ŞI Amerikalılar Antil Adalarınıistiyorlar nerikayla garbi Avrupa dev- hıç in , bilhassa Fransa ve ei €renin arası fena halde açı- ik gibi görünüyor. Bunun se- i bildigimiz Harp borçları hiç les. Fransa bu hususta WE sene için kabul edilmiş tecil Tarının temdidini yeniden istedi. Amerika bu talebi reddetti. de ne olacak? Fransa, Almanya tamirat borçlarını ver- Medikçe Amerikaya karşı olan P borçlarımı vermemekte ısrar b k fakat acaba Amerika na karşıne yapacak? Amerikanın bu işte alacağı Vaziyet daha şimdiden çok me- yi bir safhaya girmiştir. Çün- Amerika meclisi ayanı mali- Ye encümeni reisi M. Mac. Fad- n Amerika Fransa ve Ingilte- © olan harp alacaklarına mu- i bil bu devletlerin Bahri Mu- Kebir müstemlikelerinden Anti adaların istemek için ba- ete geçmiştir. ba aka Amerikanın harp borç ! yerine Antil adalarını isti- Yeceği hakkında çıkan sözler Yeni değildir. Fakat bu fikir #imdiye kadar bazı gazetelerin Meşrettikleri şayialar kabilinden: Fakat bu defa Amerika Meclisi ayanın maliye komisyo- Kakenli, bu meselenin mevzüü ası işin rengini değiştir- miştir. Derhal Fransa ve Tagil- © mukabil bir hassasiyet 9 göstermiştir. Amerikalıların alacak Tabsili ha elesinde takip ettikleri hattı- ket malümdur. Daha bir — bafta evvel Amerika meclis Yanma bir kanun teklif edildi. ya erikaya borcu olanlar altın lag ozlarsa gömüş verecek- agi * Anlaşılan Amerikalılar Ne tereyle Fransadan gömüş de Ba, eçoklarımı hissetmişlerdir. dn toprak isti- em Haki ektir! Sibi galip devletler harbi umu- <n birer suretle istifade ettiler. lanyanın müstemlikelerini net olarak aralarında taksim başa Avrupa haritasını baştan Maniy,aç Eietirdiler. Amerika in- Bare mesut edeceğim diye kan girdi. Bu uğurda Ameri- Yara etinin kanı döküldü. Mil sarfedildi, Madamki neti- € Amerikanın değil, Av- etlerinin istedikleri ol- Dökülen Amerikan kanları heder gitti. Sarfedilen paralar olarak, dü Şimdi bir de fazla “nig harbi umumiden istifade ala, ,olan galip devletlerdeki Ban da mı bavaya gitsin? ra eli miyecklere bari Antil Amerikaya terketsin ? i, Yor ki bu mülâhaza, Görü Ağ Doktai nazarından ta- lacakların, a? ; ş£ haklıdır. Fakat a- taa şahin, borçla- magara olan Avrupalılar A- lar ie ını tanıyacak” eri, dağı Bazı Fransız gazele- rine Amerikalıları ehmet Asi Lar inci sayılada | z Sayıfas. Yarınki sayımızda kati halde İngiltere ve Fran- Jetler borçlarını para ola- | y Pazartesi 25 Kânunusani C inci ay) 1932 , Türk-Iran itilâfnamesi | Tahranda imzalandı Bu muahede, iki millet arasında mevcut olup asırların teyit ettiği dostluk rabıtasını tarsin etmiştir Ankara, 24 (A.A) — Resmi tebliğ; Iranla aramızda muallâk hudut meselesinin halli için Ha- riciye vekili Tevfik Rüştü Bİ, Tahrana gitmişti. Her iki tarafın gösterdiği hüsnü niyet neticesin- de pek kısa bir müddet zarfında bu mesele halledilerek iki mem- leket arasında bududu kat'i su- ' relte çızen itilâfname dün akşam 23 kânunusani Tahranda imza: lanmıştır. Bundan mada evvelce hazır- lanmış, fakat bazı esbap colayı- | sile imza edilmemiş olan hakem mukavelenamesi de aynı günde imza edilmiştir. Bu suretle kom- | Alttarıfi 9 inçi sayıfada | ütün camilerde Büyük bir şevk ve heyecanla Türkçe kuran okunuyor Yarın gene beş hafızımız beş camide mukabele okuyacak YaşarB, Selçuksultan camilnde KemalB. Süleymaniye câmlinde Hafızlarımız dün Türkçe kuran okurken Geçenlerde ölen Derviş Paşanın ce nazesinde ilk defa olarak Türkçe mer üzerinde pek güzel bir tesir birakmış tı. Bunun üzerine Kur'anm da Türkçe okunması fikri hatıra gelmiş ve bu fi kir ilk olarak Hafız Yaşar bey tara- fından cuma günü Yere batan cami- inde tatbik mevkiine konulmuştu. Ca- martes; günkü nüshamızda da yazdr Eimiz gibi camide Kur'anın Türkçe 0- larak okunması, halkımız tarafmdan pek büyük bir alâkayla karşılanmış, o gün yere batan camli mukabeleyi dinlemiye gelenleri almamış, bir çok! kimseler sokakta durup açılan ptnce- relerden dinlemek (mecburiyetinde kalmışlardı. | Hafız Yaşar beyin camide Kur'a-| nı Türkçe olarak okuduğumun ertesi gün gazetelerde yazılmea halk ibadetin! kendi öz dilinde, anladığı lisanla yas pılması imkânmı bulmuş olmasından pek mütehassis olmustur. Aynı zaman da bir çok hafrzlarımız ramazan mü- nasebetiyle bir çok camilerde okumak ta oldukları mukabeleyi bundan 8on- ra Türkçe olarak okumak arzusuna düşmüşlerdir. Bu cümleden oluruk dün şehrimizin muhtelif taraflarında ki cömilerde mukabele esnasında Kur'an Türkçe olarak okunmuştur. Dün saat on ikide Hafız Burhan bey Beyoğlunda Aynalı çeşmede Ka- mer hatun camiinde, Hafız Kemal bey saat on dörtte Süleymaniye cami! inde, Hafız Yaşar bey de sait on beşi te Aksarayda Taşkasapta Selçuk Sul| tan camiinde Türkçe Kur'an okumuş«, lardır. Dün Hafız Zeki bey de Dolmabah- çe camiinde Türkçe Kur'an okuya * caktı, fakat gripe tutulduğu, sesi bo- zulduğu ve hançeresi rahatsız olduğu! için gelememiştir. Yarın gene muhtelif camilerimizde hafızlarımız tarafından Türkçe Kur. ân okunacaktır. Yarm hafız Kemal bey öğle namazından Sonra Süleyma niye camiinde, Hafız Zeki bey öğle namazmdan sonra Beyoğlunda Ağa camiinde, Hafız Burhan bey dokuz bu çukta kabataş camiinde, bey Yatsıdan evvel Dolmabahçe cami» inde, Hafız Nuri bey yatsıdan evvel) Firuzağa camiinde okuyacaklardır. Dün Türkçe Kur'an okumuş olan! hafızlarrmızdan Burhan bey Eski sa-| ray müsiki heyeti âlâturka kısmın « dan yetişmiştir, Hafız Yaşar bey de Riyaseti cümhur musiki heyeti ala - turka kısmının sabık şefidir. Hafız Kemal bey Süleymaniye camlinin baş müezzinidir. Hafızlarımız seslerinin güzelliğiyle kendilerin i sâmilerine tanıtmış ve sevdirmiş kimselerdir. Dün camilerde okunan Türkçe| Kur'an, Hafız Yaşar beyin cuma gi nü Yere batan camiinde okuduğu gibi) makamla, milessir bir ahenkle ve tat- Wı bir eda İle okunmuş ve Kur'anm kendi dilimizde okunmasman arap di. linde okunmasından daha ziyade mü- essir olduğu görülmüştür. Dün hafızlarımız Fatiha, İnfitar ve Enbiya sürelerimi okumuşlardır. Bu surelerin Türkçelerini beşinci say famızda neşrediyoruz. Hafız Roza! Esrar perdesi kalktı Zekât ve fitrenizi | Tayyare cemiye: tine veriniz Sayısı 5 Kuruş Z Bejli kadının Ceneral Kutyepofun kaçırılmasında oynadığı rol Soviyetler Romanyada da Agabekofla Çarın Bükreş sefirini kaçıracaklarmış Köstencede bir casusluk teş- | kilâlının meydana çıkarıldığına | dair bundan vir bafta evvel hu- susi istihbaratı .mızı yazmışlık, | O zaman, bu raberlerin ası'sız | olduğuna dair, | bazı arkadaşla. rımız yazılar yaz- mıştı. Halbuki son gelen Fran- sız gazetelerinde de istihbaratımı- zın sıhhatine bir Koziyel delil teşkil eden neşriyat vardır. Son aldığımız mütemmim ma- lümatla mesele şu safhaya gir- amlar miş bulunuyor, Bükreşte tevkif edilen kimselerin aynca birisini de kaçırmak istediklerini ve mevkullar ara sında bir Rus kadınının da bu- lunduğunu yaz- mıştık, OKaçırıl- mak istenilen Çarlık Rusyanın eski Bükreş se- firi olan Kok- levski OKoziyel- dir. Tevkif edi- len kadında ce- Agabekot neral Kutyepof'un Paristen ka- çırıldığı zaman izi bulunmuş olan (Lürfen sayıları çeviriniz) &rmeni komitecileri şena- atlerini arttırdılar Aleyhimizde propağanda yapmak için ta Finlandiyaya kadar gidiyorlar Son zamanlarda hariçteki er- meni komitecileri Türkler aley- hindeki tabrikâtlarına yeni bir faaliyet vermişlerdir. Bu faaliye- liyetin hududu tahmin edilen de- recelerden'çok fazla ileriye git- miştir. Suriye ve Mısır gibi yer- lerdeki hareketler bertaraf, Av- rupanın muhtelif memleketlerin. * de Ermeni propagandacılarınn bu tahrikâtımın izlerine tesadüf edilmektedir, Netekim ahiren ge- len haberler bu caniyane teşeb- büslerin ta Finlandiyalara kadar gitmiş olduğunu göstermektedir. Şayanı dikkat olan cihet şudur ki, Ermeni komitec.leri hâlâ Türk milleti aleyhinde melun iftirala- riyle buralarda iğfal edecek in- sanlar bulmakta, bu suretle bu insanların bislerini tahrik ederek kendiler nden para koparmıya muvaffak olmaktadır. Onun için bu Ermeniler şurada, burada alın terile çalışarak para kaza- nacak yerde Türk aleyhinde pro- pagandacılığı kendilerine bir ne- vi san'at yapmışlardır. Bu hususta bir fikir edinmek için lutfen şu habere dikkat et- melidirler, Finlandiya ( Hususi) — Bir Avrupa uçurumun kenarında| Kovadiz müddet evvel Finlandiyada di- lencilik yapıp para toplayan ermeni opropagandacıları ayni zamanda Ermenice, Fince, İngi- lizce, Fransızca, Almanca dille- rinde yazılmış, gayet çirkin ve Türk milleti aleybinde bir be- yanname de dağıtmışlardır. Be- yanaamede: Türklerin iki milyon ermeni kestiklerinden ve halâ kesmekte devam ettiklerinden bahisle, Hiristiyan muhitini Türk milleti aleyhine tahrik etmek gayesini gütmüşlerdir. Uzak memleketlerdeki Hiris- tiyan (Oo muhitini bu vesileyle iğfal eden Taşnak avantüristleri işbu provokasyonları neticesinde burada epey iane toplaya bil- mişlerdir. Akisler: Darülfünunlu hamal Yüksek ticaret mektebi talebesin. den bir genç, tahsiline devam edebil. mek için belediyeden hamallık isle « MİŞ Bu haberi okuyunca sevindim: De- mek ki, on dört milyon Türkün ara. sında, tahsilsiz insan o kadar kolma- mış ki, hamallığa talip olanlar bile elinde darülfünunvesikası taşıyor! Avrupada, şoförlerin, garsonların, yüksek tahsil görmüş kimseler oldu « ğunu gıpta ile işitirdik. Ne mutlu bize | ki, az zamanda, bu vadide de o irfan âlemini geçmiş bulunuyoruz: Bizim hamallarurız da darülfünunlu! Düşünüyorum: Dimağında ilmin ağır hamulesini taşıyabilmek için sır. tına semer vurmıya mecbur kalan hir | nesil, acaba hayatı, istikbali nasi gö- rür? Bu şüphenin cevabını, son günle. rin, yıldızsız bir gece karanlığı içinde kızıl bir yangın manzarası çizen yeni şiirlerinde bulabiliriz! Darülfünunlu hamal, Mucize asrında yaşıyoruz. Belki, ilmin de, bir lokma ekmek için çamur. lar içinde debelenişi şayanı hayret gö- rülmez. Fakat, bu hayat meydanını da, cehaletin, altın kordonlu şişman göbeğini sallıyarak rahat rahat do « laşması, herhâlde şaşılacak şeydir? Yusuf Ziya