i | .i © AN beyin sözünü kesti ve Mehmet Ali #— 4— VAKIT 2 ŞUBAT 1932 ——— Şehir meclisinde İki mühim mesele Et pahalı mı, değil mi? Istanbulda her sene veremden kaç kişi ölüyor? Yine et münakaşası Şehir meclisinin şubat içtima dev- resine dün başlanıldı. Birinci celse! 1445 te ikinej reis vekili Necip beyin riyasetinde açıldı. Geçen devrenin &on celsesine ait zapıt hulâsaları o - kundu, kabul edildi. Geçenlerde vefat eden azadan İz- zet Kâmil beyin hatırasmı tazizen| celse üç dakika tatil edildi. Üç daki ka sonra celse açıldığı vakit azadan Mehmet Ali bey söz aldı, ve dedi ki: — Geçen içtima devresinde hulüs ve samimiyetle yaptığım ve sonra 73-| rarları görülen ve gördüğüm bir tekliften dolayı gerek heyetinizden| gerek halkımızdan özür dilerim. Ben "geçen devrede et işine temas etmiş «| tim, Cevdet Kerim bey de beni teyit eder mahiyette söz söylediler. Niha- yet et işinin halli kararlaştırıldı. Bir! komisyon teşkil edildi. Bu komisyo- mun ne yaptığımı henüz bilmiyoruz. | Fakat sarfettiği mesai itibariyle ken- dileri takdire lâyiktir. Makam için ayn! kelimeler; kullanacak değilim.| Çünkü makamı tenkit mi etmek lâzım, takdir mi bu ciheti heyetinize bırakı- yorum. Teessürüm ve ben; bügün bu-! yada söz söylemiye sevkeden yegâne! mokta; et meselesinin halli için atıl mış adrmın bugün maküs bir netice tevlit etmiş olduğunu görmektir. Fil bakika mülhakatta kesilen ve şehre| giren etlere karşı sıkı tedbirler alın-| dı. Oktruva resmi istenildi. Sıhhi mu ayene yapıiryor ve bu gibj etlerin şeh- re ithali menediliyor. Böyle bir netk| cenin hasl olmasma saik olduğuma cidden müteessifim. Yalnız şunu ilâ ve etmek isterim ki belediyenin bu hususta aldığı (o tedbirler kanuni ve musip değildir. Evvelâ etlerin müsa- deresi muvafık değildir. Sirasımı, degilmi? * Bu sırada reis Necip bey Mehmet beyin bu vadide söz (o söyliyebilmesi için bir teklif yapması ve bunun Tuz” nameye almması lâzım geleceğini ileri sürdü. Bunun üzerine uzun bir müs makaşa kapısı açıldı. Neticede 2ap- tı sabıkla alâkası olduğu cihetle Meh-| met Ali beyin sözlerine deram etmesi muvafık görüldü. Izahate devam Mehmet Ali bey tekrar söze başlı. yarak, etlerin müsaderesi kanuni © Mup olmadığını anlamak için hafzıssıh- ha kanununu, hayvanlarm © zabital sihhiyesi kanununu, belediye kanu » nunu ve nihayet zabıtai belediye tali- matnamesini tetkik eylediğin; ve ve Jarm hiç birinde böyle bir kayde tesa-| düf edemediğini esasen zabrtai beles diye taimatnamesinde böyle bir sara- hat olsa bile bu talimatnamenin ta » mamiyle tatbik; için şehir meclisinin #asdikinden geçmesi lâzım geldiğini,, halbuki buna da riayet edilmemiş ol. duğunu uzun uzadrya anlattıktan son- ra dedi ki; — Belediyenin herkesin (elindeki paketleri açıp bakmıya veya milsade- reye hakkı yoktur. Bahusus kıyılmış ve kesilmiş bir etin damgası da görüs! Jemez. Memur bunun kaçak olduğu- na nasıl hükmedebilir. Gelelim et meselesine, (mezbaha resmi fazladır. Nakliyat (ücretleri bir kuruştan ikiye çıkarılmıştır. Mez baha meclisi idaresinden iki azalık Iöğvedildi. Tasarruf yapılacaktı. Fa- kat bunlarm aldığı ücret kalanlara taksim edilmiştir. Bunlardan başka belediye varidatı gittikçe (azalıyor, bütçeleri beş altı saatte kabul ediyo - ruz. Faknt yapılan işlerden, masra- fın nasıl kısıldığının belediye işleri» nin ne şekil alacağından asla haber- dar olamıyoruz. Hulâsa olarak, sor- duklarım şunlardır: Suajler 1 — Et meselesi ne olmuştur. 2 —| Ette ihtikâr var mıdır. 3 — Etin har cı safhasmda kasaplar şirketinin bir; İrüst yaparak işi idare ettiği doğru mudur. 4 — Mezbahada alman haki - ki resmin miktarı nedir. 5 — Nakliye Ücreti tahavrül etmiş midir. 6 — Mec isi idarede yapılan tasarruf şahısla-| * ta mr münhasır kalmıştır, paraya mr, 7 — Varidatımızın azalmasına karşı ne gibi tedbirler almıyor? İ Valinin cevabı Bu sıralarda meclise gelmiş olan| belediye reisi Muhittin bey söz alarak Mehmet Ali beyin sözlerine cevap ver-| di ve ezcümle dedi ki: — Etlerin müsaderesi kanuni de - ğildir diyorlar. Müsadere edildiğini nereden duydular. Ben bir dirhem et| bile müsadere edilmediğini iddia ede- rim. Belediyenin halkla olan müte » kabil vazıyetlerini tayin edecek mer-! ciler mahkemelerle mülkiye müfettiş- leridir. Heyetiniz bunları da tetkik| etmiye kalkarsa bu, hem kanuna vy- maz hem biz iş göremeyiz. Et meselesine gelince, ette ihtikâr| yoktur. Yüzde $0 et normaldir. Yüz de 20 uzak yerlerde et fiatında ancak, fark vardır. İhtikâr yoktur. İhtikâr olmaması esas olarak et meselesinin halli için ienap eden tedbirleri alıyo » ruz. Ezcümle meozbahada bundan son | ra reis başma değil kilo başına resim! aaleağız. Bu işi halledince ete de 2! zami fiat koyacağız. Daimi encümen bu işle meşguldür. Mezbaha resminin | fazlalığı meselesi (o heyetinize aittir. Belediye hizmetlerini azaltır ve mas- rafları kısarsanız resimleri de indires| biliriz. Resim meselesi bir bütçe mu- vazenesi işidir. Ne derseniz onu ya» parım. Bir trüstün mevcudiyetinden haber- dar değilim. Nakliyat serbesttir. Mez| baha meclisi idaresi beşten üçe indi- rildi. İki azanın ücreti tasarruf edil di. Belediye varidatı hakikaten azal yor. Bu, doğru bir noktai nazardır. Bu sene lâakal 800 bin Hira açığımız yar. Gelecek sene bunun daha ziya»| “de olacağını zannederim. Yesi vari - dat membalarma ihtiyacımız vardır. Beyoğlunda kanalizasyon Bundan sonra reis Necip bey vâz yeti hulâsa ederek ruznameye geçil | diğini beyan etti. İzzet Kâmil beyin yerine gelen dok tor Hulüsi Ertuğrul bey meclise tak- dim edildi. Tifo vak'alarına sebebiyet verdiği cihetle şişli — Nişantaşı — Beşiktaş versanmın kânalizasyonunun süratle yapılması icap edeceği hakkmda Sıh- hat vekâletinin tezkeresi okundu, Be lediye riyaseti de buna lüzum görmek te ve bu masrafın İstanbul eihetinde bazı kısrmların kanalizasyon tesisa «| tınm inşasmı tehir etmek (suretiyle yapmak kabil olabileceğini ileri sür»; mekteydi, Tevfik Salim paşa, vaktiyle beş senelik programm her şeyi düşünerek yapılmadığını, evvelce vaki tenkitle- rinin nazarı dikkate alınmadığını ile ri sürerek İstanbul cihetinde hangi yerlerin tesisatını yapmıyacak da bu parayla Beyoğlu cihetinin âcjl işine bakacağız diye sordu, Buna icap eden cevaplar vreildi. Fen müdürü Ziya İ saat 10 da Yerebatan'da Sağlık Yurdun- beyle paşa arasında bu vadide uzun münakaşalar geçtikten sonra bu me-| sele sıhhiye encümenine havale edile-| rek celse tatil edildi. | İkinel celsede Beyoğlu o cihetinde yapılacak kanalizasyon tesisatının a- van projesi meselesi münakaşa edil « di. Bunun da birinci celsede görüşü-| Jen tezkereyle alâkası olduğu görüle- rek sıhhiye enecümenine havale edil- di. Istanbulda her sene verem- den kaç kişi ölüyor? Bundan sonra Heğbeli sanatoryos muna 45 yataklık bir pavyon ilâvesi için 45 bin lira tahsisi hakkındaki ma- kam tezkeresi okundu. Tevfik Salim paşa, sıhhi mesele» lerin şehir işleriyle sıkı alâkası olda-! ğunu ve bunlarm bilhassa İstanbul! için çok mühim görüldüğünü, geçen sene beş senelik programın tanzimj es nasında ileri sürdüğü sıhhi fikirlerin kabul edilmemiş olmasının bugün bu meselelere tekrar tekrar rücu ettaek mecburiyetini tevlit eylediğini söyles! dikten sonra dedi ki: — Bu pavyona münhasıran aa ri vermesen serer san sara me saramensi sen BarNAn van Inkiliz lirası yüksel- imiye başladı Borsamızda logiliz lirası gene yükselmiştir. Dün 725,75 kuruşta açılmış 728 kuruşta kapanmıştır. Dolar 47,43,36 da açılmış, 47,53 da “kapanmıştır. Liret 9,51,56da açılmış 9,53,50de kapanmıştır. Mark da 2,005de açılmış ve aynen kapanmışlır. Borsa harici altın 948,50 ku- ruşa alınmış ve 950 kuruşa sa- tılmıştır. Mecidiye de 48,50 ku- ruşa alınmış ve 49,50 kuruşa sa- tılmıştır. Yunanistana mısır gönderiyoruz Uzunköprü ticaret odasından ofise gelen bir raporda Yuna- nistanın mısır idhalinin gümrük- ten maaf tutulması hakkındaki kararı üzerine Uzunköprü tüc- carlarının Yunanistana son bir hafta zarfında «345» bin kilo mısır gönderdikleri bildirilmek- tedir. Paristen soğan istiyorlar Pariste bir ticarethane Adapa- zarı ve civarından soğan almak üzere ofise müracaat etmiştir. Teklif edilecek mal hazır olacak ve buna Marsilya ve Haver li- manlarına teslim şartiyle fiyat verilecektir. Alâkadarların mües- sesenin adresini ve teklifini renmek üzere ofise müracaatlari lâzımdır. Fındık kurlarına ait hüküm- lerin tatbikı tehir edildi Fındık ibracatının murakebesi hakkındaki kanunun sekizinci maddesi mucibince kuturlara ait ahkâmın bir şubatta tatbikına başlanacaktı. Fakat Kalbur tesi- salı henüz bitirilemediği cihetle alâkadar ticaret odaları ofise müracaatla bu ahkâmin tatbiki- nın bir müddet tehirini rica et- mişierdir: ofis, keyfiyeti Iktisat Vekâletine bildirmiş ve dün al- dığı bir telgrafta fındık nizam- namesinin sekizinci (maddesi mucibince vekâletten tebliğ edil- miş olan kuturların, bir müddet tehir edildiğini bildirmiş ve ofis bu haberi fındık mıntakasındaki ticaret odalarına bildirmiştir. Japonyadaki Türk sergisinde Japonyada Türk mallarını Leş- hir etmek üzere bir sergi açıl- muştı. Mitsukaski, Ojağa, ve Hiu- şinada gösterilen bu sergiyi 300 binden fazla balk gezmiştir. Bunlara yeni Türkiye hakkın- da eserlerde dağıtılmıştır. IRTIHAL Serezli Yusuf paşa ahladından mü- tekaidini ümerayı askcriyeden merhum Ibsan Beyin oğlu Siyavuş İhsan Bey ve- fat etmiştir. Cenazesi 22-932 Sah günü dan kaldırılarak nams2ı Usküder Yeni camide öğle vakti eda edilecektir. Cena- bı bak mağfiret ve ailesine sabn cemil ihsan buyursun. timiz dahilindeki hastalar alınmalı »! dır. Bugün İstanbulda her sene ve-' remden iki bin kişi ölüyor. Bundan başka vasati nesede 20 ilâ 20 bin kişi etrafa verem mikrobu saçarak dola» ştyor. Veremle mücadele (cemiyeti mayısta 25 yataklık bir sanatoryom a» çıyor, bir de bu pavyon yapılırsa çok hayırlı bir iş görülmüş olur. Bundan sonra Nakiye hanım, üç ay tedavi edildikten sonra bir hasta- nm tamamiyle iyi olmadan dışarı atı- Jacağı bir müessese için şehrin 45 bin lira vermesini doğru görmediğini, bu parayla br senede on kişiyi tamamiy. le iyi edecek bir şehir müessesesi yap- manm daha doğru olacağmı beyan et- ti. Bu fikrin leh ve aleyhtarları ara- sında uzun münakaşalar (geçtikten sonra meselenin bir kere (de sıhhiye! encümeni tarafından tetkiki münasip. olacağı görüldü. İçlima çarşambaya bıraksldı, mi; Acuzenin Müellifi : Nizamettin Nazif Hüseyin paşayı Definesi Ressamı : Münif Fehim katletmeniz ve kellesini nezdinize.. -85— — Vallah böyle. — Gel bakalım. Ve üç tuğlu vezirin elçisinj yüz üstü bırakarak dişarıya fırladı. Dar bir merdivenin basamaklarını dörder dörder siçr:yarak kulenin üstüne çık tı; mazgalım birinden eğildi. Esen rüzgârla yeleleri uçuşan se» kiz on at, şuhlanarak, kişmiyerek kapı nın önünde cilveleşiyordu. | Süvarileri telâşla bağrışıyor, içle» rinden biri, elindeki kocaman harp to puzuyla kapıya vuruyordu. Aptülhalim aşağıya seslendi: — Ne istiyorsunuz be adamlar? Kır tonlu bir atmi üstünde boynu bükük düran bir adam: — Açmız kapıyı. — diye cevap ver) di— Allah için açınız kapıyı. İlticaya| geldik.. — Kimsiniz «iz? — Az evel arkadaşınıza söylemiş - tim yi Ben Anadolu teftişine me- mur F yin paşayım.. Konyadan ge; Niyorum.. İ — İyi ama paşa bizim senin hükü- metinle bir alışverişimiz yek. Kaleyi teftişe tâhi kalelerden sanıyorsan yas prlrrsim, Paşa can sıkıntısıyla haykırdı: — Size teftişten filin bahseden yok, Allahmızı severseniz açın şu ka- pıyı.. Ben bir omuzdaş gibi ilticaya! geldim. Artık bundan böyle ben de| sizdenim.. Kara yazıcı mazgaldan geri çekil. di. Yanmdaki adam ki ak sakallı bir babayiğitti: — Reis. — dedi — Sakm bir hud'a olmasın.. — Zannetmem.. Mamafi bir saniye kadar düşünmi- ye lüzum görmüştü, Sonra gene: — Zannetmem. — dedi — İlem far zet ki öyledir, meden korkacağız. U » çurturuz kellesini, Açtır kapıyı! Gel. sinler., m Aksakallı hemen aşağıya koştu. Dört beş dakika sonra (Anadolu teftişime memur vezir Hüseyin paşa hazretleri, Kara yazıcınm divan oda- sına girmiş bulunuyordu. Halinde, bir ürkeklik, bir telâş, bir asabiyet vardı. Aksakallılarla eleba - lar gene yerlerinden krpırdamamış-| lardır. Vezir kapıdan girince: — Selâmünaleyküm. — demişti— Ona da mukabele etmemişlerdi. Hüseyin paşanın gözüne ilk ilişen şey kapıcı başının kavuğundaki kara| sorguç olmuştu. Hemen ona doğru! koştu. Çavuş, efendisini görünce a21- met; arfrra inmiş, birdenbire köpekleşi vermişti. Aynı zamanda da şimşek gibi bir fikir çakmıştı? Acaba vezir ne diye gelmişti? Ne din ne iman, ne padişah ne has life, hiç bir şey tanımıyan bu ihtilâl) ciler arasmda (ne işi vardı veziri Kaleyi zaptetti dese hayır kale zap -| tetmiş bir vezire benzemiyordu şu an! da paşa. | Evet evet.. Pek süklüm püklüm bir| haldeydi. | — Aman sultanım — diye kekeledi — Siz burada neylersiz? Hüseyin paşa onu sert sert haş- Tadı: —Sus!. Bana reislerini Kara yazıcı bey hangisidir? Vezir bu ismj anarken öyle hör - metkâr bir eda takınmıştı ki a7 kal sın çavuşun dili tutulacaktı. Acaba ne| olmuştu? Daha iki gün evvel Konyada| ki konağında (Reha kalesin; yaka -l göster. cam, yıkacam!) diye avaz avaz bafı ran, ateşler püsküren efendisinin haline bir türlü bir mana ve: du. Hem kendisinden hemen bir sonra da onun gelip yetişmesine mana vermeliydi? Bu mesafeyi rin bir günde almış olmasına imi ihtimal yoktu. O halde? Demek ki leden çıktıktan az sonra da o Ki dan hareket etmişti, Vezir onu dürttü: — Hadisene,, Karayazıcı bev de" dikleri hangisidir? — İşte şu... O asıp kesen veziri görmeliyi Rabbım bu ne köpek tiyneti; ada Hemen önünü kavuşturup ihtilâl yanına vardı Eğildi, etekledi. Bas” kâfi bulmamış olmalıydı ki bir re diz çöktü, ayaklarıma kapandı? — Aman beyim ben ettim, s€8 me! Bundan böyle sana kul ku olacağım... Kapıcı başının ağzı açık almiş” Rüya mı görüyorum diye düşünürü gözlerini oğuşturup oğuşturup yordu. Fakat artık onr bakan kal t. Üç tuğlu vezirin kendisi köpek bi ayak yalarken (Üç tuğlu veziri çisine) kim zahmet eder de baka! Kara yazıcı bir kaç dakika cevat vermedi. O da, adamları da bu işe f€ kalâde hayret ediyorlardı. Bu İğ içinde bir iş vardı ama, ne vardı? Nihayet Kara yazıcı, Hüseyin pi şayı omuzlarından tutup kaldırdı! ler yüz güöstermiye çabaladı: — Madem ki artık dost olduk le buyurun da biraz konuşalım. | Ve Konya beylerbeyine bir yer terdi: — Affet paşa ama.. Hangi attı seni buraya?. * i (Bitmedi Ekmek narhı İstanbul Belediyesinden : Şubatı0 çüncü çarşamba gün mek yedi uş hra Darülbedayi Temsilleri Bugün akşam saat | fsiyyu Belediy i 2130 da — ŞehirTiyatce$i Yalova Türküsü TL Nakleden: I Galip Halk, talebe ve zabitan İlk musikili (il LI Bestekârı : cesi, z #| komedi Hasan Ferit. İN “ ge Altı yaşından aşağı olan gi cuklar tiyatroya kabul edileme” ler. # Raşit Rıza TiyatrosÜ Şehzadebaşı Pu akşam 2130 da DEMIRHANE MÜDÜRÜ Dram 5 perde Tercime eden; VEDAT ÜRE Yann akşam 1 — NOKTA Şehzadebaşı Ferah Sinemadâ z İn gece 9,30 da ramazanın 3 programı ve tevzildili fistlarn son duhuliye 25 mevki 40 3 üncü kat | 175 kuruş. Yarın akşam EL HA MRA sinemasınd8 İKAÇAKÇILAR! 2 inci Türk filmi takdim edilecektir. Rejisörü: ERTUĞR Feriha Tevfik Hanım ile Darülbedayi'in en iyi artistleri fından temsil edilmiştir. UL MUHSIN dj tar | f J Şark musikili, TÜRKÇE SÖZLU ve ŞARKILI film. N e