4 ni A Aientor 1932 Garbi Trakya Türkleri Unanistanla aramızda l Garbi Trak akyaya dair esaslı meseleler alledildi; binlerce dosya tasnif Mi : ye Kyada etabli Türklere Mübay geldiği halde Rum dağ efviz edilmiş bulun- İlmiye asıl sahiplerine inde e tik e emlâk hakkında muh- Yay, dele komisyonu Türk ie» heyetleri bir itilâf âk- leri Yunan hükümetinin İng, ücibince vereceği 15 Ying, ai lirasını komisyon em- Td, , 78 ettiği dün Garbi Trak- iy lerafla komisyona bildi- b Beyin izühatı illere, t Trakya komisyonunda ! rahhasr Fuat Bey dün bir vize komisyonun Garbi Al, işleri hakkında şu İ- <İ iştir: İ ie esyonun Garbi Trakya- artık bitmiş demektir. ay syadan müteşekkil o- Mk iin Trakya işlerini bitir- UN Muayyen bir plân daire- Meya mak lâzmgeldiğini his- İşleri beş büyük grupa a- Mi Bundan sonra her grup lik edilmiş ve biri ta- By diğerine geçilmiştir. in birincisi etabli ve- Cari Vsinte idi. Bu iş arkadaşim Seyin himmetile hemen itmiş, şimdiye kadar da- Vesikaların adedi 105 bini » İkinci mesele muhtelif öl. bulunan bazı köylülere tarlalar i. Bu iş bir takim'muş” ılaşıyordu. Takriben halkı yani 2000 kişi olan ahalisinin taleplerile k hükümetinin talep mikta- Yış arasında bir fark du, Bunun için, bir köy- in vasati ne kadar dö- yiye sahip bulduğunu tes- van Ve her haneye o miktar- takriben 60 dönüm tarla in, tirdik. Şayet köyde mu ği tevzi edildiğinden dola- iy, glmamışsa 60 dönümün Unan hükümeti tazmin eüretle belki hakikatte 60 eh Fazla arazisi olanlar inat veya arazi aldı- noksan arazisi olanlar di Yİ 8 ii 7 f EE ij 17 Arsen Lüpenin arkini, is m Hep devam etti: için rengiz e büdür. Bir kadın kat- da Yapılanlar çalındı. Tah- Halima Herkes gibi sizin ki ,, ZA müracaat edildi. ğa be kadınla olan alâ- * Neg, ©, Pahsetmediniz. Ni- ii bu Nk Sonra, gene gizli kında mama alen aldmiz? heri : z cinayet hak- ij in bildiğinden il Baton z mi var?, Vol- çöeselesi ilç sizin mi- agaç, var ma? pa bir müna- , tekâmül meselenin baş- mi failleri ayni şah “Me, mösyö, daha 7 e bl iç z itilâfnamesi mucibince almış oldular. Maamafih kigölüşlükadin! olundu. Şimdi işe bakalım. köylerine muhacir yerleştirilme- miş olanlar yerlerine dönmeğe | başladılar. | 150,000 Stirlinğin tevzil Üçüncü mesele 150 bin sterli- nin tevzii işidir. Malüm olduğu üzere, Yunan hükümetinin komis- yon emrine verdiği 150 bin sterlin Garbi Trakya etablilerinin Yunan hükümeti tarafmdan alınmış ve Ankara itilâfnamesine merbut lis- tede gösterilen mallarile Make- donyada kalmış malların bedeli- ne karşılıktı. Bu işte de büyük müşkülâtla karşılaştık, Çünkü lis- tede zikredilen dönümlerle fili iş- gal miktarı bazan biribirini tut- muyor ve büyük şikâyetleri mucip oluyordu. Yegân yegân mesahaya İ kalkışmak işi beş on sene geri at- maktı. Bunun için herkesin hisse- İ sini tesbitten evvel listeye geçen fazla miktar üzerinde toptan mu- | tabık kaldık. Hisselerin tesbitini bundan sonra yaptık. Tazmini lâzım geleh emlâK Dördüncü meslee, iadeye tâbi olduğu halde Rum mübadillere tevzi edildiği için tazmini lâzım gelen emlâk işi idi. Bunda da kar- şılaştığımız müşkülât kime ait ol- duğunu ve miktarını tesbit mese- leleridi. Binlerce talebi birer birer tetkik etmek ve her talebin lehin- de ve aleyhinde ileri sürülebile- cek delillerle uğraşmak işi-on se- yale eleme demekti. n nin mün asız dosya- ları tetkik ederek bilânçolarını hazırlarına karar verdik. Neticede her iki tarafın temayülünü naza rı itibara alarak benim bilâçomu fazla, arkadaşım Yunan murah- hasının bilânçosu da noksan bu- lundu, Arası alındı. Umumi mik- tar toptan tesbit ve kabul edilince münakaşa da ortadan kalktı. Bu suretle bir kaç sene devama ta- hammülü olan bu iş otuz günde halledildi. Alâkadarların çekleri hazırdır. Reis M. Andersen imza- ladıktan sonra tevzi edilecektir. Avdet hakkından mahrum kim- selerin emvali meselesi de halle- dilmiş gibidir. Artık komisyon prensip meselelerini halletmiş ve filen randıman veren işlerle uğraş yeni bir macerası Tefrik No :26 ziyade ilerliyebilmekliğime yar- dım edecek ve öğrenmek istedi- ğim şeyler bunlardır. Bu sözleri uzun bir süküt takip etmişti. Markinin sükütu o kadar mânidar olmuştu ki, Raol, bir şey söylememek istediğini derhal an- lamış, omuzlarını silkerek: — Ne yazık, demişti. Teessüf ederim ki susuyorsunuz. Bir me- selenin asla unutulamıyacağı, bir çok kimselerin bununla meşgul o- lacağmı tasavvur edemiyor musu- nuz? Eğer böyleyse yanılıyorsu- nuz. Bu meseleye karışmış olan kimseler, unutmak isteseler bile gayri ihtiyari onu takip ederler ve balline uğraşırlar. Raol Markinin yanına yakla- şarak hususi bir ehemmiyet vere- | Evliya hakkında YAKIT Tıkbi isikikat ve Doktor Freudun Bir takdirnamesi Genç asabiye ve akliye he- | kimlerimizden doktor Izzettin Be- ye meşhur ruhiyat doktoru Vi- yanalı Freudundan bir takdirname gelmişlir. İzzettin Beyin bizdeki “Merkez Efendi,, hakkında yap- tığı uzun bir ruh tahlili Viyana- nin en büyük tıp mecmuaların- dan imagoda intişar etmiş ve psi- kanalizmin mucidi olan meşbur Freud bu makale üzerine İzzet- tin Beye bir takdirname gönder- miş, bu takdirnamesinde “Siz psikanalizm sahasında yeni bir ufuk açtımız,, demiştir. İzzettin Bey şimdi de “Sünbül Efendi, hakkında psitanaliz etöt hazır- lamaktadır KatilCCevdet Bir kaçak katil yaka- landı, kaçtı, yine yakalandı Geçenlerde Yenipostane önün- de komisyoncu Kâmil efendiyi bıçaklayarak (öldüren Cevdet Çerkeşte dayısının yanıma kaç- mış ve orada zabıta tarafından yakalanmıştı. Cevdet Istanbula getirilirken yolda jandarmaların elinden de kaçmış ise de birkaç gün evvel yine yakalanmış ve dün sabah şehrimize getirilmiş- tir. Cevdet akşam üzeri adliye- ye teslim edilmiştir. Katil cürmünü inkâr etmiş ve demiştir ki: O Kâmil benim çok aleyhim- de bulunuyordu. Hatta son za- manlarda her yerde bana hırsız diyordu, Bir gün kavga esnasın- da beni ölümle de tehdit etti. Peşimde adamlar dolaştırıyordu. Vak'a gecesi bıçakla Üzerime e etti. Kendimi gi ederken yârâlükide. “Elimdeki 'bı- çağı Çerkeşe giderken yolda at- eee aran ersan sese AAAEArENN EEE tım.,, mağa başlamıştır. Garbi Trakyada işlerin böyle sür'atle bitmesine tutulan yol â- mil olmuştur. Garbi Trakyada mahalli memurinin vazifemizin kolaylaştırılması hususunda gös- terdikleri yardıma da diyecek yoktur. Kendisinden büyük yar- dım gördüğümüz sabık vali cene- ral Kalogeros'un yerine gelen Se- rez meb'usu M. Florias ta komis- yonumuzun işlerile bizzat alâka- dar olmaktadır. Bu zat ufak bir şikâyeti doğruca kendisine yap- mamı benden istedi. Arkadaşım Yunan murahhası M. Floridesin bu muvaffakiyette büyük bir his- sesi vardır. rek şu sözleri söyledi: — Bu meseleye karışmış olan- İlardan ve etrafınızda dolaşanlar- dan dört tanesini ben, şahsen bi- liyordum. Evvelâ ben kiracınız oldum, ve bütün taharriyata hâkim olayım diye bu şatoyu satın aldım. İkin- cisi meşhur haydut İri Polun met- resi olan ve geçen akşam yazıha- nenize girerek fotografları ka- rıştıran Sarı Klara! Buraya gelince Raol durdu. Kla- raya bakmıyor, kat'iyen bakmı- yordu. Bütün dikkatini Markide teksif etmişti. Ve Marki şaşırmış- tı, — Üçüncüsüne geçelim, ister misiniz?. Üçüncüsüne!. Yani en tehlikelisine.. Yani Valteks'e.. Marki sıçradı: — Valteks mi ?. nuz?. — Valteks, evet, Elizabet Orn- en'in yeğeni veya akrabası. . — Kabil deği", olamaz.. Val- Ne diyorsu- Değişen dünya ve terbiye Bu mühim meseleyi 50 memlekete mensup 1500 murahhas müzakere et- tiler - Dünya süratle değişiyor, fakat... Niste toplanmış olan terbiye kongres ne Türkiye namına da muallimlerden mürekkap bir he- yet iştirak etmişti, Heyet azaları şehrimize avdet etmişlerdir Heyet meyanında bu- lunan ve erkek muallim mektebi muailimlerinden Sadrettin Celâl bey kongrenin faaliyeti hakkında bir mubarririmize şu malümatı vermiştir: — Nisteki terbiye kongresine 50 memlekete mensup 1500 mu- | rahhas iştirak etmiştir. Bonler arasında memleketimizi 8 mual- lim arkadaş temsil ediyorduk. Kongre 21 Tammuzdan İİ A- ğustosa kadar devam etti. Kon- grenin umumi mevzuu şu idi. — Değişen dünya karşısında terbiye, Kongre üç şekilde faaliyette bulunmuştur. 1 — Esas mevzu hakkında u- mumi konferanslar. 2 — Muallimlerin hazırlanması imtiban sistemleri gibi meseleler hakkında seksiyon içtimaları. 3 — Muhtelif tedris teknikle- rine ait kurslar. Niste Terbiye Kongresi sennaraaser ses00l vera sar saman. Bunlardan umumi konferanslar © da Kolej dö Frans muallimlerindet M. Langeven ve Sorbon Darül- fünun müderrislerinden Pr. Vak yon ve Pieron ve sabık Prusya maarif nazırı ve Alman Pedagoji akademisi müess'si Pr. Becker, Janjak Russo enstitüsü muallim- lerinden M. Piyaget, Amerika Ko'ombiya Darülfünüunu terbiye müderrisi Pr. Vaston ve Valton Plan müessesesi Mis Helen Pakust ve profesör Klobert Paren kon- ferans vermiştir. Bu konferansta bilhassa hars meselesi görüşülmüş ve insan ları birleştirerek (o zamanımıza uygun bir hars esasını araşlır- mışlardır. Murahhasların ekserisi bilhassa profesör Langeven dün- yanın maddi ve teknik vaziyeti- nin harikulade bir suratla de- ğiştiği buna mukabil manevi ve harsi cephesinin buna tekabül etmediğini ve bu günkü buhran ve felâketlerin en büyük saıkı bu olduğu noktası üzerinde is- rar etmiştir.,, Kongrada Sadrettin Celâl Bey de Türkiyedeki terbiye faliye- tine ait bir konferans vermiştir, Cenaze arabaları Garajı da cenaze otomobilleri için ye- niden bir garaj inşasına başlan- mıştır. inşaat iki ay zarfında | bitirilecek ve elyevm kullanıl- | makta olan otomobillerle yeni- den alınacak lüks cenaze oto- mobilleri ve arabaları (daima garajda toplu bir halde bulun- durulacaktır. Cenaze arabaları belediyenin Calattaki atelyesinde yaptırılacaktır. —— Kaçak ispirto Yenimahallede mandırasında 30 teneke ispirto bulunduğundan dolayı dokuzuncu ihtisas mah- kemöesine verilen dursun Ali dün 8 ay hapise 1892 lira para ceza- sına mahküm edilmiştir. teks kumarbazın birisidir. sızdır, evet, fakat tehlikeli kat'i- yen olamaz. Ravl, şaşkın bir halde bulunan Markinin yüzüne tokat atar gibi: — Valteks'in , dedi, bir başka ismi vardır. Daha doğrusu bir lâ- kap.. Meşhur bir lâkap... Cinayet âleminde çok meşhur.. — Cinayet âleminde mi?. — Valtek polis tarafından ara nılmaktadır. — Kabil değil!... — Valteks, İri Poldan başka bir kimse değildir. Markinin hayreti o kadar şid- detli olmuştu ki, az kalsın beyni- ne sıçrayan kanla bayılacaktı: — İri Pol mu?. Şu haydut re- isi7. Ne diyorsunuz?. Valteks İri Pol değildir, kabil değildir.. Na- sıl olur?, Hayır, hayır.. Valteks İ- ri Pol değildir.. Raol tekrar etti: — Valteks emin olunuz ki İri Poldür. İri Pol'da Valteks!, De- Ahlâk: Kadiriye H. Hikmet B. Davası tazeleniyor. Kadiriye Hanım isminde bir kadını bazı iddialarla hapsetti- ren sabık mustantik Hikmet Bey aleyhine bu hanım bir dava aç- mış ve ağır cezaca görülen bu dava beraetle neticelenmişti. Müddeiumumilik bu kararı temyiz etmişti. Temyiz mahkemesi ve- İ rilen beraet kararını nekzetmiş- İ tir. Dava yeniden görülecektir. İ —ae— Polonya Hariciye müsteşarı Bir müddet evvel buradan ge“ çerek Ankaraya giden Polunya bariciye müsteşarı M. Bek dün- kü trenle şehrimize gelmiştir. M. Bek on gün kadar daha İs- tanbulda kalacaktır. min bahsettiğim gece, Sarr Klara yazıhanenizde fotografları ka- rıştırırken, İri Pol, adamları ile be raber, evin karşısında tarassut e- diyordu. Sarı Klara, evden çıkınca onu kaçırmak istedi. Ben tesadü- fen orada idim, dövüştük ve dövü şürken yüzünü görerek onun Val- teks oldluğunu tanıdım. Şimdi ok du üç!.. Gelelim dördüncüye: Bu da polistir.. Resmen tahkikati ka- patmış olmasına rağmen polis, başmüfettiş Jorjöre vasıtasile bu işi tahkik ettirmektedir. Raol, genç kızı bulunduğu ta- rafa bir göz atmıştı. Aydınlığa karşı olmasına rağmen, Raol, o- nun büyük bir heyecan geçirdiği- ni farkediyordu. Marki başını sal- | tadı: — Evet, bu Jorjöre dediğiniz adamı hatırlıyorum, Fakat Eliza- bet Ornen ile olan münasebetimi mi bildiğini zannetmiyorum. (Bitmedi;