutmak üzere havaya bir e| boşa çekti. arkasından üç, dört sivil poli; daha girmiş hemen salonun köşe İlerini tutmuşlardı.. Otuz beş kırk kişi kadar ellerini yı karı kaldırarak bu emre itaat et ti. Fakat bu aralık öyle bir itişmi oldu ki, bar sahibinin karısmii oturduğu banko yıkıldı ve İngili; jokeyi, kalabalık içinden kurtulu; İri Polün yanına gidemedi. Banko yıkılır yıkılmaz, arka sından gizli bir kapı meydana çık tı. Buradan kaçmak üzere beş oi kişi ileri atılmıştı. Fakat kapını önünde iki adam önce sen geçe ceksin, ben geçeceğim diye dövü şüyorlardı. Bir sandanlyanm üzer ne çıkmış olan İngiliz jokeyi, bı adamların İri Pol ile Arap oldu ğunu tanımıştı. (Bitmedi)