14 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

14 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

alursa olsun bu edebiyatm hölâ elerde otladığını göstermeğe fidir. tx İyi Sözde lâyik olan, fakat Avru- pa eğhliasının ithalât komisyon cusu olan edebiyat berikiler ka- dar olsun muhtevadan mahrum- dur. Onların tutulacak tarafı yoktur. Bu edebiyatın bizimle | münasebeti Ösmünlı Bankasınm, « Orozdibak'ın B) Şekil it bale gi: âzımdı. Vakıa şe- kilde senelerdir söylenen bir mo- dernizm, vardır. Fakat bu moder- nizm, yapılmış bir resme baka. ralgi onun © fotögrafla kopyesini : pi bir şeydir. liğmotifle islenimiş modern | eterimiz kaç tanedir? Edebiyatığtızın yüzünü güldü- recelböyle kaç düzine eser saya- biliriz? C) Osmanlı edebiyatı ithalât- çın edebiyatı idi. Büyük şehir- “leri kaplıyordu. Onun yegâne he- “defi şehir halkınm istihlâk ka biliyetini satıcı mağazanın arzu- suna göre tanzim etmekti. Edebiyatı cedide ve onun mu- | akkipleri bu vazifeyi şayanı tak- dir bir surette yaptılar. Fertlerin tezeyyün arzularını kamçılıyarak yaşıyan bu edebiyat yalnız ferdi idi, Onun bir kadın tuvalet oda- sından, bir manifaturacının yit- rininden farkı yaktu. Bu edebi- yatın zamanında rolü vardı, Hem de büyük... Fakat bu rol bize göre değil, bizi istismar eden ya- bancı fabrika sanayii narına. | Bu edebiyat şuurlu, şuursuz bir yarı müstemlikenin tipik edebi- yatı idi. Fakat bugün bu edebiyatın i- fade ettiği hayat o kadar tepe taklak gelmiştir ki, o hayatı bize devlet Kanunları bile menet- mektedir. Kontejan listeleri bu hayatın iflâsını ifade eden yegâne vesi- kadır. Mademki yeni bir hayata dö- nüyoruz onun kıymetlerinin ifa- desi lâzımdır. Yaşıyacak, itibarlı bir edebiyatın vazifesi budur. İster şuurlu, ister şuursuz olsun! Bu edebiyat artık sade büyük şehirlerin komisyoncuları elinde yaşamaz, çünkü bizzat ithalât komisyoncusu yaşıyacak bir hal- de değildir. O halde edebiyat yaşıyan zür- relerin hayat kıymetlerini ifade edecektir. Yani köylüye, ve ça- | İişan insanların fikriyatına hiz- met edecektir. Onların zevkini, onların görüşlerini şuurlu ve şu- ursuz tesbit edecektir. Halbuki hâlâ, eski Osmanlı edebiyatımm kıymetleri edebiya- Tefrika No.: 71 Şafak ortalığı kaplıyordu. So- kakta gezenler kafilesine katıla- rak yürüdü. Birdenbire çağırıl- dığını duydu: — Yahu nereden çıktın. Niha- yet seni bulabiliyoruz ba!. Döndü. Raya elinde bir küçük sandık önünde duruyordu. Nata- şa cevap vermekten çekinerek sordu. — Tanışıyor musun? — Hayır. Bir fonografım var- dı. Pepo'ya okutmıya çalışaca- ğım. Ne için gelip bizimle çalış- mıyorsun ? Hirşfeld seni her yerde arıyor. Zengin müşteriler | seni görmek istiyorlar. Japon- yalının senin uğruna kendini öldürmesi öyle bir mesele oldu ön iç aş iptihiler,, dır. Miliği kadardır. | rile modern bir | Roz Nuvar Osmanlı kıymetleri sade edebi» | yatta ayakta duruyor. ” “ D) Edebiyat hiç bir zaman | edebiyat için olmamıştır. En fer- | di edebiyat cereyanları bile bir ! cemiyet devrinin ifadesi olmuş- tur. Korkuyu anlatan, neş'eyi söy- lâyen muharririn o arkasında bir kütle vardır. de korkan, şehrin mütevassıt halkı çok defa şehirden nefretle bahsetmiştir. Bu nefreti, bu kor- | kuyu ifade eden şair bizzat bu | zümrenin Meselâ bizim bi- rinci sınıftaki şairimiz Necip Fa- Çünkü o mülevassıt kazançlı mimessilidir. zıl şehirden korkuyor. bir küçük Oburjuvadır. manların kapladığı şehirden muztariptir. Fakat Necip Fazıl bu hissinde yalnız değildir. Bü- yük şehirlerde evini, bahçesini “kaybeden yoksul insanlarm sesi Necip Fazılda kendini buluyor. Bugünkü edebiyatın, bugünkü | hayatın çizdiği istikamete göre, bir yolu olmak lâzım gelirdi. Bu istikamet nedir? Türk muharriri inkılâptanberi bunun için ne yapmıştır? Hiç! E) Edebiyat her zaman insan kafasının bir ileri hamlesini ifa- | de etmiştir. İlmin bulduğu hakikatleri da- ha evvel san'atkâr didiklemiştir. Bu manada felsefe ile san'atı bi- ribirinden ayırmak gülünç olur. San'at, san'at için sözü pek | fena tefsirlere uğramış ve kötü | tefsirciler elinde san'ati gülünç- leştirmiştir. | İlmin halledemediği meseleyi san'at daha evvel halletmeğe ça- ! vermiştir. Ve bu yolda his fikre İ hakiki hizmetler etmiştir. Fiziğin ilimleşmesinden evvel | tabiat hadiseleri san'at mevzuu | idi. Biyolojiden evvel san'at ha- | yatla meşgul olurdu. Eski edebi- yat veremle az mı meşgul olur- | du. Şimdi bile cüzzam ve kanser | henüz ilim son sözünü söyleme- diği için edebiyata malzeme ta- şımıyor mu? Psikoloji ilim halini almadığı zaman ruh tahlili birinci plânda | gelmez miydi? Şimdi ilmin son sözünü söylemediği -enkansiyon bahsi ayni ehemmiyeti kazan- madı mı? Dahası var. Bugün dertlerimi- | zi yalnız başımıza, kendi kendi- mize halledemiyoruz. Hatta ce- bimizdeki paranın kıymeti bile | Nev York borsasma tâbi. Bu ka- | dar ciharışümul bir şekilde cemi- yetin malr olduktan sonra edebi- Yazan: Mm. Rube Janski ki. Roz Nuar'da hep senden babsediliyor. Arkadaşlar: “* Vii- kom omutiye çiyerti vodyaça,, (Rusça darbı mesel, Türkçe mu- kabili: Yavaş atın lekmesi hızlı o'ur.) diyorlar. — Ya! Benden okadar bah- sediliyor öyle mi? Siz Beyoğlun- da mısmız? — Yok canım) Teşrinevvel bi- re kadar Bebek'te oturduğumuzu unuldun mu? Sana bir şey sora- cağım; Sarı herif nesil Bize şunu anlat ki, şimdi ne yapıyorsun ? Mutlaka bir rande- vüye gidiyorsundur. Vaktim de kalmadı. Ya Pepo dükkânı ka- parsa., Allaha ısmarladık. Gidi- yorum, Senin geleceğini haber | | | | İ “Büyük sanayiin inkişafı önün- ! Apartı. | i milletler oldu? | VAKIT Boşanma Meselesi Beynelmilei hukuk cemiye- tini meşgul eden başlıca mevzu, budur Beynelmilel bukuk cemiyeti, İngilterenin oOOksfort şehrinde toplanmıştır. İçtimalar dört gün edecektir. Elli dokuz teşekkül eden bu devam sene evvel cemiyetin hedefi bütün milletle- | rin hukuki meselelerile meşgul olmaktır. Şimdi cemiyete men- süp ve dünyanın ber milleti hu- i kukşinaslarından 3000 sza var- dır. Cemiyetin müessisi, Amerikalı Mister Elihber Burrit'dir. Amerikanın otuz dört memle- keti, barolarının reiseri vasıta- sile cemiyete girmişlerdir. Cun- ların mevzuu bahsettikleri en mühim mesule, talâka müteallik kanunlardır. Esasen cemiyet, ber devlete ait talâk kanunlarınının diğer tarafından (o tanınması çin çalışmakta idi. Bu seferki içtimada, her memlekette veri- len talâk hökümlerinin diğer memleketler tarafından tanın- ması meselesi görüşülecektir. Amerika bükümetlerinde her birinin talâk kanunu digerlerin- den ayrıdır. edecek ve ta'âx bahisleri en irce teferrüatına kadar konuşu- lacaktır. Nişan paşanın kerimesi Sabire kit. Me tıbbiye talebesinden avukat Rem- zi Beyin oğlu Niyazi Remzi Be- yin nişan merasimi bugün Remzi Tahir paşanın Maltepedeki köş- künde icra edilmiştir. ——— yatın kollektif bir hal alması ta- bii değil midir? Halbuki Osmanlı edebiyatı bir bakıma göre kollektif bir vazife görüyordu. Fabrikanın kadrosu- na girmişti. Kollektif değildi, çünkü karilerinin sadece ziynet hislerini kuvvetlendiriyordu. On- ları cemiyete bağışlıyordu. şıyan bir edebiyata ihtiyaç var- ceğimiz ne vardır? Zannederim hiç bir şey! Benim anladığım ihtilâl, bizi Osmanlı kellesindeki edebiyat- tan halis edebiyata geçirecektir. Sadri Etem Halbuki bugün içtimai tez ta- | dır. Bu edebiyat namına söyliye- | m dır. (4034) lerimizin bir an evvel meccani olarak verilmektedir . Konferans dört gün devam | Sabık Hidiv Abbas Hilmi pa- | şanın sabık seryaveri Remzi Tahir Beyoğlu Beşinci Noterliği Canibi âlisine Efendim; Bankamızın Gâlatada Karaköyde tramvay caddesi ve Yemiş sokağın- İ haezine ve işbu haciz kai dakj merkez şubesinin yakında ilga ve kapatılması mukarrer olup mez kür şubemizde İsticar edilmiş bulu: | non hususi kasalar müstecirlerinin nihayet bir ay zarfında Bankayı teş | Devlet Demiryolları ilânlar! ama kamikarmaii iin kinidin dilime. 90000 ton kömürün Havzai Fahmiyeden Haydarpaşa ya, Derince, Mersin ve Samsun iimanlarına nakli mün. 1.932 tarihinde Ankarada Devlet Demiryolları işletme Müdürlüğü binasında yapılacaktır. Fazla malumat Haydarpaşa ve Ankarada veznelerinde beşer liraya salılmakta olan şartnarielerde af Idaremizin Irmak - Filyos kattının bepüz iltisak peyda miş olan Filyos cihetindeki istasyon ve diğer servisler takriben 30-50 (on raddesinde olan muhtelif malzem gerek H. P den doğruca Filyosa nakletmesi ve gerek Zoni ta vapurdan alıp ve gümrük muamelesini yap ettirmek suretiyle nakle talip olanlar varsa 25 sadif Perşembe günü saat onda H. P Mağazasında Y8P pazarlığa iştirakleri ilân o unur, (4064) inkılâp Liseleri Talebelerine inkılâp Liseleri Müdürlüğünde” v Baka'orya kurlarına başlanmıştır. Bakaloryaya girecek mektebe müracaatları Filyosa dere 32 tarihini ; lâzımdır . P Jarın bedelinden deynin temi sonra artacak mebaliğ ile mevcut ve gayri mahcuz Ü$ ir nedeki hissei şaylalarının ih i hş tanbul ve meviyorkta müntesif “ft telerden birile ilânen tebiifat K na ve İlân havi gazetenin Samsun hukuk mahkemesinö? muz 892 farih ve 74 numara İ Mi rifle kasalarını boşaltarak terkeyle. | verilerek berayı tebliğ ve İRİ 4 meleri lüzumu beyan ve aksi takdir. | dairesine havale olunmakla de müddeti mezkürenin inkızasında | bl Tİ ve 15 eylül 1992 tarihinde boşaltılmamış' sine haciz kaydi icra olun v bulunan kasalar, masarifi müstecir. | üçüncü hanenin mağazalara lere ait olmak üzere, Noter huzurun- it yazılan müzekkere ile iki , Nip olup Mehmet Rıza Beyin da kaldırılarak muhteviyatı tesbit | haciz mevzuu olmakla olyeçhik Pi | ve Bankada muhafaza edileceği ve | olunduğuna dair tapu müdir” bu yüzden bankanın bir güna mes'w Yiyet kabul etmiyeceği kasa müste- cirlerinin malümu olmak ve ona gö- re hareket etmek ve bankamızın bil. cümle hukuku mahfuz kalmak üze“ re işbu ihtarnamemiz aslının dâireri İ âliyelerinde hıfzile bir suretinin İs- | Se ala şe aş Aİ | Son Posta ve Fransızca Stamboul ve | Rumca Apoyevmatini ve Ermenice i Nor Lur gazetelerinde ilân ettiril- | mesini ve bir nüshal müsaddakasmın tarafımıza itasını talep eyleriz efen- dim. Kredi Lyone Bankası Istanbul şubesi müdürü 3. Hervier Samsun lera Memurluğundan: Haciz ihtiyati kararı: Samsunda: Tüccardan Hacı Hü. seyin zade Hacı Ahmet ve Nuri Bey- lerin Samsuulu olup hayli zaman- danberi neviyokta iken mahalli ika- metj meçhul kalan ve alacağından dolayı Mehmet Rıza bey tarafından İstanbul İkinci icra dairesi marifeti le bir kısım emvaline haciz vazolu- nup malları satılmakta şehbender zade Halit bey ximmetinde çek ve neviyork moteri huzurunda ikrarı ve Osmanlı bankasının mektuba müste. nit alacaklarınm asli olan 1507 dolar 61 sentin temini istifası için Mehmet Rıza Beyin sattırmakta olduğu mal- Türkiye Cümhuriyeti Hükümeti | simek Gerâ olduğum cibel i kaybolan nüshanın hükmü cevabi haciz zabıt verakası “€ ihtiyati kararı tebliğ makam olmak ve borçlu Halit Beyin razı var İse gazetenin neşri f ferdasından itibaren icra vE kanununda muayyen müddet “ da Samsun Hukuk mahkem. racaat etmesi icap ettiği vi “ErCTETETATEŞKTİNE TAAA p ği malâm olmak üzere ilân “ | ZAYILER 5 228 senesinde Mühendif tebinden Küçük Musta Süleyman Şevket oğlu İ amma olarak almış old” 278 N.h diplomamı kaybe” gi. ve ziyamdan nöshai bede dığı ilân olunur. (3666) yy Adres: Balıkeir- ya har çi, şube şefi mühendis All Hr * Kabile mektebinde” ğım hüviyet varakamı zayi Yenisini alacağımdan € hükmü olmadığını ilân ed (8670) ai yi Şehit binbaşı Rat Sar en aldığımız maaşa &i' ve mübürlerimizi kaybettik yi nisini çıkaracağımızdan rinin hükmü yoktur. Zevcesi Emine, Kerimesi ME EEE EE İL NÜ vereceğim. Hay çapkın bayl.. Raya koşarak uzaklaştı. Nataşa bir an yalnız kalmak istiyordu. Geçenlerin konuşma- ları, arabaların gürültüsü dıma- İ gında örs gibi zonkluyordu. Kahveler,mağazalar gördü, niba- yet postane önünde olduğunu farketti. Paket veya mektup götüren adamlar tarafından ilile kakı'a irades'z bir hareketle içeri girdi. Etrafı parmaklıklı kişelerle çevrilmiş küçük ve karanlık sa- londa halkın yazı yazması için konulmuş masalardan biri boştu, Masaya dayandı eline kalemi aldı. Bir telgraf kâğıdı üzerine çizgiler, işaretler, gelişi güzel harfler karalamağa başladı. Düştünüyordu : — Böylece yazı yazıyorum zannederler. Kimse benimle meş- gul olmaz me yapacağım? Ne- reye gideceğim ? Dalgın bir elle kavisler çizdi. | gülün yapraklarını mürekkeple sişab'adı. Rutubetli kâğıt kaba- nbca çiçeğe kabarık manzara verdi. Nataşa bu kara gülü bir müddet seyrettikten sonra üzeri- ni çizdi. Kalemi ile kâğıdı par- çaladı , Arkasında bir erkek sesi duy- u: — Affedersiniz Madam. Siz yazmıyorsunuz. Müsaade &der- seniz şu mektubun zarfını yâza- yım. Kadın kalemi bırakarak uzak- laştı, Memurlar parmaklıkların ar kasından birlerce davet, tabat- tür, teessür kâğıtları alıp dağı- tıyorlardı. Bu meyus halinde kime mü- racaat edebilirdi? Koca dünyada şukadar insan, şukadar memleket vardı, acaba ona maziye ait hiç birşey sor- Bu kav'sler gül şeklini a'dı bu | İ i ilân Nataşanın nazar! ğ | celbetti. Mavi bir deniz © i başlarını arkalıklarms © “madan kendisini kabül bir kimse mevcut mu idi? - Teşekkür ederim işim bitti. pr i Zarfını yazan ye doğtu yürüdü. gi EY ç # 4 bir vapur ve beyaz kuşl#” da şu yaz: “.,. Vapurlarile deri, seyahati yapınız!,, resmi det süzdükten sonra den çıktı. Tünele binerek Galete v İş bittikten sonra Adiy Boğaziçine g'den vapi” 4 tişmek için ko,uşan balk vp dan rılıtıma doğru ilerle! ii teda hamallar yere İ, 48 lar, zeytin, Amerikan * yorlar, kabukları ve $* etraflarına saçıyor git

Bu sayıdan diğer sayfalar: