27 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

27 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Kuyruklu kamyonla Eflanı pazarında | Aydında Beş vilâyet köylüsünün alış veriş merkezi Haftanın isimlerini değiştirmişler — Mübadele usulü cari — Rakı salgını müthiş — Püryan yemeği aşaat faaliystiBartın-Safranbolu yolu üzerinde Kirazuk köprüsü Eflanı pazarı, (Hususi) — İstan bulun kereste, yumurta, yağ, ve hayvan alış verişini yapan tüccar- larından başka Eflanınm nerede olduğunu bilen her halde pek az- dır. Zağfranboluya 6, Barlına 18 saat mesafede bulunan Eflanı Zonguldak, Kastamonu, Bolu, Çangırı, hattâ Sinop vilâyet köy- İülerinin alış veriş merkezidir. Bu sebepten Eflanı baştan başa dükkân, han ve ahırdan ibarettir. Eflanıda pazartesi günleri pa- zar kurulur. O günden başka gün- lerde Eflanıya uğrarsanız nahiye müdürü, karakol kumandanı ile bir kaç jandarmadan başka hiç “imseye rasgelmezsiniz. Maazallah, sıgaranız veya kib- ritiniz bitmişse bine yakın dükânı olan bu pazar yerinde bir tek sı- gara bile bulmak imkânsızdır. E- ğer hancı fazla bir kaç paket sı- gara almışsa belki lütfu mahusus olarak size ikram edebilir. Eflanı pazarı; pazartesi günü kurulur demiştim, Bartın, Zağf- ranbolu, Cide, Daday, Çerkeş, Kastamonu, Araç, Gerede ve hat- tâ Bolu köylerinde o günün ismi kısaca (pazar) dır.. Ve haftanın diğer günleri de şöylece taksim e- dilmiştir: Cuma — Cuma, Cumartesi — Cumartesi, Pazar —Deri, Pa- zartesi — Pazar, Salı — Pazartesi, Çarşamba — Çarşamba, Perşem- be — Perşembe.. Pazara gitmek istiyen köylüler, köylerinin uzaklığına göre Cumar tesi veya Deri gününden yola çr- karlar. Artık pazar yollarında yüzlerce, binlerce (kuyruklu kam. yon) a rast gelirsiniz. (Anadolu- nun her tarafında kamyonlar iş- lediği için köylüler kendi eşek veyahut beygirlerine (Kuyruklu kamyon) adını takmışlardır.) Deri gününe kadar bir tek dük- kâncıya tesadüf edilmiyen pazar yerinde Deri günü Zağfranbolu da, a, Dadayda oturan dükk cılar birer birer gelmiye . Deri akşamı yavaş yavaş pazar dolar, Sabahleyin güneş doğmadan pazar kurulur, Manda, öküz, inek, eşek, bey- girle pazara gelen binlerce köylü arasında, Eflanı içinde dolaşabil- mek imkânsızdır. Hele (avrat) la- ra ayrılan kısımda binlerce ak yeşil renkteki çemberli köylü ka- 'dınları çömelerek oturdukları yer- de alış veriş etmeleri çok garip bir manzara olur. Güneş doğunca artık pazar yü- künü almıştır. Dağlarda, kırlarda serbest serbest dolaşmıya alışmış olan köylüler bu kalabalık pazar yerinde yürümesini şaşırırlar, Bir- birlerins çarpmak, ayağa basmak en basit birer hâdisedir. yoğ # Köylü pazara boş gelmez. Mu- hakkak surette yağı, . yumurtası, | kerestesi veya hayvanı vardır. İlk iş olarak bunları satar, Fakat na- s117. Eflanı pazarında mübadele vasıtası olan (para) nın kıymeti hemen hiç yoktur. Para, yalnız tahsildara verilen bir nevi kâğıttır. Köylü dayı veya köylü kadın dört okka yağı, yüz yumurtası ile oradaki dükkâncılardan birisine gider. Esasen dükkâncılar o köy» lünün evini, ailesini, babasının zamanından tanır, Köylü gelince dükküncı ile ara- larında şöyle bir muhavere cere- yan eder: — Ahmet Efendi, merhaba.. Şu kadar yağ, şu kadar yumurta ge- tirdim. Bir arabada hatılım var, — İyi, ne istiyorsun? . — Bir şişe rakı. Beş endaze dokucun. Bir yemeni. Yarım okka kahve. Bir okka şeker, on paket sıgara, ufak bir tenekede gaz.. İki de banknot, tahsildara verece- ğim, tuzum var.,, Dükkâncı köylünün malımı he- saplar ve : — Şu kadar borcun kaldı ve- ya bu kadar alacağm var, der. Deftere yazılır. Alış veriş biter bitmez “Eflanı,, nm meşhur “Püryan,,nından yemek bir zevk meselesidir. Bu da olunca köylü- nün işi biter. Eşek veya beygiri- nin eğerini düzeltir. Hancıya da (5) kuruş han parası verince köye doğru yol almıya başlar... Yolda yüzlerce köylüye rast gelirsiniz. — Ülen Ahmet... sıldı?, — Vay canıma koyunu kuyuda amma da pişirmiş ha... — Ülen mal da para etmiyor. Püryan na .. Son günle Anadolüi köylüleri- nin çok fena bir âdeti var, Yeşil Ay cemiyeti istediği kadar reklam yapsın, Köylüler pazara bir lira- lık satılacak bir şey çıkardılar mı, ilk defa aldıkları yarım okko ra- kıdır. Ondan sonra tütün ve di- ğer ihtiyaçları gelir. Eren belindeki hiağm ara” sına sokan köylü pazardan çıkın- caya kadar zor tahammül eder.. Pazar yolunda hemen çıkararak uz, mezesiz şişeyi dikerek i- çiyor.. Bu bir köye, beş köye mah- sus bir âdet değildir. Yola çıkan Yani tarik bedeli mükellefi olan genç ve ihtiyar her köylünün yap- tığı iştir... # : * Öğle vakti ihtiyar bir adam «- lindeki sopasını sürüye sürüye pazarın içinde dolaşmıya ve mu- ayyen bir makam ile şu sözleri söylemeğe başlar , — Vaktı namaz... Fakat köyü uzak olan köylüler çoktan ayrılmıştır. Pazar yerlerin- de dükkâncılar, tacirlerle köyü ya- kın beş on kişinin vücuda getirdi- ği cemaatten başka kimse kalma- mıştır. AK Köylüler çekildikten sonra pa- zarda tenekelere yağlar basılır.. Yumurtalara sandıklar yapılır. Keresteler istif edilir. Satın alı- nan hayvanlar Bartına, Çerkeşe, Sinop veyahut Bolu taraflarına sevkedilir. Bir gün sonra Bartın- dan sevkedilen; yağ, yumurta, ke- reste işte hep Eflanı pazarında toplanmıştır. Ertesi gün Eflanı pazarı tabii hayatına avdet eder.. | Gene sessiz ve sadasız hayat baş- lar... ». Bu sene Eflanı pazarındaki w- cuzluk dünyanın hiç bir tarafında yoktur. 150 okka ağırlığında ve yalnız derisi 15 liraya eden bir mandanın kıymeti 14 liradır. Hay vanı derhal keserek derisini 15 liraya satan kasaba 150 okka et ve bir lira da para kalıyor. Geçen sene 150 liraya satılan bir çift koşu hayvanının kıymeti ise bu sene 40 lirayı geçmiyor.. Bir okka yağın kıymeti ise 60 ku- ruştur. Bal da yağ fialınadır. Buğdaym 9 okkası 60 kuruştur. Bir koyun ve bir tiftik keçisinin fiatı da kırk kuruştur. Buna mu- kabil köylünün alacağı tuz, gaz, pahalıdır, Esasen köylü kendileri için en lüzumlu madde olan tuzdan başkasına ehemmiyet vermiyor.. Vergisini düşünüyor. Hayvan parası, yol vergisi, sayım vergisi diye sayarken gözleri do- luyor ve şu sözleri hiç bir dakika ağzından düşürmiyor. — Mal para etmez. Buğday ve arpzun kıymeti yok. Sonu ne olacak? Filhakika köylerde her şey bol. Yalnız bulunmıyan şey para... Bir de paranın muadili olan sıga- i ral. Köy yerinde bir tek sıgaraya bir amele bulmaktan daha kolay şey yoktur. Bir tek sıgarayı ve- rince istediğiniz kadar ameleyi sabahtan akşama kadar karın tok- luğuna tarlada, harmanda çalış- tırabilirsiniz, , Zeki Cemal Halkevi nasıl çalışıyor ? Aile toplantıları Aydın Halkevinin dokuzuncu re içtimalarını aktederek şube ve ihtisaslar dahilinde halka ve mem lekte müfit olmak üzere çalışmak- tadır. Dil ve edebiyat şubesi tarafın- verileceği gibi tarih şubesi de Ay- dının tarihini yazmak için istih- zarata başlamıştır. İçtmai yardım şubesi şehrin fakirlerini likten kurtarmak için mümkün o- lan yardımları yapmaktadır. Bun- dan evvel (Akın) piyesini temsil- de pek çok muvaffak olan ve hal- kın müteaddit alkışlarile rağbet- lerinden cesaret alan temsil şube- si pek yakında Çoban piyesini de verecektir. Aydında şimdiye kadar içtimai hayat pek sönük gitmekte iken Halkevlerinin faaliyeti sayesin- de içtimai hayat faaliyeti günden güne artmaktadır. Bilhassa Halkevinin her Per- şembe akşamları Halkevi taraça sında tertip eylediği samimi aile İ toplantıları halkı ve kibar muhiti pek memnun etmiştir. Her per- şembe günü akşamı aileler Halk- evine gelmekte, samimi hasbrhal- ler, tanışmalar, danslar yapılmak suretile gece yarısına kadar pek güzel vakit geçirilmektedir. İçtimai hayatın pek lüzumlu bir ihtiyacı olan bu toplantılara vesile olan Halkevi idare heyeti ile reisine halk müteşekkirdir. O.S. şubesi mutat komite ve heyeti ida- | dan pek yakında konferanslar | dilenci- | Mardinde, Mükemmel bir Pu Belediyenin tayd! Mardin hususi mut ; Şehrimizde Beledi?” İ dinlenme ve gezinmesi bir park vücuda getirdir yilbasi” şehir içinde münasip V9 4 içi sulak bir yer bulunamadı Bus park şehrin dışında yapıl eğil” için sekiz on bin lira çık Ortaya cidden güzel bir ©* i gör Parkta bir çok ağaçlar; a ü gelikler var. Ağaçlar ye büyk havuz güzel bir teşkil ediyor. Havuzları yeli da ve parkın diğer bir Sk rinde vücuda getirilen çi göz” ları güzel manzaralarile okşıyor. Parkta bir de gesi » dır. Burada her akşam bir yeti Şark musikisinin gü” W çalarını çalıp söylüyor, h3 çük bir masrafla hem dinl hem musiki dinliyor, hem niyor. Parkımız şehrin dışa sına rağmen hemen her 5 bilhassa cumaları hayli ks olmaktadır. gi Belediye, halkın buray? kolay gelebilmesini ir Si p7 de otobüs işletmeği şü i Bu güzel bahçenin şehre eli rılmasında valimiz Tâlât Be?” himmeti geçmiştir. *g Adanada Zafer bayramı Adana, 26 (AA) — bayramı için burada b da bulunulmaktadır. mahallinde tribünler, vi pılmaktadır. eme 00 Sare EE SN BAE KANE AAEAM AE ESME EREM EN RENAN A9a SARAL kara NAB ELAN vu BURSA AVCILARI Aksungur söğütlüğünde bayram yaptı” Bursa avcıları Bursa husust muhabirimizden; Bursa avcıları Halkevinin te- şebbüsile bu Cuma güzel bir av şenliği tertip ettiler. Şenlik Geçit civarında Aksungur söğütlüğünde yapıldı. Avcıların çoğu geceden gelip, söğütlüğe yerleşmişler, burasını İ bayram yeri gibi süsleyip donat- mışlardı. Her şey mükemmeldi. Yalnız avcıların neş'esini av kıtlı- ğı biraz kaçırmıştı. İstedikleri gi- bi avlanamamışlardı. Bereket versin ki civar köyler- | de ehli av çoktu. Tavşan ve kara- ca yerine koyun, keklik yerine tavuk keserek neş'esizliği gider- diler. Karadaki av kıtlığına karşılık Nilüfer deresinde balık çoktu. Ba- lık avcılığı Bursada mühim ve ta- bayram yerinde w raftarı bol bir meşguliyetti”” deri nizi olmıyan Bursada bu 19 lerde yapılır. Uludağdaki derelerin seti ve nadide Alâbalığını er saatlerce dağ yollarında dol lar vardır. Nilüfer ise deni? ye” cömerttir. gi Şenlik günü saatlerce hepi” e oyalayıp eğlendiren dere! deki Sd cılık hem misafirlere müke bir balık ziyafeti temin etti (8 de akşamın nasıl olduğun kettirmedi. Ayni gün şehirde Gazi > munda Bursa şampiyonu kârlar spor derneği ile Beğ, klübü futbolcuları arasınd? b müsabaka yapılmıştır. Mü? yı bire karşı üç sayı ile lar kazanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: