a & TS, e S A ELK Z fi A Metne bi pa Gr ia iki al Yayı Bark Şezilmişt r. Bugün Dani yy gel kısmının kıymeti ise | im er mecbur olma V llanda adas ' Amerikayı bulmadan evvel Ays Çi çi a da Kopenhag bükü büy i UN ?amahlara kadar De İsveç- hü, *de denizcilikle fazla alâ- ip ola ya Asim paşadaki Sinda üç yaralı İş paşada Efendinin bakkal dükkâ- , “apgın çıktığını ve dük- ağn dün yazmıştık. ii, da feci bir kaza olmuş M7 cabaşılarından Kemal Ef. İ Ve ismaii Efendilerin de bulundukları dam çök- lak e m” Se te, Ağır Surette yaralanmışlar- Yy, srahlar zükür hastanesine Ni * Cik ki ALM Cihangirde Meh: Siktiğını yazmıştık. Yan- Yaman hiç kanaatini verecek şekilde ira Bir Mektup Ve.. Cevabı Na > t, seyi a 1 Hana? sezdirmiyecek, Sa- ; Sağa sz ona da inkâr e- MİAEE, FE i "ij ta * Sonra artık evin i 20 olacak? Saide ile yer- Sia; Be mi, D, Mk i; tiye * bu unduğu müddetçe Danimarkaya ait sayı» İsveç Sigortalı olduğundan tah- #rinleştirilmektedir. Deil ar inkâr, Eğer i * Eğer inkâr etmez" Narin babası, Saidenin bil, İşin i €vinin idaresinin selâ- Yol FE f Siyaset âleminde : Groenland adası sahilleri kimin malıdır? Amerikadaki Groenland sahilleri Norveç hükü- » Panimarka hükümeti Bu mesele iki şi- bükümeti arasında balledilemiyor. ADd senenin büyük bir sahilleri tozlara kapa- Bilyoa kilometre murab- oca bir adadır. Eu ada- a teşkil eden cesim * bazı seyyahlar tara zırar Orveçin paylışıma- alığı ve buz mıntakaları Aviiyamarın bu mınla gerek »dm sahilleri Kr'stof Ko lerce malümdu İsveç danimarka kıralığının çok defa! ve Norveçten ayrıl | leceği lur. nda ve Groenlandı ken- etinden ayumdı. m Norveçliler iki-buzlu İranlı İsmail Ü de ateş ortasına düşe- şlardır. Dükkân 12 bin ângir yangını eyin apartımanından Kâmil beyin evde Mâsının şüphe uyandır. hik olmuşlur. Tashih — Küçük Roman — Mat, ittiğini, ne yaptığını p dolaştı, gez- ği son karar; Saide- inkâr etmek oldu... . ş olacak, evde-|dur.. de gözüyle görmüş ol- demektir! Haklı ol- zalim olmaktan Yek.. Saideyi görünce €ğer Saide bir va kısa cevaplar (o vere davranacak ki Sa- Wzun saaller sormıya z ştirilebilirse ancak r. Yumuşak dur « sakalr ele ver- Ir, görer edecek mena! Bugün adaya talip çıkmadılar. Isveç ve | Norveç yekdiğerinden ayrıldıktan İ sonra memleketlerinin teşkilâtı icabından olarak balıkçılığa fazla ehemmiyet veren de dünyayı saran umumi buhrandan k bu zaran aramaları va Gro- enlant sahilinde serbest mınta- ka istemeleri balıhazırdaki ihtilâ- fa sebebiyet veriyor. Groenlant sevahili meselesinin Danımarka ve No veç arasında harbe kadar gidecek şedit bir ihti â; husule get rmesine intizar etmemelidir. Danımarkanm srarı takdirinde Norvecin cavup kon- şusun « karşı bazı iktisadi teda- bir almesı ibtimel dahilindedir. Ancak mes»le bu kadarla kalmıya- caktır. Eelki de neticesi harple biteceği muhakkak o'an ibti ları bal'etmekle maharetini bir ar göstermiş olan Ak- vam cemiyeti meseleye vazıyet ederek iki tarafın kabul edebi- | bir tesviye sureti Her halde Groenlant ihtilâfın cihan sulh vs müs:lemetini teh- likeye koyan hadiseler arasında saymak çok hatalı bir düşünü- şe delâlet eder. Tevfik Rüştü B. şere- fine bir ziyafet Evvelki gün İzmirden şebri- mize gelen Hariciye vekili Tev- fik Rüştü beyin şerefine dün Amerikan sefaretinde sefir M. Sherrill tarafından bir öğle 2i- yafeti verilmiştir. AURA SİLE Mall — Darülfünun tal dönüyor On beş gün evvel Anadolu seyahatine çıkan Darülfünun mü- derris ve talebeleri bu sabah şehrimize avdet edeceklerdir. EE LE Konturatsız icarlar İcar edilmekte olan bazı em- lâkin konluratsız olsrak işgal edildiği öğrenilmiştir. Hükümet varidatının ziyama meydan ve- rilmemek için tahakkuk memur- ları tarafından sık, sık kontrol yapı'ması bildirilmiştir. Bu karala eve geldi. Sara ile çocuklar yalnızdılar. Ahçıyr da bugün karakola çağırmışlar, da- ha dönmemiş. Niçin çağırdıkları» ni Sara bilmiyor. Şinasi Bey şüp- helendi; polis tahkikat mı yapı yor?. Sakın Saide bir gevezelik etmiş olmasın?. Yoksa evdekiler bilir bilmez bir halt karıştırdılar da hükümet onu mu haber aldı? Herkes, onun karısını aldatmak i çin yalan söylediğine innamaz, Anadoluya yardım ediyor dedi »« ler mi Arapyan hanını boyladığı gündür.. Hay kör şeytan! nasıl anlamalı?. Karakoldan sor- mak olmaz, şüphelenirler. Bir a- ralık evden savuşmak da aklına geldi amma faydasız Norveçlilerin aeriei » M. $. lerini değistirmiş olacaklar, Saide becerebilir mi?. Becerse bile Şi- nasi Bey buna tahammül edebilir mi? Olmaz, inkâr etmek doğru- buldu. Bir NE EY VAKIT Politse : Şüpeli bir alım — Araba sü- rücülerinden Nürettin şüphleli vazıyette Beyoğlunda umumba- neler arasında dolaşırken çevril- ve biçak miş, Üzerinde esrar i bu'unmuştur. Kaçak sigara — Şehzadeba- şında Kalenderhane mahallesin- de oturan 70 yaşında Hüsnü EF. Şişhane yokuşundan geçerken çevrilerek Üzeri aranmış, 58 def- ter kaçak sigara kâğıdı bulun- muştur. Büyük — Süleyman, Ali, Mus- tafa isminde üç kişi Suadiye plajının deposuna girmişler, bir bayli rakı ve bira | şişesini yük- lenmişlersede çıkarlarken yaka- lanmışlardır. Mebmedin hönerleri — Sabı kallardan Kasımpaşalı Mebmet Kuzguncukta hukuk bâkimliğin- den mütekaitismail Hakkı Beyin evine girerek halı masa örtüleri ve saat çalmış, bunlara kanaat İ etmiyerek Beylerbeyi caddesinde İ mezafeti fenniye abırmada girmiş iki o elbise aşırmıştır. Mehmet bir az sonra yakalanmıştır. Bir cerh — Beyoğlundakaran- fil apartmanında kapıcı Hamdi sucu Mehmet ile şakalaşırken aralarında kavga çıkmış, Hamdi sandalya ile Mehmedi başından yaralamıştır. Maarif vekili teftiş seyahatine çıkıyor Ankara, 27 (A.A) — Maarif Vekili Esat Bey “bugün Kayseri trenile bir teftiş seyahatihe çık- mıştır. söpürücülerden ————— Bir taklit suçu Kabataş lisesinde iken Hay- riye lisesine nakleden ve bu nakil esnasında sabte tastikname tanzim ve mühürlerini taklit et- mekten suçlu Naci efendinin muhakemesi dün Agırcezada görülmüştür (Davanın evvelki celsesinde iddia makamı ceza is- | Savıfa 5 Son safhaları görülen bir muhakeme Eyüpte bir kahve köşe- sinde geçen cinayet Cinayeti hafifletecek sebepler yok; dava vekili * Cani cinayeti kellesile ödemeli,, diyor... Eyüpte Islâmbey mahallesin- de vukua gelen feci cinayeti belki karilerimiz henüz unutma- mışlardır. Uzun bir müddetten | beri ağır cezada muhakemesi gö- rülen ve artık son safhalarna gelmiş ;bulunan bu dikkatle şa- yan cinayet davasını bir kere daha ve kısaca anlatalım; Hadiseye sabne olan yer, İs- lâmbey o mabailesinde Naşidin kahvesidir. Maktul Ömer kimseye zararı dukanmıyan ka- | badayılığı ile (omuhitine şüöbret | salmış bir delikanlıdır. Katil Yeh- bi ismini taşıyor... Bir cumartesi günü, Omer, Naşidin kahvesinde tavla oyna- maktadır. Bu esnada Vehbi kah- veye geliyor, dosdoğru Ömerin | yanma yaklaşıyor, iki ay evvel | bir karpuz meselesinden bozuş- muşlardır. Vehbi Ömeri kahve- den dışarı çıkarmak istiyor, Omer, kendisini kahveden zorla çıkarmak istiyen bu adamın iyi bir niyeti olmadığını anlıyor, Vehbi daha ileri gidiyor ve Ömerin koluna yapışıyor, Ömer vaziyeti tehlikeli görüyor bir sandalyaya yapışıyor ve Vehbiye İ yükleniyor, Vehbi çevik bir ba- raketle bu hücumu zararsızca geçişliriyor ve mukabil taarruza geçerek elindeki usturayı kulla- niyor. Bir dakika sonra keskin yüzlü ustura Ömerin yedi yerine dalıp çıkmış ve o ifadeye gayrı muk- tedir bir halde boylu boyuna ye- re yıkılmıştır. Vebpi telâş ve korkusundan kapıyı bulamıyor, pencereden kaçıyor. Tahrik var mı? Davanın dünkü celsesinde id- dia makamını işgal eden muavin Kâşif B. iddiasını serdetti, Müd- temişti. Maznun vekili dün mü- | deiumumiye göre, katil hadise- dafaasını yapmış ve beract ta- lep etmiştir. Dadava karara kal- mıştır. kere onu aramıya görsünler, ne- rede olsa, ne zaman olsa bulur « lar. Daha da fena olur. Sonra Sa- ide Hanmı düşündü, “imkânı var mı Saide bir gevezelik et- sin?,, Gevezeliği Saide Hanıma yakıştıramadı.. Söylenecek sözü söylemiyen kadm hiç gider de gevezelik eder mi?. Amma ben hapse girsem bütn yalanlar doğru olur; diye aklından geçti. Sara Saide Hanımın İstinyeye geçtiğini, Nimet Hanımın bu gece evde olmıyacağını söylüyordu ... Mektupta yazılanların hepsi doğ ru çıkıyor. Zaten yanlış olmasına imkân varmı? Mektubu başkasnm yazmış olmasmı düşünmek Şinasi Beyin kendi kendine icat etmek istediği bir tesellidir. Oturup ona göre bir daha düşünmeli. Şimdi bu işte yalan söylemek kadar ko- lay değil.. Ne ayıp. Bir gün gelip de karısınm kar. şısma böyle bir suçla çıkacağını hiç aklıma getirmezdi. Huvarda- lık yaraşır mı?.. “Bunları ben mi yaptım? Nasıl oldu da düşüne - medim?. Saide acaba beni nasıl Vi lie 48 sinde mazbunun cezasını azalta- cak esbabı muhaffefe mevcut de- ğildir. Maktul Ömerin, bıçaklan- ! Bu yahudi kızı her şeyin doğru- sunu bilir ya, benim için sormak olmaz...,, Şinasi Bey salonun ortasında durdu, başma gelen bu büyük fe- lâketi nasıl atacağım bir daha dü- şündü. Bir hamlede bu işi bitir İ meğe bir çare yok mu?. Diş ağrı- İ sı çekmiş de canından bezmiş a- damlara benziyordu.. Kalkıp İstin yeye gitmek olmaz mı? Ne ola - caksa olsun, bitsin; eğer Saide İ bir kavgaya karar vermişse, bu fırtma, İstinyede belki daha ko- lay geşer.. Sonra kaynatası aklı” ne geldi. Ondan utandı.. “Eğer İ doktor ağır hasta ise (o büsbütün ayıp olur.. Eğer Saide yarında gelmezse o zaman doktoru yok- lamak borç olur.. O vesileyle gi- derim. Eğer babası ağır hasta ise Saide hiç bir şey söyliyemez., Diye düşündü.. Saide Hanımla münakaşa kolay olmıyacağını bi- liyordu. Hiç akla gelmedik bir yerden tutturabilir.. İlk işi onun neler bildiğini öğrenmekti.. Gene Sara aklına geldi.. Eğer kabil ol- sa, Sara ile konuşulsa sonra Saide | karşılıyacak?. Acaba neler bilir?. | Tanımla konuşmak çok kolay| | mazdan evvel Vehpiye sandalye ile hücumu bir tabrik olamaz. Çünkü hadise, maznunun Öme- rin kolundan çekerek kahveden çıkarmıya çalışmasile başlamış- tır, Netice olarak, iddia maka- mı Vebpinin 448 inci madde ile cezalandırılmasını istedi. Mahke- me bu talebi kabul ettiği tak- dirde suçlunun on beş ilâ on se- kiz sene hapse mahküm edilme- sini icap eder. Bilâhare, maktul veresesi ve- kili müdafaa yaptı. Bu müdafa- anın İstanbul adliyesinde şimdiye kadar görülmemiş bir hususiyeti vardır: Vekil, 448 inci maddeyi maz- nun için az buldu ve dedi ki: “— Yapılan cinayet tamamile bir taammüt eseridir. Maznun, elinde bıçak, ta kahveye kadar gelmiştir.,, “Kana kanl,, istiyen vekil, hu- kuku şahsiyeden feragat ediyor ve Vehpinin 450 inci madde ile yani idam cezasile tecziyesini istiyor. Vekilin son sözleri şu: — Cani, cinayetini kellesile ödemeli! Bu vekil avukat Etem Ruhi beydir. Maznun vekili de müda- faasını yaptıktan sonra dava ka- rara kaldı. ölüm Merhum Suvari Miralayı Ha- mit Beyin damadı doktor Kemal Beyin eniştesi Kuleli askeri lisesi esbak müdür muavini ve kırk beşinci süvari alayı kumandanı sabıkı Miralay Ali Rıza Bey Perşembe günü akşamı fücceten vefat etmiş ve dün çok sevdiği askerlerinin o eyadii ihtiramında Özbekler tekkesindeki aile kab- ristanına merasimle defnedilmiş- tir. Merhum çok halk, hamiy- yetli ve kıymetli kumandanları" mızdan idi, Kederdide ailesine sabrı cemil dileriz. olurdu! Şinasi Bey geziniyor, düşünü“ yor kendini avutamıyordu.Bir ara- lık çocuklarını görmek istedi, ye- mek odasına indi. Sara onlara yemkelrini yediriyordu. Şinasi Beyi görünce: — Sizin için de hazırladım, de- di. Şimdi vereceğim.. Çocuklar babalarını görünce gülümsediler.. Küçük Urhan elin- deki ekmek parçasını uzattı. Sa- ide bunları nasıl da kendine ben- zetmiş! Bu gülümsemeleri tıpkı analarınm gülümsemesi! . Bu ço- cukları kedi yavrusunu saklar gi- bi saklayıp büyütüyor. Hafta ge- çiyor da Şinasi Bey onlarm yüzle- rini görmiyor.. Çocuklar Nimet Hanım isminde bir kızın elindedir Bu Nimet Hanım kimdir?. Saide bu kızı nereden buldu?. Şinasi B. bilmiyordu. Şinasi Bey büyük oğlu İrfana sordu: — Bugün gezmeğe çıktınız mı? — Gittik.. Nimet Hanım yok... — Kim götürdü”. (Bitmedi) 7