Tao, 1932 ' Viyanada bir hovarda ... « bir Türk dansözü kadehle ayna kırmış... üzden mahkeme hüzürüna çıka- Bir Avaslüğ, me | bir d Ya gazetesi, Viya- “uy k apsözün bir gazinoda İyi dığında ve ceza mah- Si çe muhakemesi net'ce- Mid, ahküm, edildiğinden uzun absediyor. Gazete, bu in, argarete König ismini Vip Pe rağmen, Alman o'- a tanbullu bir Türk ka , “Oğunu kaydetmektedir. yn İsmi taşıyan İstanbullu İ kadını? Ve Viyanada * Biran düşününce ha- ve şudur; Bu kadın, ne e ür, ne Tür tür, Yakut “ Osı bile Türk değil- İ görpte şark memleket Mebsup olmanın uyandır- kayı düşünmüş, kend'sini f öfat takınarak tanıt Hadise z Türk dansözünün bedava May” mi altında gazetelere adise, şu şekilde anla- ar; i, #ndisi; yanında bir çok er- kg olduğu halde sabaha doğru, Mi 9€$ buçukta geldi. Grup, Meş'eli idi ve dansözün Ne bali 5 dereceyi buldu, ki gts rmek için eğlence ka- M, ansızın masanın üstün » kadehleri. yere .fırlat-. başladı, Derken bu eğlen uç ında bulunanlarda işti- ; R Artık kadehler kırıldık- İ İlanı havada biribirini ta- İı, ordu. NEM darsözün cür'etiârane a hoş görülemiyecek Me, “eye söbep oldu. yin kıymetindeki adam T ayna, parçalandı. Türk N ün bu bedaya oyunu, Kay kadının eşyaya kasden N a maddesinden mahke- EN Ur una çekilmesi suretile, sonunu buldu. İş N Dr. Piska, kendisini N N svap etti; 8 diye orada kendinize rak 30şilincezaya mahküm edilmiş köyle tehlikeli bir eğlence seç- tiniz ? Maznun, gölü bir ile, cevap verdi: — Keyfimiz çok yerinde idi Oraya “Femina,, dan geliyorduk ta. Ben, “Femina,, da dans ede- rim, — Siz keyifli idiseniz, biçare aynanın ne kabahati vardı? Dansöz, bunun üzerine şöyle söyledi: — Yalnız ben kadeh kırma Almanca re düşüyordu. Aynaya yalnız yerden fırlıyan parçalar isabet etti. Sadece bir tesadüften iba- ret! Bundan sonra, şahitler çağrıl- dı. Aktör Oskar Veber, kadının elinden evvelâ bir kadeh yere düştüğünü, bundan fevkalâde hoşlanarak kadeh kadeh üstüne fırlatmaktan kendisini alamadı- ğını anlattı. Bir şoförde, hadiseyi teyit yol- lu şehadette bulundu. Neticede kâkim, dansözü otuz Şilin para cezasına mahkum etti.,, Ingiliz mensucat sanayii Müşkülât çekiyor : Maçester, 26 (AA) — İplikçi amelelerin mümessilleri öcretler- den lng'liz liresı başına 2 şiling 9 pens tenzilât yapılmasını talep eden teklifi reddetmiştir. Bun- dan başka bir içtima derpiş € dilmemektedir. Fransız nazırları Paris, 26 (A.A) — Dünkü bazırlar meclisinde, Başvekil M. Heriot, beynelmilel meselelerin hali hazırdaki vaziyetlerini izah etmiştir. Nazırlar meclisi bazı âyan azasınım kısmi intihaplarının tecdidi için 16 Eylül taribini tes- Arsen Lüpenin yeni bir macerası — 30 3 Moris Löplan- ar ü altına, Yahut, tercih N Üeri töydeki köşkün, garajı 20 ndeki oda var. Kabul de derhal oraya git. “m pederimin hiç bir ni süreyim deme. Yok- Kevi m! b gitti, Raol, evde bir a kalarak etrafı göz- i- Bir kaç tehlikeli ola- ubu yaktı. Saat dört A Viyana otomobiline bine- , nin gelecek olan trenin vi tel gitti, elmiş, yolcülar çıkıyor- İri 1k arasında Raol, Jor- ür, Yarı Yücudünü bulmak- Sekmemişti, Esasen po- "ti, kapıdan çıkarken bi- Sunu gösteriyordu. Sanada Jorjörenin om- | Bayağı, âdi, serseri herif... Hoş, | decek birisi. du, mütebessim lr Raol sordu: MR Li Türkçeye çeviren : fa. Nasılsınız, başmüfettiş bey, iyisiniz inşallah? Jorjöre, öyle kolay kolay hayret eder adamlardan değildi. Fakat karşısında Raolü görünce öyle bir surette aptallaştı, bütün manasile / afallamıştı ki Dili tutuldu ve bir tek kelime söyliyemedi. Raol: — Aziz dostum, dedi, ne oldu- nuz? Beni gördüğünüze heyret mi ediyorsunuz? Halbuki ben sizi karşılamağa geldiğim için mem- | nun olacağımızı zannetmiştim, Jorjöre Raolü kolundan yakalı» yarak bir kenara sürükledi. Ancak o zaman bütün kini ve hiddetile şu sözleri söylüyebildi: — Bu ne küstahlık? Seni, yok- sa şatonun harabeleri arasında ! görmediğimi mi zannediyorsun? İ şimdi müdiriyette seninle hesap- laşırız ya.... Yürü bakalım... A esen . İğaz LA MİRLEY: VAKIT Bilm Mermerleri Temizlemek usulü Mermer merdiven basamakları nı, konsolların mermer taşlarını, | eliyiz |.. | mermer masaları temizlemek için $u usule müracaat etmelisini: Bir litre suya (60) gram (Kle- rür dö şu) eritiniz. Hasıl olan mablüle temiz ve yumuşak bir bezi batırarak mermerleri oğu- nuz. sonra yıkayınız ve sonra da güzelce oğarak kurutunuz. Der- hal ağarıp temizlendiğini görür- sünüz. Beyaz yünleri Temizlemek Beyaz yünleri yıkamak ve kiri- ni tamamen arındırmak için, w- zun boylu ameliyata lüzum yok- tur, Ekser ailelerin, bilmemezlik | dım ki, Hem bütün kadehler ye- | yüzünden yanlış ameliyeler ve - beyhude üzüntülerle bir çok zah- | met çekmiş olurlar. Beyaz yünle- ri arındırmak için, evvelâ ılık sa- bunlu suya batırmak lâzımdır. Ayrıca bir litre suya bir kaşık ni- şadır ruhu katarak iki saat bırak- malı. Değnek ile dövmek ve uğ- mak icap etmez. Yünü biraz yu- ! varlamak kâfidir. Sonra güzelce sıktıktan sonfa bir saat kadar tek- rar amonyaklı ve sabunsuz suya bırakmalı. Ilk suda biraz oğala- dıktan sonra rüzgârsız bir yere as- raalı. Halis sütü anlamak Küçük çocuğunuz var mı? Ha- lis süte ihtiyacı şedidi olan hasta- niza tedarik edeceğiniz, sütün mahlüt olmadığını he suretle an- lıyacaksınız? İşte en mühim bir mesele ki, haliş süt bulamamak yüzünden her gün birer suretle hepimizin canı yanmaktadır. Sut- | lerin karışık olup olmadığını an- manız için size basit bir usul tarif | edeceğiz, Evvelâ bir yorgan iğne- si alazaksınız. Bu iğneyi güzelce temizliyerek kat'iyyen kirli bırak- İ mıyacaksınız. Bunun için de iğne- İ yi oğarak temiz bir bez ile silme- lisiniz. Alacağınız süte batırarak amudi bir vaziyette tutarsınız. E- ğer iğneiin ucunda bir damlâ süt bi rse, yanı akmazsa o süt ta- mamen baliştir. Jorjöre, kendini kaybetmişti. Bu | sözleri âdeta haykırarak söylediği için gelen geçenler durmağa, et- raflarına toplanmağa başlamışlar. | dı. Raol hiç istifini bozmadı: — Yavrum, dedi, düşün bir ke- re! Buraya gelişimde elbet bir maksadım var, Yoksa kendimi kurdun ağzıma atacak kadar aptal değilim! Jorjöre durakladı. Raolün söy- ledikleri hakikaten mantıki idi. — Peki, söyle bakalım ne isti- yorsun? — Birisi hakkında seninle gö- rüşmek istiyorum. | — Kim bu? — Senin şahsi düşmanın olan | | birisi. Bir kaç defa eline geçirdi- ğin halde bir türlü yakalıyamadı- ğım, seni gülünç bir hale getirerek savuşan birisi... Öyle bir adam ki, geceleri tüyana giriyor, gündüz- leri de hatırımdan çıkmıyor, Vol | hasıl, kat'i bir surette onu avucu- | na geçirdiğin gün seni meşhur e- Jorjöre sarararak sordu: — İri Pol mü? Sahife 9 BOZ KURT i Cümhuriyet marşı güftesi ve bestesi Malatya meb'usu doktor Hilmi B. birmüddet evvel bir Cümhu- riyet (oOmarşı (yapmıştı Ve ismine (Boz Kurt Cümburiyet Marşı) ismini vermişti. Bu marş ahiren plâka nakledilmişti. Bu defa da notası yapılmıştır. Ha- ber aldığımıza göre bu marşın plâkı Reisicümhur Hz. tarafından takdire mazhar olmuştur. Haki- katen doktor Hilmi B. Cümtu. riyet marşının hem güftesinde, hemde bestesinde muvaffak ol- muştur. Gazi Hz. nin takdirlerile E ; bu muvaffakiyet ayn bir kıymet kesbetmiştir. Muhterem doktoru 4 | takdir ve tebrik ederiz. Bu mü- Hilmi B. (Malatya) nasebetle (Boz Kurt Cümhuriyet Marşı) nın güftesini dercediyoruz; Türkler bugün Cümburiyet temeli kurdular O temelin çamurunu kan ile yoğurdular Hem düşmanları vurdular hem sultanları kovdular Kutlu olsun ey millet varlık bayramınız bugün Tarihte yoktur böyle gün en büyük bayram bugün Boz kurtlara örnektir dernektir Gazimiz Karanlıktan kurtulduk biz aydınla azimiz Kutlu olsun ey millet Gazi bayramınız bugün Tarihte yoktur böyle gün en büyük bayram bugün Bütün dünya anladı biz nasıl bir miiletiz Medeniyet aleminde kudretli devletiz Hem zalımlara deynekiz hem mazlumlara örnekiz Kutlu olsun ey millet Türklük bayramınız bugün Tarihte yoktur böyle gün en büyük bayram bugün Boz kurtlara örnektir dernektir Gazimiz Karanlıktan kurtulduk biz aydınla âzimiz Kutlu olsun ey millet Gazi bayramıtız bugün Tarihte yoktur böyle gün en büyük bayram bugün Felemenkli yüzgeç Niyagar, 26 (A.A) — Son olim- piyat oyunlarına iştirak etmiş bulunan Felemekli yüzgeç Van Rhyn, Niyagara şelâles'nin akın. tıdan yukarı doğru olan kısmın- 100 yardalık bir mesafede yüz- mek svretile mükemmel bir mu- vaffakiyet elde etmiştir. Muma- İ ileyh, kendisinin sular arasın | da kaynayıp * gitmesine intizar eden seyircilerin hayret nazârları önünde coşgun ve metehevvir sulardan çıkmıya muvaffak ol muştur. — Evet İri Pol, — Ey sonra? — Ne sonrası? — Yani, bana İri Polden bah: | setmek için mi buraya geldin? -— Evet! — Demek söyliyeceklerin var? — Hatta bir teklif... -- Ne gibi? — Tevkıfini teklif edecektim. Jorjöre sıçradı. Burun delikleri açılıp kapanıyor, hatta bıyıkları bile heyecandan titriyordu. Şaş- kınlıktan elinden şemsiyesini dü- şürdü ve eğilip sordu: — Ne zaman? Bir hafta içinde mi? On beş gün mü? — Hayır, bu akşam. Polis hafiyesi gene sıçradı. Kar- sısındaki bu adam kendisile alay mı ediyordu yoksa? — Peki buna mukabil ne ister- sin? — Üç buçuk frank! — Aptallık etme.. Ne istersin? — Öyle iss söyleyim. Beni ve Sarı Klarayı rahat bırak! — Peki! — Namusun üzerine söz ver! sas e EE Kadınlar nelere muktedir oluyorlar Nevyork, 260(A.A) — Atlas Okyanosunu garpten şarka doğ: ru ilk defa olarak geçen Ames rikalı kadın tayyareci Misttes Amelia Earhart “Madam Put- nam,, dün Amerika hava devri- nin kadınlara mahsus ilk uçu- şunu ikmal etmiştir. Mumaileyha bu hava seferini i 16 saat 2 dakikada bitirmiştir. Uçuş mesafesi Los Angeles ile Nevark arasıtda aaa vsrmese verene — Namusum üzerine söz veri- yorum, — Bundan başka, bu akşam yanına beş adam alacaksın! — Ya... Demek kalabalık ola- caklar? — Belki... — Pekâlâ, yanıma beş adam i alacağım. — “Arap,, dedikleri birisi var tanıyor musun? — Nasıl tanımam. Müthiş bir hayduttur. | —İşte bu “Arap,, iri Polün sağ ! kolu demektir. — Yalar, — Her akşam buluşuyorlar. — Nerede? ğ — Monmartrde “İstakoz,, rımda!... — Bilirim. kei — Ben de biliyorum. Bir a zendir! Fakat bu mahzenin bir de arka kapısı vardır. — Evet. — O halde tam yediye on kala buluşuyoruz. Hep birden taban- calarımızı çeker, içeri girersiniz, (Devam edecek) ik iii Mi ği 4 g3