ASDOR/. Mr alfünun spor kulübü merasimle açı'dı Halkevinde D. $. kulübünün açılma merasiminde bulunanıar in Cagal oğlunda halk ü ue Darülfünün spor kulübü- M küşat resmi yapılmıştır. *rasimde (o İstanbul (o meb'usu Ha Cimcoz, vali muavini Fazlı i Fırkası | Istanbul vilâyeti *re hey'eti reisi CevdetKerim lal emini namına mü- Gk Muslahattin Adil, Ethem kif, yüksek muallim mektebi ik ürü ve muallimler birliği Re Hamit, Polis müdürü Ali vat hazır bulunmuşlardır. Evvela davetliler şerefine bir çay ve- rilmiş, kulübün reisi Muhtar beyle Darülfünün emaneti namı- na müderris Muslahattin Adil bey tarafından birer hitabe söylenmiş, maksat izah edilmiş- tir. Çaydan sonra vali muavini Fazlı bey hak evinin altında bu teşkküle tahsis edilen daire- nin (o kapısındaki kurdeleyi kesmiş, buradaki salonlar gezi- lerek merasime nihayet veril- a beylerle daha bir çok ze- | miştir. Haliç vapurları seferlerini tatil edecekler mi ? Istanbul belediyesi yaptığı tetkikat neticesinde şirketi kendi vesaitiyle kurtaramıyacağı kanaatine vardı Haliç, şirketinin » sasrafını kurumadığı malümdur. alicin etrafındaki mahalleler asuman gittikçe eksilmesi Ha- $ vapurlarısın yulcularını azalt- yaktadır. Buda şirket varidatı- m tenakusunu mucip oluyor. lerini E şirket vapurların sefer- iy kısmen, yabut tamamen — €tmek zaruretinde kalacağı- k anlamıştır. Bunun Üzerine vekâletine resmen müra- ederek vaziyetini izah et- tir. Iktısat vekâleti şirketin Vaziyetini tetkik ettikten in Haliç vapurlarınn sefer- tatil kismen, yabut tamamen etmesi o İstanbul şehrinin ünakalitı üzerinde büyük bir daki Yapacağını, Haliç etrafın- varidatının | müşkülat çekmelerini mucip ola- çağmı . nazarı, . dikkate alarak İstanbul belediyesine; bu işle i âlakadar olmak lüzumunu bil dirmiş, Haliç şirketine belediye- nin yardım etmesini tavsiye etmişti. İşte son zamanlarda bu mak- satla teşkil edilen bir komisyon Haliç şirketinin vaziyetini tetkik ediyordu. o Tahkikatımıza göre bu komisyon vazifesini bitirmiş- tir. Şirketin hakikaten müşkül bir vaziyette olduğu anlaşılmış- tır. Şu kadar varki Istanbul belediyesi de bu vaziyete kendi başına ve bugünkü vesaiti ile bir çare bulamıyacağı fikrinde- dir. Onun için Istanbul belediyesi bü günlerde bu husustaki notai nazarını Iktisat vekâletine bil- “a, Dahalleler ahalsinin büyük | direcektir. M. Baldvin M. Makdonald'ın istifasına mı sebep olacak? 24, A.A)— Reynolds eetesi, kabinedeki ihtilâtın M. tek mald'ı istifaya davet ede- uy, etekaddim bir vak'a oldu- Açıl yazmaktadır. Parlâmento Ney, az Mi. Mac Donald'dan ta Programmı harfiyyen ve emen kabul edip etmediği tag ktır, Eğer kabulden im- il çizecek olursa M. Baldvin istiş, kası M. Mac Donald'ın ii na sebebiyet vermek için Da de, eceklerdir. Şimdiki buh- dila ayısiyle Parlâmento feshe- y an Muhafazakârlar, Yeni kabineyi teşkile M. lerini memür edeceği zan- La, maktadırlar. ,24 (A.A.) — Başvekil, gitmiş olduğundan vazıyette yeni in- wuna veya siyasi bir uruna ihtimal veril Baktag,, ve buna intizar olun- > * Kabine içtimaıın çarşamba gü- nüne tehieri, muhtelif tefsirlere yol açmıştır, bir takım kimseler artık bir itilâf vücude geleceğini tahmin etmek mümkün olamıya- cağına kani bulunmakta, bazıları da böyle bir kanaatin başvekil M. Mac Donaldın pek uysal olan mizacını bilmemek (olduğunu söylemektedir. Bu tezlerin telif edilmek üze- re olduğu intibat mevcut değil- dir. Milletler meclisi Bugün içtima ediyor Cenevreden bildirildiğine göre akvam meclisi bugün saat on birde açılacak ve meclisde 41 mesele görüşülecektir. Bunların en mühimlerinden birisi iktısat | mütehass'larının raporları, diğeri Çin-Japo meselesidir. | düğünlüz yurtlarınıza dönünüz, Taki —5— VAKIT 25 Kânunusani 1937-— Bütün camilerde büyük bir şevk ve heyecania Türkçe kuran okunuyor Fatihe, infitar ve enbiya surelerinin Türkçeleri Dün muhtelif camilerde hafızlar»! mız tarafından fatiha, infitar ve en- biya süreleri Türkçe olarak okundu. Kur'andaki bu surelerin Türkçeye ter! cümelerini dercediyoruz: Fatiha suresinin Türkçesi şudur:| Rütün hamdi senâ o Allaha de. ğer ki bülün âlemleri yaratan, yaşa» tan, bütün varlıkları rahmetiyle esir- kiyen, muhabbetiyle saran, hesap gis! nüne malik olan odur, llâhi! Yatnız sana kulluk eder, yalntz senden yar - dım dileriz. Bizi doğru yola, nimetine! eren, gazabına uğramıyan, yollarım şaşırmıyanların yoluna götür. Âmin. İnfitar suresinin Türkçesi şudur: Gökler yarıldığı, yıldızlar dağıldı. ğı, denizler kaynadığı, mezarlar al - tüst olduğu zaman. herkes burası ve| ötesi icin ne yaptığını anlar. Ey in. san! Kerim olan, seni yaratan, seni tesviye eden, seni dilediği gibi yara» tan rabbina karşı gurura sevkeden ne? Hayır, siz dini yalan saytyorsunuz. Halbuki üzerinizde, sizin yaptıkları - nızı bilen muhafızlar, mükerrem kö tipler vardır. İyiler elbette nimete ka- vuşacaklar, fenalar, cehenneme gire.| cekler, ona ceza günil varacaklar ve| ondan ayrılamıyacaklar. Ceza günü -| nün ne olduğunu biliyor musun? Ceza gününün ne olduğunu bir bilsen!. O gün hiç bir kimse başka bir kim- seye yardıma imkân bulmıyacaktır. O gün emri ferman, yalnız Allahın - dir... Enbiya suresinin Türkçesi de şu» dur; İnsanların hesap zamanı yaklaştı. Halbuki onlar gaflet içinde ondan yüz çevirmişlerdir. Onlar, rablerın « dan kendilerine gelen her ihtarı, is - tihza ederek dinlerler. Zalimler, ara larında gizli gizli konuşarak bu, Mu. hammet! sizin gibi bir insan değil mi dir? Olun sözlerini"ne diye dinliyör- sunuz? derler. De ki, rabbim, gökte ve yerde her ne söylense hepsini bilir. İşitici vel hakkile bilicidir. Bunlar Kur'an hak kında belki rüya saçmalamasıdır, bel: kt kendisi uydurmuştur, belki o şair. dir, bize bir mucize getirsin, dediler. Onlardan evvel helâk olanlar, mus zelere inanmamışlardı. Hiç bunlar | inanırlar mı? : Senden evvel peygamber olarak in- sanlar gönderdik ve onlara vahyimizi! ihsan ettik. Bunu bilmiyorsanız ehli! kitaptan sorunuz. Bunlar yemez, İç mez insanlar değillerdi. Ve dünyada! ebedi olarak payidar olmamışlardı. Sonra biz onlara ölan öaillerimizi ye rine getirdik. Onları ve dilediklerimi. zi necata mazhar citik ve hadlerini tecavüz edenleri helâk eyledik. Size öyle bir kitap gönderdik ki onda &iz - lere nasihatler ve inev'izeler vardır. Düşünmüyor musunuz ? Daha evvel nice milletler helâk ol- du ve onların yerine (o yeni milletler vilcut buldu. Vaktaki zalimler azabı mızın şiddetini anladılar, hemen o şe hirlerden kaçmıya başladılardı. On- Tara kacmayınız nimet ve sefasını sür sizden sorulucak suallere cevap vere siniz! Denildi, Bunlar helâk olacakla. rını anlayınca, Vay halimize! Biz 20 lim insanlardık! demişlerdi. Onlar bi- çilmiş ot, sönmüş ateş haline gelinci- ye kadar bu sözleri söylemekte deram eltiler. Biz, gökü ve yeri ve aralarındaki her şeyi, beyhude yaratmadık. Biz, eğlence aramış olsaydık yanımızda; eğlenceli şeyler o bulundurabilirdik. Bunu yapmadık. Öyle değil, belki biz hakkı batıl üzerine musallat ederiz de hak batılı imha eder hemen batıl müz mahil olur. Veyl olsun dediğiniz şey- lerden! Göklerde ve yerde olan bütün mah lükat onun mülküdür. Onun indinde! olan mukarrip melekler onun ibadetin; de tekebbür ve taczzum göstermez ». ler, yorulmazlar, gece, gündüz Allahı tesbih ve takdis ederler, fütur getir - mezler. Yerin maadin ve eşcarından ölüleri ihya edebilirler, mabullar mı ittihaz ettiler; eğer göklerde ve yer -, de Allahü taâlâdan gayrı allahlar ol. saydı gök ve yer harap olurdu. Ar-| gin rabbi olan Allahi tadlâ orların| söyledikleri şeylerden münezzeh ve & lidir. Ef'alinden dolam ondan hesap! sorulmaz, bilâkis mahlükatından he| sap sorulur. o Allhü #adlâdan gay allahlar mı ittihaz ettiler? Onlara de! Ki, bir bürhanınızı getiriniz. İşte bu benimle beraber olan ve benden cetvel gelen kitaplar, oöelki onlarin çoğu hak ne demek olduğunu bilmezler de tevhilten yüz çevirmiş kalırlar. Senden evvel hiç bir peygamber göndermedik. İllâ ona (Benden gar rt allah yoktur, bana ibadet ediniz) diye vahyettik. Rahman olan allaha oğul ittihaz etti, dediler. Allah bu is- naltan âli ve münezzehtir. Belki me- lekler onun mükrim kullarıdır. Melek ler sözde Allahil tadlâya tekaddüm « demezler. Onun emriyle işlerler. Alla. hütadlâ onların ne yaptıklarını ve ne' yapacaklarını bilir. Onlar ancak Alla hü tadlânın razı olacağı kimseler için kanaat edebilirler, Onlar Allahın me- habet ve azametine karşı havf ve haş- yettedirler. Meleklerden ve sair mahlükattan her kim ben Alllahii talâya bedel ma budum derse onu cehennemle ceza “5 landırırız. Zalimleri işte bu suretle ce zaya uğratırır. Gökler ve yerler bir- leşmişken onları birbirlerinden ayır - dığurızı ve sudan bütün diri şeyleri vücuda getirdiğimizi kâfirler hâlâ bü miyorlar mı? İman etmiyecekler mi? Arzın insanlarla o sarsılmaması için yer yüzünde sabit dağlar kıldık, Yer yüzünde geniş yollar vücuda getir - dik. Ta ki, gidecekleri yerleri bilsin. ler. Sema bozulmadan masun bir ta van kıldık. Halbuki onlar sema hak- kında âyâttan (Bedayij mucizatı te - emmülden) gene yüz çevirirler, Gece yi gündüzü, güneşi ayı yaratan odur. Her bir felekinde yüzer, Senden evvel hiç bir insana muhallet hayat verme « dik. Sen ölürsen onlar muhallet mi ka lacaklar: Her nefes ölümü tatıcıdır.! Biz sizi bir mihnet olmak üzere hayrü şerle tecrübe ederiz. Nihayet bize av! det edeceksiniz. Kdfirler seni görünce istihzaya almaktan başka bir şey yap mazlar. Rahmanın zikir ve valıdaniye| tinj inkârda muasır oldukları o halde allahlarınza ta'nü ve teşnide bulunan adam bu mudur? Derler.İnsan acele- den yaratılmıştır. Size birliğe ait alö- metlerimi göstereceğim. Acele azap istemeyin. Onlar size sözünüzde doğ- ru İseniz kıyamete ait olan vadin ne zaman olacağını bize haber veriniz diyecekler. Kâfirler önlerinden ve ar. kalarından kendilerini ihate edecek ateşi def'e muktedir olmadıkları ve hiç bir yardımcı bulamadıkları zama | nt görselerdi azabın hulülünü istical etmiyeceklerdi. Belki kıyamet onlara fücceten gelecek, onları mephut ve mütehayyir edecek, onun def ve red-l dine muktedir olamıyacaklar. Tübe için kendilerine mühlet verilmiyecek, Senden evvel gelen peygamberler dahi İstihzaya uğramışlardı, Peygamberle. ri maskaralığa alanların etrafını is- tihza ettikleri azap ihate etmişti. Müs tehzilere de ki, geceleyin ve gündüzün sizi rahmanın azabından kim hifz ve siyanel ediyor? Onlar rablarının zik. rine karşı yüz çerirmişlerdir. Onla» ların bizden gayrı Allahları mı ver- du ki onları ihata edecek ezabımza mang olabilsinler? O pullar kendi ne fialerine bile yardım etmiye mukte - dir değillerdir. Bizden de muavenet göremezler. Belki biz onları ve baba larını ömürleri uzayıp mağrur olun» ciya kadar dünya servet ve saadelile bekâm kıldık. Kâfirlerin arazisine gi- rerek müslümanların menafiine etrg- fını eksiltülğimizi görmüyorlar mı, ge ne anlar mı galiptir? De ki, ben size vahyile inzar ve tahrif ediyoruz. Sağırlar enzar ve tahvil edilince de vetj işitmezler. Onlara rabbinin biraz azam dokunsa bize veylolsun şirk ve tekzip ile salim kimselerdik diyecek - ler. Kıyamet günü adelet terazilerini kuracağız. Hiç bir nefis hiç bir şey de haksızlığa maruz olmuyacaktır. O şey bir hardal tanesi ağırlığı kadar olsa gene onu hesaba İthal edeceğiz. Bizim hesap görmemiz kâfidir. Biz Musa ve Haruna hakla batılı tefrik eden, ziya veren müttekilere vaiz ve nasihati muhtevi olan kitap verdik. O, müttes kiler ki rabları taâlâdan gıyaben kor- karlar, onlar kıyametten de daima havf ve haşyettedirler. İşle bu müha rek bir Kur'andır ki onu inzal eyle - dik. Onu inkâr mı ediyorsunuz? Biz Ib rahime bundan evvel o salâh yolunu vermiştik. Onu (onun buna ehil oldu. Gunu) biliyorduk. Hani o babasına ve kavmine ve iba detine devam ettiğiniz heykeller ne- dir) demişti. Onlar babalarumızı bir. lara ibadet eder bulduk dediler, Ibra- him, muhakkak siz ve babalarımız a çık bir daldlettesiniz dedi. Kavmi, sen bunu ciddi mi söylüyorsun, yoksa ld. tife mi ediyorsun dediler, O İbrahim belki rabbiniz göklerin ve yerin rabbi ve onların hâlik ve mucidi olan Alla, hü taâlâdır. Ben bu sözlere şahit olan lardanım dedi. Allaha kasem ederim ki putlarınızı arkanızda birakıp gitti. ğiniz zaman onları kıracağım dedi, İbrahim onları parça parça yaptı. Yal niz büyüklerini biraktı ki ona müra « caat etsinler, Allahlarımıza bunu ya- pan kimdir? O hakikaten zalim bir a. damdır dediler. Kendisine İbrahim namını veren bir gencin onları zem ve teşn; İle zikrettiğini işittik dediler, Onlar (Nemrut İlmerası) onu nâsın gözü önünde getiriniz ki ta ki hakkın da bildikleri şeylere şehadet etsinler, dedi. İbrahim allahlarımıza bunu sen mi yaptın diye sordular. İbrahim, (Lütfen sayfay çeviriniz.) 38 yo.culuk tayyare Ingiltereyle (o Cenubi Afrika olu muştur. Londradan bareket herbiri 38 yolcu alabilmektedir. ve Londradan hareket edea arasında tayyare postası lesis edecek bu tayyare postalarının Yol, merhalelere tefrik olunmuş yolcuların bir haftada Cenubi Afrikaya varmaları takarrür etmiştir. Yukarıya resmini odercet- tiğimiz tayyare bu hattı açan Ik postadır. İngilterenin tayyare karargâhı olan Kroydondan hareket eden bu tayyareler Paris, Berlin dizi, Atina, Kahire, Asyut, Vadi Halfa Atbora, Hastum, Mala- kal, luba, Kampala, Dodoma, Mbeya, Salisburi, Bulavays ve Jo- hanesburg, Kimber'eye uğrivarak Kap şebrine varacaktır. Me- safe 3000 midir. Resmimiz bu postayı yapacak tayyareyi göste- riyor, Wi >