bestekârı Masan Ferit B. til rülöedayide oynanan day lü) nü besteliyen Hasan Ferit (Yalova hare, memleketin o en genç fakat en *tli bestekârlarından birisidir. Birkaç, rağmen başında beyaz Büyük tel bulunan Hasan Ferit bey il san'atkârlara has en büyük vete de sahiptir; Tevazu. dg Asan Feri? bey Yalova şarkısın», epey sir bandosuyla konservatvar ta- Te “rinden mürekkep orkestrayı ida) SN Şehir bandosuyla konzervat. ley enince akla ayrı ayrı milessese ona temelidir. Şehir bandosu da terin vatvarda tahsil eden fakat saz beg, aha #iyade meşgul olan talebe- K. Yapılmıştır. Kigy an Ferit beyle, (Yalova tür-' a vörğ alelumum operetler hakkın- ştik. Bir kaç ay için Viyana-' hi; Didecek olan kiymetli genç diyor- | Yalova Türküsü,, ndeki orkes- Lı M 1 azamı şehir bandosundan| Mya? olân musikişinaslardan mü - j ing, lir. Bu talebeleri ümidin fev- Yaa buldum, Dışardan alınan birkaç yay a takviye edilen orkestra çok iç Memnuniyet bir disiplin almış-| MAR ka edenin en küçük arzula » Miyop, TŞı aksülamel yapmakta seçik) tram vazifesini ümidin fevkin- Pong Pabilmesi okuyuculukta profc İag, olmıyan ve hatta bir smsüür "a terbiyesine malik bulunmı -' lay en atkârlarımızın üzerinden, yü- ” bir kısmını almıştır. Ge < kal i İle da, kendi gâyret ve me Silan ve milletimize has olan isti - KN Sayesinde çare bularak © yüs Doya zikrettiğimiz. şartlara, meşk ve Miş, eTiin sarfedilen zamanın nis- Mazy, ezluğma, Tağmen, aramızda büs' Profesyonel ecnebi musikişinas» , Mm, meselâ Viyanalı (Şen) hoca-| İİ ta, Bu iş ancak Türkiyede bu ka- ger, hiç bilmiyen adamların dar bir iş çıkarabilmesi muci. ) 4 1ş çıkarabilmesi mucize- i Sare ine sebep oluştur. Yeni yetişecek operet san» W yavaş yavaş rol vermek, tiyatro san'atkârlarımızın iin muvaffakıyete elverişli m2 (Şan) tahsil ettirmek su- Sok yakın bir zamanda buzün en ziyade hissettiren eksik- Şayanı memnuniyet bir sür- j! fi edilmiş olacağından çok yani omanasızlıkları EE e, pm lâzım gelen şeylerden yi Şunlardır; Bir operet mev) İr zaman (mantıki bir Akıp gitmesi ve orijinal ohj Jenilmemelidir. Operette o- dalma musikiye feda € YL fi EF 3s 3 - 3 B E fi f zi ; : g 2. 'Padle cevaz verilen gayri çalışacağız,, diyo: değil operet, hat- limizi bile (Adap - öyle zannediyorum tapan gı örkler, bugün Avrupada Kai, enik diye ortaya sürü- ri alnuya Uk gr kat biz et, kile Halbuki iş te 1 l edebiyat tarzlarını e L San'at âleminde | MM Yalova türküsünün anlatıyor : Ni Orkestrası — Operetlerdeki gayrı tabiilikler — Güf- er niçin anlaşılmaz ? — Milli operet yapamaz mıyız ? | Meselâ o Pitoer| velce o yapmışızdır. in sahneye, düz bir Fon) üzerine bir şerit çekerek deniz hissini vermek istemesini, ben, orla oyununun ci» hannümasından hiç te farklı bulmam, ve bence, eski saz şairlerinin müşaere- leri, bizde yapılması lâzım gelen Av- rupanınkinden başka bir Larz operetin mübeşşiridir. Bu noktaj nazardan mil Ji karaktere uygun eserler yapılamaz m? — Bizde istidat ve umumi kudret lerinin kifayet değil artacak derecede olan müelliflerimizin — operetçilik tekniğinde yapacakları oOmeraklı bir tetkikten sonra — yazacakları eserler ilk milli operetlerimiz olacaktır. Ve inşallah bunlar da yıkarıda (o yadır. gadığımız gayr; tabilliklerden eser ol- maz. — Bir de (Şan) daki güftelerin ar. laşılmaması meselesi var? — Evet, vurguları musikj ritmleri-| ne azami sıhhat ve itina ile taksim © dilmiş kelimelerin < bile okunurken yüzde yüz anlaşılamaması hilâ istis. na her lisanda karşımıza çıkan bir| keyfiyettir. Bir parça me kadar (Arieso) yani uzun sesleri ihtiva eder. (Cantable) yapıda olursa güf- tenin anlaşılması © nispette müş kül oluyor. Bu sebepten sahne ve kon» ser salonlarında okunan parçaların güfteleri peşinde tabedilir ve sami ler tarafından tedariki ihmal edil - mez, fikrine Avrupada mühim bir kit- lenin fikrine göre güftenin kısmen an laşılmaması ayrı bir cazibe de addolu- nuyor. — Viyaneya niçin gidiyorsunuz? — Bu sefer doğrudan doğruya © peret hakkında teferruat tetkikatın- da bulunmak üzere bir iki ay için Vi- yanaya gideceğim. — Bundan evvel, orada tehsil ettiğiniz middelce, operetle meşgul olmamış mıydınız. Bunun için ayrı bir! tetkik lâzım mıdır? — Hayır: Ben şimdiye kadar san'at | musikisini sonate symphonie, opera, musigue dechambre < v. 8. tahsil ve) tetebbu ettim. Tabii operet de san'at musikisine dahildir. Fakat operet musi kisi hakikatte yüksek san'at eserleri arasında sayılmaz. Operet musikisi- ni yazmak için lâzım gelen teknik ve san'afkârlık kuvveti yukarda söyledi») Zim eserler için lâzım geleni okadar büyük olmamakla beraber teknik müşkülâtm ve güzel bir eser yazmanın kilçiük ve tarzı hafif (bir eserde de büyüklerdekinden kolay olmadığını bir defa daha tecrübe etmiş oluyorum. kendisini polyphone yani çok sesli bir musikiyi dinlemiye alıştırmakla mus vazzaf olduğumuz (halkımıza karşi ilk defa operet musikisin; ortaya koy manın bu vazifeyi ifa hususunda mu- vaffakıyeti nispeten daha kolay temin eder bir yol olduğu meydana çıkmış-! tır. İnşallah gelecek mevsimden itis) baren daha esaslı bir faaliyetle (işe başlarız. Ve mütekabil çalışma ve rağbet gayretiyle daha hayırlı ve müs mir neticelere vasıl oluruz. fa SRANESENA ERENER RUEEKENEBANUE ENE EEE EAA SEAESUENEEAEN, Tayyarecinin Karısına sarılan Ahtapot Nevyorktan bildiriliyor: Meşhur tayyareci Ciyde Pang- born ile devriâlem seyahti ya mış olan Hugh Herndorn sefe- rini muvaffakiyetle bitirdikten sonra evlenmiş ve iki genç ev- liler, balayı seyahatini geçirmek Üzere, hatlüstüvada, Babana şeh- rine gitmişlerdi. ii Birgün karı koca, yıkanmak üzere denize girdiler. Madam Herndon yüzerken, ayaklarına | yumuşak bir maddenin sarıldı- ğını hissetti, aldırmadı. Banun bir yosun olacağını tahmin edi- yordu. Fakat birdenbire, genç kadın, şiddetle aşağı çekildiğini hissetti ve "imdat, diye bağırdı. Tayyareci, derbal karısının pe- şinden daldı ve suların altından, büyük bir ahtapotun karısına sanılarak gittiğini gördü. Teyyareci, bu büyük tehlikeye rağmen karısının böyle gözleri önünde ölmesine dayanamıyarak saçlarından yakaladı ve fevkek beşer bir gayretle suyun üstüne çıkarmıya muvaffak oldu. Sonra etraftan yetişenlerle genç kadım sahile getirebildiler, Lâkin. ah- tapot, avını bırakmamış, yapış- tığı vücütten ayrılmamıştı. Halk onu sopalarla öldürdü ve kadın güçlükle kurtuldu, Abtapot ta şimdiye kadar görülenlerden pek büyük bir şey olduğu için mü- vel nakledildi, Ee Bosnahersek Güzeli Gittikçe taammüm eden ve bemen hemen her memlekette yapılmıya başlanılan güzellik mü- sabakasına bu sene ilk defa olarak OBosnahersek de işti- rak etmiştir. £ Bosnasaraydan intihap olunan güzelin resmini dercediyoruz. hanımın ismi Matmazel Slavojka Pren- ciptir, oyirmi yaşındadır. Av- rupa güzelinin seçileceği büyük müsabakada bulunmak üzre ya- kmda memleketinden hareket edecekti: WI İ Ordumuza iltihak eden yeni küçük zabit Dünya | ei 1 Bu rasat merkezinde çalışan Alimlere na- zaran buz devrinden çıkıyoruz Bütün dünyada eski soğuklara tesadüf olunmuyor. Geçen sene- nin kânunusanisi de nisbeten mu- tedil sayılacak bir şekilde geçti. Alimler bunun sebebini tetkikle meşgul olmaktadırlar. Amerika- nın en meşhur âlimlerinden Or- vil Kueenin tetkiklerine göre havalar seneler gittikçe ılıklaşa- cak ve kuruyacak. Şu kadar bin sene sonra dünyanın havası, büs- bütün değişecektir. Alimlerin ilk tesbit ettikle- ri hakikatlerden biri bütün dün- yadaki cumudiyelerin hep eri- mekte olmasıdır. Bunu neticesi olarak 12 bin senelik buz dev- rinden çıkıyoruz. Toronto darülfünunu müderris- lerinden profesör Coleman, na göre yaşadığımız devir, tabii bir devir olmaktan uzaktır. Bu gün henüz soğuk içinde yaşıyorsakda geçmiş buz devirlerinden daha alık bir hava içindeyiz. Bir zamanlar bütün dünyanın havası o kadar mutedildirki ku- tuplarda bile buz yoktu. Hatta bir zamanlar kutuplarda, mute- dil mıntakanın sebzeleri yetişi Korkunç rakami | işsizlerin miktarı artıyor Beynelmilel mesai bürosu ta - rafından neşredilen istatistiklere göre geçen sene işsizlik (o evvelki seneye nazaran artmıştır. Alman- yada geçen kânunuevvelin 15 in- de 5.349.000 işsiz kaydedilmiştir. Halbuki evvelki sene işsiz adedi 3. 977.000 di. Avusturyada tazmir nat alan işsizlerin miktarı 273 bin 658 dir. Evvelki seneyse yalnız 237.475 kişiydi. Belçikada teş - rinievvelin sonunda 81.318 işsiz kaydedilmiştir. İngilterede işsiz- lerin miktarı geçen 15 kânunuev- velde 2.299.500 idi. İtalyada ge“ çen sene teşrinisani nihayetinde 909.234 işsiz vardı. Evvelki seney- se 556.481 işsiz mevcuttu. Holan- dada işsiz adedi 105.671, İsviç- rede 58.186, Fransada 132.891, Lehistanda 259.626 olarak tesbit edi i lerimiz Fi Kartal Maltepesinde piyade Gedikli Küçük Zabit mektebinin 1932 senesi yirmi birinci tahsil devresi bitmiş ve ordumuza yeniden b'rçok kıymetli küçük zabitler iltihak etmiştir. Resmimiz mektebin bu devre mezunlarını muallimlerile bir arada gösteriyor. 3— VAKIT 3 ŞUBAT 1937 — günün birinde Kıştan kur- tulabile. cek mi? du. Buralarda kışın yâğan kar, yazın erimekteydi. Sonra Berlinin cenuplarına ka“ dar bütün Avrupanın ve şimal! Amerikanın buz altında kaldığı devirler geçti, Lozan Darülfünunun meşhur Glâsyplojisi profesör Mercanton, kısa bir zaman evvel Alp Glâsi- yerlerinin gerilemiye başladığım haber verdi. Bunlar elli (sene evvel | ölçülmüşlerdir. Bunların dörtte beşi gerilemekte, bir kıs- mı olduğu yerde durmakta, fa- kat Obiri de ilerlemektedir. Geçen iki sene zarfında karlar çok hafiflemiştir. Isviçredeki 470 glasyer 710 mil Omesafe, (kaplamaktadır. Bunlar da kâmilen gerilemekte- dir. Alpın 2000 glâsyeri için- de tevakkuf halinde bulunanlar- pek azdır. On iki mil uzunlu- ğundâ olan Aletch her sene otuz kadem kaybetmektedir. Her sene altmış kadem kaybet- mekte olan glâsyerler de vardır, Binaenaleyh Glasyolojisiyenlere göre, buz devrinden çıkarak da- ha mutedil ve ılık bir devre doğ- ru gitmekteyiz, Hudutları Kaldırarak.. Bir Avrupa devleti teşkil etmeli! Sabık Fransız başvekili Mösyö Kayyo, Zürih şehrinde umumi bir konferans vermiştir. Hatip kendisini bir Fransız vatandaşı olarak değil, bir Avrupa vatan- daşı olarak takdim ettikten son- ra, hükümetler arasındaki hu- dutların kaldrulmasından bah“ setmiş ve ezcümle demiştir ki; — Bugünün istihsalâtını sar- fiyatla tevzin etmelidir. Bazı bü, kümetlerin tefevvüklerini tahdit ederek daha yüksek bir teşkilât yapmak, yani bir Avrupa dev leti teşkil etmek lâzımdır. Hes pimizin müşterek © vatanı olan Avrupayı kurtarmak için ıslahat yapacak bir devirdeyiz. Ben, ge- ri kalan hayatımı, birinci dere- ce ehemmiyeti haiz olan bu işe tahsis ediyorum. Sermayedarlar ne düşünüyorlar? Brükselde bir kaç gün evvel Ayrupanın ve Belçikanın muhte- lif borsalarım temsil eden zevat, gizli bir konferans aktetmişlerdir. Ruznamede, muhtelif borsalar tarafından, beynelmilel esham ve tahvilât çıkarılması fikri etra- fında müzakerede bulunulmesı vardı. Bu teklifin gayesi maliye- İ cilerin olduğu gibi menkul kıye met sahiplerinin de sermayelerini zamanına göre kolayca bir bor- sadan başka bir borsaya nakle- debilmelerini temin içindi. Beys nelmilel esham ve tahvilğt tesis edildiği gün sermayedarlar ser- vetlerini kolayca bir memleket- ten başka bir memlekete nakle- debüeceklerdir.